UYARI!!!
Tesadüfen geldiysen,
+18
AŞIRI CİNSELLİK!
EŞCİNSEL İLİŞKİ!
ŞİDDET!
OLUMSUZ ÖRNEK!
Şimdi bir metrekarelik duşun içinde çırılçıplak bir Taehyung ile duş başlığının altında ıslanıyordu. Eli hala diğerinin dolgun dudaklarında bakışlarını göğüs hizasından çekemiyordu. Bir cesaretle gözleri esmerin gözlerine değdi ve mavi gözlerle sarsıldı. Taehyung gözlerini bile kırpmadan nefes nefese ona bakıyordu.
Şimdi Jungkook ne yapacaktı?..
Taehyung sıcak nefesini Jungkook'un avuç içine üfledi ve dilini sinsice diğerinin avucunda gezdirdi. Jungkook kaşlarını çattı ve sinirle diğerine baktı. Mavi gözleri ve yoğun kokusuyla Jungkook'u telaşlandırıyordu. "Kes şunu yapmayı!" dedi dişlerinin arasından. Duyulmak istemiyordu. Taehyung boştaki eliyle Jungkook'un bileğini tuttu ve dudaklarının üzerindeki eli nazikçe oradan çekti. Hayatına giren hiç kimseye bu kadar anlayışlı ve nazik davranmamıştı...
Jungkook'a doğru eğildi ve dudaklarını diğerinin kulağına yaklaştırdı. Sessizce konuşurken daha derinden gelen sesi ve duvarla arasında nefes nefese sıkışıp kalmış çocuğun kulağına değen dudakları, kesinlikle bilerek yaptığı bir şeydi.
"Jungkook... eğer beni bu şekilde bırakıp gitmeye çalışırsan..." hafifçe güldü "peşinden çırılçıplak bir şekilde çıkarım ve herkesin duşta işi pişirdiğimizi düşünmesini sağlarım!"
"S—sen beni tehdit mi ediyorsun?!"
"Hayır güzelim" dedi Taehyung, tek eliyle diğerini güzel çenesinden tutmuştu. Mavi gözleri diğerinin siyah gözleriyle buluştuğunda içi titredi. "Sadece yapacağım şeyi söylüyorum, bu kesinlikle bir tehdit değil... Yaptığın şeyin sorumluluğunu al Jeon."
"Ben bir şey yapmadım! Sapık gibi peşimden gelen sensin!
"Havlumu açıp beni çıplak bırakarak tahrik eden de sensin!"
Cidden... Taehyung laf dalaşına girmeyi isteyeceğiniz son kişi bile değildi.
Jungkook ağzından garip bir ses çıkarttı. "Tehdit değilmiş!" dedi sinirle. Ne sorumluluğundan bahsediyordu??? Dışarı çıkıp kaçmakla burada kalmak arasında ciddi bir karar vermesi gerekiyordu. Taehyung'un penisi havlusuna sürtüyordu ve dışardan sürekli öğrencilerin sesi geliyordu. Herkes spor yapmak için bugünü beklemiş gibi, üzerlerini değiştiriyor, duşa girip çıkıyordu! Jungkook gözlerini kapattı ve içinden en ahlaksız küfürleri etti. Şimdi çıkıp gitse peşinden çırılçıplak geleceğinden emindi. Babasına kendisiyle evlenmek istediğini söyleyebilecek kadar arsız bir insandı. Çıplak gezmeyi ya da duşta işi pişirdik demeyi mi göze almayacaktı?..
Jungkook gözlerini açtığında esmerin mavi gözleriyle kendi kırmızı gözleri buluştu. Taehyung'u çekici bulduğunu itiraf etmeliydi. Özellikle kurdu onu baya çekici bulmuş olmalıydı ki sürekli Taehyung ile aralarında yaşanan bu anlarda onunla iletişime geçiyordu.
Jungkook sinirli gözlerini esmere çevirdi. "Eğer bana elini sürersen seni gebertirim!" Taehyung'un yüzünde piç bir gülümseme belirdi. Yoksa teslim mi oluyordu?.. Jungkook diğerinin anlayamadığı bir hızla esmeri belinden tuttu ve yanındaki duvara yüz üstü çevirdi. "Siktir! Bunu beklemiyordum!" dedi Taehyung şaşkınca. Jungkook'un ona bir ders vermesi gerekiyordu! Jungkook elleri ve alnı fayansa yaslı öylece duran Alfa'ya baktı. Esmer kalçası becerilesi ve ellenesi duruyordu ama şu an bunu yapamazdı. Jungkook zihninden geçen kirli düşünceyle kendine küfür etti. "Şu an" da ne demekti? Asla böyle bir şey olmayacaktı!
