~~ SERÇE ~~

Galing kay kris_seyma

98.5K 3.4K 535

" Ağam " Sait elini kaldırarak susturduk kahya'yı . Öfkeli adımları yeri sarsarken yönünü merdivenlere çevird... Higit pa

2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.Bölüm
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
FİNAL 'den kesit
29.FİNAL

1.BÖLÜM

9.6K 194 29
Galing kay kris_seyma

DÜZENLENDİ

Dolu dolu yaşamalı her ne varsa. Mesela kimsi için soldurmamalı insan gülüşünü. Düştüm tutanım yok diyeceğine, düştüm ama kendim kendime yeterim diyip ayağa kalkmalı.

Benim hayat felsefem buydu. Ben kim miyim? Serçe! Babasının minik Serçesi. Annesinin gül kokulusu. Abisinin güzeli..

Hiç eksik hissetmedim bu güne kadar. Herşey her zaman istediğim gibi gitti.

Ama 25 haziran günü, saat 23.25'te herşey değişti. Serçe değişti. Herşeyiyle bambaşka birine büründü. İçindeki kız çocuğunu güzelce gizledi.

Ve benim hikayem o gün başladı..

Kalbim ilk atışını inatçı bir adam için atmıştı. Çok inatçıydı, çok mükemmeldi çok. Nihat. Nihat ilk adımımdı. İlk acım, ilk kalp ağrım.

Aylarca koştu peşimden. Günden güne kalbimde ona karşı filizlenen sevdam benim en büyük yenilgim olmuştu. İlk kez bir erkek sınırlarımı ihlal ediyordu. Aptal gibiydim. Herşeyi toz pembe görüyordum. Yine de mükemmel bi histi..

Evlen benimle Dediği gün gözüm hiç bişey görmemişti. İlk kez mantığımla değilde kalbimle harekettim ve evet dedim.

Sonuçta beni seviyordu ve bende onu seviyordum. Günlerce aylarca peşimden koşan adamdı. İlk kalp ağrımdı. Beni yaralayacağını bilemezdim.

Geçmiş diğer yarıydı insanın değil mi? Benim değildi. Benim yaramdı geçmiş, yarım kalmışımdı.

Elimdeki elbiseyle sokağa çıkarken aklıma tek bişey vardı. Nihat!

Nice umutlarla giydiğim elbiseyi şimdi kendi ellerimle yakıyordum. Tıpkı onun da beni yaktığı gibi..

Gözlerimi kapattığım da zihnim de yankılanıyordu o gece..

~~

"Nerede kaldı kızım bunlar? Kız istemeye geceye yarası gelindiği nerede görülmüş?"

Annemin haklı sitemiyle gergince parmaklarımla oynamaya devam ettim. Yavaş yavaş babamda öfkeleniyordu.

"Belki bir aksilik çıkmıştır daye dur hele hemen celalenme! Koskoca Koçerler sonuçta, senin benim gibi insanlar mı sanki?"

Dedi ablam annemi yatıştırmak adına. Bir kaç saniye sonra duyduğum zil sesiyle ayağa fırlamıştım.

"Geldiler.."

Kapıya varmam zamanımı alamamıştı. Açtığım kapıda heyecanla onları beklerken,şapkasını başından indiren kahyahla gülüşüm yüzümde soldu.

"Ağam dedi ki boşa beklemesinler, biz vazgeçtik!"

Adamın söyledikleri kulağımda uğuldamaya başlamıştı. Söylediklerinin kaderimi sonsuza kadar değiştireceğinden habersizdim..

~~

Bu kadarı ile kalmamıştı hiç birşey. Bir kaç gün sonra sevdiğim adam ablamı istemeye gelmişti. Günlerce peşimden koşan adam ablamla saman altından su yürütüyordu.

Çok sonradan fark ettim ki küçük bir eğlencenin kurbanı olmuştum. Onlar için küçük benim için büyük olan idaa beni hiç olmayacak bir kadına çevirmişti.

Şimdi kızgın ve kırgın bir Serçeydim. En hasas noktasından yara almış yaralı bir Serçe. Ölümün kıyılarında dolaşan ben, beni yaralayanları yaralamadan durmayacaktım.

İlk adımım Sait Koçer'di. Ulaşılmaz hükümdar. Gaddar diye nitelendirdikleri Koçer veliahtı. Koçer aşiretin en büyük oğulları.

Bu uğurda bundan iki katı daha yara alsam da umrumda değildi. Yandığım kadar yakmadan durmayacaktım.

Nerden bilebilirdim ki kader 'in bana bambaşka yollar çizeceğini ...

Aynanın karşısında gördüğüm kız eski Serçe değildi. Yüzünü boyayla maskelemiş gerçek kimliğini bir elbiseyle örtmüş Serçeydim ben.

