The Witch Who Rewinds Time? (...

By Estellelia

3K 181 591

Büyük bir hata yapmıştı. Hem kitabı yazarken hem de karakterlerin düşüncelerini yazarken... Hatalarını düzelt... More

1 - Promotion
2 - Who Are You?
4 - The Warmth of Family Love

3 - Who Are You? (Section 2)

227 43 121
By Estellelia

Medya 'Who Made Me A Princess?' (Webnovel) alternatif cilt 2. kapağıdır.

"İhtimaller, bazen olacak ve yaşanacak şeylerden çok daha masumdur. Bu yüzden sadece yaşanacak şeyleri beklemek ve mücadele etmek gerekir. İnan bana yaşanacak şeyler çok daha acı verici olacak.."

|

|

|

Defalarca, bu zamana kadar aynı şey oldu. Kafamın içinde aynı soru ve aynı merak oldu. Hep aynı korku. Hatta aynı kaygı ve en sonunda endişe ile geri çekilme. 1 ay boyunca bunun için mücadele verdim.

Ya olursa, ya yakalanırsam ya da her şeyi çözmeme rağmen kimse bana inanmazsa? Bunlar elbette ki olabilecek şeyler. Asla olmaz demedim. Olmama ihtimali de olsa, korktum. Korku, devamında insanoğluna merakı ve bilimi de getiren şeydir. Bu yüzden bu durumu normal buluyorum.

Ama gene de bir daha aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Bunu bir daha yaşayamam. Gerekirse sert ve kızgın olurum. Kendi karakterimin dışına çıkarım. Gözüm kimseyi görmez. Hatta belki de elimi kana bularım?

Lucas'tan sert bir yanıt geldi. "Suikastçı? Hayır, bu kadar yetenekli bir suikastçıyı öleceğini bile bile buraya yollamazlar. Asıl amacın ne? Kimin adına çalışıyorsan, onun iki katı ödeyeceğim?" Yalan söyleyip para mı alsam acaba?

Ama bu da saçma olur. Hem kimin adını vereceğim ki? Özellikle Lucas'ın, Daniel'e olan benzerliği beni biraz korkutuyor. Gelecekte pişman olacağım bir şey yapmak istemiyorum. Ayrıca bu Lucas'ın gereksiz yere bir şey yapacağını da düşünmüyorum. Ona durumu normal bir şekilde açıklayacağım.

"Prenses Athanasia'ya zarar vermek gibi bir niyetim yok."

"Öyleyse birinin gönderdiği, gözlemci misin?" Mantıklı bir yaklaşım açısı var. "Hayır. Siz her ne kadar farkında olmasanız da, ben zaten bir soyluyum. Kim olduğum anlaşılırsa, Prenses Athanasia'ya hizmet etmeme izin vermezlerdi. Bu yüzden saklandım."

Dikkatli bir şekilde saçlarıma ve gözlerime baktıktan sonra konuştu: "Doğru söylüyorsun gibi duruyor. Ama gene de inandığımı söyleyemem. Dahası ruhun yalan söylediğini belli ediyor?"

"Ruh?" Bana doğru yaklaştığında korkmaya başladım. Eski ruh okuyan büyücülerin soyundan mı geliyordu? İşte şimdi bittim. İkimizin gözleri de birbirimizi bulduğunda, benim gözlerim onun kırmızı gözleri ile büyülenmişti.

Bir anda yere çöktüm. Bacaklarım beni tutmayı reddetmişti. Dahası başım patlayacak gibiydi. Hafifçe Lucas'a baktığımda onun da kafasını tuttuğunu gördüm. Onunda canı yanmıştı. Bana bakmaya başladığında konuştu: "Bu da ne?!"

Gözlerim kapanıyordu. Bir anda Lucas'ın yanıma oturup beni sarstığını gördüm. Ama ses oldukça kısık geliyordu. "Hey!! Ne oldu?!?! KAHRETSİN!" Sarsılmam bir anda ortadan kayboldu.

Vücudum kara büyüyü mü kaldırmadı? Hayır eğer öyle olsaydı, 1 ay boyunca bu kadar iyi olamazdım. O zaman sorun Lucas'ın yaptığı büyü de olmalıydı. Artık büyülere karşı hassas mıydım? Bir anda etrafımın aydınlandığını hissettim.

Aniden de karardığını, derin bir uyku beni bekliyordu.

