Karahisarlı

By cokguluyombenya

4.2M 218K 35.9K

Başkomiser Kürşad Karahisarlı. O mahallenin ağabeyi, herkesin saygı duyduğu delikanlısıydı. Karahisarlı soyad... More

Tanıtım
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Final
Özel Bölüm

Bölüm 25

89.7K 5.8K 546
By cokguluyombenya

Özlem arkadaşının elindeki çubuğa bakıp elindekinin ne olduğun anlamaya çalıştı. Anladığında ise gözleri faltaşı gibi açılaraka hızlı adımlarla Esme'nin yanına gitti.

"Esme bu düşündüğüm şey mi?"

Esme elini alnına götürüp "Ben ne yapacağım?" dedi. Özlem arkadaşının elindeki çubuğu aldı. Bu bir hamilelik testiydi ve gördüğü kadarıyla da pozitifti.

Çağla ve Özlem teste bakarken Esme aklında sürülerce senaryo kurmaya başlamıştı. "İstemeyecek. Söyleyemem. Yok, yok bilmemeli. "

Testin sonucu gördüğü andan beri bir şok durumu içindeydi. Anne olmak mı? Buna hiç hazırlıklı değildi. Nasıl olmuştu bu?

"Ay kızım bir sakin ol. Zaten yapmışsınız yapacağınızı. Ne demek istemeyecek?"

"Bebek için evlenmek isterse? Olmaz, yapamam."

Esme'nin telaşlı hali Özlem'i ve Çağla'yı endişelendiriyordu. "Esme gerçekten bir sakin olur musun? Bebeğe bir şey olacak." dedi Özlem ve Esme derin bir nefes aldı.

Koltuğa oturup arkasına yaslandı. "Ne yapacağım ben?"

Çağla arkadaşının yanına oturup ona sarıldı. Özlem de Çağla gibi arkadaşının yanına oturdu ve ona sarıldı. Çağla ve Özlem aynı anda "Anne olacaksın!" dedi ve gülmeye başladılar. Onlar Esme'nin aksine bu haberi mutlulukla ve şaşkınlıkla karşılaşmışlardı. Esme arkadaşlarının tepkisi karşısında gülümsemeye başladı.

"Heh şöyle gül bakalım güzel anne." dedi Çağla.

"Kızlar ben gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum. Yakup'un tepkisini tahmin edemiyorum. Onu, bebek yüzünden bir evliliğe zorlamakta istemiyorum."

Özlem, Esme'nin elini tuttu. "Güzelim, Yakup seni seviyor. Üstelik bu bebeği tek başına yapmadın. Yani bu senin kadar onunda sorumluluğu. Eğer bebeği istemezse zaten senin için doğru insan değildir Esme. İnsan sevdiğinden bir parçayı neden kabul etmesin?"

Özlem'in ufak konuşması Esme'nin moralini yerine getirmeye yetmişti. Gerçekten onu seviyorsa bu bebeği isterdi. İsterdi değil mi? Onu sevdiğini birkaç kez söylemişti. Ve Esme de ona inanmıştı. Fakat evlilik olayı içine sinmiyordu. Yakup isteseydi çoktan ona evlilik teklifi ederdi. Şimdi bebek yüzünden hemen edeceğine emindi. Onun için doğru kişiyse ve bebeği kabul ederse evlilik teklifi etmemesi olanaksızdı.

"Bebek yüzünden evlenmek istemiyorum Özlem. Bir süre önce bu konu yüzden tartıştık ve hazır olmadığını söylemişti."

Esme'nin üzüntüsü sesine yansımıştı. Çağla derin bir nefes verdi. Hadi ama bu kadın anne olacaktı. Böyle hüzünlü olmak bu duruma yakışmıyordu. "Ay bu konuları sonra konuşalım. Kalkın hadi bu haberi kutlamamız gerekiyor."

Çağla ayağa kalkıp arkadaşlarının ve kendinin ceketini askıdan getirdi. Ceketini giyen Özlem, Esme'nin koluna girdi. Diğer koluna da Çağla girmişti. İki tane mükemmel arkadaşa sahip olmak büyük bir şanstı. Hamilelik haberini aldığından beri kendini kötü hissediyordu. Fakat şimdi çok iyiydi. Anne olacaktı. Bu gerçeği kendisi itiraf edemese de arkadaşları onun yüzüne söyleyerek kabullenmesini sağlamışlardı. Kabul ediyordu. Ve bu bebeği istediğini hissediyordu. Tek korkusu Yakuptu. Fakat bu konuda da yapabileceği bir şey yoktu. Onu gerçekten seviyordu. Fakat adam kendisini onun kadar sevmiyorsa Esme ne yapabilirdi?

