İyi okumalar canlar✨
Yeni yılın ilk günü. Evde oturuyorum,yapacak bir şey gelmiyor aklıma. Saatlerce televizyon izledim. Daha çok sadece boş boş televizyon ekranına baktım. Sorsalar ne izlediğimi bile bilmiyorum.
Bugün en azından evi toplamalıyım. Dokuz aydır yeni bir eşleşmem çıkmayınca eve oldukça yayılmıştım. Eşleşmelerim için ayrılmış dolaplara da kendi eşyalarımı koymuştum. Eşyalarımı kendi dolaplarıma sıkıştırıp eşleşmem için dolapları boşaltmalıyım.
BEK'in bize önerilerinden biriydi bu. Yeni eşleşmelerinizden önce eşleşmenizin rahat olması adına evinizde ona konfor alanları yaratın. Bence eşleşmemin alanlarını boşaltmam da bu kapsama girerdi.
Akşam üzeri evi toplamam bittiğinde eşleşmem hakkında BEK'ten gelen ve benim henüz okumadığım dosyayı elime aldım.
Her eşleşmemin öncesinde böyle dosyalar gelirdi. İçinde eşleşmenizin adı, yaşı, doğum tarihi, daha önce kaç defa eşleştirildiği, en uzun eşleşmesinin ne kadar sürdüğü gibi bilgiler yazardı.
Eşleşmenize göre yazan bilgiler değişebilirdi. Yine de yazan bilgileri oldukça temel tutarlardı.
Tabiki bu sizi daha rahat hissettirmiyordu. Neticede evinizde yabancı biri oluyordu. Ama bu demek değil ki eşleşmelerimi anlamıyorum. Onları da anlıyorum. Hiç tanımadıkları biri ile eşleştiriliyorlar ve onların evine, muhtemelen, kısa süreli yerleşiyorlar.
Normal eşleşmelerin süresi bir yıldı. Bir yıl içinde birbirinizi tanımaya çalışıyordunuz. Aranızda bir uyum olup olmadığına bakıyordunuz. Yani uyumdan kastları ne tam olarak bilmiyorum. Çünkü henüz sadece 23 yaşındaydım. Eşleşmeler 18 yaşında başlardı. Ben beş yıl içinde hatta yeni yıla girdiğimizden beş yılı bile aşkın bir süre içinde dördüncü kez eşleştiriliyordum. Bu zamana kadarki hiç bir eşleşmeden hamile kalmamış veya uyumu yakalayamamıştım.
Anlatıldığı kadarıyla uyum oldukça güçlü bir şeymiş. Uyumu yakaladığınızda hissetmemeniz imkansızmış. BEK'in tanıtım broşürlerinde bir yılın uyumu yakalayıp yakalamadığımızı anlamak için ideal süre olduğu yazıyor.
Hamile kalma meselesi ise henüz çözülebilmiş değil. Erkeklere doğdukları zaman yaptıkları testlerle doğurgan* olup olmadıklarına bakıyorlar. Doğurgansanız, benim gibi, size 18 olduğunuz gün itibariyle eşleşme aramaya başlıyorlar.
Doğurganlara 18 olduklarında ailelerinden ayrı bir ev veriliyor. Her eşleşmeniz sizin ayağınıza geliyor anlayacağınız. Doğurgan olmayanlar ise 18 yaşlarından itibaren eşleştirildikleri doğurganların evlerine gidiyorlar.
Doğurganlar herkesten hamile kalmıyor. Kimlerden neye göre hamile kaldıklarını ise uzmanlar halen açıklayamıyorlar. Bu yüzden BEK ortaya çıkmış. İnsanların uyumu bulmaları veya hamile kalıp nesillerini sürdürebilmeleri için.
İstisnalar var tabiki. Eşleşmelerine şiddet uygulayan, taciz eden kişiler bir daha kesinlikle eşleştirilmiyorlar ve uygun görülen cezayı alıyorlar.
