ABİ TAYFASI

By Zelihazer670

2M 118K 64.3K

17 yıl boyunca bir yalanla büyüyen Çilek 17 yaşında üvey olduğunu gerçek ailesinin başka insanlar olduğunu öğ... More

KARAKTER TANITIMI
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
1 MİLYON 🍓🎂
37.Bölüm
38.Bölüm
39.BÖLÜM

16.Bölüm

56.3K 3.5K 2.4K
By Zelihazer670

16.07.2021 ~ 18:00

Keyifli okumalar. 🍓

LÜTFEN HAYALET OKUYUCU OLMAYIN!

YORUMLAR COK DÜŞÜK LÜTFEN BOL BOL SATIR ARASI YORUM YAPAR MISINIZ?

🍓🌸

~ÇİLEK ATAY~

"AYTAÇ, NEREDESİN ÇIK KARŞIMA!" Eve geldiğimiz gibi arabadan fırlayıp hemen içeriye koşmuştum. Kapıyı açan kadına bakıp kaşlarımı kaldırdım.

"Siz kimsiniz?" Orta yaşlarda tombik yanaklı bir hanım ablaydı. Sevecen bir şekilde gülümsedi.

"Ben yeni yardımcıyım. Bugün başladım."

"Anladım, hayırlı olsun uzun soluklu olur umarım ben Çilek." Ona elimi uzatınca yine gülümseyerek sıktı.

"Bende Ayşe." Kafamı sallayıp içeriye bakındım.

"Ayşe abla Aytaç nerede?"

"Bilgisayar odasında olacağını söylemişti."

"Tamam, teşekkürler." O bana kafasını sallayıp yanımdan uzaklaşınca yanıma abim gelmişti.

"Çilek neden koşturuyorsun öyle, bir şey mi oldu?"

"Abi o senin kardeşini yolacağım. Bak sen doktor olacak adamsın ona bakarsın tamam mı?" Dediğim de kısık bir şekilde gülüp kolunu omuzuma attı.

"Tamam Çilek kızım." Kollarımı beline dolayınca onunla birlikte yürümeye başladık. İçeriye geldiğimiz de annem ve babam vardı sadece.

"Hoşgeldiniz anneciğim."

"Hoşbulduk anne, hayırdır kız ne bu şıklık ben geliyorum diye bana mı giyindin?" Çağrı abime omuz silkip sırıttı annem.

"Hayır çok sevgli kaynanam geliyor onun için giyindim." Dediğin de ben bir kahkaha attım.

Yanımda ettiği küfürleri bilmesem inanacaktım.

Annemle göz göze gelince o da gülmeye başladı.

"Ben de şimdi çıkıp giyeceğim takım elbisemi, Azad abim nerede?"

"O az sonra gelecek anneciğim işi uzamış biraz."

"Baba sen neden dalgınsın?" Abimin yanağını bir öpücük kondurup babamın yanına geçerek oturdum.

Derin bir nefes aldı ve kolunu omuzuma attı hemen.

"Babannen sana karşı biraz sert davranabilir aynı şekide babam da. Babannen ve deden biraz sert insanlardır, bir günlük idare edebilirsin değil mi?"

Aklıma gelenlerle sırıtıp babamı öptüm. Bunu çok sevdiğini biliyordum, onu her öptüğümde gülüyor ve gözlerimin içine gülerek bakıyordu.

"Önemli değil baba ben dayım ve amcalarımla ilgileneceğim. Ama bak şimdi bir şey derse çok sinirlenir karşılığını verirsem de sonra kızma bana tamam mı?"

"Onların dilinin nasıl sivri olduğunu biliyorum kızım, ne istersen söyle ben senin arkandayım."

"Baba gibi baba köşemize bugın Aydın Atay'ın adını yazıyoruz efendim." dediğim de babam beni kendine daha çok çekerek öptü.

"Şimdik ben gidip formalarımı yerleştireyim üzerimi değişeyim gelirim misafirler gelmeden."

"Tamam anneciğim." Babamın yanından kalkıp poşetleri alarak odama çıktım hızlıca. Kapıyı açıp içeri girdiğimde yatağımın üzerinde topu ile oynayan karpuzu görünce gülümseyip poşetleri kenara bırakarak onun yanına geçip oturdum.

