Merhaba!
Bu aralar düzenli bölüm atıyorum umarım kıyamet kopmaz.
" bende senin devamın var."
❄
" O kadarda kötü bir fikire benzemiyor ha jungkook?" Jimin elindeki son parca kıyafetleri valize yerleştirirken aynı işlemi yapan jungkooka sordu.
"Senin için öyle olsa gerek. Nede olsa hayallerinin ülkesi." Jungkook ekşi suratıyla son kıyafeti valize adeta fırlatır gibi koymuş sıkıntıyla nefes vermişti.
Jimin çok kötü hissediyordu.
Jungkookun istemez tavırları onu çok üzüyordu. Jungkook tatile gitmek istemediğini o kadar açıkça belli ediyordu ki jimin kırılmaya engel olamıyordu.
Bu kadar mı kötü hissettiriyordu onunla tatile gitme fikri?
Dünki sürprizden sonra jimin itiraz bile etmemişti çünkü açıkçası bu fikri çok sevmişti. Fakat jungkook...
Annesine isyanlarını istemez tavırlarını o kadar belli etmişti ki jimin bir süre sonra sesini bile çıkarmadan bir köşede asık suratıyla düşüncelere dalmıştı.
Valizi hazırlamayı bitirmeden elindeki tişörtü valize fırlatıp odanın banyosuna doğru dolan gözleriyle gitti.
Jungkook bu ani tavırla yerinden sıçramış valizden başını kaldırıp arkası dönük giden bedene bakakalmıştı. Ne olmuştu ki birdenbire?
Tatil işini istememesinin tek nedeni orada olacaklardan korkmasıydı. Jimine olan duygularını sorguladığı bu süreçte onunla birlikte 1 hafta boyunca yanlız kalmak, aynı oda, aynı yatak.
Düşüncesi bile eli ayağının birbirine girmesine sebep oluyordu. Henüz hislerden emin değilken böyle bir tatil olayları hızlandırabilir yada daha kötü bir yere taşıyabilirdi.
Fakat jiminin onu yanlış anladığını fark etmişti. Banyodan çıkmasını bekleyip hafif kızarık gözleriyle jimin bir süre sonra cıkmış jungkooka bakmadan dolabına yönelmişti.
Jungkook ağladığını fark edince bedenini ele geçiren suçluluk duygusuyla hızla kendini açıklamaya koyuldu.
"Min akşamdan beri itiraz ediyorum biliyorum bu canını sıkmış olmalı fakat bunun sebebi endişeli oluşum. Yani seninle tatile gitmek eminim ki çok eğlenceli olacak! Çok eğlenceli birisin beni orada gülmekten delirecek hale getireceğine eminim. Fakat annemin yaptığı emrivaki karşısında senin düşünceni bilmediğim için bu beni biraz germişti."
Tamamen yalan söylemişti ve bu dahada suçlu hissetmesini sağlamıştı.
Jiminin içi azda olsa rahatlamışken jungkookun açıklamasının devamı olduğunu hissetmişti fakat zorlamamak adına kocaman gülümsemeyi tercih etti.
"Benden ne kadar nefret ettiğini düşünmeye başlamıştım."
"Senden nefret etmek mi? O aptal insanlardan değilim."
"Daha fazla konuşma havalimanına geç kalacağız."
~
Havalimanına kıl payı yetişmiş uçağa gidiş kısmından geçerken jimin üstündeki geniş hoodie ile şekilden şekile girerek değişik yüz ifadeleri takınıyor jungkooku kahkahalara boğuyordu.
Uçağa bindikten sonra saat sabah 5 olduğu için jimin enerjik halini kaybetmiş uyuklamaya başlamıştı. Jungkook ise pencere kenarından sabah güneşinin doğuşunu izlerken dalmıştı.
Omzuna başını koyan jimin sayesinde daldığı yerden gözlerini alıp manzaradan güzel olan jimine çevirdi bakışlarını.
Bası omzuna yaslı saçları gözlerini hafifçe kapatırken yüzünde huzurlu bir ifade vardı.
Jungkook yerinde kıpırdanıp göğsünü döven kalbine anlam veremedi. Alt tarafı başını omzuna koymuş uyuyordu!
