Savaşçı Melez (ASKIDA)

By xxxVampiresxxx

8.7K 444 78

O herşeyden habersiz 17 yaşında bir kız. O gün gelene kadar herşey normaldi. Ama o günden sonra her şey değ... More

Başlangıç/Giriş
Bölüm 1/Herşeyden Habersiz
Bölüm 2/Yeni Bir Hayata Merhaba
Bölüm 3/Tesadüf
Bölüm 4/Sırlar
Bölüm 5/Fazla Merak Başa Bela
Bölüm 7/Zaman
Bölüm 8/Korku
Bölüm 9/Güven
Bölüm 10/Hayaller
Bölüm 11/Çıkar
Bölüm 12/Yalanlar
Bölüm 13/Vurulmak

Bölüm 6/Acı

506 32 7
By xxxVampiresxxx

Bölüm biraz geç geldi. Okullar nedeniyle pek zamanım olmasada yazmaya çalışıyorum. Vote ve yorum bekliyorum. (+ işareti ile başlayan konuşmalar Thalia'nın iç sesi.) İyi okumalar...

İçeride birisi var. Eve girsem mi? Ya başıma bişey gelirse? Ama içeridekiler annem ve babamda olabilir. Neyse öğrenmenin tek yolu gidip bakmam. Biraz fazla meraklıyımdır.

+ Evet Thalia bu merakın yüzünden bir gün başımıza bişey gelicek demedi deme! İç sesimi duymazdan gelerek ilerledim.

Adımlarımı yavaş ve bir o kadarda emin bir şekilde atıyordum. Adımlarımı emin atsam bile pek rahatladığım söylenemez. Giriş kapısının eşiğinde durup aralık olan kapıyı sonuna kadar açtım. İçeri biraz göz gezdirdim ve bunu fırsat bilerek ışığı açmak için koştum. Kahretsin!

Işık yanmadı ve havada kararmaya başladı. Jeneratörü çalıştırmak içinde bodruma inmem gerek.

+ Noldu Thalia çok mu korkuyosun? Ulan iç ses bi dalga geçme be sen eksiktin oda tam oldu.

İç sesimle boğuşurken aynı zamanda haklı olmasındanda nefret ediyorum.

Ben iç sesimle boğuşurken dış kapının kapanmasıyla ufak çaplı bir çığlık attım. Koşabildiğim en hızlı şekilde kapıya doğru koştum. Varya şimdi beden hocası beni görcek- Aman be ne diyorum ben!

Kapıya vardım varmasınada kilitlenmiş bu! Hadi anladım kapı rüzgardan kapanmıştırda kim kilitledi bu kapıyı ve o anda anahtarımın olmadığını anlamıştım. Annem o kadarda demişti al anahtarını diye. Anne valla bi daha sözünden çıkmıcam.

Kapıyı biraz daha zorlasamda açılmadı bende son çare pencereye doğru yürüdüm. Havanın kararmasıda bana engel oluyo önüme ne geliyosa çarpıyom ya. Çantamdan telefonumu çıkarıp artık ne kadar ışık çıkıyosa idare etmeye çalıştım. Bodrumada inemiyorum.

Ben pencereyi açmaya çaılşırken üst katta bir şey kırıldı. Yani ben öyle tamin ediyorum. Baksam mı acaba?

+ Ne saçmalıyorsun sen! Ben daha çok gencim bunu bana yapamazsın. Kıyma canıma!

Öffff ne diyorsun sen be sen gençsinde biz neyiz! Neyse bu tartışmayıda sonra yapmak üzere sustum.

''Kim var orada?'' dedim ama hiç ses gelmedi.

''Kim var orada dedim!?'' diye tekrar ettim ama bu sefer birkaç adım sesi duydum. Ve o andan itibaren neden içeri girdimki ben diye kendime sövmeye başladım.

''Anne baba siz misiniz?'' diye sordum. Cevap veren kimse yoktu. Bende yerimden kıpırdamamakta kararlıydım.

Telefonumun şarjıda bitiyor nabıcam ben ya. Salona doğru ilerledim ama en son hatırladığım şey karanlık ve acı.

