“Bazılarımız şiirlere, şarkılara, filmlere, kitaplara tutunuyor...
Sanırım artık insan tutunamıyor insana."
❄
Jimin yatağın sağ tarafına uzanırken jungkook sol taraftaki yerini almıştı. Araya yastık koymak gibi çocukça hareketlere gerek yoktu çünkü mantık üstüne bile olsa bir evlilikleri vardı ve ikiside birer bireydi. Karşı tarafın istemediği hareketlerden kaçınacak kadar mantıklı hareket edebiliyorlardı.
Jimin jungkookun huzurlu bir ortamda veya rahat hissetmediği bir ortamda sürekli sağa sola döndüğünü biliyordu bu yüzden uyumadan önce jungkookun uyumasını bekledi , yanında rahat mi rahatsız mi hissettiğini bilmek istiyordu. Jungkook yaklaşık 10 dakika uyumamış gözleri kapalı durmuştu. Jimin jungkookun uyuyacağını dalmak üzere olduğunu anladığı için fısıldadı sessiz odaya:
"İyi geceler jungkook-ah" jungkook ince ve yorgun sesi hayal meyal duymuştu ama yüzünde ufak gülümseme belirmiş ve bedeni uykuya teslim olmuştu.
Jimin uyuduğunu anladı fakat yorgunluktan kolunu kaldıramadığı bedenine inat jungkooku bekledi.
5 dakika
10 dakika
15 dakika
20 dakika
25 dakika
30 dakika
Jungkook deliksiz bir şekilde uyurken jimin hareketsiz ve rahat uyuduguna emin olmuştu. Artık saat gece 2 ye gelirken bedeni dayanamamıştı. Uyurken tıpkı jungkook gibi yüzünde anlamsız bir tebessüm vardı.
~
Geniş evde duyulan kapı zili ve ardından yatakta uyuyan iki gençten önce jungkook açtı gözünü. Bakışları kısık bir şekilde dururken gözlerini açtı fakat dibindeki jiminle birkaç saniye şaşkınlığa uğradı. Jimin elleri yanağının altında dudakları hafif büzülmüş bir şekilde uyurken oldukça rahat görünüyordu.
Pürüzsüz beyaz ve tombul yanaklarıyla bebeğe benziyordu.
Durdukları konumu fark etti. İkiside burun buruna ne ara gelmişlerdi emin değildi fakat daha bu durumu sorgulamaya fırsat kalmadan kapı zili yeniden çalmaya başladı.
Jungkook sinirlendiğini hissediyordu. Saate baktı ve sabahın 8 inde kim gelirdi tanrı aşkına?!
Herkes yeni evli oldukları için yanlız bırakırlar diye düşünmüştü.
Jiminin uyanmaması için yavaşça yataktan kalkmış ama merdivenleri hızla inmişti. Jiminin kapının sesine uyanmasını istemiyordu. Kendisi güçlü ve çabuk yorulmazdı fakat jimin tam tersiydi vücudu hemen yorulabiliyordu.
Kapıyı açınca karşısında Taehyungu görünce dahada sinirlendi.
"Sabahın bu saatinde burda olmanın mantıklı bir açıklaması yoksa belanı sikerim Taehyung" Taehyung üstündeki eşofmanla yataktan yeni uyanmış gibiydi.
"Buraya gelmeye çok meraklıydım sanki ben-" tae cümlesini tamamlayamadan hızla ufak bir kız kapıdan girmişti.
"Sen jiminle evlenen adam olmalısın!" Sesi kızgın çıkmıştı ve eliyle jungkooku bir suçlu gibi gösteriyordu.
Minki jimine deli gibi hayranlık duyuyor ve her defasında nasıl hem yakışıklı hem güzel olduğunu soruyordu. Jiminin evliliğini bilmiyordu ve şuan öğrenmiş olmalıydı.
Ufak kız üstündeki unicorn desenli pijamaları ve dağınık saçlarıyla kızgın durmaya çalışsa bile oldukça tatlı duruyordu.
Jungkook suçlu gibi ellerini havaya kaldırdı. O sırada merdivenlerden inen ve bir eliyle gözünü kaşıyan jimin dağınık saçları ona büyük olduğu için bir omzunu açıkta bırakan tişört ve büyük eşofmanla kapıya gelmişti. (Kesinlikle jimine aşık değilim saçmalamayın ahaha)
Etrafa anlamsız bakışlar atarken gördüğü minki ile dahada şaşırdı.
"Minki? Bu saatte sorun nedir prensesim?" Minki ellerini göğsünde birleştirip dudaklarını büzdü. Dolan gözlerini jimine dikip titreyen sesiyle kesik kesik ve kelimeleri tam telafuz edemeden konuşuyordu.
