Pazar 00.50
İçimde beliren ani bir duygu dalgalanmasıyla sarsılarak indim sahneden. Adımlarım hızla beni bar tezgahına götürmüştü. Kafamı yerden kaldırmadan öylece yürüyordum. Sandalyeye oturduktan sonra başımı ellerimin arasına alarak yüzümü ovuşturdum. Az önce ne yaşanmıştı öyle?
"Oğlum harika söyledin lan." diyerek yanıma geldi Yiğit. Ona küçük bir tebessüm yolladıktan sonra kafamı tekrar önüne eğdim. "Bence kesin alınacaksın işe,bir saate kapanacak mekan patron konuşmaya gelir seninle." dediğinde içim biraz olsun rahatlamıştı. Aklım hala sahnede ve o ani göz göze gelişlerde takılı kalsa da aklımdan atmaya çalıştım. Öylesine bir şeydi işte. Önemi olmayan öylesine,küçük bir göz göze geliş. Böyle hissettirmemesi gerekiyordu.
Yiğit işine döndüğünde sıkıntıyla önüme koyduğu sudan bir yudum aldım ve barın içini görmek amacıyla arkama döndüm. İstemsizce gözlerimi etrafımda gezdirirken göz göze geldiğim kumralla seslice yutkundum. Gözlerim yanındaki adama döndüğünde o da içkisini yudumlayarak bana bakıyordu. Hızla gözlerimi kaçırarak önüme döndüm. Tüm vücudumu bir tedirginlik ve heyecan esir almıştı. Ani duygu değişimlerim yüzünden kafam allak bullak olmuştu. Kendimi toparlamak istercesine tamamen önüme dönerek yiğiti izlemeye başladım. Seri hareketlerle önündeki bardaklarla ilgileniyordu.
Her şey o kadar saçma gelmişti ki düşünceler kafamın içerisinde bir sağa bir sola savruluyordu. Düşünmemem gerekiyordu,bakmamam gerekiyordu. Dikkatimi çekmemesi gerekiyordu ama engel olamıyorum kendime. Bir süre sonra dayanamayarak göz ucuyla tekrar aynı yere bakmaya başladığımda ağzım şaşkınlıktan açılacak gibi olmuştu. Küfürler ağzımdan çıkmak için sıraya dizilmişti sanki. Siktir.
Öpüşüyorlardı! Hemde deli gibi.
Gözlerimi kocaman açarak bakışlarımı Yiğit'e çevirdim. Anında kolunu dürtükleyerek dikkatini üzerime çektiğimde gözlerimle öpüşen ikiliyi işaret ettim. "Burada böyle şeyler normal mi?" Gözümün önünde,bu kalabalıkta iki erkek öpüşüyordu lan. Her zaman karşılaştığım bir manzara değildi sonuçta. Ayrıca o garip çekim etkisi hala yerinde dururken mantıklı düşünemiyordum bile. Ne oluyordu tam şu an?
"Burada nelerin normal olduğunu görsen şaşırıp kalırsın. Alış bunlara kardeşim." diyerek kahkaha attığında gözlerim daha da büyüdü. Dediğim gibi,böyle ortamlara ancak mal almak için gelirdim. Pek alışkın olduğum şeyler değildi,onlar için normal olan şeyler benim için şaşkınlık vericiydi.
"Şu esmer olanı görüyor musun?" diyerek bakışlarını tekrar öpüşen ikiliye çevirdiğinde ben de göz ucuyla onlara bakmaya başladım. Kumral olanı kucağına çekmiş dudaklarını sömürüyordu,nasıl görmeyebilirdim? İşin tuhaf yanı bundan en ufak bir tiksinti bile duymamıştım. Hatta kendime bile itiraf edemediğim şeyler hissediyor olabilirdim. Hızla gözlerimi kaçırarak önüme döndüm.
"Balkır Bey. Buranın sahibi o,patronun olacak yani." diyerek göz kırptı ve konuşmasına devam etti. "Yanındaki çocuğu da sık sık görüyorum ama nasıl bir ilişkileri var bilemem. Burada böyle şeyleri sorgulamıyoruz." diyerek tek elini omuzuma attı ve destek olmak istercesine sıktı. Daha fazla sıkıntı çıkarmamak amacıyla hızla kafamı salladım. Önümdeki soğuk suya uzanarak bir dikleyişte bitirdim ve kafamı salladım hızlıca. Vücudum alev alıyordu.
Bir süre öylece oturup etrafı izlerken gözlerimi asla o tarafa çevirmiyordum. Göreceklerimden mi yoksa hissedeceklerimden mi korkuyordum bilmiyordum ama güvenli alanımda kalmak en iyisiydi. Homofobik birisi değildim,daha doğrusu kimin kime ne yaptığı,ne hissettiği gram umrumda değildi. Hayatım boyunca ne bir kadına ne de bir erkeğe bir şey hissetmiştim. İçim bomboştu,hisler silinmişti. Cinsel çekim bile hissedemiyordum. Bir kadınla öpüşmek rahatsızlık vericiydi benim için,erkek ihtimalini düşünmemiştim bile hiç. Bu geceye kadar. Aklımı kaçıracaktım.