**********

Bazı sesler duyuyorum. Tek yapabilidiğim duymak. Gözlerimi açmak istiyorum ama yapamıyorum. Vücudum benim değilde başkasının kontrolü altındaymış gibi. Daha fazla dayanamıyorum gözlerimi açmak zorundayım. Gözlerimi biraz daha zorladım ve sonunda gözlerimi araladım ve tepemde bana tip tip bakan 3 şahıs vardı.

Evet biri annemdi ama diğer iki kadını tanımıyorum. Biri benim yaşlarımda gibi duruyordu diğeri ise annem yaşlarında falan.

''Ah benim meleğim o kadar çok korktum ki.'' dedi ama neyden bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yok.

''Anne ne oluyor burası neresi ve siz kimsiniz?'' dedim ama kimseden cevap gelmeyince tekrardan sordum.

''Anne ne oldu nerdeyim ve kim bunlar?'' tekrar kimseden ses çıkmayınca bulunduğum durumu inceledim.

Pekala bu duruma göre başımda dikilen 3 kişi var. Tanımadığım bir yerdeyim. Bana ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Hatırladığım tek şey karanlık ve.... acı. Elimi boynuma götürdüm ama hiç bişey yoktu. Anneme baktığımda oda sadece bana bakmakla yetindi.

''Ne hatırlıyorsun Thalia?'' deyince sorumu geçiştirdiğini farkettim.

''Anne bana soruyla karşılık verme lütfen, ne oldu?''

''Thalia sana cevap verebilmem için bana cevap vermen gerekiyor.'' dedi.

''Bişey hatırlamıyorum eğer hatırlasaydım sana sormazdım. Şimdi lütfen bana cevap ver anne?'' sanki bunu dememi beklermiş gibi gülümsedi ve anlıma ufak bir buse kondurdu.

''Thalia soruna cevap istiyorsan aşağı inmen gerekiyor. Bu arada üzerinide değiştirmeyi unutma. Lexi sana birkaç parça eşya verir.'' diyip diğer kadınla odadan çıktı. Vay canına annem çok gizemli.

Adının Lexi olduğunu sandığım kız yanıma geldi.

''Merhaba Thalia ben Lexi. 18 yaşındayım ama okula gitmiyorum. En sevdiğim renk kırmızı ve uğurlu say-'' cümlesini tamamlamadan onu susturdum. İyi kız ama galiba fazla konuşuyor.

''Memnun oldum Lexi ama aşağı inmemiz gerekiyor. Daha sonra vaktimiz olursa konuşuruz olurmu?'' dedim.

''Tamam olur. Pekala şimdi şunları giy ve acele et.'' dedi.

Üzerimi değiştirdim ve Lexi ile beraber aşağıya indik. Babam bir adamla konuşuyordu ve annemde yukarıda gördüğüm kadınla onları dinliyordu. Koşup babama sarıldım.

''Thalia tanıştırayım bu Matt ve karısı Clara, Lexi'de onların kızı yukarıda tanışmışsınızdır.'' dedi. Yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.

''Tanıştığımıza memnun oldum.'' dedim. Tokalaşmak yerine hepsi bana sarılınca korkmadım değil doğrusu. Ama hala neden burada olduğumuzdan hiçbir fikrim yok.

+Thalia neden bu kadar çok karamsarsın? dedi iç sesim ve tüm moralimi bozdu. Ona cevap vermedim. Babamın yanına gittim ve merak ettiğim o soruyu sordum.

''Baba neden geldik buraya ve buraya geldiğimizi neden hatırlamıyorum?'' dediğimde babamın yüzündeki gülümseme düz bir çizgi halini aldı.

''Thalia bak sana söylemek istediğim birşey var.'' dedi. Tek kaşımı kaldırarak ona baktığımda devam etti.

''Benim yani annen ve benim iş için gitmemiz gerekiyor.'' dedi.

''Tamam bunda ne var gidelim'' dedim ama kafasını olumsuz bir şekilde salladı. Annemin gözleri doldu. Ağlıcak mıydı yoksa?

''Bak Thalia burda bir düzen kurman gerekiyor ve o düzeni bozmaman gerekiyor. Yeterince düzenin bozuldu ve bu yüzden buraya geldik.'' ne dediğini ankadığımda gözlerim doldu. Ne yani beni bırakıp gidecekler miydi?

