Violet Black

By liarblackcat

90.2K 7.5K 10.2K

Sirius Black ve Marlene Mckinnon'ın çocukları olsaydı? Babası Azkaban'dan kaçtığı sırada Hogwarts'a başlayan... More

𝘣𝘦𝘧𝘰𝘳𝘦 𝘦𝘷𝘦𝘳𝘺𝘵𝘩𝘪𝘯𝘨 𝘴𝘵𝘢𝘳𝘵𝘴'
1.Bölüm | V
2.Bölüm | V
3.Bölüm | V
4.Bölüm | V
5.Bölüm | V
6.Bölüm | V
7.Bölüm | V
8.Bölüm | V
9.Bölüm | V
10.Bölüm | V
11.Bölüm | V
12.Bölüm | V
13.Bölüm | V
14.Bölüm | V
16.Bölüm | VI
17.Bölüm | VI
18.Bölüm | VI
19.Bölüm | VI
20.Bölüm | VI
21.Bölüm | VI
22.Bölüm | VI
23.Bölüm | VI
24.Bölüm | VI
25.Bölüm | VI
26.Bölüm | VI
27.Bölüm | VI
28.Bölüm | VI
29.Bölüm | VI
30.Bölüm | VI
31.Bölüm | VI
32.Bölüm | VI
33.Bölüm | VII
34.Bölüm | VII
35.Bölüm | VII
36.Bölüm | VII
37.Bölüm | VII
38.Bölüm | VII
39.Bölüm | VII
40.Bölüm | VII
41.Bölüm | VII
42.Bölüm | VII
43.Bölüm | VII
44.Bölüm | VII
45.Bölüm | VII
46.Bölüm | VII
47.Bölüm | VII
48.Bölüm | VII
49.Bölüm | VII
50.Bölüm | VII
51.Bölüm*
52.Bölüm*
53.Bölüm*
54.Bölüm*
55.Bölüm*
56.Bölüm*
57.Bölüm*
58.Bölüm*
59.Bölüm*
60.Bölüm*
61.Bölüm*
62.Bölüm*
63.Bölüm*
64.Bölüm*
65.Bölüm*
66.Bölüm*
67.Bölüm*
68.Bölüm*
69.Bölüm*
70.Bölüm*
71.Bölüm*
72.Bölüm*
'𝘵𝘪𝘭𝘭 𝘵𝘩𝘦 𝘣𝘦𝘵𝘵𝘦𝘳 𝘦𝘯𝘥

15.Bölüm | VI

2.1K 169 142
By liarblackcat

Lorde

Green Light

*

"Babanın bizi buraya bırakması çok güzel Vi! Hayatımın en güzel yazını onun sayesinde geçirdim." dedi Fred bir mekanın kapısını açarken. Violet gözlerini devirirken, "Evde yapamadığınız şaka malzemelerinizi yapmanıza izin verdi alt tarafı, burası da güzel bir mekan değil. KÜF KOKUYOR! Babamın beni on altıncı doğum günüm için arkadaşlarımla eğlenmeye getirdiği yere bak."

Ağustos'un on ikisi gelmişti. İngiltere de havalar yavaş yavaş soğumaya başlamıştı. Sirius Black iki ay önce aklanmış, Harry'i vaftiz babası sıfatıyla Dursleyler'in yanından alabilmişti. İki aylık geçen sürede dörtlü bir aile olmuşlardı. Her şeyleri mükemmel gidiyordu. Weasley ailesi ile de sürekli iletişim hallerindeydiler. Harry genellikle onlara gelirken Weasley ikizleri de onlara gidiyorlardı. Weasley Büyü Şakaları için annelerinden gizli gizli bir şeyler icat etmeye çalışıyorlardı.

"Cedric'e doğru yeri tarif ettiniz değil mi? Umarım yanlış yeri tarif etmişsinizdir de buradan çıkıp oraya gideriz." dedi Violet umutla. Gerçekten bu küf kokan muggle barından çıkmak istiyordu.