LUCAS'ın Bakış Açısıyla:

Böyle olsun istemedim. Onu ilk gördüğüm anda aşırı derecede tanıdıktı. Bu yüzden de kim olduğunu anlamak istedim. 200 yaşından daha büyük olan benim için bu oldukça komik bir durumdu. Kolay kolay herkes dikkatimi çekmezdi. Ama o kadın bir anda bütün dikkatimi ona çevirmemi sağladı.

Bunun ana nedeninin büyüsü olduğunu düşündüm. Büyüsü muhteşemdi. Mükemmeldi. O benden bile üstün bir mana ve büyüye sahipti. Sanki bir Tanrıça gibi. Dokunduğu yere çiçek açtırıp can veren bir büyü. Herkesin büyüsünün kendine özgü bir yan gücü vardır. 

Athanasia çok ilginç bir şekilde farkında olmadan, etrafında ki kişiler için zamanı geri sarıyordu. Aynı gençliklerini geri almaları gibi. Onun sayesinde yavaş yavaş toparlanıyordum. Ama bu kadın çok daha farklı.

Ruhunu merak ettim. Neler yaşadığını, gözlerine bakarak anlamak istedim. Ama tam göremedim. Çocukluk ile karışık anılar vardı. Bir anda aslında onun da ilk yaşamının burası olmadığını anladım. İlk hayatında Kraliçe olmuş, ikinci hayatında ise bir üniversite öğrencisi olarak bıçaklanmıştı. Şimdiyse buradaydı. Hayır, o bu hayatı bir kez daha yaşıyordu?

İşte o an hiçbir şeye tam bakamadan, beynim zonklamaya başladı. Sanki bir kalkana çarpmışım gibiydi. Etrafa baktığımda her şeyde onun bir parça büyüsü vardı. Onu kucağıma alıp odadan çıktım. 

"O inanılmaz derece de ilginç."

Koridorda ilerlerken saçları hakkında dedikleri aklıma geldi. Gizlenmek istiyorsa onu gizlemeliyim?

Saçlarının rengini siyaha çevirdim. Kimseye fark ettirmeden sarayın arka bahçesine doğru yürümeye başladım. Orada daha rahat büyü yapabiliyordum. Farkında olmadığımı sanabilirler. Ama kesinlikle biliyorum. İmparator'un emri yüzünden elim kolum bağlı durumda. Sırf bu yüzden rahat rahat büyü yapamıyorum. Peşime bir sürü büyücü ve şövalye taktılar.

Bu durumdan kaynaklı Athanasia'yı da koruyamıyorum!

Sakince ağaçların arasından geçerken çok tanıdık sesler gelmeye başladı. "Lily! Son zamanlarda babam nasıl?"

"Bu soruyu Sör Robane'ye sormanız çok daha doğru olur, Prenses." Onlar asla bu yoldan gelmezlerdi. Ne oldu da buradan gelmeye karar verdiler?! Athanasia beni böyle görmemeli.

Hayır, umurumda değildi. Evet, lanet olsun ki umursuyordum. Kendimi ışınlanmaya hazırladım. Şu anda tek kaçış yolum bu gibi duruyor. "Lucas?" Yakalandım. Kucağımda duran kadın büyücüye baktım. Hala baygındı. "Lucas o kim?"

"O benim öğrencim." Batırdım. Athanasia'nın beni kıskanmasını isterdim. "Lily benim gördüğümü görüyorsun değil mi?"

Doğal olarak Athanasia'nın dadısı da şaşkındı. "Neyden bahsediyorsunuz Prenses?" Lily gülümserken, Athanasia kollarını birbirine dolamış bana bakıyordu. "Lucas o kızın iyi olduğunu sanmıyorum. Hasta gibi?"

"Evet. Hasta." Athanasia Lily'e dönerek konuştu. Hafiften kızgın gibiydi. Belki de bir ihtimal de olsa beni kıskanmış olabilir miydi? "Lily onu bizim saraya götürüp tedavi edelim." Hızlıca Athanasia'nın sarayına gittik. Athanasia bana kıyasla çok daha sıcak yürekli ve her zaman etrafındaki kişileri anlamaya çalışıyor. Sanırım hiçbir zaman bunu neden yaptığını çözemeyeceğim.

Onu misafir odalarından birine yatırmıştık. Athanasia'nın emri ile sürekli hizmetçiler gidip geliyordu. Bu durumu cidden anlayamıyorum. O kız sana en ufak bir iyilik de bulunmadı. Öyleyse neden? "Lucas."

