Serdar'ın Anlatımıyla
Haftalar oldu Sonay ile karşılıklı konuşmayalı..Bırak konuşmayı yüzünü görsem öpüp başıma koyacağım artık ama neredeeee.
Geçen hafta Almanya'ya gitmişler Sonaylar alelacele.Gökhan'ın annesi vefat edince haklı olarak yanında olmak istemişler .Ben bunu Eda'yı arayıp Onur'u sorma bahanesiyle öğrendim.Aslında şöyle oldu belki kitapçının kapısının önüne ,camına falan çıkar da o güzel yüZünü görürüm Sonay'ın diye kahveciye gittim.Barista çocuk var bir tane neydi adı ...Haa Enes!O çocuk işte Gökhan abiler birkaç gün yoklar dedi.Hayırdır dedim bilmiyorum ama Onur Bey ile Sonay'la beraberler deyince hemen Eda'yı görmek için kitapçıya geçeyim dedim.O da erken kapatmış dükkanı...İyice telaşlandım böyle olunca.Aklımda bin türlü soru acaba Sonay'a ya da ailesine mi bir şey oldu diye korktum bir an ama sonra bunu bana söylemese başına neler geleceğini tahmin ederdi Onur diye düşündüm.Tabi bu benim telaşımı azaltmadı maalesef.Sonay ortada olmadığına göre konu onu da alakadar ediyor belli.Neyse hemen Eda'yı aramak için telefona sarıldım.
Birkaç çalıştan sonra açınca telefonu Eda telaşla sorguya çektim kızı ..Sözde çaktırmadık ama Eda bu.Her şeyi çakar biZim gelin.İşte o kısacık konuşmada öğrendim üç gün Almanya'da olacaklarını bizimkilerin.Geçmedi Allah geçmedi o üç gün.Gelecek mi yoksa ben biraz daha mı burda kalacağım diyecek diye can verdim Ankara'da.Onur iti de bir açıklama yapmadı.Yazıyorum adama...Geliyor musunuz diyorum.Geliyoruz diyor.Ulan geliyorsunuz da kim kim geliyorsunuz hayvan herif.İyi misiniz diyorum iyiyim diyor.Lan gerçekten seni merak ediyor olabilir miyim ben ya?Ulan bana ne senden?İnsan gibi desene bana 'Sonay iyi ,evet geliyoruz ,evet Sonay da bizimle geliyor'.Aklımı alıyorsun burada Allahın belası.Çok mu zor lan?Süründürüyor beni ben bilmiyor muyum onun nasıl sinsi sinsi eğlendiğini.Eline düştük ya tadını çıkarıyor piç.Ama bunu sorarım ben sana sen bir düş elime.
Sonay'ın Almanya'dan dönmesinin ardından geçen birinci haftanın sonunda daha fazla dayanamayıp dergiye Arda'yı ziyaret etme bahanesiyle Sonay'ı görmeye geldim.Zaten herifi ayda bir görüyorum.Ne yapayım tekrar dergiye gelip değil mi?Benim tüm derdim masum güzelim.
Arda'nın odasında hoş sohbetle kahvelerimizi içerken çalan kapıyla Sonay içeriye girdi aniden.Bir anda benim kalbim tekledi Arda halime pis pis sırıttı derken Sonay'ın bakışları beni buldu.
Arda dillendirmese de haberdar benim Sonay'a zaafımdan.Yerli yersiz darlıyorum adamı Sonay hakkında anlamadın da ne yapsın ama değil mi?Yok kızı yorma,yok kıza fırsat ver biraz kendine güveni artsın,bak sakın üzülmesin basarım orayı derken derken bir ufak hissettirdik hislerimizi patron beye.Şimdi de bana çaktırmadan bir bahaneyle çağırmış odaya kızı belli.Beni görünce yüzünün aldığı şaşkınlıktan anlıyorum bunu.Sonay'ın gözleri odada beni bulunca yarı şaşkın seslendi adımla;
-Serdar!
Sonay söyleyince şimdi farkettim.Ne güzel adım var oğlum benim..Ama onun adı daha güzel;
-Sonay.Naber?
