STERİLİZE AŞK | bxb

Av janeyreee

976K 85.1K 27.6K

[TAMAMLANDI] Obsesif bir katil... Aşçı bir baba... Aralarında büyük bir engel varken, birleşmeleri mümkün ola... Mer

1. Başlangıç
2. Hayatın Akışı
3. Beklenmedik
4. Yeni Komşu
5. Misafir
6. Yeni İş
7. Anılar
8. Tuhaf
9. İlkler
10. Yemek
11. Agresif
12. Çiçek
13. Bir Lokum Meselesi
14. Yıkılan Duvarlar
15. Komşu Komşunun Külüne Muhtaçtır
16. Tabular
17. Duygular
18. Çakır Keyif
19. Kırılan Umutlar
20. Aile Saadeti..!
21. Değişen Ruh Halleri
22. Tatminsizlik
23. Hak Edilmeyen Duygular
24. Yeni Bir Hayat
25. Prenses
26. Temas Bağımlılığı
27. Ufak İmalar
28. Huzurun Kokusu
29. At Çiftliği
30. Bencillik
31. Arınmak
32. Bir Küçük Mutluluk
33. Sıradan İnsanlar Gibi
34. Aitlik Hissi
35. İdrak Etme
36. Soru İşaretleri
37. Ortak Yaşam Alanı
39. Birbirini Tamamlamak
40. Yenilikler
41. Ziyaret
42. Hazin Son
43. Uyarı
44. Baba
Final

38. Endişe

16.5K 1.3K 380
Av janeyreee

12.06.2021

***

İlker önünde ki çorbayı karıştırırken, mutfağa sevgilisi ve kızı girdi. Berzan, kucağında Çiçek ile, İlker'e yaklaştı. Çorbaya bakıp geri çekildi.

"Bitmedi mi hâlâ?"

"Bitse de ilahı bir güç yok sonuçta. Bakalım, daha kötü olursa hastaneye gideriz." Çorbanın altını kısıp arkasını döndü.

Çiçek, Berzan'ın omuzuna yaslanmıştı. Bir kolu, genç adamın sırtını sarmıştı. Diğer eli ise göğsüne yaslanmış şekilde duruyordu.

İlker onlara yaklaşıp elini kızının alnına getirdi. Hafifte olsa ateşi vardı. Dudaklarını bükmüş, kaşlarını indirmişti. Ara ara daraldığı belli olan nefes sesleri çıkarıyordu. Bir üşüyor, bir terliyordu. Şu an terleme aşamasında olduğunu düşündü.

İlker, kızının bu durumuna dayanamayıp yanağına bir öpücük kondurdu. "Çorbanı iç, ilaçlarını vereceğim bebeğim."

Tecrübeli olduğu için evde ateşini düşürmeye çalışıyordu. Eğer evdeki müdahale yetmezse, hastaneye gitmeleri gerekecekti.

İlker, altını kıstığı çorbayı kontrol ederken Berzan, bakışlarını küçük kıza çevirdi. Kucağında oldukça sakin duran kızı küçük bir hareketle zıplattı. "Pişt! Nasılsın?"

"Midem bulanıyor." Berzan, dudaklarını küçük kızın şakağına getirip öpücük kondurdu. Çiçek sıcaklamasına rağmen daha da sardı kollarını. Aynı şekilde Berzan da iyice çekti göğsüne.

"Pişti." Tavuk suyu çorbayı kaseye doldurup içine bol limon sıktı. (Buradan emin olamadım çorbaya mı sıkılıyordu. Yanlışsa takmayın smsmsmd)

"Bak çok şanslısın Çiçek. Ben hasta olsam Berzan benimle bu kadar ilgilenmez." İlker yalandan hayıflanınca Berzan da gülüp, omuzuna küçük bir yumruk attı. "İlgilenmem tabi." İlker bunu beklemediği için ağzını şaşkınlıkla araladı. Ancak gülüyordu. "Öyle olsun."

İkili gülünce araya minik tonda kıkırdamasıyla Çiçek katıldı. Berzan kafasını aşağıya indirip, omuzuna yaslanmış kızın başının üstünü öptü. "Berzancığım en çok beni seviyor." Diye eklemişti Çiçek.

İlker dudaklarını büküp tepsiyle içeriye girdiğinde Berzan ve Çiçek de takip etti.

Çiçek'in arada kıskançlık yapacağını tahmin etmişti ancak Berzan'ı kıskanacağını düşünmemişti. Babası İlker değil de Berzan'mış gibi davranıyordu.

Normalde buna sinirlenecek olanlar olabilirdi ama İlker, Çiçek'in Berzan'a bu kadar bağlı olmasından rahatsızlık duymuyor, aksine mutlu oluyordu.

Tabi arada çocuk gibi sızlandığı da oluyordu.

İçeriye geçtiklerinde Çiçek'i koltuğa oturttular. Babası ona çorbasını içirirken Berzan ikiliyi izliyordu. Hayatında hiç yaşamadığı huzuru tatmıştı onlarla. Tamam şu an iyi bir durum söz konusu değildi. Çünkü o mutlu, neşeli, bıcır bıcır konuşan kız hastaydı. Kuru kuru öksürmesi, nefesinin daralması ve ateşinin çıkması ikiliyi korkutmuştu.

