there is a superhero in our s...

Oleh zdtrbl

19.6K 3.6K 3.7K

onun en büyük ikinci hatası, insanlar için kendini tehlikeye atsa dahi asla bir "süper" kahraman olamayacağın... Lebih Banyak

giriş⁰
bölüm bir¹
bölüm iki²
bölüm üç³
bölüm dört⁴
bölüm beş⁵
bölüm altı⁶
bölüm yedi⁷
bölüm sekiz⁸
bölüm dokuz⁹
bölüm on¹⁰
bölüm on bir¹¹
bölüm on iki¹²
bölüm on üç¹³
bölüm on dört¹⁴
bölüm on altı¹⁶
bölüm on yedi¹⁷
bölüm on sekiz¹⁸
bölüm on dokuz¹⁹
bölüm yirmi²⁰
bölüm yirmi bir²¹
bölüm yirmi iki²²
bölüm yirmi üç²³
bölüm yirmi dört²⁴
bölüm yirmi beş²⁵
bölüm yirmi altı²⁶
bölüm yirmi yedi²⁷
bölüm yirmi sekiz²⁸

bölüm on beş¹⁵

680 128 110
Oleh zdtrbl

"Yifei, her şey yolunda mı?"

Ne kadardır tek uzvumu bile hareket ettirmeden telefonumun siyah ekranına baktığımı bilmiyordum ancak sağ tarafımdan gelen ses üzerine asıl gerçekliğe dönmüş ve başımı ona doğru çevirmiştim. Koyu gözleri, gözlerimin ve parmaklarım arasında sıkıca tuttuğum telefonun arasında gidip geliyorken sertçe yutkundum.

"Jeno..." ,dedim kısıkça.

Jeno'nun bakışları gözlerime odaklandığında sesimdeki o çaresiz tonlamayı gizleyememiştim çünkü düşüncelerimin sakin kalmamı engellediğini biliyordum, göğsüm daha hızlı inip kalkmaya başladığında da buna ikna olmuştum.

Hemen elimin altında duran kağıdı Jeno'ya uzattığımda ise önüme gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırıp yerimden doğruldum.

"Ben... Benim gitmem gerek."

Çantamı alıp omuzlarıma astığımda ne yapacağımdan ya da ne yapmak istediğimden emin değildim, Jinu ile buluşmamam gerekiyorsa buluşmamalıydım ancak ben diğerleri gibi değildim. Tesadüflere inanmıyordum, bu işin düşünmeden hareket etmeme sebep olduğu için rahatsızdım. Gülüp geçemeyecek kadar hem de.

"Yifei, bekle."

Henüz adım atamadan önümde dikilen beden ile çantamın kayışlarını sıkıca tuttuğumda tüm hücrelerime hâkim olmaya çalışan o duyguyu kontrol etmem çok zordu.

"Gitmem gerek, Jeno. Ben... Ben ne
yapacağımı-"

"Beni dinle."

Sözlerimi kesti ve yeniden hareketlenmek istediğimde gittiğim yöne adım atıp beni bir kez daha durdurdu. Gözlerimi gözlerine çevirmeme sebep olduğumda nasıl bir ifade takındığımı bilmiyordum. Jeno bunu umursamadı ve onu dinleyeceğimi anlamış gibi devam etti.

"Son zamanlarda olan bu olaydan haberim var
ve bu ciddiye alman gereken bir şey olabilir."

Tahminlerim pek farklı değildi, tüm insanlar böyle düşünüyordu: Jeno da dahil. Gerçi, neden onun farklı bir düşünceye sahip olabileceğini düşünmüştüm ki? Ağrımaya başlamış boğazımı umursamamaya çalışsam da parmaklarım kayışları sıkmaya başladı, bakışlarımı ondan ayırıp yeniden gözlerine döndüğümde konuştum.

"Nasıl gözüktüğünü biliyorum Jeno."

Bir ayağım istemsizce yere vurmaya başladığında Jeno'nun bakışları farklılaştı, dikkat kesilmişti bana.

"Okuldaki birkaç kişi abartır, etrafındakiler bu cümlelere inanır ve sonunda herkesin gözünü boyarlar. Süper kahramana inanıyor olabilirsin ancak ben bu saçmalığa en başından beri inanmıyorum."

Arka arkaya, belki de uzun zamandır bu kadar konuşmamış bir şekilde kurduğum cümlelerin ardından yutkundum, bakışlarım gözleri arasında mekik dokuyordu.

"Chenle, Hee Jin, şimdi de ben?
Birinin canı sıkılıyor ve kafasına göre
bir şeyler yazıp atıyor."