Ona biraz daha yaklaştı ve tekrar suyun altında birlikte ıslanmaya başladılar. Az önce Taehyung'un yaptığı gibi dudaklarını esmerin kulağına yaklaştırdı ve "sesini çıkartırsan, bana dokunursan ve feromonlarını serbest bırakırsan seni pişman ederim!" dedi.
Sağ elini esmerin sağ kolunun üstünden geçirdi ve ağzını kapattı. Sol eliyle de Taehyung'un fayansa yaslanmış sol elini tuttu ve aşağı indirdi. Esmerin elini penisine götürdü ve Taehyung elini penisine sardı. Elinin üstünde Jungkook'un eli vardı ve onu yönlendirmeye başladı. Taehyung içinden güldü. Jungkook'un penisine dokunmamak için yaptığı hamle zekiceydi. Onunla gerçekten seks yapmayı düşünmemişti. Diğerinin buna izin vermeyeceğini zaten biliyordu. Ne koparırsa kârdı... Hiç de fena değildi.
Jungkook elini yukarı aşağı hareket ettirdi ve Taehyung kendini çekmeye başladı. Arkasındaki bedenin kalçasına değen havlusu onun da erekte olduğu gerçeğini gizlemiyordu. Taehyung başını aşağıya eğdi ve elinin üstündeki Jungkook'un eline baktı. Harika bir uyum içinde hareket ediyorlardı. Diğerinin sıcak nefesleri boynuna çarpıyordu ve çıplak göğsü her hareket ettiklerinde sırtına değiyordu. Taehyung delirmek üzereydi. Kurdu arkasını dönmesi ve çocuğu kucağına alıp duvara yaslaması için gaza getiriyordu. O da senden etkileniyor. Kurdu benden etkileniyor... Taehyung'a resmen işkence yapıyordu.
Taehyung artan zevkiyle birlikte kalçasını ileri geri oynatarak penisini eline iteklemeye başladı. Ağzından salyaları akıyordu ya da duş başlığından gelen su ağzına kadar giriyordu. Jungkook'un elinin sıkı sıkıya ağzını kapatmaya çalışmasının da etkisi vardı. İçerisi buhar olmuştu ve Taehyung nefes almakta zorlanıyordu. Çoğu zaman aldığı zevkle nefesini tuttuğunu da inkar edemezdi. Kendi elini beceriyordu ama arkasındaki bedenin varlığı, elinin üstündeki eli bile onu zevkten ağlama noktasına getirmişti. Kalçası Jungkook'un havlusuna sürttükçe ve arkasındaki sertliği hissettikçe daha büyük bir hırsla kendini ikisinin eline itiyordu.
Duştan gelen suyun verdiği ağırlık ve esmerin kalçasını sürekli sürtmesiyle birlikte ikisini de olduğu yerde titretecek bir şey oldu. Jungkook'un belindeki havlu oraya daha fazla tutunamadı ve ıslak bir ses çıkartarak yere düştü. Taehyung duvara yaslı elini yumruk yaptı ve derince inledi. Hareketlerini durdurmuş, sakin kalmaya çalışıyordu. Jungkook da penisinin esmerin kalça arasına sürtünmesiyle inledi. "Siktir!" dedi bunun olması aklına gelmemişti. Ne yapacağını bilemez şekilde öylece duruyordu.
Taehyung boştaki elini arkaya uzattı ve Jungkook'u kendine bastırdı. Kalçasını geriye doğru uzattı ve hafifçe araladığı bacaklarıyla diğerinin penisini bacaklarının arasına aldı. Jungkook bir anda Taehyung'un deliğini, testislerini ve penisini hissetti. Tamamen donmuştu. Beyninden ayak parmaklarına kadar bir zevk dalgası bedenine yayılmış, her yeri karıncalanmıştı. Taehyung'un dudaklarının üzerindeki elini daha sıkı bastırdığının farkında bile değildi. Dişleri uzamıştı ve bedeni altında ezilen esmerin de kendinen farkı yoktu. Eline batan sivri dişleri hissediyor, bundan sadece zevk alıyordu.
