Siyah İnci.
"Gguk, rahatla. O kaybetti."
Jeongguk gergindi.
Yarın belki kişi bakımından az ama onlar için büyük bir konser vereceklerdi ve tam bu sabah solistleri artık grupla devam edemediğini bu yüzden ayrıldığını söylemişti.
"Taeyong, konseri ya yetiştiremezsek?"
Taeyong, elini en yakın arkadaşının omzuna koyup tebessüm etti.
"Konser yetişecek Jeongguk. Hem, senin de ne kadar iyi söylediğini biliyoruz. Gerekirse biz bile söyleriz. Değil mi Yoongs ve Lucas?"
Lucas baterisini temizlerken cevap verdi.
"Elbette. O gerizekalıyı zaten sevmiyordum. Biz de halledebiliriz."
Jeongguk biliyordu, arkadaşları hallederiz diyorlarsa yaparlardı.
"Hem iyi yanından bak, onunla daha çok şarkı çıkarmış olabilirdik ama toplam altı şarkımız var ve onun solist olduğu dört parça var. Garanti iki parça kurtarıyoruz zaten dostum."
Yoongi de arkadan arkadaşlarına seslendi.
"Ve ayrıca, fakülteden birini tanıyorum. Erkek arkadaşımın ev arkadaşı. Sesi güzel ayrıca bizim şarkılarımıza bayılıyor. Neden ondan rica etmiyoruz? Belki hem o hem de biz severiz ve bizimle devam eder."
Jeongguk daha iyi hissediyordu.
Arkadaşları, çözüm bulma ve sakinleştirme konusunda bir numaraydı.
"Tanıdığın bu çocuk kim?"
"İkinci sınıflardan Park Jimin."
Jeon kısa süreliğine suratını büzdü.
"O biraz küçük olmaz mı? Yani biz mezunuz ve o daha ikinci sınıf."
"Bana güven Jeongguk, sesini duyunca küçüklüğünü unutacaksın."
Taeyong, Jeongguk'un sırtını sıvazlayıp ona güç vermişti.
Grup fikri Jeon'dan çıkmış olsa da, grubun en büyüğü ve lideri Taeyong idi.
Sonra aynı yaştaki Lucas ve Yoongi geliyor, en sonda Jeongguk vardı ama yerini Park Jimin denilen "tatlı." çocuğa verecekti.
"Pekala, yarına kadar şarkıları ezberlemesi gerek. Gidip şu çocuğu bulalım."
♡
Jimin, kulağından asla çıkmayan kulaklığı ile arka bahçede sessiz bir şekilde oturuyor ve en sevdiği grubun şarkılarını mırıldanıyordu.
Dinlediği grubu keşfettiğinden beri başka hiçbir şey dinlemiyordu.
Onları biraz araştırmış ve bütün üyelerin buradan mezun olduğunu öğrenmişti.
Jimin, Jeongguk'u çok seviyordu.
Elektronik gitar çalarken müziği hissetmesi, arkadan destekleyici vokalleri ve sözleri yazıyor olması Jimin'in ona hayran kalmasını sağlıyordu.
Ayağı ile ritim tutarken mırıldanmaya devam ediyordu. En sevdiği şarkı buydu.
505.
Bunu söyleyen Jeongguk idi.
Jimin, bu adamın özel üretim olduğunu düşünüyordu.
Kıkırdayıp şarkının keyfini çıkarmaya devam ediyordu fakat ev arkadaşı Mark yanına heyecanlı adımlarla gelince ne olduğunu merak etmişti.
"Ne olduğuna inanamazsın."
Jimin müziği kapatıp, kulaklığını çıkarmıştı.
"Ne oldu?"
"Senden, birkaç haftadır bir şey saklıyorum ve bunun için beni öldüreceksin ama bunu ben de daha bu hafta öğrendim."
Jimin heyecanlanmıştı.
"Pekala, heyecanlandım."
"Ben.. Perla Negra'nın gitaristi ve lideri Taeyong ile çıkıyorum."
Mark çok hızlı bir şekilde söyleyip gözlerini yummuştu.