''Buraya gelmemizle ne alakası var?'' diye sordum. Bana doğru gelip kollarıyla bana sıkıca sarıldı. Babam ağlıyormuydu yoksa? Onu daha önce ağlarken görmemiştim. Bu benim daha fazla tutamadığım göz yaşlarımın yanaklarımdan aşağı doğru süzülmesine sebep oldu.

''Çünkü yanlız kalmaman gerekiyor bu yüzden Matt, Clara ve Lexi ile kalıcaksın.'' dedi. Onları tanımıyorum ve yeni görüyorum. Büyük annem ve büyük babamlarda niye kalmıyorum ki? Bunları içimden söyleyince cevap bulamadığımı anlayıp sordum.

''Onlarla daha yeni tanıştım ve Büyük babamlarda kalabilirim.'' dedim.

''Aslında seni en son bebekken gördük kısmen tanışıyoruz.'' dedi Matt.

''Bu sizinle kalmam için geçerli bir sebep değil.'' dedim.

''Peki senin öz ailenin biz olduğumuzu söylesem?'' dediğinde kafamı babama ve anneme doğru çevirdim. Ama ikiside ağlamakan başka hiç birşey yapmıyorlardı. Bu doğru olamaz yalan söylüyor değil mi?

''Bu doğrumu?'' diye sordum hıçkırıklarımın arasından. Anneme baktığımda onunda benden farksız olmadığını gördüm. Clara onu gidip koltuğa oturttu. Kafamı babama çevirdiğimde kafasıyla beni onayladı. Bu büyük bir şaka buna inanmamı benden bekleyemezler. Hayır ben bunu kaldıramam.

''Thalia bu doğru. Biliyorum bu senin için zor olucak ama şu anda tehlikedesin. En doğrusu bu.'' dedi Matt.

Bu imkansız onca yıl beni büyüten beni koruyan insanlar benim öz ailem değil miydi?

''Ne tehlikesinden bahsediyorsunuz bilmiyorum ama umrumda değil! Size inanmıyorum!'' diye bağırdığımda herkes bana korku dolu gözlerle bakıyordu.

''Thaila aynaya baksan iyi olucak.'' dedi Lexi. Şu halimi görüyorlar ve bana aynaya bakmamımı söylüyorlar? Ne biçim insan bunlar!

Aynaya bakmayacağımı anlayınca Lexi elinde ufak bir aynaı bana uzattı. Alıp bakmamla aynayı yere fırlatmam bir oldu.

''Umarım sorunun cevabını almışsındır Thalia? dedi Matt. Gözlerim! Bu imkansız! Nasıl olur!? Gözlerimin rengi mavi değil koyu bir kırmızıydı.

''Ne diyorsun!? Gözlerim neden böyle?'' dedim. Sonlara doğru sesim güçsüz çıkmıştı. Boy aynasına doğru yaklaştım ama bakmaya cesaret edemiyordum. En sonunda aynaya baktım ama gözlerim kırmızı değildi. Gözlerimin rengi kırmızı değildi! Eskisi gibi maviydi. Arkamda Matt yani diğer değişle demek istemesemde babam belirdi.

''Thalia sen bir melezsin. Yarı vampir ve yarı kurtsun.'' dedi.


Video: James Arthur-İmpossible

Continue Reading

You'll Also Like

5.6K 559 31
Şu zamana kadar hiç bir haksızlığa boyun eğmedim eğmem de,çünkü ya boynumu keserler ya da ısırırlar.Ama aşk... Ben nereden bilebilirdim okulun zorbal...
2.2M 217K 31
"Hoşuma gidiyorsun ama seni öldürürüm."
13.6K 1.3K 29
[TAMAMLANDI] jisung ve felix olağanüstü şeylere bayılırlardı bir gün bir kütüpahanede gizli bir geçit bulurlar bakalım bu iki arkadaş Lee krallığın v...
83.6K 9.4K 20
Kim Taehyung kutsal kanını yıllardır uyuyan vampire vermiş ve en büyük günahı işlemişti... "Beni damarlarındaki şarapla uyandırdın. Şimdi şarabının s...