İlker her ne kadar daha rahat olsa da -yılların tecrübesiyle rahattı- Berzan yabancı olduğu bu duygular karşısında korkuyordu. Şu zamana kadar kimin hasta olmasından bu kadar korku duyuyordu ki...

Ama küçük kızın hastalığı bir yana, aile olmak çok huzurlu ve güzel hissettiren bir şeydi. Endişeleneceği, zaman zaman güleceği, normal insani duyguları yaşayacağı bir ailesi olmuştu. Daha ne isteyebilirdi ki.

Çorba bittiğinde İlker mutfağa ilerledi. O arada düşüncelerinden sıyrılan Berzan, Çiçek'in saçlarını okşamaya başladı. "Boğazın daha iyi mi?" Çiçek başını salladı. Konuşası bile gelmiyordu.

Düne kadar iyi olan kız, okulda bir arkadaşından virüs kapmış ve grip olmuştu. Bünyesi çok kuvvetli olmadığı için iyi değildi.

Çiçek bir süre Berzan'a baktı. Önce yüzüne sonra göğsüne... Berzan ne istediğini anlayıp kollarını açtığında Çiçek dizlerinin üzerinde doğrulup, Berzan'ın kucağına çıktı.

Genç adam küçük kızı sarıp sarmalamış ve yüzüne minik öpücükler kondururken İlker içeriye girmişti.

"Virüsün sana da geçmesini mi istiyorsun Berzan. Ver bana ben alırım kucağıma."

"Bu seferde sana geçecek ama." Diye yanıtladı İlker'i. "Boş ver." Dedi kızına uzanmaya çalışırken. Ancak Çiçek kollarını Berzan'ın boynuna daha çok dolamıştı. Bu İlker'e gitmek istemediğini gösteriyordu.

İlker homurdanıp kollarını göğsünde birleştirirken Berzan kahkaha atıyordu. Az sonra sevgilisinin belini okşamış ve yanına yaklaşmasını işaret etmişti.

İlker ilk anda homurdanmaya devam etse de sonrasında dayanamamış ve sevgilisine sokulmuştu.

Çiçek'in isteği üzerine 1000. Kez izledikleri çizgi filmlerden birini açmışlardı. Çiçek yan bir şekilde kucağa yerleşip televizyonu izlerken, İlker de başını Berzan'ın omuzuna yaslamıştı. Berzan, İlker'in şakağına birkaç öpücük kondurduğunda Çiçek'in bakışları ikiliye döndü.

"Dön önüne kız!" Babası homurdandığında aynı şekilde karşılık verip çizgi filmi izlemeye devam etmişti.

"Senin de bir farkın yok İlker." İlker kafasını hafifçe kaldırıp sevgilisinin yüzüne baktı. "Sen bana çocuk gibisin mi demek istiyorsun Berzan bey." Dedi saçının küçük bir tutamını çekerken.

"Evet." Berzan pişkin pişkin sırıtırken İlker omuzuna dişlerini geçirdi. Berzan kahkaha atmaya başladığında İlker'in de dudakları kıvrıldı. Az sonra burnuna bir öpücük kondurulmasıyla gözlerini kapadı.

Gözlerini açmaya fırsat bulmadan, aynı noktaya birkaç öpücük daha konduruldu.
Gözlerini açıp, bakışlarını sevgilisinin elalarına dikti. Birbirlerine aptal aşık modunda bakarlarken, bakışları kendilerini izleyen kızına çevrildi.

Çiçek anında televizyona dönerken, hafifçe öksürüp geri çekildi İlker. Artık bilgisi olsa da, onun yanında bu kadar yakın olmamaya gayret gösteriyorlardı. Ancak yaşını almış adamlar olmak yerine, hormonları tavan yapmış yeni yetme ergenler gibi sürekli temas içinde olmaları işleri zorlaştırıyordu.

Bir süre sessizce televizyon izlemeye devam ettiler. Çiçek, bulunduğu yere iyice sinip gözlerini kapatmaya başlarken, Berzan sevgilisinin belini okşayıp ara ara sessiz öpücükler bırakıyordu.

Çiçek'in uyuduğunu fark edip yatağa yatırdılar. Kahvelerini yapıp balkona çıktılar.
Gecenin karanlığında ve sokağın boş olmasını fırsat bilerek, gün içerisinde çok fazla bir araya gelememeleri sonucu hissettikleri özlemle sarmaş dolaş, sallanan koltuğa kuruldular.

"Umarım hasta olmayız Berzan. Çiçek iyileşmeden biz de hasta olursak kim bakar bize."

"Benim bünyem kuvvetlidir merak etme." İlker buna göz devirdiğinde Berzan kafasını yasladığı yerden geri çekip sevgilisine baktı.

İlker, içerideki pozisyonlarına kıyasla daha da yayılmış, kollarını Berzan'ın beline dolamıştı.