Jimin gözlerini şaşkınlık ile açıp eliyle ağzını kapatmıştı.
"Ne?!"
Mark hemen ikinci haberi verebilmek için Jimin'in tepkisini görmezden gelmişti.
"Bir haberim daha var ve kalp krizi geçirmenden korkuyorum."
Jimin elini göğsüne koyup sakinleşmeye çalışmıştı.
"Bir soliste ihtiyaçları vardı. Ben de senin adını verdim. Sizi seviyor ve sesi çok güzeldir diye. Yani, yarın burada olacak konserde onlara solistlik yapacaksın."
Jimin ne tepki vereceğini bilememişti.
Çığlık atacak gibi olmuş ama okulda oldukları için onu da yapamamıştı. O yüzden mutluluktan gözleri dolmuştu sadece.
Mark'a sarılıp onu ne kadar sevdiğinden bahsetmeye başlamıştı.
"Sana bayılıyorum biliyorsun değil mi?"
Mark kıkırdayıp arkadaşıyla birlikte sınıfa giderken hızlıca Taeyong'a Jimin'in kabul ettiğini belli eden bir emojiyi mesaj olarak atarak Jimin'in mutluluğunu izlemeye devam etmişti.
♡
"Mark halletmiş Gguk."
Jeongguk daha iyi hissediyordu.
Çocuk eğer Taeyong'un dediği kadarsa, onunla devam edebilirlerdi.
"Güzel. Bir fotoğrafı var mı? Çocuğu tanımıyoruz."
Lucas ve Yoongi de Jeongguk'a onay vermişti.
"Evet, çocuğun karşında göt gibi kalmak istemem."
Lucas kıkırdayıp Yoongi'nin dediğine kafa sallamıştı.
Taeyong kafasını salladı.
"Instagram hesabını biliyorum. Kendi fotoğraflarını çok fazla atmıyor ama bir tane var."
Taeyong, kendini Lucas ve Yoongi'nin oturduğu koltuğun arasına bırakıp telefonunu açmıştı.
jmlovescats
"Siktir, daha neler."
Jeongguk'un tepkisi hepsini güldürmüştü.
"Bu fotoğrafı Mark çekmiş."
Hepsi, Taeyong'un Mark aşkını biliyordu.
Her gün onun adını sayıklıyordu Taeyong.
"Kullanıcı adı çok tatlı."
Lucas konuşmuştu.
Jeongguk hala çocuğun fotoğrafında takılı kalmasına rağmen kısa süreliğine kullanıcı adına bakıp tebessüm etmişti.
"Adı Jimin mi?"
"Evet."
Jeongguk, bu kadar şirin bir çocuk beklemiyordu ama şikayet etmeyecekti.
"Pekala, bence hepimiz onu sevdik."
Hepsi kafa sallamıştı.
"Enstrüman çalabiliyor mu?"
Taeyong kafasını salladı.
"Mark abartarak mı anlattı bilmiyorum ama gitar çalmakta iyi olduğunu ve çok güzel dans ettiğini söyledi."
Jeongguk, dudaklarını aşağı indirip kaşlarını kaldırmıştı. Yani yüzüne şaşırmış bir ifade gelmişti.
"Baya yetenekli gibi."
Yoongi'nin dediğine Taeyong kafa sallamıştı.
"O zaman, çıkışta ben ve Jeon onları almaya gidelim. Sonra buraya geliriz."
Hepsi kafa salladığında Taeyong saate bakmıştı.
"Birazdan çıkacaklar, biz şimdiden gitsek iyi olur Jeon."
Jeongguk kafasını sallayıp üstüne ceketini geçirip Taeyong'a da ceketini fırlatmıştı ve motor anahtarlarını almıştı.
Havalı gözüküyorlardı.
Ya da zaten çok havalılardı.
Selam!
İflah olmaz orospu yağmur, yeni bir kitap yayımladı.
Bu kitap için büyük umutlarım var.
Umarım, buna da ilgi gösterirsiniz. Ama hiç duyurulara bakmıyorsunuz. Baksanız, kitabı paylaşacağım.
Her neyse,
Görüşürüüz.
🍁🍁