İkisi de kontrolü kaybetmek üzereydi. Taehyung kalçasını yavaşça hareket ettirdi ve Jungkook'un bacakları arasındaki penisine sürtünmeye başladı. Tek eli Jungkook'un elinin içinde penisini çekiyor, diğer eliyle de kaçmaması için Jungkook'u belinden kendine doğru bastırıyordu. Sivri tırnakları çoktan diğerinin beyaz cildinde küçük kesikler yapmış, hafif kanamasına neden olmuştu. Alnı duvara yaslı, moraracağını bilse de arkasındaki çocuğu bırakmayı göze alamadığından yaptığı şeyi sürdürmeye devam ediyordu.
Jungkook itiraz edecek son irade kırıntılarını da esmerin elini yalamaya başlamasıyla kaybetti. Ne oluyor? diyordu içinden. Penisi esmerin bacak arasında en mahrem yerlerine sürtüyor, gittikçe artan zevk suyuyla birlikte harika hissettiren bir kayganlık yaratıyordu. Engel olamadı... Esmerin bedenine tamamen yaslanıp dudaklarını ensesine bastırmaya engel olamadı... Sivri dişleri esmerin boynunu çizerken Taehyung da Jungkook'un eline dişlerini bastırıyordu. Jungkook Taehyung'un elinin üstündeki elini çekti ve beklenmedik bir hamleyle sol kolunu esmerin beline dolayıp kendine doğru çekti. Taehyung bugün ne kadar daha şaşırabilirdi bilmiyordu.
Daha önce izin vermişti. Dişlerini geçir ve onu bizim yap! Onu mühürle, mühürle!
Jungkook kurdunun beyninde konuşmasına engel olamıyordu. Duymamak gibi bir şansı yoktu. Mühürlemesini istiyordu. Saçmalıyordu!
Jungkook esmeri sıkıca belinden sarıp aletinin üzerinde daha hızlı ileri geri hareket ettirirken zevkten bayılmak üzereydi. Arkasındaki çocuk da onun gibi hissediyor muydu?..
Kesinlikle hissediyordu.
Seni mühürlemek istiyor, bizi istiyor...
Taehyung kurdunun ona söylediği şeyle göğsüne yayılan mutluluğu hissetti. Onu istiyor muydu? Öyleyse alabilirdi. Zaten bunu istiyor ve bekliyordu. Başını biraz daha aşağı eğip diğerinin rahatça oraya yerleşmesi için yer açtı. Ona izin veriyordu. İçindeki Alfa, arkasındaki muhtemel omeganın önünde diz çöküyordu. Onu kendilerinin yapacak her yolu kabul ediyor, mühür için izin veriyordu. "Seninim" dedi dudakları Jungkook'un eline değmiş, boğuk bir ses çıkmıştı.
Jungkook duyduğu şeyin ne anlama geldiğini kavrayacak bilinçte değildi. Kurdu bizim olmak için hazır, hadi! diyordu. Sona yaklaşmaya başlayınca Jungkook sivri dişlerini Taehyung'un ensesine geçirdi. Taehyung mühür yerinin üzerinde hissettiği dişlerle birlikte sarsılarak boşalmaya başladı. Jungkook da dişlerini oraya bastırarak yaşadığı en güçlü orgazmlardan birisini yaşadı.
Şimdi esmerin boynunda soluklanan dudakları, belini kavrayan kolu ve tamamen önündeki bedenin sırtına yaslanmış vücudunun nasıl aciz bir durumda olduğunun bilincine kavuşmaya başlıyordu. Kapalı gözlerini açtı ve dişlerini geçirdiği yere baktı. Siktir dedi içinden. Ne yaptım ben?
Bir mühür oluşturacak derinlikte ısırıklar değildi. Eşlerin ya da sevgililerin daha yoğun orgazm yaşamak için yaptıklarına benzeyen bir ısırıktı. Ama çok tehlikeliydi... Bir çok kişi bu şekilde istemeden yanlışlıkla mühürlenip pişman oluyordu. Biraz daha ileri gitseydi onu mühürleyebilirdi. Taehyung'un boynu bir vampirle sevişmiş gibi kan, çizik ve diş izleriyle doluydu. Jungkook yaptığı şeye inanamadı. Morluğun büyüklüğü şimdiden korkutucuydu.