Kafamı iki yana salladım. İnanmak istemediğim çok şey varmış gibi kendimle çelişmenin eşiğinde duruyordum çünkü durum buydu: Birilerine bir şeyler olmasından korkuyordum. Hayatım boyunca da korkmuştum ancak bu çok farklıydı, bu ucu fazlasıyla açık olan ve tahmin edilmesi zor bir sınavdı.

Kimi, nasıl koruyacaktım? Ya bana olacak bu şey başkasını da etkileyecek ise, ne yapacaktım? Kendimi kurtarmak için Jinu'nun evine gitmeyip parkta kaldığımda başıma gelecek o durum başkasının başına gelirse ne olacaktı?

Yutkundum, belirsizlikler göğüs kafesimi sıkıştırıyordu sanki. Devam ettim ama sakin değildim.

"Elimi mi kıracağım? Ya da merdivenden yuvarlanırken kafamı mı çarpacağım?
Bana ne olacağı umurumda değil, ya Jinu'ya bir şey olursa? Diyelim ki doğru, o evde olacak bir şeyin benden başkasına zarar vermeyeceğini nasıl bilebilirim?"

Jeno tüm dediklerimi dikkatle dinledi ancak cevap vermedi, ya da diyecek bir şey bulamadı. Birkaç saniyelik sessiz bakışmamızın ardından ifadesizce durmayı sürdürdü. Beni anladığına inanarak adımlarımı hareketlendirdim.

Bana nazaran uzun bedeninin yanından geçtiğimde birkaç saniye boyunca hızlı adımlar attım ancak koluma dolanan el ile bir kez daha durmak zorunda kaldım. Bakışlarım parkın çıkışına bakıyorken Jeno'nun yavaşça önüme geçti.

"Ben de inanmıyorum."

Benim aksime sesi çok sakindi ancak ilk dikkat ettiğim şey bu değil de, söylediği cümle olmuştu. Yakınımda durduğu için ona dönen gözlerim biraz daha yukarıya çıktı, esen rüzgâr yüzünden siyah saçları gözlerinin önünden çekilmişken dudaklarını araladı tekrardan.

"İlk duyduğumda ben de senin gibi tepki vermiştim.
Saçma bulmuştum. Ama ben, Chenle aldığı o notu buruşturup çöpe atarken de oradaydım; sadece birkaç saat sonra ambulansa bindirilirken de."

Ses tonundaki o farklılığı hissetmek ancak bir türlü algılayamamak bana tuhaf hissettirse de sözlerini dinlemeye devam ettim.

"Okulumuzda bir süper kahraman mı var, yoksa birisi gerçekten de geleceği mi görüyor bilemem ancak gerçekten bir şeyler oluyor, Yifei. Gerçekten biri var ve bu notları bizi korumak için yazdığı ortada."

Tırnaklarımı kayışlara batırmayı bırakarak kollarımı sıkıca göğsümde çaprazladığımda bakışlarımı etrafımda gezdirdim ve sabırsız hareketlerime engel olmaya çalıştım.

Korkuyordum sadece, birilerine bir şey olmasından deli gibi korkuyordum.

"Seni anlıyorum ancak bu seferlik...
bu seferlik benim için süper kahramana güven."

Gözlerim, söylediği şeyden dolayı gözlerine döndüğünde Jeno'nun beni ikna etmeye çalıştığı belli olan bakışlarını fark ettim. O anda göğsümün ortasında bir baskı oluştu sanki, normalde etrafa kayıtsızca bakmayı seven irislerinin ilk kez bu kadar yoğun hissettirişi bu baskıyı daha da arttırırken yutkundum.

Hafif aralık duran dudaklarım arasından herhangi bir kelime çıkmadığında kafamı salladım yavaşça, bunu bir kez sadece Jeno için yapacaktım.

"En azından Jinu'yla konuşmak istiyorum."

Jeno hafifçe iç geçirdiğinde onaylar bir ses duydum ondan, bu yüzden hırkamın cebindeki telefonu çıkardım. Rehberden Jinu'yu bulduğumda ise aramış ve kulağıma yaslamıştım, en azından dikkatli olmasını söyleyebilirdim.

Jeno sessizce beni izliyorken ellerini ceplerine soktu, onun aksine ben gözlerimi etrafımda gezdirmeye başladığımda telefonun ardında bir türlü durmak bilmeyen ritmik ses üzerine alt dudağımı dişledim. En az yirmi saniye kadar geçmişti ancak cevap yoktu.

Bir kez daha aradım. Belki duymuyordu, ya da sessizdeydi ancak bu durum içerisindeyken aklıma gelen ilk ihtimaller kesinlikle bunlar değildi.

Ellerim titremeye başladığında aynı eylemi bir kez daha tekrarladım, gözlerim Jeno'ya döndüğünde yutkundum sertçe.

"Açmıyor. Bir şey oldu, değil mi? Kesin bir şey oldu
ve bu yüzden telefonuna bakmıyor."