İlerleyen saatlerde uçak iniş yapmış jimin hala uyuyordu fakat jungkook omzundaki esmer gencin arada düğme gibi burnunu omzuna sürüp kedi gibi mırıltılar çıkararak kıpırdaması yüzünden o kolunu bile kıpırdatmadı.
"Jimin geldik. Hadi uyanmalısın." Uyandığında hep huysuz olan jimin yine kaşları çatık gözleri ve dudakları hafif şiş iken uyanmıştı.
Jungkook her ne kadar huysuz görünse bile oldukça tatlı bulduğu manzara karşısında jimine çaktırmadan gülümsedi.
Otellerine giderken jiminin huysuzluğu hala geçmemiş otururkenkafasını taksinin tepesine bile vurmuştu. Jungkook o an için gülmemek adına savaşlar verirken jimin olabilirmiş gibi otele kadar adeta sinir topuna dönmüştü.
Otelin girişindeyken jimin ufak çantasını almış jungkook onun herhangi bir valiz taşımasına vermediği için 2 valizide kendi taşıyordu.
Resepsiyon kısmına gelirken kadına odanın numarasını söylediler. Kadın kaşlarını çatmış bilgisayarda birşeylerle daha ilgilenmişti.
"Yanlışlık olmalı beyefendi bu oda sizin değil." Jungkook kaşlarını çatmış iyice sinirlenmişti.
Hem uykusuzdu hemde oldukça yorgun hissediyordu.
Jimin gelip koluna kolunu geçirerek kafasını omzuna yaslamış hafif kapalı gözleriyle jungkookun omzuna kafasını gömmüştü.
"Kook sorun mu var? Uyumak istiyorum lütfen." Jungkook bebek gibi olan jiminin saçlarını istemsizce okşamış sorunu çözeceğini söylemişti.
"Nasıl olur hanımefendi biz o odayı tuttuk diyorum."
"Bakın beyefendi-" konuşmayı bölen orta yaşlı bir adam olmuş kadının yanına geldi.
"Sorun nedir? Ben bu otelin sahibiyim." Kadın bilgisayarda birkaç şey gösterip daha sonra ikiliyi gözleriyle işaret etmişti.
Jimin hala kolunu tutup omzunda uyuklarken jungkook dahada sinirli hissediyordu.
"Tamam minnie, birazdan güzelce uyuyacaksın."
"Oh bayim sorun şu ki, bu oda çiftler için yapılmış yani-"
Jungkook sinirle lafını böldü.
"Neden bizi çift olarak görmüyorsunuz? Biz çiftiz."
Karşısındaki adam ve kadın şaşkın bakışlarını ikili arasında gezdirmiş otelin sahibi bozuntuya vermeden oda kartını vererek özürlerini sunmuştu.
Odaya giderken hala sinirlenen jungkook jimini peşinden sürükledi.
Odaya girince direkt yatağa uzanan jiminden sonra jungkook'ta valizleri alıp odaya girdi.
Odanın geniş olması güzeldi fakat banyonun tamamen cam kaplı olması ve odayla birleşik olması beklediği bir şey değildi.
Tek dileği bu tatilden sağ salim çıkmaktı.
~
"Jungkook şu mağazayada gidelim lütfen!" Jimin siyah deri ceketinin cebine ellerini sokmuş soğuk havada jungkooku oradan oraya sürüklüyordu.
Jungkook jiminin çocuksu neşesi yüzünden yorgunluktan bayılacak gibi hissetse bile elindeki torbalarla ordan oraya gidip onu takip ediyordu.
"Bu sana çok yakışır kook!" Jungkook jiminin kendi dışında herkes için birşeyler alan jimine dalarak izledi.
"Bak buda sana çok yakışır jimin." Jimin şaşkınlıkla ceketi bırakırken jungkookun gösterdiği deri montu denedi.
Aynanın karşısına geçip tuhaf dans hareketleri yaparak eğlenirken jungkook onu gülerek izlemiş daha sonra çalışan tarafından tuhaf bakışlara maruz kalınca aptal hareketler yapmayı bırakıp gülerek mağazadan çıktılar.
Jimin gördüğü ufak peluş olan miki mause için hedef vurma oyununu oynamış fakat başarısız olmustu. Büzdüğü dudaklarıyla jungkooka bakarken jungkook mesajı almış bu sefer o oyunu denemişti.