Benim ,şükürler olsun ki, bana zorla dokunmaya çalışan bir eşleşmem olmamıştı. İlk eşleşmemle arkadaş gibiydik, sadece bir kez sevişmiştik. O bile tuhaftı.
İkinci eşleşmemle seks partneri gibiydik. Bir yıl boyunca tavşanlar gibi sevişip durmuştuk. Ama onun dışında karşılıklı oturup konuşmazdık bile.
Üçüncü eşleşmem ise aralarından en kötüsüydü. Hiçbir konuda anlaşamıyorduk. Abartısız hiçbir konuda. Ama eşleşmem uyumluyuz diyip durduğundan süremizde üç aylık uzatma yapmışlardı. Tabiki sonunda ben yine bitirmek isteyince BEK eşleşmemi geri çekmek zorunda kalmıştı.
Şu zamana kadar da başka eşleşmem çıkmamıştı. Bakalım, dördüncü eşleşmem kimmiş?
Eşleşme Hakkında:
Adı-Soyadı: Reha Nice
Yaşı: 26
Doğum Tarihi: 2123/10/22
Eşleşme Sayısı: 5 ( bu sayı şuanki hariç yani Reha 6. kez eşleşiyor.)
En Uzun Eşleşmesi: 18 ay
Eşleşmenin Ailesi: Baba[(d) vefat], baba, bir kardeş[21(eşleşme açık)] (size tercüme yapayım dlenndnsl parantez içindeki 'd' doğurgan anlamında, yanında 'd' olmayanlar doğurgan değil. Eşleşme açık da kişinin eşleştirilmemek için bir sebebi olmadığını, halen doğru eşleşmesinin arandığını gösteriyor.)
Eğitim Durumu: Üniversite mezunu
Klasik bir eşleşme dosyası. Detay bir bilgi yok. En azından doğurgan olan babasını sormamam gerektiğini biliyorum. Muhtemelen benim dosyam da bu şekildedir.
Sadece benim babalarımın ikisi de hayattaydı ve ben tek çocuktum. Bir çok kişinin benim babalarım gibi şansı yoktu. Benim babalarım arasında hem uyum varmış, hem de hamile kalmış Serter babam.
Benden başka çocukları olmamış ama bunu hiç dert etmemişler. Ben eşleşme evime geçtiğimden onları pek göremesem de Serter ve Sertuğ babamın mutlu olduklarından hiç şüphem yoktu.
Tabi BEK'e de çok inanıyorlar. Eğer kişinin kendisiyle uyumlu herhangi bir yerde eşleşmesi varsa BEK'in bu insanları mutlaka bir araya getireceğini düşünüyorlar.
Ben böyle düşünmüyorum. Ama onların neden böyle düşündüğünü de anlıyorum. Sonuçta onlar hem uyumu hem hamileliği yakaladılar birlikte ve onları da BEK bir araya getirdi.
Bana kalırsa BEK dedikleri gibi kusursuz çalışamıyordu. Elbet hatalar yapıyor olmalıydı. Değil mi?
Birçok doğurganın hayatı boyu hamile kalamamasının sebebi BEK'in yanlış eşleşmesi değil de yaşayan hiçbir doğurgan olmayanın onu hamile bırakamıyor olması olamazdı.
Ayrıca eşleşmemin yani Reha'nın eğitim durumu beni bir hayli şaşırtmıştı. Üniversite mezunu yazıyordu. Çok zeki olmalıydı.
Çünkü kara olaydan sonra insanlar için eğitim ikinci plana düştü. Birinci sıra sağlıktı. Şimdi bile hastalıktan ölen insanlar varken kimse eğitimi önemsemiyordu.
Yinede DKD* herkesin 18 yaşına kadar eğitim almasını sağlıyordu. Lise düzeyi bitene kadarki süreye tekabül ediyordu bu.
