THE STUDENT COUNCIL'S SECRET...

By chanbaekshinn

37.6K 1.6K 731

"B-bu bizim sırrımız..." "Ne? Seni duyamıyorum." "Bizim sırrımız," Baekhyun bu kez daha sesli söyledi. "Ki... More

![UYARI/WARNING]!
-PROLOGUE-
[1] Introducing the members
[2] The taste of your lips
[3] Under the table
[4]The effect to the defenseless
[ 5 ] Growing Feelings in Different Ways
[6] Two plus three
[7] [On Top and Underneath]
[8] [Inside and outside]
[8] [Inside and outside]part2.[M]
[9] [Unintentional punishment]
[9/2] [(Chapter half-nine)][M]
[10] [The ride of my life][M]
[11] [who are you]
[12][The Past Unfolds]
[13][Taking The Risk][M]
[ 14 ] Of Forbidden Feelings and Hidden Desires
[ 15 ] Misunderstandings[M]
[ 16 ] When the President is Away
[ 17 ] Missing You [M]
[18]To Choose Someone in Between
[19](1/2) Leaving and Letting Go
[19](2/2) [Chapter half nine-teen]
[20] [You're Beautiful When...]
[21] [The Day You Said Goodnight]
[22] [Lay Me Down] [M]
[ 24 ] Of Comparisons and Jealousy
[ 25 ] Undeserving
[26] The Colors of Your Eyes
[ 27 ] Just Skins and Heartbeats [FİNAL]

[ 23 ] Home is Where You Are

798 28 29
By chanbaekshinn


"Açıklamana gerek yok. Zaten nerede olduğunu biliyorum."

Baekhyun eve girer girmez başını, Sehun'un sesinin geldiği yere çevirdi. Ayakkabılarını çıkardı ve oturma odasının içinde Sehun'un kanepede bağdaş kurup oturduğu yere doğru yürürken onları ayakkabı rafına koydu.

"Eve her gelişimde karımmışsın gibi davranıyorsun." 

Baekhyun çantasını çıkarırken hafifçe gülümseyerek söyledi. Paltosunu çıkarıp, yatak odasına giderken Sehun onu sıkılmış gözlerle takip etti. Birkaç saniye sonra Baekhyun kıyafetleri değişmiş olarak odadan çıktı.

"Ve sen de beni aldatan bir koca gibi davranıyorsun." Sehun gözlerini devirirken mırıldandı. Bacaklarını çözdü ve Baekhyun'a döndü.

"Bunun tam tersi olması gerekmiyor mu? Burada kız olan benim, değil mi?"

Baekhyun şaka yaptı ve Sehun, sanki ikinci bir başı çıkmış gibi tuhafça ona baktı. Baekhyun kaşlarını çatarak kucağında parmaklarıyla oynarken iç geçirdi.

"İyi. Şuan bana kızgın olduğunu biliyorum. Aramalarına cevap vermediğim için üzgünüm. Çok inatçı olduğum için üzgünüm." Baekhyun yumuşak bir sesle söyledi. "Ve seni dinlemediğim için üzgünüm...yine."

Sessizlik.

"Seni gördüm." Sehun yumruklarını sıkarken söyledi.

"Yağmurun altında koşuyordun. Sana seslendim ama beni duymadın. Yağmurdan olmalı, çok gürültüydü." Buruk bir şekilde gülümsedi. "Ama sonra seni onunla onun arabasına binerken gördüm."

"S-seni duymadım, ben--" Baekhyun kekeledi. "Üzgünüm..."

"Ve hatta beni duyduğunu biliyorum en azından başını çevirip bana bakmadın bile."

Sehun, yanağının içini ısırarak duvara bakıyordu, duygularını anlattığı zamanlarda en iyi arkadaşı her zamanki gibi onun yanında sessiz kalıyordu. Sanki havaya konuşuyor gibydi.

"Ne düşündüğümü umursamadım."
Sehun mırıldandı. "Her zamanki gibi."

Baekhyun başını kaldırdığında Sehun'un incinmiş gözlerinin kendisine baktığını gördü ve kalbinin yeniden parçalara ayrılıyormuş gibi aniden sıkıştığını hissetti.