"Sen bana söylemiştin, ben büyüyünce benimle evlenecektin. Bana yalan söylemişsin! Seninle küsüm! Artık saçlarımı öremezsin!" Jimin hem ufak kız için üzülmüş hemde tatlığı karşısında kriz geçirmemek için zor durmuştu.
Taehyung ve jungkookun ısrarları sonucu herkes içeri girerken minki tavrından ödün vermiyordu.
Tae hala uyuklarken jimin minkiyin gönlünü almak için çaba sarf ediyordu.
Jungkook yan yana oturan ikiliye gülmemek için zor tutuyordu kendini. Jimin kendi bile bir bebeğe benzerken başka bir bebeğin gönlünü almaya çalışıyordu.
"Jungkook hyung seni benden aldı!"
"Çünkü jimin jungkooka ait minki. Onlar evli artık" Taehyung kızını uyarmak ve tavrını koymak adına konuştu.
Jin daha yumuşak davransada tae şımarmaması için ödün vermiyordu. Ayrıca birazda kızını kıskanmış olabilirdi. Sadece biraz.
Jin tae'yi aramış minkinin okulu için eve gelmesini söylemişti. Minki küs olsa bile jimini öpmeden gitmek istemediği için kolları göğsünde bağlı ve kaşları çatıkken öptü . Jimin kizin bu tatlı haline her seferinde dahada bağlanıyor yememek için zor duruyordu.
İkili evden çıkmış ve jimin jungkook yanlız kalmıştı...
Kapıyı kapatıp salona göz attı ama jungkook orda yoktu mutfağa gittiğinde jungkookun eşyaları yerleştirdiğini gördü. Baharattalar, kaşık veya tabaklar.
Jimin hızla yanına giderken jungkook onu durdurmuştu.
"Dün çok yoruldun ve erken kalktın. Bu yüzden gidip biraz daha uyu. Evi toplarım ben."
"Ama jungkook tüm işi yapmanı istemiyorum."
"Tüm işi yapmayacağım söz veriyorum , jimin. Sen gidip dinlen. Kocanı dinle" sondakini alayla söylemişti fakat ikiside bu cümleyi duyunca tuhaf hissetmişti.
Jimin pes eder gibi kafasını salladı ve çıkışa giderken jungkookun dün geceye ithafen dediği şeyi duydu:
"Iyi uykular Jimin-ssi"
~
Gözlerini yavaşça açarken etrafa bakındı fakat çok geçmeden dinlenmiş bedenini yataktan kaldırdı jimin. Yanindaki komidinden telefonu alıp saate baktı ve ufak gözleri kocaman oldu.
Uyuduğunda saat 10 du fakat şuan 13.23 dü!
Jungkooka tüm işi bırakmıştı ama jungkook hepsini yapmayacağına söz vermişti. Koşarak aşağı inerken mutfağa girdi jungkook masaya bir tabak bırakırken dönüp jimine gülümsedi.
"Günaydın. Tam zamanında. Kahvaltı hazır" jimin mutfağa göz gezdirdi.
Tüm eşyalar dizilmişti temizlik yapılmıştı. Kahvaltı masasında omlet, krep, kruvasan gibi şeylerle donatılmıştı. Şaşkınca jungkooka baktı.
"Tüm işi yapmayacağına söz vermiştin!" Kızgın sesiyle jungkooka yaklaşırken konuştu.
"Hey sinirlenme yapmadım zaten. Gidip kahveleri doldur. Senin işinde bu" jimin şaşkınca ona baktı.
"Ciddi misin jungkook? Neden tüm işi yaptın? Kendini bu kadar yorma. Birlikte yapabilirdik" jungkook masaya oturmuş jimine kahveyi işaret etmişti.
"Sorgulanacak bir şey yok. Elim değmişken bitsin dedim" jimin kahveyi doldurmuş oda jungkookun karşısındaki yerini almıştı.
Ağzına hızlı hızlı birşeyler atarken her yediği şey olabilirmiş gibi dahada lezzetli geliyordu. Jungkook her konuda ileri düzeyde bir yeteneğe sahipti!
"Jungkook çok güzel yapmışsın." İltifat etmekte iyi değildi ama bunu çok içten söylemişti.
Jungkook kocaman gülümsemiş omuz silkmişti.
"Afiyet olsun. Bolca ye"
Kahvaltı biterken jimin jungkooku zorla mutfaktan çıkarmış onun yaptıklarına karşılık birşeyler için uğraşmak istemişti. Jungkook itiraz etse bile onu çalışması için çalışma odasına yönlendirmiş kendisini mutfağa kapamıştı.
Kollarını sıvarken mırıldandı.
"Hadi jungkook için birşeyler yapalım"
❄
Jungkook için ne yapsın ben bile bilmiyorum ne yapsın