"Karpuz, minnoşum." Kucağıma geldiğinde hemen başını okşamaya başladım. Kafasını karnıma sürtüp üzerime çıkarak yüzümü yalamaya başladı.

"Ama iki dakika oynaşmaya gelmiyorsun sen ya yalak kedi!" Onu tekrar yatağa bıraktığım da bana götünü dönüp topunun yanına geçti.

Mikrop kedi!

Odadan ona çaktırmadan hızlıca çıkıp Aytaçın bilgisayar odasının önüne geleek kapıyı çaldım.

"Gelebilirsiniz." Kapıyı sert bir şekilde açıp ona baktım direkt. Büyük bilgisayarın önünde oturmuş oyun oynuyordu.

"Aytaç oyunu kapatır mısın konuşmamız gerekiyor." Bana kaşlarını çatıp baksa da kafasını salladı. Oyunda ki arkadaşlarına birkaç şey söyleyip kapatınca ona baktım.

"Bana ne zaman söyleyecektin Aytaç?" Kaşlarını kaldırarak bana baktı, anlamadığını belirtir bir şekilde.

"Anlamadım abla. Ben neyi ne zaman söyleyecektim?"

"Bugün Tuna ile karşılaştık. Abime herşeyi ötmüşsün çok sinirliymiş keşke bana da haber verseydin." Derin bir nefes alıp gözlerimin içine baktı.

"Haber versem engel olacaktın abla. Abimin söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil. O an gözüm kimseyi görmüyordu odana geldim ama ağlayıp uyumuşsun seni öyle görünce direkt gidip abimi aradım. Azad abim onu göndermiş olabilir ama Çakır geldiğinde yine konuşacak yine konuşacak. Abimi bilerek aradım ki öğrensin ve işini hızlandırsın. O gelince Çakır abim bırak konuşmayı sana bakamaz bile."

"Abartmadın değil mi?" Diye sorduğum da sırıttı.

"Yo, azıcık abarttım çok değil." Gözlerimi kısarak ona bakınca omuz silkti.

"Aman canım çok abartmadım diyorum ya! Sen sonuca bak abim daha fazla hırslandı ve sana zarar geldiğini düşündüğü için erken gelecek. Biliyorum yaptığım doğru değildi ama daha fazla beklesek abim elli sene sonra falan anca gelirdi."

"İyi yapmışsın Aytaç. Hadi hazırlan da gelecekler şimdi bende bir üzerimi değişeyim terledim diğer eşofmanlarımı giyeceğim." Dediğimde Aytaç endişeyle ayağa kalkıp bağırdı.

"Olmaz, eşofman giyrmezsin."

"Lan o neden?"

"Abla babannemiz geliyor. Çok takıntılı o misafirin yanında eşofman giyilmez kadınlar elbise erkekler takım giyer." Dediğinde sırıttım, aklıma gelenlerle onun elini tutup aşağıya doğru çekiştirmeye başladım. Salona geldiğimizde herkes bize döndü.

"Selam canım ailem sizden ufacık bir ricam olacaktı." Azad abim takım elbisesinin kıravatını gevşetirken bana bakarak göz kırptı.

"Neymiş yavrum söyle tabii."

"Annemle babam değil ama abilerim siz eşofman giyer misiniz?" Dediğimde herkes korkuyla bana baktı.

"Olmaz yavrum babannem konuşur durur vallahi." Omuz silktim ve dudaklarımı büzerek onlara baktım.

Umarım karpuzun bana baktığı gibi bakmayı becerebilmişimdir.

"Ama beni kıracak mısınız, ben konuşurum onunla bizim evimize neden karışıyor ki sanki! Giymezseniz giymeyin Aytaç giyecek hemde gri eşofman. Gel canım kardeşim biz gidelim." İki abime de dil çıkarıp Aytaçı yine çekiştirerek odadan çıktım.

"Abla benim neden haberim yok?"

"Neyden?"

"Eşofman giyecek olmamdan." Onun odasına girince şirince gülümsedim.

"Şimdi söyledim oldu, hadi sende giyin."

Onu odasında bırakıp çıktım itiraz etmesine müsaade etmeden.

Abla sözü dinlesin biraz.