Bu eğitim tamamen evden görülüyordu. Toplam 12 yıldı. Her dört yıl sonunda girdiğin sınavla eğitiminin devam edip etmeyeceği belirlenirdi. DKD ilk sekiz yılı neredeyse herkesin görmesini sağlıyordu.
Son dört yılı ise nüfusun yarısı kadarının. Ama üniversite çok ayrı bir meseleydi. Üniversite okuyan kitle oldukça azdı ve kimlerin okuyacağına DKD karar verirdi.
Okuyan insanların da hangi mesleği yapacaklarını DKD belirlerdi. İhtiyaçlara göre bir sistemdi bu.
Üniversite okuyanların bir çoğu doktor olurdu. Bir kısmı bilim insanı, bir kısmı BEK veya DKD çalışanı, bir kısmı bitki bilimci olurdu. Mühendis ve mimar sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi.
Çünkü yaşanan ölümlerden sonra bir sürü ev boş kalmıştı. İnsanların da yeni veya düzgün evlere değil sağlıklı olmaya ihtiyacı vardı.
Ben lise mezunuydum. Dolayısıyla çalışmıyordum. Üniversite mezunu hariç hiç kimse çalışmıyordu. Hala kendimizi izole ediyorduk.
Son 50 yıl kadar bir sürede ölümler eskisi kadar yoğun olmasa da kimseyi riske atmamaya çalışıyorlardı.
Acaba yeni eşleşmem Reha'nın mesleği neydi? Her gün çalışacak mıydı?
Ben yeni eşleşmem hakkında düşüncelerimle boğuşurken telefon sesi geldi. Yerimden doğrularak kapanmadan telefona yetiştim.
"Doğurgan Somay Pektaş konuşuyor."
"Merhabalar, efendim. Ben Bölgesel Eşleşme Kurumundan arıyorum." BEK mi? Eşleşmem hakkında mıydı?
"Buyrun, dinliyorum?" Sakince cevap verdim. Sorunun ne olduğunu nasıl olsa söyleyecekti.
"Normalde eşleşmeniz sizin yanınıza gelmeden 3 gün önce arıyoruz." Bu dördüncü eşleşmemdi, biliyordum tabiki.
"Biliyorum" Konuşan kadın hafif bir iç çekti. Kendini hazırlıyor gibiydi ya da beni.
"Eğer gönderdiğimiz eşleşme dosyasını okuduysanız eminim biliyorsunuzdur, eşleşmenizin eğitim durumunu."
"Evet, okudum. Üniversite mezunu olduğunu biliyorum. Konu neydi peki?" Uzatmasa ne güzel olacaktı.
"Eşleşmeniz birkaç gün daha gelemeyecek gibi durduğundan sizi aramadık. Ama iş planındaki bir değişim sebebiyle eşleşmeniz bugün akşam yanınızda olacak." Bugün akşam mı? Daha vaktim vardı benim ama.
"Anlıyorum."
"Umarım bir sıkıntı yoktur." Elbette vardı. Ben daha tek kalabileceğimi sanıyordum.
"Hayır, kesinlikle bir sıkıntı yok." Küçük iyi günler ifadesinin ardından telefon kapandı.
Anlaşılan bir kaç gün daha kafa dinleme planım suya düşmüştü.
*doğurgan—> günlük hayatımızda kullandığımız anlamda kullanmıyorum. Hikayemdeki doğurgan, hamile kalabilen anlamında. Doğurgan olmayan deyince de aklınıza kısır gelmesin. Doğurgan olmayan hamile kalamıyor ama hamile bırakabiliyor!
*DKD—> Dev Karma Devleti -Dünya üzerinde hayatta kalmayı başarmış tüm insanların bir araya toplandığı devletin adı.
Zamanla kavramlar oturacak kafanızda😅 cidden oturacak
Bir sonraki bölüm görüşürüüz! Öpüyoruum<3