Sertliğini kaybetmeye başlayan penisi hala esmerin bacak arasındaydı ve sıkı sıkıya Taehyung tarafından orada tutulmaya devam ediyordu. Jungkook kendini yavaşça geri çekti ve Taehyung bacaklarını tamamen aralamak yerine diğerinin kendine sürtünerek penisini çekmesine neden oldu. İkisi de bu son sürtünme ile kesik bir nefes alıp inledi.
Jungkook'un sağ elinin içinden bileğine doğru kan akıyordu. Taehyung da çocuğun eline boynundakine benzer izler bırakmıştı. Taehyung başını yavaşça arkaya çevirdi ve Jungkook ile göz göze geldi. Mührü hissetmiyordu. Kalbinin kırıldığını ise çok ağır bir şekilde hissediyordu. Oldu sanmıştı. Bu sefer tamam demişti içinden ama bu kadar yaklaşıp tekrar onun tarafından reddedilmek öncekilerden daha ağır olmuştu. Kurdunun kurduyla konuştuğunu duymuştu. Ona rağmen Jungkook kendine hakim olmuş, onu istememişti. Oh bu gerçekten çok ağırdı...
Jungkook kırmızı gözleri, sivri dişlerinden boynuna doğru akan kan ve kızarmış yanaklarıyla Taehyung'u tekrar tekrar yakıyordu. O her haliyle mükemmeldi. Ona ait beğenmediği tek bir şey yoktu. Kırılmış ya da kırgın da olsa onun için koşmaktan kendini alıkoyamıyordu.
Jungkook Taehyung'un dağılmış ifadesine, alnına dökülmüş ıslak saçlarına ve mavi gözlerine baktı. Dudaklarını eliyle kapattığı için esmer sadece Jungkook'un elini değil kendi dudaklarını da dişlemiş olmalıydı. Kalın alt dudağı diş izleriyle doluydu ve boynuna doğru kan akıyordu. Jungkook'un parmakları diğerinin ağız çevresinde kırmızı izler bırakmıştı. Biri tarafından saldırıya uğramış gibi gözüküyordu. Ama o çok yakışıklıydı... onu bu hale getirenin kendisi olduğu gerçeği midesinde bir şeyler uçuşmasına sebep oldu. Jungkook nefessiz onu izlemeye devam etti. Her haliyle, kesinlikle lanet, feci derecede yakışıklıydı! Geniş omuzları, dudakları, teni ve kalın boynu o kadar... Siktir! Neden böyle oluyordu?
Jungkook aklımdaki düşüncelerden kurtulmak için eliyle esmerin sırtına bastırdı ve "sakın arkanı dönme!" dedi. Taehyung fayansla tekrar yüz yüze geldiğinde istediği şey onunla konuşabilmekti. Az önce Taehyung için çok büyük bir adım atmışlardı ama Jungkook bundan pişman, önemsiz gibi davrandıkça kırılıyordu.
Jungkook arkasında sakinleşmeye nefes almaya çalışıyordu. "Jungkook konuşmamız lazım" dedi Taehyung ama diğerinin onunla konuşmak gibi bir düşüncesi yoktu. "Kapat çeneni. Seninle konuşmayacağım! Bize yaptırdığın şeye bak!" dedi. Sinirden sesi ve esmerin sırtındaki eli titriyordu. Taehyung'a iyice yaklaştı ve sesinin fazla çıkmamasına özen göstererek "Eğer bunları birisinden duyarsam bir daha asla yüzüne bakmam!" dedi. Kapının üstündeki Taehyung'a ait kuru havluyu alıp yüzündeki kanları sildi. Sonra havluyu beline doladı ve bileğini tutmaya çalışan Alfanın elini sertçe itekleyip duştan çıktı.
Taehyung sinirle elini duvara vurdu ve gözlerini kapatıp akan suyun altında sakinleşmeyi bekledi. Yoksa duştan çıkıp önüne çıkan herkesi, özellikle de Jungkook'un aklını karıştıran o sik kafalıyı perişan edecekti!
Taehyung üzgündü. Kurdu üzgündü. Az önce göğsüne yayılan mutluluk yerini derin bir hüzne bırakmıştı. Birisi göğsüne baskı yapıyormuş gibi bir ağırlık vardı. Kurdu onun kurduyla buluşamamıştı ve şimdi tüm acısını serbest bırakmıştı. Boşluğa düşmüş gibi hissediyordu.