"Üzgün müsün?"

Sehun başını salladı. "İncindim...kalbim kırıldı."

"Sarılışım kalbini daha iyi hissettirir mi?"

Baekhyun, Sehun'a umutla bakarken kollarını havaya açtı. Baekhyun'a dönüp bakan Sehun, sanki Baekhyun'a sarılmayı mı yoksa oradan ayrılıp tüm gün kilitli odasında küs kalmayı mı düşünüyor gibi hiç kıpırdamadı. Ama zihinsel savaşından sonra, küçük eller sırtını rahatlatırken burnu Baekhyun'un boynuna bastırıldı. Baekhyun mırıldanarak Sehun'u kollarının arasına sıkıştırdı. Ev gibi hissettiriyordu, Sehun onun eviydi.

"Şimdi iyi misin?"

"Henüz değil."

Sarılmadan ayrıldı, Sehun doğrudan  Baekhyun'un arayan gözlerine bakarken omuzlarını kavradı. Yutkundu ve midesindeki uçuşan kelebekleri  görmemezlikten geldi. 

"Ne?" Baekhyun sordu.

"Beni öpebilir misin?" Sehun nefesinin altından söyledi.

"Tıpkı...tıpkı," biraz utanmış bir şekilde uzağa baktı. "diğerleriyle yaptığın gibi..."

Baekhyun'un kaşları havalandığında Sehun aniden söylediği şeyden pişman oldu ve neredeyse ona bir şaka yaptığını söylecekti.

"Ama seni en son öptüğümde beni duvara ittin ve sırtım gerçekten acıdı."

Sehun'un ağzı biraz aralandı.
"Oh, ben--" 

Sesi giderek azaldı ve boynunun arkasını kaşıdı. "Onun için üzgünüm, sanırım.."

"Şaka yaptığımı biliyorsun, değil mi?" 

Baekhyun genişce gülümseyerek söylediğinde Sehun onun bu kadar illegal olduğu için yüzünü yumruklamak istiyordu.

"Bunu benim için zorlaştırıyorsun," Sehun boğazını temizlemeden önce derin bir nefes aldı. 

"Sadece beni daha iyi hissettirmeni istiyorum çünkü sarılışın yeterli değil ve bunu telafi etmen için sana bir iyilik yapıyorum ama sen--"

"Konuşmayı kes, seni öpeceğim. Gözlerini kapat."

Sehun dudaklarını yaladı ve sabırsızca gözlerini kapadı.

"Tamam, hazırım."

Baekhyun kıkırdayarak Sehun'un yüzüne eğildi ve nazikçe pürüzsüz yanaklarını Sehun'un sağ yanağına yerleştirdi. Geri çekildiğinde Sehun'un gözleri açıldı.

"İşte."

Baekhyun geniş bir şekilde gülümsedi ve Sehun eğlenmemişti.

"Sol yanağına da ister misin?"

"Hayır ve seninle konuşmuyorum." 

Sehun çaprazlanmış kollarıyla ayağa kalkıp Baekhyun'un önünden geçerek odanın kapısını seslice çarparak odadan çıktı. (ÇN/Kimdir bu yarak)

"Sehun--"

"DEFOL!"

Baekhyun iç çekerek kaşlarını kaldırdı. "Bunun yerine seni alnından öpmeliydim."

                                     *

"Günaydın." 

Chanyeol kravatını düzeltip boğazını temizledi. Diğeleri Başkanın konuşmasını beklerken, uzun konsey masasında oturan astlarını izliyordu.

Chanyeol solundaki boş koltuğu görmezden geldi.

"Bugün sizi önemli bir konuyu tartışmak için topladım..."

Luhan saygısızca tükenmez kaleminin kapağını çiğniyorken, ders notlarıyla dolu olması gereken defter çizimlerle dolu bir eskiz defter haline gelen deftere tembelce kalemini vuruyordu. Yanındaki Jongin yanağını çenesine yaslar vaziyette uyukluyordu. Esnerken bir sinek ağzına girdi ve boğulmak üzereyken Kyungsoo sertçe sırtına ve boynuna vurdu.

