Anime Boy

By minvxiee

63.5K 4.6K 5.1K

Deli gibi anime izleyen Park Jimin'in en sevdiği karakter Kim Taehyung, bir sabah uyandığında kollarının aras... More

ღ𝟏ღ
ღ𝟐ღ
ღ𝟑ღ
ღ𝟒ღ
ღ𝟓ღ
ღ𝟔ღ
ღ𝟕ღ
ღ𝟖ღ
ღ𝟗ღ
ღ𝟏𝟎ღ 𝐅𝐢𝐧𝐚𝐥

ღ𝐬𝐩𝐞𝐜𝐢𝐚𝐥 𝐬𝐞𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧ღ

3.3K 307 498
By minvxiee

-16 Ocak 2021

Taehyung kumların üstüne serdiği örtüye yatıp kendi kendine bir şeyler söylüyordu. Jimin de içecek almak için gitmişti.

"Deniz kızı olsam... Yüzmeyi öğrenebilir miydim?"

Kendine sorduğu soruyla güldü, aslında ciddi şekilde sormuştu... Uzun bir süredir kendi kendine konuşuyordu ve bu onu güldürüyordu. Nedeni de yoktu, kendi kendine konuşmak eğlenceli sonuçta.

"Şimdi... Yirmi dört yaşımdayım ama yüzmeyi bilmiyorum... Kedi olabiliyorum ama deniz kızı olamıyorum." dedikten sonra dudaklarını büzdü ve kollarıyla yüzünü kapatıp örtünün üstünde yuvarlandı.

"Bebeğim ne yapıyorsun?"

"Jimin-ah... Deniz kızı olmayı deneyebilir miyim?"

Jimin elindeki iki şişeden birini Taehyung'a verdi ve yanına oturdu. Bebeğini kaldırıp kollarının arasına aldıktan sonra arkalarındaki kayalara yaslandılar.

"Park Taehyung, deniz kızı olup ne yapacaksın?"

"Yüzeceğim."

"Böyle de yüzebilirsin..."

"Olmaz, korkuyorum..."

"Bebeğim korkma. Her seferinde şu yüzme işini erteliyorsun bak yaz geldi işte... Artık öğrenmelisin."

"Belki senin yaşına geldiğimde korkmam..."

"Yirmi yedi? Eminim yine korkacaksın."

"Ya Jimin-ah~"

Taehyung sahte bir şekilde sinirlenip Jimin'in göğüsüne küçük yumruklar attı.

"Kocana yumruk mu attın sen?"

"Özür dilerim..."

"Şaka yapıyorum bebeğim." deyip güldü Jimin.

"Ama ciddi şaka yapıyorsun!"

Jimin gülmeye devam edip içeceğini açtı ve içti, saat geç olmuştu, hava kararmıştı. Yine her zamanki yerlerinde rengarenk ışıkların altında mutlu bir şekilde oturuyorlardı.

"Aklıma eski zamanlar geliyor... Miniciktin, hâlâ öylesin ama biliyorsun, o zamanlar... On yedi yaşındayken cidden miniciktin... Bebeğim seni seviyorum."

"Jimin-ah sen hiç minik olmadın. Hep bana sarıldığında kollarının arasında kayboldum."

Taehyung gülmeye başladığında Jimin de güldü. Bakışlarını Taehyung'a çevirip onu izledi. O kadar güzeldi ki saatlerce sıkılmadan onu izleyebilirdi. Yavaşça Taehyung'a yaklaşıp yüzünü kendisine çevirdi, aşık olduğu dudaklar ile kendi dudaklarını birleştirdikten sonra ellerini incecik bele sardı. Koca sahilde sadece onlar vardı, kulübedeki adam da gitmişti.

"Kucağıma gel bebeğim."

Taehyung yavaşça kocasının kucağına çıktığında içindeki his artıyordu, böyle şeyler yaptıklarında kendini tutamıyordu. Evlendikten sonra daha çok kediye dönüşmeye başlamıştı...

"Bebeğim kendini rahat bırakır mısın?"

"Böyle kalmak istiyorum. Ama olmuyor..."

"Bir şey olmaz."

"Jimin-ah... Bazı şeyler yanlışlıkla oluyor... Özür dilerim."

"Bebeğim bunu kaç defa konuştuk. Boş ver gitsin, bana istediğini yapabilirsin."

"Ama k-kolların acımış... Bak..."