Hadi bakalım babaanne hanım, gel de gör Çiçeğin kızı Çilek kimmiş.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Sonunda misafirler gelebilmişlerdi. Onlar gelmeden önce aşağıya indiğim de iki abimin eşofman giyerek tedirgince oturduklarını görmüş ve onlara sarılarak öpmüştüm. Azad abim gri eşofman altı siyah tişört giyerken Çağrı abim gri eşofman üzerine beyaz tişört giymişti benim gibi.

Yardımcı Ayşe abla kapıyı açınca içeriye girenlerle gülümsedim. Önden üç yaşlı kişi gitmişti. Direkt odakları bendim.

İlk önce kadın öne çıktı.

Anneannem öldüğü için bu babannem oluyordu.

Hani yılan olan.

"Ben Şengül." Diyerek elini uzattı, yüzünde hiçbir ifade yoktu. Yandan bir gülüş atıp uzattığı eli tutup sıktım.

Birde elini öpecek değildim ya!

Bana sinirli bir bakış arsada. Onu takmadım. Diğer adam elini uzatmıştı.

"Asım, babanın babasıyım." Kafamı sallayıp onunda elini sıktım.

Saygısızlıksa saygısızlık! İkisi de hakediyordu.

Diğer adam gelince ona kocaman gülümsedim.

"Abdullah dede! Hoşgeldin canım benim ver elini öpeyim." Dedem bana şaşkınca bakarken uzattığı elini hemen öpüp ona sarılarak yanaklarını da öptüm.

"Hoşgördük torunum." Ona yine gülümseyince diğerlerine döndüm. İçlerinden biri daha sevmediğim biriydi. Aytaç daha önce adını söylemişti.

Turgay boklusu...

"Bende Turgay yeğenim." Elini uzatınca sahte bir gülümsemeyle elini sıkıp hemen geri çektim, mikrop falan bulaşır.

Diğerlerine döndüm sonra geri kalan üç adam yan yana dizilip önümde durunca direkt dayımın boynuna atladım. Aytaç hepsinin fotoğrafını göstermişti bana.

"Buğra Dayı! Birtanecik dayım hoşgeldin benim canım dayım ya sen ne kadar tatlısın benim mektebimin sahibi anamın abisi!" Onun da yanaklarına sulu sulu öpücük kondurunca adam şaşıp kalmıştı.

"Hoşbulduk canım."

Dayımdan ayrılıp bu sefer polis olan amcama geçtim.

"Erkan amca! Babamın abisi canım benim hoşgeldin." Amcamın gözleri beni görünce dolmuştu. Kızının aklına geldiğini anladığım anda ona hızlıca sarılıp öptüm.

"Hoşbuldum." Ondan ayrıldığım da diğer amcama döndüm.

"Veeee en küçük amcam Mithat. Hoşgeldiniz babamın kardeşi bey, canım benim ne kadar yakışıklısın sen." O benim bu halime gülüp benden önce sarıldı. Hatrı kalmasın diyerek onu da öptüm.

Sonra da diğerleriyle tanıştık.

Erkan amcamın karısı Sultan yengem iki oğlu ile gelmişti, Deniz ve Samet.

Mithat amcamın karısı Sema yengem de üç oğlu ile gelmişti, Toprak Sadık ve Erdal.

Dayımın eşi de Sanem yengeydi. Oğulları Efe ve Doğu ile gelmişlerdi.

Hep beraber içeriye geçtiğimiz de ben hemen Abdullah dedemin yanına oturdum.

Kıskananlar çatlasın ayol.

"Eee torunum nasılsın, alışabildin mi evine?" Abdullah dedemin elini tutup öperek gülümsedim.

Yaşlılıktan olsa gerek yumuşacıktı elleri.

"Alıştım tabiki dedeciğim, sen nasılsın iyi misin?"

"İyiyim iyiyim, seni gördüm daha iyi oldum."

İçeriye giren Ayşe abla hepimize çay verince gülğmseyip teşekkür ettik ona.

"Dede bak vallahi cenletliksin beni gören cennete gidiyor he değerini bil." Dediğim de ikimizde kahkaha atmıştık.

"Çiçek bu aynı sen! Genç kızken sende aynı böyle girerdin yamacıma öyle konuşurdun benimle."

"Evet baba Aydın'a ve abilerine de sürekli öyle yapıyor." Dedem gülümseyip başımı öpünce diğer dedeme baktım. İkimize de kötü kötü bakıyordu bende ona hafif sırıtıp dedeme daha çok sarıldım.