"Siktir, ah! Siktir, siktir--"

Jongin öksürerek boynunu tutuyorken küfrediyordu. "Birkaç dakika önce ölüyordum, ah, o sineği sikeyim--"

"Benim üyem bir böcekten daha büyük ama asla bozulmazsın." Kyungsoo gözlerini devirirken mırıldandı. Luhan onjn yanında kıkırdadı.

Chanyeol onlara baktı.

"Minseok'a dün böcek öldürücü spreyleri sıkmasını söyledim." Jongdae, gözleri telefonuna yapıştırılmış olan erkek arkadaşına bakıyordu.

"Söyledin mi?" Minseok baktı. "Unuttum."

"Sanırım burayı gerçekten temizlememiz gerek." Luhan, koltuk altını kaşırken  söyledi. "Sanki koca bir çöp kutusunun içindeymişiz gibi."

"Ve sen de her yere şeker çöpleri atan çocuksun." Minseok sataştı ve masanın altındaki kaval kemiğine bir tekme kazandı.

O sırada Başkan boğazını temizleyerek onları izliyordu.

"Kondom çöpleri demek istedin." Jongdae ekledi.

"Jongin ve Kyungsoo'nun senin gibi pis bir kaltağa nasıl dayandığını merak ediyorum." dedi Minseok, burnunu kırıştırırken kollarını göğsünde çaprazlayarak. 

"Lanet olası kullanılmış prezervatiflerini nasıl atacağını bile bilmiyorsun. Lanet olsun bize biraz acı."  Yerde yuvarlanmış bir prezervatif aldı ve serçe parmağını kaldırarak salladı. 

"Bak. Bu ne sikim?"

"Pardon? O bana ait değil." Luhan bir kaşını kaldırarak söyledi. "Cidden mi? Çilekli? Hayır."

Kyungsoo tırnaklarına bakarak "Daha çok narenciye tarafında" dedi.

İnanamayarak iç çeken Başkan, burnunun kemerini sıkarak başını salladı.

"Çilekliyi kim kullanıyor?"Jongdae sanki hepsinden bir cevap istiyormuş gibi sordu. "Süper eşcinsel."

Jongin kızarıyordu.

"Muzlu olanı denemelisin." Luhan, eklemeden önce bir sırıtışla, "Ama gerçek olanını kıçına sokma, bok gibi acıyor." dedi.

"Aman Tanrım, bu saçmalığı duymuyorum."

"Kıçına bir muz mu soktun, o da neydi öyle, Luhan!?"

"Chanyeol bana bunu yaparken..."

"NE!?"

"Ve kim çilekli kullanır ki!?"

"Çilek kullanmanın neresi kötü!!!?"  dedi Jongin, öfkeyle kızararak elini masanın üstüne vurarak. "Kyungsoo'nun favorisi."

Chanyeol duyduğu bu saçmalıklara inanamıyordu.

"Kıvrımların gerçekten tuhaf-"

"Evcil hayvan tasmasıyla düzülmekten hoşlanan kişi diyor ki..."

"Lütfen hepiniz çenenizi kapatıp şu anda yaptığınız şeyi durdurabilir misiniz!?"  Chanyeol bağırarak odadaki insanların dikkatini çekti.

"Lanet bir toplantının ortasındayız. Okulla ilgili şeyler hakkında konuşmamız gerekiyor, Jongin'in kondom tercihi ya da Luhan'ın kahrolası sapıklıkları değil."  Avucuyla yüzünü sıvazladı

Hepsi sessizleşti.

"En azından hayatınızda bir kez olsun işinizi yapın." 

Chanyeol tüm ciddiyetiyle mırıldanarak Luhan ve Jongdae'nin sırtlarını dikleştirmesini ve eğitimli bir köpek yavrusu gibi davranmasını sağladı.  Jongin kullanılmış prezervatifini hızla fırlattı ve sessizce Minseok'un yanına oturdu.

"Üzgünüm," diyen ilk kişi Kyungsoo oldu, dizüstü bilgisayarını çıkardı ve gözlüklerini takarken onu açtı. "Dinliyoruz."

