Soluk Ten Ve Karanlık Arzular...

By parkesayanlar

433 205 104

Wattpad de ki Soluk Ten ve Karanlık Arzular adlı ilk kitap. Hayat bazen insana zor gelir. Akşın şehir hayatın... More

Ekimmu
1. Sessiz Kan
2. Karanlık Arzular
3. Ölümden Doğan
5. Renk Değiştiren Gözler

4. Ölümsüzlüğün Gücü

53 32 7
By parkesayanlar

Ölümsüzlüğün Gücü: Vampirlerin ölümsüz olduğunu biliyoruz. Ama tabi bu öldürülemeyecekleri anlamı taşımıyor.

Önceki bölümü 7 kişi okumuş ayıp ettim valla geç attım bölümü. Ama keşke yorum falan da yapsanız. Çünkü biliyorum var bir hatam ve onu siz de gördünüz. Gördünüz ki beğenmediniz. Hatamı bulursanız söyleyin bende düzeltim. Ve direk vote çakma önce bir oku beğenirsen bas ama beğenmezsen belirt öbür bölüm daha güzel olsun.

Ve bölümden önce kapak tasarımı yaptırdım. Seçin bakalım birini.

Şu an bunu kullanıyorum.

Siz bakın beğenin.

Çok yorgunum ben. Gözlerim çok acıyor. Gördüklerim ağır geliyor. Ağlayamıyorum. Yaşadıklarımı yaşayan biri olmasını hem isterdim yani konuşmak ve güvenmek için. Hemde istemem o da üzülmesin. O da her gün ölmesin.

Gözlerimi yine ormanda açtım. Hadi ama yine olmaz bu sefer olmaz. Ayağa kalktım ve koşmaya başladım. Her yer aynıydı sağa döndüm sola döndüm bir süre sonra yön duygumu kaybettim ve yere dizlerimin üstüne çöktüm. Yere çökünce yine aynı ses konuşmaya başladı.

- Neden kaçmak istiyorsun Akşın?

- Birde soruyor musun?

- Dün canını mı yaktım?

- Hemde çok yaktın.

- Bir gün sen de isteyeceksin.

- Hiç sanmıyorum.

Bunu dedikten sonra arkamda birinin varlığını hissettim ama arkamı yine dönemiyordum. Kulağıma yaklaştı ve fısıldamaya başladı.

- İsteyeceksin. Çünkü beni seveceksin. Ve benimle olmak istiyorsan buna mecbursun.

Bunu dedikten sonra yine boynumda bir acı beklerken ortadan kayboldu.

Hızla yataktan doğruldum. Bu rüya canımı sıkmaya başladı ama. Telefonumu elime aldım ve saate baktım. Daha sabahın 6'sıydı. Ve benim uykum kaçtı. Uzun zamandır sabah koşusuna çıkmıyorum aslında. Yataktan kalktım ve rahat bir eşofman takımı giydim saçımı da sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra anahtarımı alıp evden çıktım. Daha yolları bilmediğim için eve geldiğim patikadan koşmaya karar verdim ve koşmaya başladım.

Koşarken de iki gündür gördüğüm rüyayı düşünüyordum. Acaba bir anlamı mı var? Hayır ya saçmalıyorsun Akşın. Kendi kendini korkutuyorsun. Yani bu rüyanın ne anlamı olabilir ki? Ormanda bir sapık var ve bana takmış çok mantıklı ya. Ama yinede içim içimi yiyordu. Yani bir rüyaya takmak ne kadar mantıklı olabilir ki? Eğer bir anlamı varsa öğrenmek istiyordum. Nereden öğrenebilirim ki?

  - Ahhhh!

Düşüncelerimi takılıp düştüğüm dal parçası böldü. Ulan tüm aksilikler beni mi bulur?! Sinirle bağırmaya başladım.

- Bıktım ulan yeminle bıktım ya. Ulan her şey mi beni bulur!? Beni mi bekliyorsunuz?! Kurtulmam için ölmem mi lazım?

Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.

- Artık dayanamıyorum. Anlıyor musun? Artık dayanamıyorum. Yaşadıklarımı yediremiyorum. Ne yaptım lan ben?! Ne yaptım...