Taehyung ağlarken kocasının kollarını gösterip okşadı, kediye dönüştüğünde istemeden sürekli içine birini, bir şeyi vs. Tırmalama ve ısırma isteği geliyordu.
Jimin'in kollarını da uyurken tırmalamıştı istemeden, ve bu sürekli oluyordu durum böyle olunca da izler bir türlü geçmiyordu.

"Acımıyor. Bebeğim ağlama. Ağladığında üzülüyorum ben?"

"Üzülme Jimin-ah..."

"Ağlamazsan üzülmem."

Taehyung zorlukla göz yaşlarını durdurup Jimin'e sarıldı.

"Minik kedim..."

Taehyung duyduğu şeyle dayanamamış ve kediye dönüşmüştü. Jimin iki kelimesiyle bunun olmasına gülerken Taehyung masum masum ona bakıyordu.

"Gülmesene..."

"Park Taehyungie~ ne zaman bu kadar dayanıksız oldun? Çok tatlısın."

"Park Jimin-ah."

"Park Jimin-ah mı?"

Jimin daha fazla gülmeye başladığında Taehyung da gülüp kollarını Jimin'in boynuna sardı. Doğru düzgün sinirlenemiyordu bile...

~~~

"Jimin-ah~"

"Buldun mu?"

"Hayır. Ama bunu buldum. Miyav~"

Jimin, arkası dönük denizin yakınlarında yere çömelmiş minicik duran bebeğinin yanına gitti ve ne bulduğuna bakmak için ona eğildi.

"Ne bu?"

"Kolye."

"Bakayım."

Taehyung kolyeyi Jimin'e verip bakmaya devam etti.

"Bu çift kolyesi. Acaba eşi nerede?"

"Çift kolyesi mi?"

"Evet."

"Bizimki gibi mi?"

"Evet bebeğim."

Taehyung sevimli gülüşü ile Jimin'in bacağına yaslandı.

"Aramaya devam etmelisin."

"Tamam..."

Jimin diğer tarafa gittiğinde birkaç dakika geçmişti Taehyung kolyenin diğer eşini bulmuştu ve onları bir kutuya koyup bırakmışlardı. Belki sahipleri gelip alırdı...

Taehyung yerdeki deniz kabuklarına o kadar odaklanmıştı ki dalgaların çoğaldığını fark etmemişti, ilk önce ayağına değen suyu fark etmemişti ardından ayak bileğine kadar gelen dalgayla bağırarak yerinden sıçramıştı. Daha çok çığlık attı da denebilir...

"Bebeğim ne oldu!"

Taehyung kendini kumların üstüne attığı gibi ağlamaya başlamıştı. Bu haliyle sudan nefret ediyordu. Bunu ilk öğrendiklerinde ikisi için de mükemmel geçen bir geceden sonra banyo yapmak için suyu açtıklarında Taehyung ayağı suya değdiği anda bağırıp Jimin'in tepesine çıkmıştı... Bu değişik anı unutamayacakları türdendi çünkü Taehyung'un sivri tırnakları Jimin'in tam kaşının üstünde küçük ve ince bir çizik bırakmıştı.

"SU!"

"Bebeğim lütfen sakin ol."

"Su geldi! Jimin-ah!"

Jimin Taehyung'u kucağına alıp sudan uzaklaştırdı.

"Su yok bebeğim..."

"V-vardı!"

"Ağlama."

Jimin Taehyung'un yüzünün her yerine küçük öpücükler bıraktı, en son da dudağını uzun uzun öptü ve her zaman oturdukları yere ilerledi.

"Sakinleştin mi?"

Taehyung göz yaşlarının arasında kafasını sallayıp parlayan gözleriyle Jimin'e baktı.

"Ağlama bebeğim? Su sana bir şey yapamaz. Ben buradayken sana hiç bir şey, hiç kimse bir şey yapamaz."

"J-Jimin-ah. G-gördüm."

"Neyi gördün?"

"Orada."

Parmağı ile denizin kıyısını gösterip göz yaşlarını sildi ve burnunu çekti. Jimin gözlerini kısarak Taehyung'un gösterdiği yere baktı. Kayalıklarla kaplı ve yosunların fazlaca olduğu kıyıda karanlıkta hiçbir şey göremiyordu, Taehyung'un nasıl ve ne gördüğünü hâlâ anlamamıştı.

"Göremiyorum."

"Oraya git."