"Gelir birazdan. Onun yerine de sipariş verebilirim bence." dedi George kalkıp bar kısmına doğru yürürken. George gidince Fred, Violet'e yaklaştı. Violet bir eliyle burnunu kapatmasına rağmen bir şekilde nefes almaya çalışıyordu. "Abarttın iyice, bak çok eğleneceğiz."

"Ya ne demezsin, çok eğleniyorum."

"Eğlenmek istiyorsan, kılık değiştirip tekrar Dursleyler'in evindeki o çocuğa şeker vermeye-"

"Hayır, öyle bir şey yapmayacağız. Annenize öyle yakalandınız." Harry'nin bütün eşyalarını almak için Privet Drive'a gittikleri zaman Fred ve George yeni yeni şaka malzemeleri üretmeye başlamışlardı. Fakat kimse onların ürünlerini denemek istemiyordu. Diyette olduğu için şekerin kırıntısına bile razı olan Dudley Dursley dışında. Harry'nin az eşyasını evden çıkarırlarken ve Sirius onlara birkaç belge imzalatırken (Karşılarında bir katilin oturduğunu sanmalarından dolayı ve Harry'nin gitmesinin verdiği mutluluktan fazla hızlı davranıyorlardı.) az süreleri vardı. Dudley, Violet'ten etkilenmişe benziyordu. Ona bakarak saçlarını düzeltiyor, göz kırpıyordu ve bunlar fark edilmeyecek gibi değildi.

Diğer bariz fark edilen şeyse karnının gurultusuydu. Violet yere bir Dolma Dil Şekerlemesi'ni 'bilmeden' düşürdüğünde yiyecek kadar da saftı. Merlin... O şeker kesinlikle en iyi icatlarındandı ama ikizlerin ve Violet'in bu planını Bayan Weasley öğrenince pek mutlu olmamıştı. Fred ve George'u, yeni işe başlayan abileri Percy ve babaları gibi Bakanlık'ta çalışmaları için çok fazla zorlar olmuştu. Bunun olması ise onların en büyük kabusuydu.

"Dünya Kupası'na kadar eğlenecek hiçbir şeyimiz yok! Lütfen..." diyip dudaklarını sarkıttığında Violet, "Fred, kupaya üç gün var. Biraz sabır."

"Baban olmasa protokolde oturamayacağımız Dünya Kupası demek istedin sanırım-"

"İçeceklerimizle geldim!" diye sesini hafif yükselterek geldi George. Elindeki biralarla dolu tepsiyi masaya bıraktığında Violet şişelerden birisini alıp kokladı. "Bu da küf kokuyor! Bu ne?!"

"Eviniz şarap marap kaynıyor. Su gibi şarap içiyorsunuz ailecek ama muggle birasını bilmiyor musun cidden?" dedi George. "Nereden bilsin o George? Bundan daha ağır olacak şekilde kendi alkolünü üretecek İksir bilgisine sahip kız." Violet tam cevap verecek iken arkasından gelen sesle gülümseyerek o tarafa döndü. Sevgilisini çok özlemişti. "Geldin!" dedi Cedric Diggory'e sarılırken.

"Sevgilimin on altıncı doğum gününü kaçıramazdım." dedi Cedric sarılmasına karşılık verirken. "Tabii, yanlış yere geldiğimi düşünüp geç kalmamı takmazsak. Sen böyle yerlerden hoşlanmazsın-"

"DEĞİL Mİ?" dedi yüksek sesle ellerini havaya kaldırırken. "Babam bizi buraya bıraktı. Harry de gelmek isteyince ona kızdı birde. Şimdi o Kovuk'ta."

"Sen de abarttın iyice." dedi Fred birasını içerken. "Küf kokuyor diyorum!" dedi tane tane Violet. "Pekala, biraz oturalım. Paralarını ödediğim biraları içelim. Sıkılırsak başka bir yere gideriz." diye bir öneri de bulundu George. Violet ofladı. "Öyle olsun. Nisan ayı geldiğinde yapacağımı biliyorum ben." dedi yerine, Cedric'in yanına otururken.