Başkan, ceketinin üçüncü düğmesini ilikleyerek ve profesyonel bir insan gibi görünerek teşekkür etti.

"Dediğim gibi, okul hafta sonuna kadar yıllık kuruluşunu kutlayacak ve etkinliği Öğrenci Konseyi'nin yürütmesi bekleniyor," diye dudaklarını ince bir çizgi haline getirdi.

"Hepinizin bir şeyler yapmasını istiyorum. Pozisyonlarımızı bir sonraki döneme devretmeden önce bu harika bir şey."

"Ve mezun olmadan önce," diye ekledi Minseok, Chanyeol ve Luhan'a hafifçe gülümseyerek.  Luhan sadece kaşlarını çatarken Chanyeol başını sallayarak ona karşılık verdi.

"Başkan yardımcısı," Chanyeol boğazındaki yumruyu yutmaya çalıştı, "Bizimle olmadığından Luhan'a on iki kulübün her birinin başkanlarıyla konuşma sorumluluğunu vereceğim." Luhan'a döndü.

"Onlarla bir toplantı yapalım, böylece sözde stantları ayarlayabiliriz. Kuruluş Günü için önerdikleri planların bir listesini al."

"Tamam," Luhan, defterine bir şeyler karalarken başını sallayarak yanıtladı. "Daha sonra bir konferans düzenleyeceğim."

"Öğrenciler ve misafirler için yemek tezgahları, dükkanlar ve restolara ne dersiniz?"  Minseok'a sordu.

"Ya lunaparkın tanıtım afişleri?"  Jongdae'yi takip etti.

"Bunun icabına baktım, etkinlik koordinatörleriyle sadece birkaç teyit ve her şey hazır. Ah, ve ikinizin de stantların kurulumunu ve okuldaki gezintileri yönetmenizi istiyorum."
Her iki oğlan da onaylayarak başlarını salladılar.

Chanyeol, "Etkinlik programı zaten benimle, bu yüzden şimdi, yapacağımız her harcama için 9 Milyon won olan bütçeyi tahsis etmek için Kyungsoo'nun yardımına ihtiyacım var." Chanyeol bir kağıt parçası çıkarıp muhasebeden sorumlu olan Kyungsoo'ya uzattı. 

"İşte faaliyetlerin listesi ve bunların beklenen maliyetleri. Ay sonu için bunun bir Mali Raporunu yapmayı unutma."

"Geçen yılki gibi canlı müzik grupları ve dans gösterileri olacak mı?" Jongin sordu ve Chanyeol cevap olarak başını salladı.  "Bunu halledebilir miyim?"

Chanyeol omuzlarını silkerek,

"Tabii, sana bunu söylemek üzereydim ama sen zaten söyledin." dedi. 

"Sahne planına hazırlanabilmemiz için sanatçılarla görüştükten sonra ses sistemi yönetmeni ile iletişime geç." 

Jongin başını salladı.

Chanyeol boğazını temizledi. 

"Öyleyse, Kuruluş Günü ile ilgili ek duyuru için burada-"

Kapı hafifçe vuruldu ve herkes sustu. Chanyeol mekanik kalemini salladı ve sıkıntıyla iç çekti.

"Kim o?"

Kapı rüzgar ile birlikte çok yumuşak bir şekilde açıldı böylece tüm üyeler hemen başlarını davetsiz misafire çevirdi.

"Ü-üzgünüm, geciktim..."

Başkan boş bir yüzle nefesini tutuyorken kalemi elinde gevşekçe kavrıyordu.

"Ben.. hala.. gelebilir miyim?"

Sessizlik.

Luhan ağzında geniş bir sırıtışla koltuğundan fırladı, Jongin yüzü ikiye bölünecekmiş gibi gülümserken Kyungsoo'nun gözleri orijinal boyutunun iki katına çıktı. Minseok ve Jongdae, omuzlarını silkerek gülümseyerek bakıştılar.

"SİKTİRİN, BYUN BAEKHYUN SENİ KÜÇÜK BOK PARÇASI!" 