-Hoşgeldin.İyiyim sen nasıl nasılsın?
-İyi ben de.Görüşemiyoruz ne zamandır otursana.
Ben elimle karşımdaki ofis koltuğunu gösterirken Sonay Arda'ya kaçamak bir bakış atıp ;
-Yok ben rahatsız etmeyeyim şimdi.Hem biraz işim de var dedi.
Anında Arda'ya bakış atıp suni bir öksürükle söylemek istediğimi anlattım salak herife.O öksürük otur desene lan kıza sığır demek oluyordu.Anladı Allahtan;
-Sonay otur lütfen.Bak Serdar da görüşemiyoruz Sonay'la yüzüne hasret kaldık diyordu tam da.
Sonay patronun mevzuya böyle öküz gibi girmesine şaşırmakla beraber beni de es geçmedi.Onlar nasıl sözler der gibi baktı suratıma ..Arda'nın daha fazla saçmalamasını durdurmak adına dişlerimin arasından;
-Öyle mi dedim Ardacım ben?Sonay nasıl ne zamandır görüşemiyoruz ,iyi mi anlamında sordum.Öyle oldu yani Sonaycığım diye bir şeyler saçmaladım.Sonay oturduğu yerde kafasını sallayarak ;
-Anlıyorum dedi sadece.
Anlıyorsun da yanlış zamanda yanlış yerde anlıyorsun canım benim.Allah da seni it etsin lan Arda.Öküz gibi girdin mevzuya .Sığır herif.Herkes düşman bana herkes.Ben böyle kendi kendime söylenirken ;
-Bir şey içer misin Sonay?
Soru bizim sığırdan geldi bak.Sonunda mantıklı konuşmaya başladı demek.Sonay bir şeyler içmeyi reddedip hal hatır sorup biraz da oturduktan sonra ofisten telefon gelince kalkmak zorunda kaldı.Ayaküstü vedalaştıktan sonra çıkarken yanına uğrayacağımı araya sıkıştırdım ama naber.Aşığız ama aptal değiliz aslanım.Bugün ne yapıp edip bir yemek koparacağım Sonay'dan yetti artık.Bari azcık sesini duyayım be.
Ziyareti özellikle mesai bitimine yakın denk getirince Sonay'la beraber çıktık dergiden.Onu evine bırakmadan beraber yemek yiyelim dedik bir de.Daha doğrusu ben dedim o da kabul etti.Daha önce gittiğimiz restoranda tesadüfen aynı masada yerken yemeğimizi;
-İyi görüyorum seni dedim gözlerinin içine bakarak.
-İyiyim çünkü diye cevapladı beni.Hiç çekmeden gözlerini gözlerimden.
- Çok sevindim.Nasıldı Almanya.Yani Gökhan?
-Eh işte.Yani nasıl olunursa artık.
-Ama iyidir şimdi toparlamıştır biraz değil mi?
-Bilmiyorum .Biz haberleşmiyoruz Serdar.Yani artık Gökhan'la öyle bir iletişimimiz yok dedi.
İletişimimiz mi yok dedi.Vallahi dedi.Haberleşmiyoruz dedi bir de galiba.Allahım sana geliyorum.Havai fişekler patlıyor içimde görüyor musun Sonaycım demek istedim.Ama cümlemi;
-Öyle mi? Ee hayırlısı buymuş ne diyelim şeklinde kurdum.
-Öyle tabi.
-Sen nasılsın peki?İyisin ama gerçekten değil mi?
-İyiyim Serdar.Gayet iyiyim görmüyor musun?
-Görüyorum.Çok güzel görüyorum hem de.Sonay?
-Efendim?
-Kahve içelim mi?
-Olur içelim.
Ne güzel olur dedin be Sonay.Derken nasıl da güzel gülümsedin öyle.
Sen buradan yürürsün lan Serdar.Daha da kimse seni tutamaz oğlum.İllaki kavuşursun artık masum güzeline...
Yıldıza dokunmayı lütfen unutmayınız efenim.Çoook Sevgiler.