Kudursun dede bey!

"Dayıcığım nasılsın canım?" Hangi dayıma seslendiğimi bilmedikleri için annemler bir gerilmişlerdi.

"İyiyim canım sen nasılsın?" Diyen Turgay boklusuna alaylı bir bakış attım.

"Size sormadım Turgay bey, dayıma sordum."

Kapak nedir, nasıl yapılır? Oynat bakalım.

O bana sinirli bir bakış atıp önüne dönerken ben dayıma gülümsedim.

Turgay boklusu benim dayım değildi, bizzat düşmanımdı.

"İyiyim yeğenim sen nasılsın, iyisin inşallah."

"Turp gibiyim turp. Annem çok iyi bakıyor bana. Babam da senin okula yazdırmış beni diyorum ki okulu birbirine katıp okul dayımın desem ceza verdirmezsin değil mi bana?"

"Abla okula ilim irfan öğrenmeye gidiyordun hani sen?" Aytaç omuz silkip dayıma dönerek öpücük attım.

"Dayıcığımın okulunda ortalık karıştırılıyormuş öyle duydum." Dediğim de dayım tek kaşını kaldırdı.

"Kim demiş?"

"Vallahi bende okulunuzun itiraf sayfasının yalancısıyım o ne öyle Can diye bir çocuk var on birinc sınıfların bütün kızları ile aynı anda sevgiliymiş sonra kantinde ki bazı yemekler bayatmış ay dayı birde öğretmenin biri müdür ile sevgiliymiş ve şey elli yaşında ki Mustafa hoca karısını boşamış." Diyerek sustuğum da dayım telefonu çıkarıp bir şeyler yaptı.

"Gerçekten okulun itiraf sayfası var!" Diyerek dehşetle bağırdığında ben bir kahkaha atarak yengeme döndüm.

"Yenge kocan biraz şaşkın galiba?" Yengem dayıma bezgin bir bakış atıp kafasını salladı.

"Şaşkın yengeciğim şaşkın. Zengin adam okulu otelleri var ama olanlardan yine de en son onun haberi oluyor." Dediğinde kıkırdadım.

"Çilek sevgilin var mı?" Yengeme cevap verecekken gelen soru ile kafamı çevirip o yöne baktım.

Dede bey idi.

Sanane yarram desem çok mu ayıp kaçardı?

"Yok." Dediğim de gülmeye başladı.

"Eminim yoktur, gençlik çağındasın vardır bir iki tane." Dediğinde sırıtarak babama baktım. Bana göz kırpıp kafasını salladı.

Onayladığını belli etmişti.

"Asım bey sizin gençlik zamanınızda çok oldu galiba ne o Şengül hanımı çok mu aldattınız, belki de hâlâ iki kişiyi idare ediyor olabilirsiniz." Dediğimde gözlerinin kenarları kızarmaya başlamıştı.

"Sen bana nasıl öyle çirkin imalarda bulunursun! Haddini bil." Dediğinde dedemden ayrılıp dik bir şekilde oturdum.

"Önce siz haddinizi bilip genç bir kıza özellikle de torununuz olan genç bir kıza sorduğunuz soruları düzgün seçin sonra bende saygımı bozmaz düzgünce sorarım sorumu. Benim yaptığım değil sizin yaptığınız hadsizlik ve terbiyesizlik." Odada büyük bir sessizlik varken ben gözlerimi çekmeden o adama bakıyordum.

Bana öyle seslenemezdi.

İma da bulunamazdı!

Ben bu adamın üzerine atlarım biraz daha konuşursa!

"Baba, uzatma ve kızımla düzgün konuş." Babam sert sesiyle babasına baktığında dede bey bir şey diyemedi. Ben yerimden kalkıp Erkan amcamın yanına geçtim.

"Naber yakışıklı?" Saçlarımı parmağıma dolayıp ona bakarken bu halime kahkaha attı.

"İyiyim güzelim senden naber akşam boş musun?" Dediğinde elimle ağzımı kapatıp tokat atar gibi yaptım.

"Hii! Sapık var dostlar yetişin!" Dediğim de içeridekilerle birlikte olup daha büyük bir kahkaha atarak beni göğsüne çekti. Kollarımı beline dolayıp sarıldım.

"Amca sana bir şey soracağım. Hani Halil abi var ya senin yanında çalışan işini iyi yapıyor mu?"