Jeno'ya baktığımda o, yavaştan artmaya başlamış telaşımı hissetmiş gibi kolumu yavaşça tuttu. Beni sakinleştirmek için konuşmasını bekledim ancak bir şey söylemek yerine dalgın bakışlarıyla telefonuma bakmaya başladı. Endişeli gözüktü.

İfadesi ve suskunluğu benimle aynı şeyi düşündüğünü hissettirirken kolumu tutan elinin bileğini kavradım, bu hareketimle beraber gözleri gözlerime çıktı.

"İyi olduğundan emin olmamız
gerekmiyor mu?"

Sordum zorla. Jeno, son zamanlarda duygusuz ve umursamaz biri gibi davranmaya çalışıyor olsa da o buydu; insanları önemserdi, tıpkı gözlerine yansıtmak istemese de bariz anlayabildiğim o endişesi gibi.

Jeno tereddütle kafa salladı, gitmemi istemiyor olsa dahi daha on dakika önce konuştuğum Jinu'nun iyi olduğunu bilmeye ihtiyaç duyduğunu düşünüyordum.

İlerlemeye karar verdiğimizde Jeno da peşimden geliyordu, o sırada titremesini kontrol etmeye çalıştığım parmaklarım arasındaki telefondan sürekli Jinu'nun numarasını tuşluyordum. Arada bir mesaj atıyor, sonra tekrardan arıyordum. Dakikalarca bunu tekrar etmiştim. Jeno ile hızlı bir şekilde yürümeye başlayıp parkı terk ettiğimizde, yolda geçen bir taksiyi durdurduğumuzda ve taksiye bindiğimizde... Her an bunu tekrarlamıştım.

Taksinin hız kesici tümsekten biraz sert geçişi üzerine dikkatim çalmaya devam eden telefondan ayrıldığında camdan dışarıya baktım. Midem bulanıyordu. Kalbimin sert çarpışları can yakıcıydı ve parmaklarım buz gibi olmuştu. Zaman geçmek bilmiyordu, sanki, araba her ilerlediğinde Jinu'nun evine asla yaklaşamıyorduk ve bu his beni deli ediyordu.

Parmaklarım saç diplerimi bulduğunda ağrıyan kafamı ovaladım biraz, aklımdaki düşünceler berbat hissettiriyordu.

"Geldik-"

Araba durdu. Taksicinin neden yarıda bıraktığını bilmediğim sesini işitmemle kendime geldiğimde aceleyle arabadan inmiştim ki bedenimi çevirdiğim ev gözlerimin önüne serildi ancak Jinu'nun evine, buraya gelene dek aklımın ucundan dahi geçmeyecek bir şey oluyordu.

Kaderi geciktirmiştim ya da öyle yaptığımı zannetmiştim ancak şu an cayır cayır yanan evde ben yoktum, Jinu vardı.

[Gerçekleri senden saklamak zorundayım ama
şunu bil ki, geçerli bir sebebim olmasaydı
seni bu çıkmaza sokmak yerine
bir köşede sessizce ölmeyi yeğlerdim.]

📌
geleceğini tahmin ettiğim yorumlardan dolayı yazıyorum bu ufak notu:
herkesin düşünebileceğinin aksine yifei'nin
hem kişiliği hem de düşüncelerinden dolayı
görüşleri çok farklı, bu yüzden bizim gibi
düşünmüyor olsa dahi ona haksız
damgası vurmak zorunda değiliz💁‍♀️
teşekkürler bu kadardı

📌

kucak dolusu selaMLAR💌
sizleri özledim
umarım bölümü beğenmişsinizdir,
bol bol yorumlarınızı
ve oylarınızı bekliyorum💘

bundan sonra gelecek birkaç bölüme
özel kutu mendillerimiz indirime
girecektir, bilginize🤧

sizleri seviyorum damla
sakızlı şekersiz Türk kahvelerim

oy sınırı: 45 🍰

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

14.9M 605K 54
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu...
4.4M 381K 94
1 KIZ, 6 ERKEK, ÖLÜMCÜL BİR EV. Afra'nın diğer tutsaklardan dört farkı vardı: Birincisi, bir kız olmasıydı. İkincisi, tutsak alınan son kişi olmasıyd...
DENİZ Oleh efenaz

Misteri / Thriller

33.3K 3.3K 33
Oynadığım filmin bana katacağı şeyleri önceden bilseydim ilk projem bu olurdu sanırım :) Yeni film""
12:30 SEANSI Oleh damy

Misteri / Thriller

1.6M 99.5K 50
[WATTYS 2022 KAZANANI] Parmağı omzumun üzerindeki belli belirsiz benlere dokundu. Ardından köprücük kemiğime kaydığında dudaklarım, bir nefese muhtaç...