Jimin kucağındaki beden ile oraya doğru gitti ve daha dikkatli baktı. Cam bir şişe vardı. Etrafı yosun kaplamış cam bir şişe...

"Bu..."

"Evet o! Jimin-ah! Onu alır mısın?~"

Jimin Taehyung'u ıslak olmayan bir kayanın üstüne bırakıp ayakta durmasını sağladıktan sonra birkaç kayanın üstüne zıplayıp şişeyi oradan aldı. Taehyung iğrenebilirdi çünkü şişe ıslaktı ama Jimin'in pek de umurunda değildi.

Yosun olmayan bir yere gidip şişeyi temizleyebildiği kadar temizledi sonra da ıslak elini üstüne silip Taehyung'u kucağına aldı ve tahtaların olduğu yere geri döndü.

"Jimin-ah..."

"Efendim güzelim."

"O g-gerçekten bizim bıraktığımız şişe mi?"

"Şimdi anlarız."

Jimin Taehyung'u kucağına oturtup şişeyi açtı. İçindeki kağıdı çıkarttığında heyecanlandılar.

Eskimiş kağıdı açıp baktığında gülümsedi. İmkansız gibiydi... Yazdıkları yazıyı okuyup Taehyung'a baktı. Ağlıyordu.

"Bebeğim... Ağlama lütfen."

"Jimin-ah, o b-bu zamana k-kadar bizi bekledi..."

"Evet bebeğim..."

Jimin kağıdı ters çevirdiğinde gördüğü şeyle şaşırdı. Japonca bir yazı vardı.

Aşkınız sonsuz görünüyor, umarım hâlâ birliktesinizdir. Yalnız başıma otururken bu şişeyi fark ettim ve... İşte bunu yazdım.
Umarım evlenmişsinizdir. Bu arada ben de koreliyim... Bu tuhaf. Japonya'da denizden gelen bir şişe ile iki koreli buldum.

Ben Jihae, sizi seviyorum.

-22 Ağustos 2020

"J-Jimin-ah... Bu fazla duygusal..."

"Acaba şu an ne yapıyor."

"Keşke ona ulaşma şansımız olsa... Jimin-ah, o da koreliymiş~"

"Kader işte."

"Peki biz? Bizimki kader mi?"

"Bebeğim. Hayatım boyunca en ufak fikirimin bile olmadığı tek konu bu."

"Öyle mi..."

Jimin Taehyung'u kendine çekip saçlarına öpücükler bırakmaya başladı.

"Boş versene. Beraberiz. Hep beraber olacağız ve asla ayrılmayacağız. Sadece sana sahibim Taehyungie."

"Jimin-ah~"

"Utanma bebeğim."

Jimin Taehyung'a baktığı için ışıldayan gözleriyle parlayan bir elmasa bakar gibi Taehyung'a bakıp gülüyordu.

"Miyav~"

"Seni yemek istiyorum..."

"Yesene, miyav~"

"Bebeğim..."

"Miyav~ miyav~"

Jimin dayanamayıp Taehyung'un dudaklarına yapıştığında Taehyung miyavlamaya devam ediyordu.

İleri gitmeden öpüşmeye son verdiler ve uzunca birbirlerinin parlayan gözlerine baktılar.

"Bebeğim sana aşığım."

"Jimin-ah seni çok seviyorum."

Birbirlerine sarılıp kalplerinin atışını yeniden duymuşlardı...

---

Öncelikle 21 tane bismillahirrahmanirrahim.

Özel bölümcüğümüz buydu. Bitti gitti valla ben de gidiyorum şimdi...

Lüüütfen diğer ficlerime de bakın🥺

oy vermeden okuyanı görürsem yemin ederim artık sokak lambasını kafasına sokacağım... Oy vermiyorsan neden okuyorsun, oy vermemen fici beğenmediğinin göstergesidir.

Sizi seviyorum kankilerim💗

Continue Reading

You'll Also Like

714 92 9
"Sakıncası yoksa Bay Yeonjun, size eşlik edebilir miyim?"
276K 24.3K 44
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
800 142 9
Seungcheol, ailesinin büyük ısrarları sonucu farklı bir şehre taşındığında, Jeonghan ve arkadaşlarıyla tanışır. 7teen | seungcheol - jeonghan 290723...
203K 17.2K 35
[süper klişe bir texting] !sope/yoonseok! 020219