"Evet yapıyor da siz tanışıyor musunuz?"

"Evet kardeşi çok yakın arkadaşım karısı da best friendim." Dediğim de amcamın göğsü hareketlendi, yine gülmüştü.

"Harun iyi çocuk tanıyorum onu da. Lan Aydın siz tanıştınız mı?" Babam abisine bakıp dil çıkardı.

Evet babam dil çıkardı, ay bu adam bana özeniyor...

"Evet tanıştık çok efendi bir çocuk zaten Çilek ipsiz sapsız kişilerle gezecek bir kız değil."

"Benim yeğenim tabiki de gezmez." Eray amcam atladı hemen babamın yanından.

"Yalnız pardon da o benim de yeğenim."

"Biz neyiz amca bizi unuttunuz hemen." Sadık ortaya atlayınca kıkırdadım. Aytaç ona bakıp kafasını iki yana salladı.

"Ablam güneş gibi parlıyor, biz sönük kaldık yanında abi idare edeceğiz artık." Sadık ve Aytaç konuşmaya devam edecekler geldiğinden beri konuşmayan yaşlı babaanne hanım bana dönerek konuşmaya başladı.

"Bu ne edepsizlik? Sen büyüklerine nasıl konuşulması gerektiğini bilmiyor musun, amcana dediklerin neydi öyle? Hele üzerinizde ki bu günlük kıyafetler, sen bu aileye layık değilsin, Çiçeğe benziyorsun aynı." Yandan bir gülüşle ona baktım.

Birde anama laf ediyor, boklu Şengül!

"Anneme benziyor olmamla gurur duyuyorum. İyi ki de anneme benzemişim mazallah babama benzesem belki sizin o taraftan bir iki huy alır size falan çekerdim Allah yazdıysa bozsun düşmanım başına bile vermesin! Birincisi ben edepsiz değilim amcamla veya dayımla nasıl konuştuğumu biliyorum. Eğer edepsiz bir şekilde konuşsam babam veya annem gülmek yerine beni uyarırlardı emin olun. Üzerimizde ki kıyafetlerin de nesi varmış pardon da?"

"Misafir geliyor eve! Ne bu sünepe gibi?" Diyerek tiksinirmiş gibi baktı bana.

Ulan şerefsize bak asıl ben tiksiniyorum senden!

"Hiç de sünepe değiliz. Burası sizin değil benim ve ailemin evi misafiri de hangi kıyafetlerle istersek karşılarız siz karışamazsınız. Ne o, elbise giyince elit bir torun mu olacaktım gözünüzde?" Dediğim de yine gözlerini kısarak baktı bana, diyecek bir şeyi yoktu tabii.

"Burnu boktan çıkmamış daha benim torunum değildir bu."Diyerek bağıran yaşlı bunağa sinirle baktım.

Laf bulamayınca bağırıyordu, boklu!

"Seninde bir ayağın çukurdam ama dilinin maşallahı var babamın anası dikkat et kaymasın ayağın."

Bu kadın beni sinir ediyor. Olmayan cinlerim çıktı tepeme!

O bana gözleri kısık bir şekilde bakmaya devam ederken ben karşılık olarak yine sırıttım.

"Yollar çamurlu hop bir düşsen vallahi gidersin öte tarafa ama üzülme helvanı ben yaparım, nasıl seversin?"

"Sen bana ne demek istiyorsun?"

"Aman bir şey demedim sen neden şimdi yükseliyorsun ki birden." Dedikten sonra amcama biraz daha sarıldım.

Bu adamın göğsü yastık gibi!

Yumuşacık!

Babaanne hanım susunca ben de sırıttım.

"Eee amca sizin de işiniz zor değil mi, kaçakçısı var uyuşturucu içeni satanı var torununu kaçıranı var tehdit edeni var yeğenine komplo kuran var. Var oğlu var, zor oluyor mu?" Her ne kadar bu soruyu amcama sorsam da gözlerimin odağı bok üçlüsündeydi.

Dede bey bana gözlerini kısıp bakınca hafifçe sırıttım. Zeki adam işte bir şeyler anlamaya başlıyordu.

Ve benim de amacım buydu.

Anlasın ki huzursuz olsun.