"Yapabileceğinden emin misin jungkook?" Jungkook sadece gülmüş saniyeler içerisinde hedefleri yok ederken jiminin şaşkın bakışları altında oyuncağı kaptı.
Elindeki oyuncağı jiminin tombul parmakları arasına bırakırken beklemediği bir anda kollarını boynuna sarmış yanağını öpmüştü.
Jungkook o an bir çiftlermiş gibi hissetmişti. Gerçek bir çift.
~
Tatilin ikinci günü ikindi sularında Disneyland'a gelmiş çeşitli eşyalara binmişlerdi.
"Buna binelim kook!" Jimin gösterdiği fincan şeklindeki oyuncağa binmeden önce kafasına taktiği dün jungkookun kazanmış olduğu miki mause'u geçirdi.
"Kusmak istemiyorum jimin." Jungkook endişeyle yüzünü buruşturmuş jiminin ısrarı sonucu büzdüğü dudaklarına yenilmisti.
Jiminin o oyuncak içerisinde attığı kahkaha ve kıkırtılarına dayanamamış telefonunu çıkarıp o anı videoya almıştı.
Jimin kafasındaki oyuncağı tutarken sarsak adımlarla oyuncaktan cıkmış jungkooka tutunurken gülerek diğer oyuncaklara koşmuştu.
~
Tatilin 3. Günüydü ve bugün çok yorgun oldukları için sadece otelin bar kısmına ineceklerdi.
Jimin bugüne kadar çıktığı tüm tatilleri bir kenara itmişti en iyisi jungkook ile olandı. Hiç bu kadar eğlendiğini hatırlamıyordu.
Üstüne beyaz kendi bol gelen iki düğmesini açık bıraktığı bir gömlek altına kot bir pantolon giymiş saçlarına sekil vermeden öylece bırakmıştı.
Kendinden sonra jungkook giyinmiş jimin o duşa girdiği sırada balkonunun perdesini çekerek onu balkonda beklemişti.
Eh odanın bazı sorunları...
Jungkook nefes kesiciydi. Kendisinin zıttı siyah salaş bir gömlek siyah kot bir pantolon giymiş uzun saçlarını bağlamıştı.
Hadi ama nasıl bu kadar iyi olabilirdi.
"Hey jimin duyuyor musun beni? Hadi gidelim." Jimin dalıp gittiğinin yeni farkına varırken aklına dolan jungkookun kaslı bacaklarını aklından kovdu.
Otelin müzikli kalabalık bar kısmına inerken birşeyler içip yukarı çıkmayı düşünüyorlardı.
Bar kısmına gelip taburelere oturunca ikiside birer içki söyledi. Jungkook elini yüzüne yaslayıp jimini izlerken jimin rahatsızca yerinde kıpırdadı.
Jimin çabuk sarhoş olan biri olduğunu bilmesine rağmen gece boyu aklını ele geçiren düşüncelerden kaçmak adına durmadan içmişti.
Ayık kalmaya çalışan jungkooku ise yoldan çıkarmak adına sözler sarf ederek başarmıştıda.
"Kook-ah sorun olmayacak iç işte." Taburesini jungkooka yanaştırıp eliyle gömleğinin yakasını kavramış bardağı dudaklarına tutmuştu.
Jungkookun içkiyi yudumladıkça hareket eden adem elması bardağı tutan damarlı elleri ve ince kırmızı dudakları jiminin gözlerinden kaçmamış izledikçe dudaklarını dişlemişti.
Jungkook bilincini kaybetmiş tamamen kendini içkiye bırakırken jiminin davetkâr tavırla dolgun dudakları ve kucağına çıkmak üzere olan yakınlığına dayanmamış jimini bileğinden tutup odalarına sürüklemeye başlamıştı.
Odalarına giderken yürümekte zorlanınca jimini kucağına aldı.
"Kook deliğim için sızlıyor." Kucağında iken kulağına fısıldayarak konuştu.
"Ah sikeyim jimin. Odaya kadar uslu dur."
Gece çok ama çok uzundu.
❄
Baktım ki bölüm uzuyor burada kestim.
Diğer bölüm belki smut olur belki olmaz ehe spoi yok.
Cidde kontrol etmedim ama iğrenç oldu tatmin olamadım. 😔🥺