"Ne? İnanmıyor musun bana?" Diye sordu Berzan. İlker hafifçe doğrulup yüz yüze bakmalarını sağladı. "Bebeğim sen robot değilsin. Elbette hasta olursun."

"Ama bünyeden bünyeye fark olduğunu biliyorsun. Ben kolay kolay hasta olmam." İlker dudaklarını büküp burun kıvırdığında Berzan dudaklarını ısırıp gülüşünü sakladı.

Sevgilisini kendine çekip sarmalarken İlker boğulacağına düşündü. Ama bu inanılmaz bir şekilde hoşuna gidiyordu. Gittikçe kendini aşması, dokunuşlarında asla eskisi gibi çekinmemesi İlker'i mutlu ediyordu.

Bir süre it dalaşına girip, hem gülmüş hem birbirlerine vurmuşlardı. Evet çocukluğunu yaşamamış gibi hareketleri ikisinde de mevcuttu. Ki çok yanlış sayılmazdı...

Her ne kadar Berzan kadar olmasa da İlker de katı kurallarla yetiştirilmişti. Bu nedenle diğer çocuklar kadar özgür olmamış, belli kurallar çerçevesinde çocukluğunu yaşamıştı.

Gülüşüp, dalaşmalarının sonucunda Berzan kendini İlker'in kucağında bulmuştu. Evet nasıl olduğunu karıştırmayın şimdi...

"Hiçbir fırsatı kaçırmıyorsun." Dedi Berzan kollarını boynunda arka tarafına sarkıtarak. Bacaklarını iki yanından koltuğa, dizlerini kıvırarak yaslamıştı. İlker'in elleri sevgilisinin bacaklarını okşayarak yukarıya doğru bir yol izlemiş ve kalçalarına gelmişti.

Dudaklarını ısırarak, şehvetle bakmıştı kucağında ki adama. Berzan, bu hareketleri ve dokunuşları karşısında yutkunmadan edemedi.

"Bakışların hiç hayra alamet değil." Dedi sırıtarak. Aynı şekilde sırıtıp bir elini sevgilisinin yakasına getirip kendine çekti İlker. Dudakları birleşir birleşmez yoklukla sömürdüler birbirlerini.

Berzan anında kendini altında ki bedene sürttü. Ağızlarının içinde inlemeleri kayboldu.

İlker bir anda geri çekilip kararmış gözlerini aynı şekilde istekle bakan gözlere çevirdi. Berzan kaşlarını çatmış, neden durduğunu söyleyeceği vakit ağzını aralamış: "Her ne kadar sokak boş olup, karşı tarafımızda bina olmasa da yakalanmayı göze alamayız değil mi?" Demişti.

Berzan kaşlarını havalandırıp başını aşağı yukarı sallarken, bir yandan da kucağından kalkmaya çalıştı. Ancak İlker izin vermemiş, sevgilisinin kalçasından tutup ayağa kalkmıştı. Minik bir şaşkınlık nidası çıktı Berzan'ın ağzından. Ardından refleksle bacaklarını, İlker'in beline doladı.

Her ne kadar zorlansa da yatak odasına kadar getirmişti. Yavaşça yatağa bırakıp tek dizini yatağa yasladı İlker.

Berzan nefes nefese ayakta dikilen adama baktı. İlker tişörtünü çıkarıp kenara fırlatır fırlatmaz Berzan'ın dudaklarına yapıştı. Anında istekle karşılık bulmuş, birbirlerini ihtiyaçla sömürmüşlerdi.

Otelde yaşadıkları birleşme sonrası ikincisini yaşamak için ikisi de fazlasıyla istekliydi. Ve bu isteklerini birbirlerinin vücudunu tekrar keşfederek giderdiler.

Smut yazasım gelmedi sorry :'(

Yazarınız nefes alamıyor. Harbi burnum tıkalı, bölümü zar zor yazdım. Moralim bu nedenle bozuk. Şimdi wolfstar okuyup moralimi yerine getirmeye çalışacağım. (づ ̄ 3 ̄)づ

Fortsätt läs

Du kommer också att gilla

leyl vakti Av simay

Tonårsromaner

289K 32.6K 28
Yaman Karer, küçük yaşta arkadaşlarıyla oynamak için geldiği Silopi'nin bir köyünden sabaha karşı kaçırılıp, yıllarını geçirmek üzere o dağa hapsedil...
222K 21.8K 36
(Tamamlandı) Asperger sendromlu gök bilimci Mavi, yalan söyleyemeyen, duyguları hissedemeyen ve insanların hissettiklerini anlayamayan biridir. Şaman...
20.7K 2.3K 75
TAMAMLANDI✓ Tür: Omegaverse,Gizem, Psikolojik,Romantik,Yaoi Bölüm Sayısı:84 Yazar:Huı Nan Que💫 İçimde yıllar geçtikçe iyileşmesi zor bir yara izi va...
Harese [boyxboy] Av eatmehannibal

Allmän skönlitteratur

61.1K 4K 28
Şahan ve Turgut'un hikayesi.