Yaralı Serçe.

"Emin misin Serçe?"

Aynadan göz göze geldiğim sırdaşımı başımı sallayarak cevapladım.

"Bak Serçe o adam çok tehlikeliymiş, Nihat gibi değil. Yani, çok fazla!"

Devam etmeyerek sustu.

"Merhametsiz değil mi?"

Kafasını sallayarak cevapladı.

"İnine girenin ya cesedi yada hiç birşeyi çıkmıyormuş!"

Dedi beni vazgeçirmek için.

"Umurum da değil!"

İşaret parmağımı sol yanıma bastırdım.

"Buradaki yangını söndürmeden durmayacağım! Gerekirse tümüyle yanarım ama durmam!"
Öfkelenerek ayağa kalktı.

"Sait Koçerden bahsediyoruz Serçe! Kime bulaştığının farkında mısın? O adam anlarsa oyununu, seni diri diri gömer!"

Alayla güldüm.

"Gömsün!"

Tek kelimeyle özetlemiştim kararlılığımı. Ne olursa olsun dönmeyecektim bu işten.

"Şimdi bana o adamın nerede olduğunu öğren!"

Pes edercesine telefonunu eline aldı. Bir numara tuşladıktan sonra kulağına dayadı.

"Nerde?"

Bir süre karşı tarafı dinledi.

"Tamam!"

Diyerek telefonu kapattığın da bana döndü.

"Konağa dönüyormuş!"Dedi kuru bir şekilde.

"Bu kadar mı?"

"Ne diyeyim Serçe? Etrafı koruma kaynıyor, nasıl yaklaşacaksın adama?Farkında mısın bilmem ama adam normal biri değil! Hangi insan evladı etrafında bir ton korumayla dolaşır ki? "

Göz devirerek çıktım odamdan.

"Annemlere sizde olduğumu söyle!"

Aklımdaki planı devreye sokmam için bir geceye ihtiyaçım vardı.
Bir süre sonra Koçer konağının yakınlarında ıssız bir sokakta durmuştum. Yerdeki taşı elime alıp derin bir nefes alıp gözlerimi kapadım. Taşı alnıma vurduğum da vücuduma yayılan acıyla inleyerek yere çöktüm. Anlımdan akan sıvının kan olduğunun farkındaydım. Şimdi sıra geldi en zor kısma.

Kulağıma ilişen araba sesleriyle ayağa kalktım saçlarımı birazcık dağıtıktıktan sonra koşmaya başladım. Koştum koştum taki arabalar bakış açıma girene kadar. Arkama bakıyormuş gibi yapıp aniden önüme döndüm. Ve arabaları yeni yeni fark ediyormuşcasın durup gözlerimi irice açtım. Araba son anda frenlediğin de, hızla arbadan indi . Onunla göz göze gelmiştik. Kara bir deliği andıran gözleri kalın siyah kaşlarının çatılmasıyla erkeksi yüz hatlarını daha da çekici kılmıştı. Siyahlar içinde kasılan yapılı bedeni hem şaşkın hemde öfkeliydi.
Dolgun tapılası dudakları hafifçe kıpırdadığın da küfrettiğini anlamam uzun sürmedi. Kirli sakalını kapladığı yanakları içine çökerken iri elini kapıya uzatıp açmıştı. İşte o an nefesimi tuttum.Kader haklıydı. Korku bedenime nakşedilirken, uzun heybetli bedeniyle bir adım geriledim. Korkundan ölsen de bu işin geri dönüşünü yok Serçe. Çok geç..

"Delirdin mi kadın?"

Bu ses! Allahım bu ses, böyle heybetli bedene anca böyle tapılası bir ses  giderdi. Kusursuz ve erkeksi. Hala konuşmayan benle kapıyı serçe çarpıp heybetli bedeniyle yeri sarsan adımlarını üzerime doğru attı. Yutkundum.

Cin olmadan adam çarpmaya çalışıyordum ki, karşımdaki adam bir şeytandı.

Konuşamıyordum. Oysa daha beş dakika öncesine kadar kafamdaki tilkilerin kuyrukları birbirine değiyordu.

"Sağır mısın kadın?"

Bir kez daha işitim tok ve gür sesini. Kalbim korkuyla hopladı.

Hadi Serçe. Hatırla yaşadıklarını. İlk kalp ağrını hatırla..

"B-en.."

Daha iki kelimeyi bir araya getiremiyordum birde böyle tapılası bir adamı dize getirmeyi planlıyordum. Yine öyle yada böyle bu iş olacaktı

"Serserinin biri düştü peşime.. Ben.. Ben özür dilerim birden ne ol-"

Burnumun dibinde duran heybetli bedeniyle konuşmamı yarıda bırakmıştım. Gözleri yüzümü taradığın da çok geçmeden anlımda takılı kalmıştı. O karanlık kuyular dümdüz bakıyordu. Ne hissettiğini yada ne düşündüğünü anlayamıyordum. Tek bildiğim şey burnuma akın eden erkeksi kokusunun mantığımı devre dışı bıraktığıydı.