"Hazır muggle dünyasındayken birkaç şey alabiliriz." diye söze başladığında Fred, hepsi onu pür dikkat dinledi. Weasley Büyücü Şakaları, bütün geçilen dalgalara rağmen üçü için çok değerliydi. Cedric'te her daim sevgilisinin yanındaydı ve ona yardım etmek için her şeyi yapıyordu.

"Birileri birasına hala dokunmadı..." dedi George şişesini Violet'e iterken. "Kanından şarap akıyor, bundan içse prensesimiz kirlenmez."

"Sizin şekerlerinizin daha beterini yapıp size yediresim var."

"Hodri meydan önce bira içebil." dedi Fred dördüncü şişesine uzanırken. Violet, Cedric'e döndü. "Onlara bırakma beni. Güvenme sakın."

Cedric güldü. "Ben buradayım, istersen bütün barı iç."

"Beyaz atlı prens konuştu." Violet gözlerini devirip birasından bir yudum aldı. Hiçbir etkisi olmadığında içmeye devam etti. Yine de tadını çok fazla beğenmemişti. "Biraz yavaş iç. Çarpacak seni göreceksin."

"Siz de bir karar verin." dedi içmeye devam ederken ikizlere. Boş şişeleri almaya gelen yaşlı garson garip garip onlara baktı. "Kaç yaşındasınız siz?" dedi tek kaşını kaldırarak. Mekan gibi o da kötü kokuyordu.

"On al-"

"On sekiz. Hepimiz on sekiz yaşındayız." dedi Fred. Yaşlı garson gülümsedi. "Sizin yaşınızdaki gençler bu tarafı ne yapsın." dedikten sonra parmağıyla dükkanın öbür ucundaki bir kapıyı gösterdi. "O kapıdan arkaya geçebilirsiniz, asıl eğlence orada."

Adam giderken dördü birbirlerine bakıp kaşlarını kaldırdılar. İlk önce Violet ayağa kalktı. Cedric'i kolundan çekiştirirken, "İlk biz gireceğiz! Koş, Ced!"

Kapıyı açtıkları zaman yaşadıkları şokla birkaç saniye durdular. Burası kesinlikle az önce oldukları yere benzemiyordu. Her yer rengarenk ışıklarla aydınlatılıyordu ve insanlar dans ediyorlardı. Violet, babasının onları asıl buraya getirmek istediğini anladı. "Cennet mi burası?.." dedi Fred bir kıza göz kırparken. Violet, Cedric'i çekiştirerek dans pistine getirdi. Kollarını onun boynuna dolarken ışıklarında etkisiyle içtiği iki şişe bira daha fazla etkisini göstermişti, gülüp duruyordu. "Bence biraz dans edebiliriz." dedi ensesindeki saçlarla oynamaya başlarken. Yavaş yavaş sallanıyorlardı. Cedric'te güldü. "Burada yavaş dans edileceğini düşünmüyorum. Bize küfür edebilirler."

"Ne kadar da kaba insanlar ya... Niye bize küfrediyorlar ki..." dedi Violet, alkolden dolayı duygularını kontrol etmekte zorlanıyordu. "Bizde müziğe uygun dans ederiz."

Şu mükemmel, beyaz dişlere sahipsin,

Umarım seni ısırırlar.

"Ced, senin de dişlerin mükemmel. Lütfen seni ısırmalarına izin verme." dedi Violet. Şarkıyı fazla ciddiye almıştı. Cedric dayanamayıp kahkaha attı. "Şarkıyı dinlemedin bile."

"Ama olsun ısırma! Bak beni sinirlendiriyorsun." Seslerini duyurmak için bağırmak zorunda kalmışlardı.

Her zaman aşık olacağını söyledin,

Ama artık değilsin, olamazsın da.

Seni korkuttu mu,

Işıklı zeminde dans ederken nasıl öpüştüğümüz?

"Şarkının bu kısmını dinleseydin keşke..." dedi Cedric. "Ne diyor ki?"