Luhan yüksek sesle küfretti ve Baekhyun'a kemik kıran bir kucaklama vermek için çoktan sandalyesinden kalktı. Baekhyun kıkırdayarak Luhan'a her an ağlayacakmış gibi sarıldı.

"Tanrım, seni çok özledim."

Luhan, şimdi nefes almakta zorlanan çocuğu kucaklarken Baekhyun'un boynunun kıvrımına karşı mırıldandı.

"Ben de seni özledim, Luhan-hyung...sizi bıraktığım için üzgünüm ve--"

"Shh. Sorun yok artık kızgın değilim." dedi Luhan, Baekhyun'un yaşarmış gözlerini  izlemek için hafifçe sarılışını gevşetti.

Gülümseyerek Baekhyun'un dudaklarına iki saniyelik bir öpücük bıraktı ve tekrar sarılmadan önce alnından öptü.

"Benim sıram!"

Jongin bağırdı, Luhan'ı Baekhyun'dan zorla kurtardı ve Başkan Yardımcısı'na döndü ve ona sarılmadan önce koluna yumruk attı.  Luhan'ın inledi.

"Siktir git Baekhyun. Beni duydun mu? Bütün bir sömestr boyunca beni görmezden geldiğin için günahlarının bedelini ödeyeceksin," Jongin, Baekhyun'dan önce ağlayacakmış gibi mırıldandı.  "Bana üç yüz öğle yemeği borçlusun."

"Bu oldukça fazla, Jongin," dedi Baekhyun kocaman bir gülümsemeyle, uzun boylu olanın sırtını avucuyla okşayıp yatıştırırken. "Ama sana söz veriyorum bunu telafi edeceğim."

Baekhyun, Jongin'in ayı kucaklamasından kurtuldu ve Kyungsoo'nun orada, Jongin'in yanında sert bir şekilde durduğunu gördü.  Baekhyun'a onu sert bir şekilde yargılıyormuş gibi bir bakış atıyor ve Baekhyun onun deli gibi kızgın olduğunu biliyor.

"Sana...sarılabilir miyim?"

"Hayır."

"Neden?"

"Uzak dur benden."

"Üzgünüm, Kyungsoo," 

Baekhyun özür dilercesine mırıldandı, çocuğu kollarında kucaklarken adeta Kyungsoo'ya atıldı.  Kyungsoo kucağında kıpırdandı ve iç çekerek Baekhyun'u minimum güçle itti.

"Kahretsin! bırak beni!"

"Ben de seni özledim, Kyungsoo.."

"Ben seni özlemedim, ugh! Gerçekten bu ne!?  Bana sarılma, seni kahrolası-" Baekhyun ona gülümsedi ve daha sıkı sarıldı, sol yanağına iffetli bir öpücük kondurdu.

"--Orospu çocuğu."

Kyungsoo ona sıkıca geri sarıldı.

Minseok ve Jongdae gülerek Baekhyun'un saçlarını karıştırdı ve Baekhyun özür dilercesine onların önünde eğildi.

Durduğu yerde sessiz kalan Chanyeol, gözleri yeni gelenden ayrılmadan onları izliyordu. Yumruklarındaki tutuşunu gevşetiyor ve tekrar sıkıyordu. Alt dudağını ısırdı, Baekhyun'un adını söylemek için kendini tuttu ve diğerlerinin yaptığı gibi ona sarıldı.  Bunun yerine, kahkahaların dinmesini bekleyerek başka tarafa bakıyordu.

Tam o sırada Baekhyun, Başkan'ın gözlerinin içine baktı ve Chanyeol, artık çok geç olduğu için bakışlarından kaçamadı. Duygusuzca ona baktı, Baekhyun'un bakışlarının birkaç saniyeliğine duvarlarını erittiğini hissetti.

"Geri döndüm, Chanyeol-sunbae," dedi Baekhyun sonunda ellerini birleştirip resmen Başkan'ın önünde doksan derece eğilerek. "Gittiğim için üzgünüm."

"Sorun değil," Chanyeol düz bir sesle yanıtladı ve elini havada salladı.  "Toplantıya devam edebilmemiz için yerlerinizi alın."