Derin bir nefes aldım ve tekrar konuşmaya başladım.

- Artık gücüm kalmadı. Neden halen yaşıyorum ki?

Orada kaç dakika o pozisyonda durdum bilmiyorum ama tek bir şey düşündüm. O da neden yaşadığım. Ne için yaşıyorum ben.

Babam gitti.

Annem terk etti.

Sevgilim dolandırdı.

Tek arkadaşım ihanet etti.

Ben mi? Ben bitmişim zaten.

  Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde yerden kalmak için hamle yaptım. Ama aynı anda yere düşmem bir oldu galiba ayak bileğimi burktum.

Evet Akşın şimdi bittin. Ormanın ortasında sabahın bilmem kaçında tek başına yerde kaldın. Telefon desen koşuya çıkarken telefonumu yanıma almam ben. En yakındaki ev nerede ki? Ama bildiğim kadarı ile pek yakın değil. Bağırsam duyarlar mı ki? Denemekten zarar gelmez.

- Heeey! Orda kimse var mı?! Biri varsa eğer bana yardım edebilir mi? Allah kahretsin zaten lazım olduğunda kimse olmaz! Gelmeyim lan! İstemiyorum! Kurtlar yesin beni burda!

Harbi sinirlerim bozuldu. Zaten o kadar isyan ettim gelmediler. Yardım için mi gelecekler. Zaten o kadar bağırdıktan sonra duysalar da gelmezler! 

- Yardıma ihtiyacınız mı var küçük hanım?

Bir anda arkamdan gelen ses ile korkudan yerimde zıpladım tabi buna zıplamak denirse!

Kafamı geri çevirince karşımda gördüğüm kişi ile bir 10 saniye kendime gelemedim. Acaba öldüm mü? Huriler bu kadar yakışıklı olcak demişlerdi de inanmamıştım. Karşımda benden en fazla 5 yaş büyük gibi gözüken, siyah gözlü, siyah saçlı, gözlerine inat olsun diye sanki beyaz teni ile duruyordu. Sipsiyah bir gömlek ve pantolon giymişti. Çok tanıdık geliyordu yüzü. Sanki daha önce görmüşüm gibi.

- Hanımefendi yardım lazım mı? Beni duyuyor musunuz?

- He evet. Şey ben şey. Koşuya çıkmıştım ve ayağım takıldı da düşüncede bileğimi burktum kalkamıyorum. Telefonum yanımda değil de? Rica etsem taksi veya bana yardım edecek bir doktor çağırabilir misiniz? Hastaneye gitmem lazım da?

-  Sadece ayak burkulması için mi?

- Galiba acıdığını söylemedim ve ayağa kalkamıyorum.

- Canın tatlı senin. Sadece incinmiştir.

Çatık ya! Ulan neden tüm yakışıklılar uyuz olur? ( Tatlı yazar da aynı düşünüyor)

- Tamam etme yardım git!

- Sakin ol şampiyon. Yardım edeceğim.

Birde gülüyor ya ulan bende ayı çıkar diye korkuyorum ayının yakışıklı versiyonu geldi. Ben böyle düşünürken beni bir anda kucağına aldı. Hop yavaş!

- Hop koçum sen hayırdır? İndir beni!

Beni hiç dinlemiyordu ve yürümeye devam ediyordu ve tabi ki pis pis sırıtmasını da unutmayalım.

- Bak tatlım eğer seni burada bırakıp gidersem hem çok ayıp olur hiç centilmenliğe uygun olmaz. Hemde bir kurt gelip seni parçalar. Ama diyorsan ki yemişim centilmenliği. Diyorsan ki kurt bana koymaz. Tabi bırakırım.

- Offf!

- Çok kibarsınız hanımefendi.

Bunu dedikten sonra ona laf yetiştirmekten vaz geçtim ve beni götürmesini bekledim. Dur bir dakika nereye götürüyor beni!

- Sen beni nereye götürüyorsun?

- Burdan güvenli bir yere.

- Yani nereye?

- Güvenli yere dedim ya.

- Uyuz musun sen?

- Seni yere bırakabileceğimi biliyorsndur umarım.

- Ne bilim sapık olmadığını? Niye güvenim sana?