"Salim!"

Yüksek dozda çıkan sesi arabalardan çıkan korumalara ulaşırken, içlerinden birisi bize doğru gelmeye başladı.

"Buyur ağam?"

Dedi adam saygı duruşuna geçerken. Anlamayan bakışlarım ikisi arasında mekik dokuyordu.

"Kızı sağ salim evine bırak! Güvende olduğundan emin ol!"

Geniş sırtını bana dönerek arabasına yöneldiğin de yüzüme bile bakmadan bir kaç kelime bırakmıştı ardından.

Zordu.. Fazlasıyla hemde..

Korkunç ve zor!

Asla pes etmeyecektim ben yanmıştım bir kere başkası yansa neydi benim kalbim için

Allahım ben nasıl ağıma dürecektim bu adamı?

"Buyur bacım!"

Dedi koruma hareket eden Sait Koçer'in arazili arabasıyla.

"Gerek yok! Ben kendim giderim!"

Öfkemi zavallı adamdan çıkarıyordum resmen.

"Bacım ağamı duydun! Zorlaştırma işimi!"

Gözlerimi devirerek arabasından çektim gözlerimi. B planına kalmıştı işim. Bu sefer daha mantıklı ve etkili bir şey yapmam gerekiyordu. Salim denen adamın söyledikleri duymuyordum. Bilinç altım şuan tamamen Ona odaklı haldeydi.

Zoru sevsem de bir an önce o konağa gelin olmam gerekiyordu. Fazla vaktim yoktu.

Ablamdan önce o konağa gidip ona ve sevgili nişanlısına güzel bir sürpriz hazırlayacaktım.

Adımlarım benden bağımsız hareket ettiğin de ellerim iki yanımda yumruk olmuştu.

Bir dahaki adımım kendinden emin ve sağlam olacaktı
Her  zaman ne yaptığımı bilen bir insan olmuştum. Sonunu en ince ayrıntısına kadar düşünmeden hareket etmezdim.

Dün ki hareketim tamamen düşünmeden acemice yapılmış bir hamleydi.

~~

"Kahretsin.. Çok zor.. Fazlasıyla hemde!"

Derime geçirdiğim uzun tırnaklarımın baskısını artırdım. Ne yapsam? Ne yapsam tapardı bana Sait Koçer!

"Dedim sana değil mi? Nihatla kan bağları olabilir ama o tamamen değişik! Karanlık o Serçe!"

Dedi Kader yine nasihatlerini sıralamaya başlarken.

"Haklısın Kader ama geri adım atamam! Olmaz! Anlıyor musun? Olmaz!"

"Kaşınıyorsun Serçe! Oyununu fark ederse ne olur ?! "

Kızgınca baktım yüzüne

" Egodan başka bişey değildi yaptığı! Ben zorum ayaklarına yatıyor aklı sıra! Hiç bişey anladığı yok!"

"Serçe bilmem farkında mısın ama az önce kendin zor olduğunu söyledin? Bak sana yaramadı bu intikam oyunları! Yakacaksın kendini!"

Alayla gülümsedim.

"Daha ne kadar yanabilirim ki? Sönmüyor içimdeki ateş!"

Sıkıntılı bir nefes verdi.

"Bu işin sonunda Sait Koçer'in pençeleri arasında kalmada arkadaşım, başka bişey demiyorum sana!"

İkimizde bu konu hakkında tartışmaktan sıkılmıştık artık. Bu yüzden daha fazla uzatmadan asıl sorunuma dönmüştüm.

"Yarın akşam yemeğe misafir etmişler bizimkileri sevgili Koçer ailesi! Belli ki düğün tarihini netleştirecekler! Bir şekilde o konağa gitmem gerek!"

Söylediklerimle gergince ayağa kalktı Kader.

"Nasıl gideceksin ki? Yaşadıkların ortada! Dikkatler üzerine çekilecek!"

"Nihat ve ablamdan başkası bilmiyor! Ses etmezler onlarda!"

Diye mırıldandım. Benim asıl takıldığım nokta O'ydu. Karşısında yine sus pus olursam tamamen kaybederdim
rövanşı.

Cüretkar olmalıydım..

Dişiliğimi kullanmalıydım..

"İyi! Kalkta elbiselere bakalım! Şöyle düzgün kadınsı bişey bulalım! "

Dedi dolabına yönelirken. Ben planımı kafamda tasarlarken oda silahlarımı hazırlıyordu.

Bu sefer elimden kurtulamayacaksın Sait Koçer!