Böyle olmasının sebebini bilmiyordum. Hayatım boyunca üzerime binen sorumluluklar mıydı beni buna iten? Olabilirdi,para kazanmak dışında hiçbir şey için vaktim yoktu. Yaşamanın tek yolu buydu. Tabi buna yaşamak denilebilirse. Karın tokluğuna oradan oraya savruluyorduk işte. Ben uzun süre düşüncelere dalmışken tam yanıma oturan silüetle bakışlarım oraya döndü. Gördüğüm yüzle şaşırsam da yüz ifademi sabit tutmaya çalıştım. Kalp atışlarım sınırlarını zorlarken kendi içimden aptallığıma sövdüm. Neden bir anda kendimi deney faresi gibi hissetmeye başlamıştım?
"Merhaba." diyerek gözlerini üzerime diken yüze baktığımda suratında anlamlandıramadığım bir gülüş olduğunu fark ettim. İlk göz göze geldiğimiz kumraldı tam yanımda oturan. Tek elini kaldırdığında bana doğru uzatarak yüzündeki gülümsemeyi bozmadan konuşmasına devam etti.
"Aytun." Gözlerimi gözlerine çıkardığımda bir an duraksadım. Gözlerim bir eline bir de yüzüne çıktığında normal davranmam gerektiğinin farkındaydım ama şaşkınlığım üzerimdeydi hala.
"Akay." dedim net çıkan sesimle. Suratındaki gülümseme genişleyerek daha gerçekçi bir hal alırken ne kadar güzel gözüktüğünü düşünüyordum.
"Sesin gerçekten çok güzelmiş Akay." dediğinde aynı şekilde ben de gülümsemeye başladım. "Teşekkür ederim." dediğimde önündeki içeceğinden bir yudum almıştı. Gözlerim yutkunurken ortaya çıkan adem elmasına kaydığında ben de yutkunma ihtiyacı duymuştum. "İşi alacaksın." dediğinde gözlerim gözlerindeydi.
Neden böyleydi? Neden bir türlü göz temasımızı kesemiyordum? Öyle bir havası vardı ki kendimi yanında fazlalık hissetmeye başlamıştım. Omuzumu silktim ve "Öyle mi diyorsun?" Yavaşça kafasını sallayarak gözleriyle bir yeri işaret ettiğinde bakışlarım oraya kaydı.
Biraz ilerimizde sert ifadesiyle barmene bir şeyler anlatan esmer adamı gördüğümde gözlerim onun üstünde dolaştı bir süre. Hararetli bir şekilde karşısındaki genç çocuğa bir şeyler anlatıyordu. Anlık olarak gözlerimiz kesiştiğinde hemen bakışlarımı yanımdaki adama çevirdim. "Onun da sevdiğine eminim." diyerek göz kırptığında bir anda aslında konu sesimden çok uzaklarda gibi hissetmiştim. Şu an burada olmak tehlikeli ve güvenilmez hissettiriyordu. Gözleri sanki içimi görmek istercesine bana bakarken heyecanlandığımı hissetmiştim.
Sandalyesinde biraz daha eğilerek bana yaklaştığında sıcak nefesini boynumda hissettim. Bir anda gelen bu yakınlıkla afallayarak kolunu tuttum. Gerilen kasları elimin altındayken hafif alkolle karışık o huzur verici koku da burnuma doluyordu.
"Sen de hissediyor musun?" diyerek sıcak nefesini boynuma üflediğinde gerginlikten bayılacağım sanmıştım. Hissediyordum! Ve bu beni deli gibi korkutuyordu. Tüylerim bile diken diken olmuştu. Bir anda hiç beklemediğim bir şekilde birilerine çekilmek daha önce yaşadığım bir şey değildi. Bu benim için bir korku filmi senaryosu gibiydi.
Tek elini bacağıma atarak yavaşça okşamaya başladığında kalp atışlarım hızlanmıştı. Ortam biraz daha sessiz olsa sesi kulaklarıma gelebilirdi. "Bizimle takılmak ister misin?" dedi fısıldayarak. İhtiyaçla yutkunurken ne yapacağımı bilememiştim. "Sen,ben ve Balkır." dediğinde aklımdan geçen tek şey bunu ne kadar çok istediğim olmuştu. Bunu tam şu an deli gibi istiyordum. Ama bir anda gerçekler soğuk bir su misali yüzüme çarptığında irkilerek geri çektim kendimi. Sonunda onun etki alanından çıktığımda sertçe omuzundan ittim. Gerginlikten ve şaşkınlıktan ne yaptığımın bile farkında değildim.
"Ne diyorsun orospu çocuğu." diyerek yüzüne savurduğum yumrukla bir adım gerileyerek kahkaha atmaya başladı. Şaşkınlıkla gözlerim büyürken farkındalık tüm vücudumu sarstı. Ne yaşıyordum ben?
Ben hırsla ona bakarken onun yüzünde sinire ya da kızgınlığa dair hiçbir şey yoktu. Bu beni daha da delirtiyordu,sinirle üzerine doğru yürüyecekken önüme geçen adamdan aldığım güçlü darbeyle bir anda yerde bulmuştum kendimi.
"Belanı sikeceğim şimdi senin." diyerek üzerime çıkan yüze baktığımda göz göze gelmiştik.
Balkır ateş saçan gözleriyle bana bakıyordu.
•
Balkır:
Aytun:
•
Bu isimleri çok aradın mı diyerek saçma bulabilirsiniz ama benim hoşuma gitti ve isimlerin anlamlarını çok sevdim bu yüzden siz de sevin öptüm çok 💘
13.02.2021