- Sabahın bu saatinde tek başına bu kılıkta telefonun olmadan koşuya çıkarken hangi aklını kullandıysan o aklın ile güven.

Beni mi susturdu o? Derin bir nefes aldım ve kollarımı boynuna doladım madem gidiyoruz en azından belim kopmadan gideyim.

Yaklaşık bir 10 dakika sonra patikadan çıktı ve ağaçların arasına girdi. İki dakika daha yürüdükten sonra boş bir araziye geldik ve o boş arazinin tam ortasında kocaman bir ağaç vardı. Ağacın üstünde bir ağaç ev ve ağacın hemen altında küçük bir kulübe vardı. Çok güzeldi. Ve yine o duygu burayı daha önce görmüşüm gibi. Beni kulübenin önündeki banklardan birine bıraktı ve kulübenin içine girdi. Elinde bir krem kutusu ile geri geldi ve önümde diz çöktü.

Kutunun kapağını açtı ve içinden biraz krem alıp bileğime yavaşça sürmeye başladı. Burdan bakınca tatlı görünüyor aslında. Ama burada ne işi var ki? Hadi benim evim var ama bildiğim kadarı ile burda benim evden başka ev yok. Acaba modern Tarzan falan mı?

- Ne düşünüyorsun?

Bunu sırıtarak söylemişti sanki ona ne düşündüğümü söylerim de.

- Burada ne işin olduğunu düşünüyorum.

- Senin ne işin varsa bende o yüzden burdayım.

- Soruyu ben sordum cevap vermek senin görevin.

- Ben burada yaşıyorum. Evim buradan bir 10 dakika uzaklığında. Hadi sıra sende senin ne işin var.

- Bende burada yaşıyorum evim 10 dakika galiba buraya gelirken yolları pek takip etmedim.

- Çünkü beni izlemek ile meşguldün.

- Ne alakası var.

- Alakası yok diyorsan öyledir.

Kremi sürmesi bitince cebinden bir fular gibi bir şey çıkardı ve bileğime bağladı. Doğrusu çok güzel bir fulardı. Belki sevdiği kızın falandır. Ya da çocuğu vardır.

- Senin için özel bir şey galiba boş ver sarma ben eve gidince sararım hem daha iyi hissediyorum.

- Evet benim için çok özel birine ait. Giderken vermişti bana o günden beri saklıyorum. Ama artık geldi ve ona ihtiyacım kalmadı. Artık onu özlediğim zaman yanına gideceğim.

- Sen yine de al yani gidip ona ver.

- Ona veriyorum zaten.

- Anlamadım?

- Doğrusu beni tanımayacağını biliyordum ama yinede darıldım Akşın.

- Sen benim adımı nereden biliyorsun. Ben sana söylemedim.

- Hiç unutmadım ki.

- Lütfen biraz daha açık olur musun?

- Batu ben. Sana mektup yazmıştım. Ve çocukluk arkadaşın. Biliyor musun seni çok özledim. Burası sen gittikten sonra çok sessizleşti ve sessizlik bazen çok gürültülü olabiliyor...

Bitti.

Bir zamanlar benimde vardı bir sevdiğim. Halen ölesiye sevdiğim!

Neyse hadi iyi okumalar:)

Continue Reading

You'll Also Like

2.4M 107K 45
Vampir içinde #1-15.12.2016- Vampir içinde #4-15.06.2017- Vampir içinde #2-15.06.2018- Vampir içinde #3-15.06.2019- Vampir içinde #3-15.06.2020- Başl...
238K 12.7K 24
Ben Ayda; Babamın ölümünün üstüne 7 yıl geçmişti.. Annem biri ile tanışmış ve bana evlenmek istediğini açıkladı.. -Nee!! evleneceğin kişinin 2 oğlu m...
210K 9.6K 38
BU KURGUDA BOLCA VAMPİR BULUNMAKTADIR!! Bilincim yavaş yavaş açılırken beraberindr korkunç bir baş ağrısıda getirmişti. Göz kapaklarımı zorlukla kald...
63.6K 2.6K 15
Okulda ceza aldığı için Akşam'a kadar okulu temizleyen kız kan dondurucu bir manzara ile karşılaşır.Ama asıl olay kızın hiç korkak olmaması.... Klasi...