--

Araçtan dışarı çıkarken başımı kaldırıp konağın gösterişli tahta kapısına baktım. Kapının iki tarafında sert mizaclı iki koruma dururken acılan tahta kapıdan konağın çalışanı olduğu her halinden belli olan tombul bir kadın gözüktü.

Sıcacık gülümsemesi ile hoşgeldinizleri sıralarken önden ilerleyen sevgili ailemi takip ettim.

Başında siyah şalı çenesinin hemen altında biten dak deseniyle Beybün Koçer yanın da beyi Mervan Koçer ilgi alakayla karşılarken bizi, benim gözlerim bambaşka birini arıyordu. Selamlaşma fazlı bitti derken çeşit çeşit yemeklerle döşenmiş sofraya oturmuştuk hep birlikte.

Sait Koçer hala yoktu ortalıklarda. Neredeydi bu adam?

Neden herşey ayaklarıma dolanıyordu.
Ben bütün bunlara onun için katlanıyordum oysaki.

Bir süre daha konuşulanları kulak ardı edip Dilber Koçer'le tanışmıştım. Bana konağı gezdireğini söyleyip boğucu havadan çekip aldığın da ona minnetle gülümsemiştim.

"Sıkıldın değil mi?"

Diye sordu dönemeçli beton basamakları çıkarken. Baya büyüktü konak.

"Evet sıkıldım"

Diye yanıtladım onu etrafa bakınmaya devam ederken.

"Diğerleri nerede?"

Diye sordum pat diye. Bu yemekte olması gereken şahısların olmaması canımı sıkmıştı. Ne Nihat vardı nede Sait.

"Diğerlerinden kastın kim?"

Diye sordu hafif çatık kaşlarla. Aklınca kelime oyunu oynuyordu.

"Sevgili eniştem tabi ki? Hem tek kız kardeş değilsin diye duymuştum!"

Yaptığım u dönüşüne hayran kaldım doğrusu. Yüzünde beliren gülümsemeyle başını salladı.

"Fabrika da bir aksaklık olmuş. Sait ağabeyim ve Nihat ağabeyim oraya geçtiler, ama iki saate kadar konakta olurlar!"

Diyen ela gözlü kız bana isteğimi vermişti. Teşekkür ederim Dilbercim.

"Anladım canım."

Diyerek devam ettim.

"Şey  bu arada lavabo ne tarafta? Elimi yüzümü yıkamam gerekte.."

Bahaneydi bu tabiki. Amacım Sait'in odasını bulup işime yarayacak birşeyler bulmaktı.

"Bak şu tarafta, hemen sağ kapı!"

Parmağıyla işaret ettiği kapıya baktım. Yan yana ceviz renginde iki kapı vardı. Başımı olumlu anlamda sallayarak işaret ettiği yere doğru yürümeye başladım. Oda yolu öğrendiğim için aşağı inmişti tekrar.

Gözden kaybolan bedeniyle yönümü değişirtirdim.

İyi de ben nasıl bulacaktım bu adamın odasını.

Kapının üzerinde Sait Koçer'in odası yazacak hali yoktu ya.

Ama kokusu..

Kokusundan tanırdım.

Evet kesinlikle bu işime yarıyabilirdi. Ben köpek miyim sorusu canlandı birden zihnimde kendimi gsrip hissetsemde yapacak bir şey yoktu o koku zihnimde onun sureti ile kazınmıştı .

Odaları tek tek dolaşıp inceledim. Bir sürü oda vardı ve çoğu misafir odasıydı. En son bir üst kat daha çıkıp gözüme kestirdiğim , açtığım kapıyla çiğerlerime nüfus eden sert ve erkeksi kokuyla aradığım odayı bulmuş oldum.
Çok garip ama kokusu odasına sinmişti ve zihnimden silinmemişti.

Tamamen koyu tonlar da döşenen geniş odaya göz gezdirdiğim de istem dışı ellerim eşyalara gitmişti. Odası tıpkı onun gibiydi. Onu yansıtıyordu.

Öylesine dalmıştım ki sertçe açılan kapıyla yüreğim ağzıma gelmişti. İşte bunu tahmin etmemiştim.

Allah kahretsin..


~~~

Yorum ve oy atmayı unutmayın sizleri çok seviyorum hikayeme ve şans vererek geldiğiniz için çok teşekkür ederim 🥰🤩


Yeni kitabım umut kırıkları ' na davet ediyorum kumru ve nihatın hikayesidir

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

3M 160K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
50K 2K 31
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır ora...
82.8K 4.1K 12
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?
42.4K 1.9K 13
Tüp bebek merkezinde tüplerin karışması sonucu kocası yerine hiç tanımadığı bir adamdan hamile kalmıştı Mahru. #1İhanet/24.5.2024 #1Mahru/24.5.2024 #...