Bir anda bana seslenmesi ile ona odaklandım. "Evet?"

"O senin gerçekten de öğrencin mi? Buna emin miyiz? Biraz etrafına bakıp öğrencinin iyi olup olmadığına bakamadın mı?" Kafama yediğim ani yumruk ile neye uğradığımı şaşırdım. Ama artık alışkındım. Eğer yanlış bir şey yaparsam dayak yiyordum. Athanasia ise asla pes etmiyordu. Her zaman kafama yumruk ya da bazenleri bacağıma tekme atıyordu.

Her neyse eğer bu kıza yeterince güvenirsem, onu yeterince eğitirsem, yokluğumda büyücü kulesine bakabilir. Kutsal Dünya Ağacının yanına gideceğim süre boyunca ne yapacağımı düşünüyordum. Ama sanırsam fırsat ayağıma geldi. Athanasia'nın bakışları keskinleşti. "Hey o benim öğrencim."

"Lucas bu kız senden daha büyük görünüyor."

"Farkında değil misin? Yoksa unuttun mu? Ben zaten yeterince büyüğüm." Eski halime geri dönmem ile ikimiz arasında en az 20 santimetre oluştu. "Artık canın yanmıyor mu?"

"Büyü ve manam son zamanlarda toparladı." O yatan, büyücü kız sayesinde. "Artık bir tık daha iyiyim. Ama gene de gitmem gerek."

"Nereye gideceksin?"

"Biraz uzağa. Beni uzun bir yol bekliyor." Mavi gözleri bana endişe ile bakarken ne demem gerek bilmiyordum. Bu çok tuhaf. Gerçekten de endişe edilmesi gereken bir durum muydu?

"Biraz üzücü." Dedikleri ile gözlerimin yuvalarından çıkmak üzere olduğunu hissettim. Hatta kalbim, acıyordu. "Neden ki?" Ağzımdan zar zor çıkan soru ile ona baktım. "Lucas, sen benim arkadaşımsın. Mananı düzeltmen için gitmen gerek. Bunu biliyorum. Ama sen yokken, ne yapacağım bilmiyorum." 

Dediği şeyler oldukça güzel. Öyleyse neden hala memnun değilim?

Sarı saçlarından bir tutam alıp oynamaya başladım. O ise uzağımızda yatan büyücü kıza bakmaya başladı. Ne zaman uyanacaktı? Onu uyandırmalı mıydım? Eğer bunu yaparsam Athanasia'dan dayak yiyeceğim konusunda iddiaya girebilirim.

Şimdi düşününce "Lucas sen benim arkadaşımsın." Athanasia'nın saçının bir tutamını nazikçe öptüm. Sanırım neden söylediği sözlerin beni memnun etmediğini anladım. Arkadaş olmak istemiyordum. Öyleyse ne istiyordum? Bunu uzun bir zaman boyunca düşünsem iyi olur. Kutsal Dünya Ağacına giderken yapacağım bir iş çıktı.

Bir an da büyücü kızdan gelen sesler ile Athanasia'nın saçını bıraktım. Sanırım nihayet uyanıyordu. Değerli öğrencime bir şey olmasını istemeyiz. Öyle değil mi?

Sonuçta onu eğiteceğim. 

Benden sonra ki Kulenin Büyücü Efendisi olmak için çok çalışacak.

|

|

|

Biraz Lucaty moment yazdım. Ama o kadar da hızlı olmak istemedim. Çünkü Lucas karakteri gereği bu tarz şeyleri aşırı derece de, yavaş anlıyor.

İnsanların duygularını anlamak bile onun için zor.

Veronica'nın bir öğrenci olmadığı kalmıştı. Önce hizmetçi şimdi öğrenci. Bakalım neler olacak.

Takipte kalmayı unutmayın!!

Continue Reading

You'll Also Like

31.6K 2.8K 12
Kim Taehyung öğrencisine fazla mı ayrıcalık tanıyordu? Daha ona sınav cevaplarını verdiği kısma gelmedik. Yaş farkı !
22.1K 3.9K 12
"Başka birine aşık olmaktansa, fazlasıyla senin olmakla meşgulüm." "Bebeğim, ikimiz de biliyoruz."
62.7K 3.2K 42
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
222K 22K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.