"Beni öpmen gerektiğini söylüyor." diyip dudaklarını birleştirdiğinde Violet şoktan hemen karşılık veremedi. Gülümseyip karşılık verdiğinde ise kollarını tekrar ensesine dolamıştı. "Ve merak etme seni öpmek beni korkutmuyor."

Ama aklımda sesleri duyuyorum,

Özel yeni sesler hep aklımda.

Ama tatlım, gittiğim her yerde seni göreceğim,

Ama tatlım, her yolda sana eşlik edeceğim,

Bekliyorum onu, o yeşil ışığı, onu istiyorum.

"Siz aşk kumruları ayrılın! Sirius kapıda! Bizi almaya gelmiş!" Müziği bile bastıran bir ses tarafından zorla ayrıldıklarında gözlerinin etraftaki yeşil ışığa alışmasını beklediler. "Ne oluyor ya?" Fred cevap vermeyip Violet'i çekiştirmeye başladığında Violet, Cedric'in elini tuttu. "Baban gelmiş. O yaşlı garsona 'turuncu kafalı çocuklar ve mor saçlı kızı' sordurmuş."

Tekrar diğer tarafa geçtiklerinde Cedric ellerini ayırdı. "Baban beni henüz bilmiyor, görmese iyi olur. Zaten muggle dünyasında işim vardı. Onu halledip eve dönerim."

"Eve varınca baykuşunu bekliyorum." dedi Violet yanağını öpmek için parmaklarında yükselirken ama Fred camdan gözüken babasını işaret ettiğinde durdu. Bardan çıkmadan önce Cedric'i duymuştu ama, "Merak etme, yeşil ışıkta buluşuruz."

-----

"Violet." Gecenin bir yarısı duyduğu fısıltılarla gözlerini araladı. Beşinci kez adının seslenilmesiyle kafasını kaldırdı. Gelen George'tu. "Ne?"

"Seninle uyuyabilir miyim?"

"Neden?" dedi sorusunu çok takmamıştı. "Çünkü Harry kapısını kilitlemiş onu rahatsız edemedim."

"Benim kilitlememem hata olmuş. Hayır."

"Ama neden?.." dedi George üzgün bir sesle. "Bir, seninle uğraşamam. İki, başım ağrıyor ve uyumak istiyorum." Ses gelmeyince Violet gittiğini düşünüp diğer tarafa döndü.

Yanında hissettiği ağırlıkla gözlerini tekrar açana kadar, "George ne yapı- Hayır, George git ya. Yine olmaz."

"Sessiz ol, sorun yok uyu hadi."

"Kesin 'sorun yok'tur bak şimdi F-" Violet cümlesini tamamlamadan açılan kapıyla sustu. Aynı zamanda George'un da kolunu ona sarmasıyla Violet boşta kalan eliyle kafasına vurdu.

"George seninle uyuyabiliyorsa, bu benimde yapabileceğim anlamına gelir değil mi?" dedi Fred kapıyı kapatırken. Cevap vermesine fırsat vermeden gidip diğer tarafa yatmıştı bile. "Babam-"

"O zamana kadar uyanırız sen şimdi rahatsız oldun ya, o bize yeter." dedi Fred'te koluyla sararken. Violet gözlerini devirdi. Her kalmaya geldiklerinde böyle yapıyorlardı. "Bıktım sizden."

"Biz de seni seviyoruz." 

*

Geldim arkadaşlar tatile burada bölüm yazabileceğim gibi kısmetse... Bundan sonra yine uzun bir bölüm var... Sonrası daha başlarda olduğumuz için kısa bölümler bu beni rahatlatıyor azıcıkta olsa neys

Hadi eyw sizi öptim bayys

Continue Reading

You'll Also Like

93.1K 7.3K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
209K 21.7K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
93.2K 4K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
78.2K 5.9K 48
"Karanlık Lord'u alt edecek güce sahip olan geliyor... Ona üç kez karşı cıkmış olanlardan doğacak, yedinci ay ölürken doğacak... Ve karanlık Lord bu...