KARANLIK ŞEHİR

Por gaslann

904K 35.2K 4.9K

Bir mafya hikayesi... YAYINLANMA TARİHİ: Şubat 2021 © HER HAKKI SAKLIDIR © Más

❤❤
TANITIM
1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM 'CEM'
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM 'HAKAN'
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
48. BÖLÜM
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
52. BÖLÜM
53. BÖLÜM
54. BÖLÜM
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
57. BÖLÜM
58. BÖLÜM
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM
61. BÖLÜM
62. BÖLÜM
63. BÖLÜM
64. BÖLÜM
65. BÖLÜM
66. BÖLÜM
67. BÖLÜM
68. BÖLÜM
69. BÖLÜM
70. BÖLÜM
71. BÖLÜM
72. BÖLÜM
73. BÖLÜM
74. BÖLÜM 'ALİ'
75. BÖLÜM
76. BÖLÜM
77. BÖLÜM
78. BÖLÜM ♦ I. KİTAP SONU
'KAYIP I'
'KAYIP II'
79. BÖLÜM
80.BÖLÜM
81. Bölüm
82. BÖLÜM
83. BÖLÜM
84. BÖLÜM
85. BÖLÜM
86. BÖLÜM
87. BÖLÜM
88.BÖLÜM
89. BÖLÜM

14. BÖLÜM

15.2K 636 107
Por gaslann

 Oy verip, yorum yaparsanız çok sevinirim. Keyifli okumalar...

  Ali'nin kapıyı çekip gitmesiyle, iyi mi kötü mü olduğunu bilmediğim akıbetimi beklerken sessizliğin içinde kendimi dinledim. Cem'in yüzünden iki yılım korkuyla, endişeyle, kaçmakla geçmişti. Ne insanlarla düzenli bir ilişki kurabilmiş, ne de rahatça dışarıda dolaşabilmiştim. Şimdi özgürlüğümü kazanmam için, tekrar onunla yüz yüze gelmem gerekiyordu. Korkuyordum. Ama bunu yapmam lazımdı. Geleceğim için. Sıradan bir gelecek için. Bu kadar çabaya değer miydi? 

   Ali gittiğinden beri koltukta öylece oturuyor geçmişten bugüne yaşadıklarımı tartıyordum. Duvardaki saate gözüm iliştiğinde ufak çaplı bir şaşkınlık yaşadım. Neredeyse gece yarısı olmak üzereydi ve ben bu kadar saattir, öylece oturmuş, kötü geçmişimi ve hayalini kurduğum sıradan geleceği düşünüp durmuştum.

Hakan yine gelmemişti. Ona Cem'i bulabileceğimi, planımı anlatamamıştım.  Cem'i onların ayağına kadar getirmem demek, benim kurtuluşum demek, onlar için de eksik bilgilerin tamamlanması demekti. Kabul etmemesi için bir sebep yoktu en azından. Sadece konuşmam gerekiyordu. 

   Daha fazla bekleyemezdim. O gelmiyorsa, ben ona gidebilirdim. Esir değildim ya sonuçta. Dışarı çıktığımda esen rüzgarla kollarımı birbirine bağladım. Üzerimde sadece siyah bir erkek tişörtü vardı. Ali'nin bana verdiği mont boya olduğundan atılmış olmalıydı. Başka kıyafetim de yoktu. Üşüsem de bu gece Hakan'ı bulmalıydım. Bu durumdan kendimi kurtarmam için bir an önce Cem'i onlara getirmeliydim.

Dışarı çıktığımda beni karanlık bir orman karşıladı. Aralıklarla aydınlatılmış yol olmasa, ıssız bir ormanda tek kaldığımı düşünebilirdim. Asfalt yola çıktığımda önümde uzun bir yol gözüküyordu. Benim iki gündür içinde kaldığım ev, tek katlı küçük bir evdi. Karanlıkta seçebildiğim kadar uzaklara bakmaya çalıştım. Işığı yanan büyük bir ev gözüküyordu ileride. Hakan orada olabilir miydi? Ben neredeydim Allah aşkına!

Başka çarem olmadığından, ışıkları yanan eve doğru ilerledim. Yaşadığım acı tecrübeden dolayı, içimden bir ses gitmememi söylüyordu, beklemekte mantıklı değildi. İstemeye istemeye asfalt yolda ayağımda ev terlikleriyle birlikte yürümeye başladım. Hava çok sertti.  Arada açıkta kalan kollarıma sürtüyordum avuç içlerimi. 

Biraz yürüdükten sonra benim kaldığım evden daha büyük bir ev çıktı karşıma. Ama hiç bir ışık yanmıyordu. Hiç kimse yoktu ve çok karanlıktı. O evi es geçtim. Devam ettim. On dakikalık bir yürüyüşten sonra, aynı şekilde bir ev daha çıktı karşıma. Işıkları yanan ev biraz daha yakında gözüküyordu. En azından bir yaşam belirtisi vardı. Yönümü hiç değiştirmeden ışığa doğru ilerledim karanlıkta. Sanki terkedilmiş karanlık bir şehirdi burası. Bütün bu evler Hakan'ın mıydı? Öyleyse neden kimse yoktu. Dört gün önce bıçaklanmış birisi için fazla güvenliksizdi. İlk gün gördüğüm korumaların hiç biri yoktu. Kimse beni durdurmamış, önüme çıkmamıştı. 