"Hergün it kopukla uğraşıyoruz yeğenim zor biraz ama idare ediyoruz." Diyince kafamı salladım. O sırada abimler diğer kuzenlerle sohbet ediyor yengemler de annemle sohbet ediyorlardı. Babam bize baktığında kafamı salladım.

"Gençler siz bahçeye geçin biraz isterseniz bizim büyüklerle konuşacaklarımız var." Azad abim ayaklanınca amcamı öpüp hemen abimin yanına geçtim. Diğerleri de peşimizden gelince bahçedeki koltuklara geçip oturduk. Bir yanıma Azad diğer yanıma da Çağrı abim oturmuştu.

"Böyle zor olmuyor mu Çilek?" Konuşan Sametti. Erkan amcamın yirmi altı yaşında olan oğlu.

"Anlamadım ne zor olacak ki?"

"Rol yapmak diyorum, insanları kandırmak zor değil mi?"

"Samet sözlerine dikkat et!" Toprak abi ve Azad abi birden bağırınca yerimden sıçradım.

Ulan o nasıl sestir, maşallah.

"Kandırıyor bu kız sizi neyine dikkat edeyim Allah aşkına kör müsünüz?"

"Hayırdır sana mı batıyor? Kandırıyorsam abimleri kandırıyorum sana ne?"

"Kandırıyorsun yani?" Dediğinde sırıtarak Toprak abime döndüm.

"Toprak abi bir ara amcamı ve şu götü kurtlu herifi de hastaneye çağırıp dna testi yapın kendi de karışmış galiba olan sinirini bana yansıtmaya çalışıyor."

Deniz, Doğu ve Sadık gülmeye başladığında diğerleri kendilerini tutuyorlardı.

"Benimle düzgün konuş." Dediğinde bıkkınca ona baktım.

"Ben bu sahneleri daha önce yaşadım biliyor musun? Çakırda senin gibi konuştu konuştu sonu yurtdışı oldu çeneni tut istersen tatlım." Ona öpücük atıp havalı bir şekilde diğerlerine döndüm.

"Eee kim benimle dayımın okuluna geliyor." Doğu elini kaldırdı.

"On dokuz yaşında olmam dışında bir sorun yok. Son sınıfım hatta aynı sınıftayız."

"Sınıfta mı kaldın?"

"Hayır. Ben geç konuşmuşum babam korkmuş beni iki sene anasınıfına yollamış o yüzden birinci sınıfa geç başladım."

"Çocuk benim hakkımı yemiş resmen ya! Ben gitmedim ana sınıfına." Doğu yüzünü buruşturup bana baktı.

"Güzel bir yer değil iyi ki de gitmemişsin." Dudaklarımı büküp omuz silktim.

"Neyse artık hemşire olunca bebelere bakarım belki özlemim geçer."

"Hemşire mi olmak istiyorsun?" Toprak abiye büyük bir hevesle kafamı salladım.

"Evet evet, hemşire olmak istiyorum."

"Aramızda üç doktor var bir de hemşire olur." Dediğinde anlamadım.

"Diğeri kim?"

"Sadık. Kalp ve damar bölümünde asistan doktor." Diyince kafamı salladım.

"Neden zenginler hep doktor oluyor, kan mı seviyorlar acaba?" Kendi kendime mırıldandığımda herkesin duyacağını hesaba katmamıştım. Samet harici geri kalanlar kahkaha atarken Azad abime sarıldım.

"Abi benimle dalga geçiyorlar, öldür onları." Abim bana daha çok sarılıp kendine çekerek başımı öptü.

"Dalga geçmeyin lan kardeşimle."

"Azad başkanın büyük emri var beyler, dağılın." Efenin komik sesiyle bu sefer hepimiz kahkaha attık.

Gecenin ilerleyen saatlerine kadar bol bol sohbet etmiştik. Annemler bizi çağırdığında herkes kalkmıştı ve yine bok üçlüsü hariç hepsine sıkıca sarılmıştım.

"Abdullah dedeciğim seninle yine görüşelim hatta ben sana geleyim kalmaya sana yemek de yaparım."

Salçayla...

"Gel güzel torunum benim, sen ne istersen yaparız." Ona gülümseyip son kez yanağını öpünce hepsi geldiği arabalara bindiler.

Arkalarından el sallayıp anneme döndüm hemen.

"Ay ben galiba dedeme aşık oldum! Kız aynıyız vallahi." Annem bir kahkaha atıp koluma girererek içeriye yürümeye başladı.