Taehyung duş başlığını duvara doğru çevirdi ve suyun yönünü değiştirdi. Dizleri üzerine yere düştüğünde yerdeki havluyu aldı ve göğsüne bastırdı. Havlunun üzerinde menileri duruyordu ve Jungkook gibi kokuyordu.
Aptal! Aptal! Aptal!
Kurdu ona kızıyordu ve tüm bedeni acı içinde kıvranıyordu. Daha fazla engel olamadı ve ağladı. Orada bir metre karelik küçücük duşun içinde tam bir saat kucağındaki havluya sarılarak ağladı...
***
"Yoongi... çok kötüyüm..."
Yoongi'nin telefonda duyduğu ve Jimin'in yanından koşarak ayrılmasına sebep olan tek kelime buydu. Daha fazlasının olmasına da gerek yoktu. Bir sürünün parçası olmaktan çok daha fazlasıydı. Kan bağları vardı ve birlikte büyümüşlerdi. Kimsenin bilmediği özel sırları vardı ve hepsi ikisinin arasındaydı. Birbirleri için her şeyden çok daha değerliydiler. Yoongi spor salonun duşlarını geçti ve tuvaletlerin olduğu tarafa ilerledi.
"Taehyung!"
Kabinlerden birisinden burun çekme sesi geldi ve Taehyung içerden çıktı.
Babası dövdüğü zamandan çok daha dağılmış gözüküyordu. "Ne—ne oldu?" dedi sesi şaşkın ve korkmuş çıkmıştı. Çünkü birisi gerçekten ona kötü bir şeyler yapmış gibi gözüküyordu. Dudakları parçalanmış, boynu morarmış, diş izleri vardı. Yüzüne birisi elinin izi çıkacak kadar sert bastırmış olmalıydı. Alnı kızarmış, bir süre sonra moraracaktı. Birisi tecavüz etmeye çalışıp, onu zorla mühürlemek için... hayır hayır! Taehyung çok güçlüydü. Birisinin bunu denemek için bir kaç düzine adamla üzerine saldırması gerekirdi.
"Beni burdan çıkar" dedi ve elini ağzına kapattı. "Lütfen kimse görmeden eve götür..."
"Tamam, tamam" dedi Yoongi. Başındaki şapkayı çıkarttı ve onun başına taktı. Böylece yüzü gözükmezdi. Çantasını açmaya çalışırken eli titriyordu ve bir kaç kez küfür etti. Siyah bez bir maske çıkarttı; her zaman yanında taşırdı. Taehyung'un yüzüne maskeyi taktı ve kolundan tutup hızla tuvaletten çıktılar.
Spor salonundan bahçeye oradan da girişe doğru yürüdüler. Taehyung etrafa bakmıyor, bakışlarını yere sabitlemiş Yoongi'nin rehberliğinde ilerliyordu. "Yoongi!" Jimin'in seslenmesiyle Yoongi sessizce küfür etti. Koşarak bu tarafa gelince merak etmiş olmalıydı. "Ne oldu?" dedi Taehyung'a bakarken. "Bir şey yok acil gitmemiz lazım" dedi Yoongi dudağını dişlemiş yürümeye ara vermemişti. Jimin'in onlara ayak uydurmak için biraz koşturması gerekti. Taehyung'a baktığında dikkatini çeken ilk şey nemli gibi gözüken giysileri oldu. Sonra boynu ve ensesi dikkatini çekti. Kavga mı etmişti?
"İyi olduğunuza emin misin?" dedi tekrar. "Evet iyiyiz" dedi Yoongi yalan söylediği kilometrelerce uzaktan belli oluyordu. "Acil gitmemiz gerekiyor sonra seni arayacağım" dedi ve koşturan adımlarla otoparka doğru gittiler. Jimin ikisinin arkasından baktı. Taehyung'a gerçekten kötü bir şey olmuş gibiydi ve ondan tanıdık gelen bir koku almıştı ama ne olduğunu anlayamadı. Yoongi kendi çantasıyla birlikte Taehyung'un sırt çantasını ve spor çantasını da taşıyordu. Yoongi kolundan tutuyordu ve Taehyung sadece yürüyordu...
***
Otoparka ulaştıklarında Yoongi arabanın kilidini açtı ve çantaları bagaja bıraktı. Taehyung ilk defa arka kapıyı açtı ve koltuğa neredeyse uzandı. Yoongi bir şey söylemedi ve arabayı hızla eve doğru sürdü.