Tüm bu sorular zihnimi meşgul ederken, bedenim de ışıkları yanan eve yaklaşmıştı bile. Uzaktan küçük gibi gözüken ev, gördüğüm diğer evlerden daha da büyüktü. Evin bahçe kapısına doğru ilerlediğimde, benim kaldığım ev gibi iki tane daha olduğunu gördüm. Yürüdüğüm yol kadar bahçesi vardı neredeyse bu evin.  

Sağ taraftan gelen bağrışma sesleri, bahçenin büyüklüğüne şaşırmamı bitirmişti. Sesler biraz uzak gibi geliyordu. Sese doğru adımlarken, korkudan titreyen bacaklarımı umursamadım. Her adımında sesler daha da anlaşılır hale geliyordu. 

"Buradayım!"  

"Zıplasana oğlum!"

"Ve basket!"

   Tam karşımdaki basketbol sahasında üç koca adam bağıra çağıra basketbol oynuyorlardı. Aslında oyun oynamaktan çok kavga ediyor gibiydiler. Ali, Hakan'ın her basketinde üzerine yürüyüp tehdit ediyor, onların birbirleriyle kavga etmesini fırsat bilen Kerem basket atınca bu sefer ikisi birden Kerem'e saldırıyorlardı. Hakan'ın yüzü o kadar gülüyordu ki, içimdeki buz tutmuş bütün duygular çözüldü sanki. Ruhumun karanlık yerleri aydınlanmışta, içime bahar gelmiş gibi. Sağ elimi sol göğsümün üstüne yerleştirdim kaçıp gitmesin diye.  

"Bizden çok eğleniyor gibisin." Kerem'in sahanın içindeki tellere parmaklarını geçirip, tellerin ardındaki bana seslenmesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Gözleriyle dudaklarımı gösterdiğinde, aptal gibi sırıttığımı yeni fark etmiştim. Hakan'ın içimi ısıtan gülüşünün bir parçası da benim dudaklarıma bulaşmıştı. 

   Birden kendimi toparlayıp " Sizin kadar eğlenmem imkansız, tek başıma terk edildiğim o evde" dediğimde Ali'de Kerem'in yanına gelmiş, Hakan ise az önceki gülümsemesinden eser kalmamış ciddi yüz ifadesiyle, bize doğru yürüyordu. Basketbol topu da kolunun altındaydı. Oyunlarını böldüğüm için sinirlenmiş olabilirdi. Ama oyundan daha önemli sorunlar vardı ve bu gece o sorunların bitmesi için karar verilmesi gerekiyordu.

" Ne terkedilmesi lan, kaçırdık biz seni. Esirsin ya sen" dedi Ali. Sabah ki konuşmamızı hatırlatarak, canımı sıkmaya çalışıyordu. Kendimi tutmalıydım. 

"Oğlum, esir kaçmış yerinden, haberimiz yok" dedi Kerem araya girip. Ali ile olan konuşmamızı bilmediğinden, espri yaparak karşılamıştı duyduklarını. Bir tek Kerem gülüyordu. Ali yaptığı imadan pişman olmuş gibi gözükürken, Hakan ifadesiz bir şekilde, öylece duruyordu. 

"Cem'i arayacağım ve onunla buluşacağım" dedim birden. Kerem'in yüzündeki gülümseme yavaş yavaş sönerken, Hakan koltuğunun altında tuttuğu basketbol topunu hırsla eline alıp potaya fırlattı. Ellerini ensesinde birleştirip başını göğe kaldırdığında öfkeyle inledi. Ani yaptığı hareket, irkilmeme neden olmuştu. Dudaklarımdan daha cümlemin son harfleri dökülmemişti bile. Buraya neden geldiğimi biliyor muydu? O yüzden mi konuşmak istesem de onunla konuşamıyordum?

"Bak benim bu durumdan kurtulup özgürlüğümü kazanmam, sizin de eksik olan bilgileri toplamanız için  tek yol bu. Ben olmazsam Cem'i bulamazsınız." dedim yumuşak bir sesle. Hakan'ı ikna etmem gerekiyordu. 

"Ben o Cem'i anasının bilmem neresinde olsa bile bulur çıkarırım, sen rahat ol Ezgi. Ama ses çıkarmadan en temiz yol, istemesem de senin dediğin yol." dedi Ali. 

Argo konuşması kaşlarımı çatmama neden olsa da benimle aynı fikirde olması hoşuma gitmişti. Kerem'de dediklerimi başıyla onayladı. Sadece Hakan'ın sorun çıkarmamasını umuyordum şu saatten sonra.

"Adam psikopatın teki. Seni o manyağın yanına mı gönderelim? Gerçekten bu mu plan dediğin!" diye bağırdı. Ensesindeki ellerini çözüp, aramızda engel olarak duran tel örgülere avuç içlerini vurdu. 

"Cem'le ilk defa bir arada olmayacağım. Benim güvende olup olmamam şu an için düşüneceğimiz en son konu olmalı."  dediğimde gözlerimi Hakan'ın gözlerin dikmiştim. Korkusuzca.

"Benim için birinci ve en önemli konu senin canın!" diye kükrediğinde nefesi sarı saçlarımdan bir tutamı havaya kaldırmış, şaşkınlıktan açılan ağzım ve umutla dolan kalbim aklımın önüne geçmek için can atıyordu. 

Bölüm Sonu ...

Seguir leyendo

También te gustarán

SARKAÇ Por Maral Atmaca

Ficción General

1.7M 104K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
83.2K 3.9K 37
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır ora...
342K 12.8K 62
Bir hastasına iyilik yapmak isteyen Ahu, hastane kayıtlarından aldığı numarayı yanlış girip bir komutana yazarsa ne olur? Nerden bilebilirdi ki bu ka...
22M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...