"Sana bir sürü tatlı yapacağım hatta bir de istediğin ne varsa onu alalım. Nasılda takır takır cevap verdin annesinin bir tanesi."beni kendine çekip öpünce büyük bir kahkaha attım.

"Anamın kızıyım ben tabiki de altta kalmayacağım. Neyse anne ben çok yoruldum uyuyacağım."

"Tamam güzel kızım, annesinin bir tanesi güzel gözlüm, çillerine kurban olduğum, uyu dinlen bebeğim." Annem benim yanaklarımı öpüp geri çekilince gülümseyip babama döndüm.

"Baba gece dikkat et annemin ateşi falan çıkarsa beni uyandır iyi durmuyor."

"Sevinçtendir o sevinçten. Hadi kızım sen uykusuz kalma uyu güzelce, iyi geceler."

"İyi geceler." diyerek hepsini tek tek öpüp odama çıktım. Direkt kendimi yatağa atıp telefonumu elime alarak abime yazmaya başladım.

Gönderilen: Ayça
-Tuna yanıma geldi. Bugün ev çok kalabalıktı akrabalar geldiği için. Seni şuan arayamam ama ben iyiyim. Sana da iyi geceler.

Gelen mesaj: Çilek yarın yanıma gelmezsen çok kötü şeyler olacak! Yarın hemen yanıma gel!

Yutkunarak mesajı okuyup hemen telefonu kapattım. Harunu yarın arayacaktım gitmeden önce. Şimdi uyuyordu çünkü işe gideceği günden bir önceki gün öğlenden yatar uyurdu.

Karpuzu yanıma çekip örtünün içine girerek üzerimizi kapattım.

Umarım yarın iyi geçer...

Umarım.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Ah inekler...

Rüyamda inekler kovalıyordu beni...

Bu nasıl bir rüyaydı lan!

Kalkıp banyoya giderek elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktığımda da resmen öcü gibi duruyordum.

Terlrmiştim ve üzerimdeki tişört terden ıslanıp vücuduma yapışmıştı ve gerçekten öcüye benziyordum.

Öcüler pek ilgi çekici varlıklar değillerdir.

Ah öcüler hiç sevmem sizi aynı Çakır'a benziyorsunuz!

Aynada kendime öpücük atıp geri odaya döndüm. Karpuza bakmak için ışığı açıp arkamı dönünce gördüğüm beden ile kocaman bir çığlık attım. Eş zamanlı olarak gözlerim ağzım ile birlikte kocaman açılmıştı.

Camın önünde, kollarını birbirine dolamış sweatinin şapkasını kapatmış bir şekilde camın mermerine yaslanmıştı.

Yok yok kesin hâlâ rüyadayım!

"EUZÜ BİSMİLLAH SÜBHANEKE TÖVBE AMİN!"

Şok içinde karşımdaki adama bakarken o bu halime gülüyordu.

"Tekrar merhaba, çilli."

BÖLÜM SONU.

İNSTAGRAM ve TİKTOK: UMUDUNMUTLULUGU
(TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN)

DUYURULAR İÇİN BENİ WATTPADDEN DE TAKİP EDİN LÜTFEN.

Bölüm nasıldı? Düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?

Diğer bölümlerde olmasını istediğiniz herhangi bir şey var mı?

içim yumuş yumuş oldu arkadaşlar ❤

gelen kişi belli değil mi? Sizce kim geldi?

Kendinize cici bakın.🍓🌸

Continue Reading

You'll Also Like

423K 35.9K 54
Texting ağırlıklıdır. (galiba) Dershanenin homof*bik serserisi Mete ve kalbi güzel sert oğlanımız Dorukhan arasında geçen pek de hoş olmayan mevzular.
130K 7.8K 42
"Neden kaçıyordun?" dedi merakla genç adam. Küçük kız yavaşça kafasını çevirip genç adama dikkatlice baktı. Genç adam, kızın konuşmayacağını anladığı...
872K 32.4K 45
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
Mavi Kan By eddy

Teen Fiction

175K 11K 23
+18 sahneler vardır, ona göre okuyun. Ben Meyra Mavi. Kıdemli Üsteğmen Meyra Mavi. Yeni atandığım bu şehirde, en korkulan timin komutan yardımcılığın...