Eve gelince Taehyung'un yaralarına krem sürdü. Bir ağrı kesici içirdi ve Taehyung yatağında biraz daha ağlayıp Yoongi'nin kolları arasında uyuya kaldı. Yoongi göz hizasındaki boynuna ve dudaklarına baktı. Kim Taehyung'un bedenini bu kadar hor kullanabilirdi anlayamıyordu. Jungkook ise aklının ucundan bile geçmiyordu çünkü o çocuk Taehyung'un kendisine yaklaşmasına izin hiçbir zaman izin vermiyordu.
Bir kaç saat sonra Taehyung uyandığında Yoongi onun için çorba hazırlamıştı ve dudağının durumundan dolayı Taehyung çorbayı pipetle içebilmişti. Taehyung'un bir şeyleri anlatması için hazır olması ise iki saat daha sürdü. Sonra olanları anlattı ve Yoongi'nin şaşkınlıktan yüzünde oluşan ifadeye berbat bir halde olsa da gülümsedi.
Taehyung'un büyük bedeni Yoongi'nin daha küçük bedeni yanında ilk defa küçük duruyordu. "Seni mühürleseydi ve sonrasında bir piç gibi davransaydı daha kötü olurdu" dedi Yoongi. Karşı apartmana gidip çocuğun yüzünü gözünü dağıtmak istiyordu. "Ben aptal mıyım?" dedi Taehyung. "Kurdum bana aptal dedi." Yoongi'nin sinirden çenesi kasıldı. "Aptal değilsin, kurdun Jungkook'a aptal" demiştir dedi. "Nasıl bu kadar dağıldın anlamıyorum" diye devam etti. "Gerçekten başına bir şey geldi sandım!" Taehyung başını Yoongi'nin göğsüne yasladı. Şimdi yine on yaşındaki o küçük çocuk olmuştu. Babası tarafından zorbalığa uğrayıp, Yoongi'ye ağladığı zamanlardaki gibiydi.
"Kendime çok güvenmiştim" dedi Taehyung. "O kadar çok güvenmiştim ki işte o gün, bugün demiştim. O da seni istiyor demişti kurdum. Amacım Jungkook'u sadece tahrik etmekken bir anda tüm o şey olunca... ben sandım ki—"
"Şşşt..." dedi Yoongi. Hadi uyuyalım. Hayal kırıklığı yaşadın. Kocaman bir hayal kırıklığı..."
Biraz da kalp kırıklığı...
***
Sonraki gün, bir sonraki gün ve sonrası... Taehyung bir hafta boyunca okula gelmedi. Jungkook o kadar gurur yapıyordu ki üç gün onu aramadı. Üçüncü gün gönderdiği
iyi misin? mesajına bir gün sonra görüldü geldi. Ve hiç yanıtlanmadı.
Bir haftanın sonunda Taehyung okula geldiğinde ise Jungkook olduğu yerde kaldı ve bir kaç dakika öylece onu izledi.
Ona söylediği şeyi düşündü;
"Kırmızı saçları seviyorum; bence çok seksi..."
Taehyung saçlarını neden kırmızıya boyatmıştı...
***
Ningyoo
01.04.21
Bölüm sizi şaşırttı mı bilmiyorum. Ne yazarsam yazayım tepki alamadığım için şaşırmadan okuduğunuzu düşüneceğim. Umarım sevmişsinizdir. Spor salonundan çıktıktan sonra Jungkook neler yaptı;
O bir haftada ne oldu onları da yazacağım.
Alfa'lar duygusuz insanlar gibi lanse edildiği için bir çok hikayede, burada Taehyung ile ilgili eziklik gibi şeyler düşünmenizi istemiyorum. O Alfa olmaktan önce bir insan, duyguları olan, gülen, ağlayan ve seven bir insan.
Çok istediğiniz bir şeye kavuştuğunuzu düşünürken aslında öyle olmadığını görmeniz çok üzücü ve yıkıcı bir şey. Bizzat yaşadığım için ne kadar kalp kırıcı olduğunu biliyorum. Umarım siz yaşamazsınız.
Ve gerçekte de Taehyung o sert gibi gözüken görüntüsünün altında pamuk gibi bir insan. Düşününce yükseldim şu an >_<
Dört gün arayla yeni bölümü paylaşıyorum
Bence beni çok sevmelisiniz *-*
Öpüldünüzzzzzzzzz