Baekhyun, üyelerle birlikte, çok uzun zamandır özlediği sandalyesine oturdu ve sonsuzluk gibi hissettirdiği için görmediği arkadaşlarının yüzlerini izleyerek iyi bir dakika geçirdi. Tekrar Chanyeol ile birlikte olduğu için çok mutluydu.

Onlarla tekrar burada olduğu için çok mutluydu-- burada, bu yere evi de diyebilirdi. Onun başka bir evi.

"Kaldığımız yerden devam edelim. Böylece tüm öğrenciler katılacak..."

Tartışmasına devam ederken Başkan'a bakarken, Baekhyun ona minik bir şekilde gülümsüyor ve Chanyeol'ün gözlerinin bir an için üzerinde oyalandığını hissedebiliyordu herkese tekrar bakmadan önce.

Herkes Öğrenci Konseyi odasından çıktıktan sonra Chanyeol şaşırtıcı derecede sakin bir sesle

"Baekhyun, bekle" dedi.

Baekhyun çantasını sandalyeye bırakarak Başkan'ın devam etmesini bekledi.

Chanyeol boğazını temizledi.

"Geri geleceğini bilmiyordum," dedi Chanyeol ve aniden boğazının kuruduğunu hissedebiliyordu. 
"Bana söylemedin."

"Sana yanında kalacağımı söylemiştim," diye yanıtladı Baekhyun, hilal şeklinde gözleri sevimli bir şekilde kırışırken Chanyeol kısa bir süreliğine başka tarafa baktı. Baekhyun topuklarının üzerinde zıpladı, Chanyeol'e biraz utangaçça gülümsedi. "Bu yüzden buradayım."

Başkan başını salladı. "Teşekkürler."

Baekhyun da başını sallayarak çantasını kaptı ve omuzlarına astı. Ama ayrılmadan önce, sıcak bir kucaklamadan önce, bileğine sarılı bir elin onu geniş bir göğse doğru çektiğini hissetti.

Kalbi atmayı durdurdu.

"Bekle."

Sonra gümbürdeyerek kocaman gözlerle orada dikilirken göğüs kafesinin içinde hızla çırpınmaya başladı. Sanki ayakları yere basmış ve hareket bile edemediğinden kasları gerilmiş gibi, Başkan'ın elini başının arkasında yumuşak saçlarını okşadığını hissederken.

"C-chanyeol.."

"Seni çok özledim, Baekhyun," diye fısıldadı Chanyeol, burnunu Baekhyun'un saçının tepesine gömerek. "Yine burada olmana sevindim."

Baekhyun yavaşça diğer elini kaldırdı ve Chanyeol'ün sırtına bastırdı. Başkan'ın rahatlatıcı kucaklamasının bir zamanlar Chanyeol'ün neden olduğu acıyı yavaş yavaş hafiflettiğini hissederek bir süre orada dinlendi.

Baekhyun gülümseyerek Başkanın sıcaklığının tadını çıkardı.

"Ben de."



---DEVAM EDECEK----

ÇEVİRİ-CHANBAEKSHINN
YAZAR-BUTTSEKSO

Bölümü beğenip oylarsanız sevinirim. Birde hesabımı takip edebilir misiniz sevgi böceklerim ✧٩(•́⌄•́๑) ? Jsjsjsjs

Bu arada bir şey farakettim hikayenin gidişatı falan yarichin bitch cluba aşırı benziyor SVHZHSHSN galiba yazar kişi oradan esinlenmiş olabilir biraz. Nono no dokidesu!! ヾ(●ε●)ノ
Herneyse kaçtım bir daha ne zaman gelirim bilmiyorum. Hikayeyi unutmayın onu sevin. Ok saçmaladım yine bye.
(•̀o•́)ง

Continue Reading

You'll Also Like

91.8K 10.9K 49
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
75.8K 9.5K 13
Yaşadığı mahallenin gözde omegası balet Taehyung, orada göreve yeni başlayan yüzbaşı alfa Jungkook'la ruh eşi çıkar.
135K 5.6K 33
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
794K 65K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...