Kendisini her türlü sona hazırlaması gerekiyordu. Büyük bir karar vermeliydi. Sonuçta kendisi bu bebeği istiyordu evet ama yaşadığı toplumun düşüncesi ona bakış şeklide tamamen değişecekti. Eğer Yakup ile ayrılırlarsa bekar bir anne olacaktı. Ve bunun zorluklarını yalnızca hayal edebiliyordu. Onlar için en iyisi neyse olacak olanlarda oydu. Esme kendini hazır hissettiğinde Yakup'a hayatlarına girecek olan ufak sürprizi söyleyecekti. O zamana kadar kendini her iki sona da hazırlaması gerekiyordu. Yalnız ve bekar bir anne mi olacaktı? Yoksa sevdiği adamla evlenen, gerçek bir ailesi olan anne mi?

İçinden geçen elbette ikinci seçenekti.

❤️❤️

Genç adam çözdükleri son davanın dosyasını raporlaştırıyordu. Kürşad bu sıralar çok yoğundu. Elbette bu yoğunluktan dolayı eşini ihmal etmiyordu. Özlem'e gereken ilgiyi her zaman gösteriyordu.

Odasının kapısı tıklatıldı ve odaya giren Şevval "Başkomiserim, imzalanması gereken evraklar var. Şimdi mi imzalarsınız yoksa bırakayım mı?" diye sordu.

"Masaya bırak Şevval. Şu an çok meşgulüm."

"Tamam başkomiserim. Çay ister misiniz?"

"Çok iyi olur Şevval."

Şevval odadan çıktıktan sonra Kürşad tam dikkatini yeniden raporlara vermişti ki çalan telefonu ile yeniden dikkati dağıldı. Derin bir iç çektikten sonra telefonu eline aldı. Arayan sevdiği kadındı. Az önceki gergin ve sinirli hali tamamen ortadan yok olmuştu.

Mutlu bir yüzle telefonu açıp konuşmaya başladı. "Aşkım?"

"Sevgilim ne yapıyorsun?"

"Rapor işleri."

"Hala bitmedi mi?"

"Maalesef bitmedi. Bugün bitmesi için uğraşıyorum."

"Anladım o zaman evde görüşürüz sevgilim."

"Tamam birtanem. Sen ne yapıyorsun?"

"Çağla ve Esmeyle birlikteyim. Akşam evde görüşelim olur mu? Bazı haberlerim var."

Kürşad kaşlarını yavaşça çattı. Önemli haberler neler olabilirdi? İçinden bir ses Yakup ve Esmeyle ilgili bir durum olduğunu söylüyordu. Acaba evlenmeye mi karar vermişlerdi? Neyse akşam eşinden ne olduğunu öğrenecekti.

"Tamam evde konuşuruz. "

Telefonu kapatan Kürşad arkasına yaslandı. Tüm gün karısını özlüyordu. Eve gitmenin ve ona sarılmanın hayalini kurmak güzeldi. En güzeli ise eve gittiğinde Özlem'i mutfakta, salonda, yatak odasında yani evin herhangi bir yerinde bulmaktı.

Masanın üstündeki ufak çerçeveye bakıp gülümseyen Kürşad, eşiyle olan fotoğrafın hemen yanında duran aile fotoğrafına bakmaya başladı. Annesi. O da bu günleri keşke görebilseydi. Özlem'i çok seveceğine emindi.

Fotoğrafa doğru elini götürdü. Bir parmağını annesinin yüzüne dokunduran genç adam derin bir nefes verdi. Erken gitmişti, hem de çok erken gitmişti. Annesini çok özlüyordu. Kaç yaşında olursa olsun özleyeceğini biliyordu. Baba olduğunda da özleyecekti.

Anne, baba dünyada yeri doldurulamayan en önemli iki varlıktı. Kürşad'ın aklına babası gelince telefonu yeniden eline aldı. Kardeşi ve babası bir süredir Sivastaydı. Elbette her gün görüşüyorlardı. Ancak uzakta olmaları onları özlemesi için yeterli bir sebepti.

❤️❤️

Özlem salonda bir o yana bir bu yana yürüyüp duruyordu. Tüm gün Esme'nin moralini düzeltmek için uğraşmıştı ve bunu da başardığını söyleyebilirdi. Kürşad'a bu durumu anlatmalıydı. Esme yakında Yakup'a zaten söyleyecekti. Bu yüzden eşine de söylemek istiyordu. Nasıl bir adım atacaklarına dair fikrini alabilirdi. Sonuçta Yakup'u o da çok iyi bir şekilde tanıyordu. Nasıl bir tepkinin kendilerini bekleyeceğini bilebilirlerdi.

Bardağa koyduğu suyunu içen Özlem, Esme'nin durumunu düşünüp duruyordu. Yakup hayatından çıkarsa güzel arkadaşı tek başına ne yapacaktı? Bir bebeğin sorumluluğu ne kadarda zordu. Bu iki ebeveyn içinde zordu ve tek başına daha da zor hale geliyordu. Arkadaşı için en iyisinin olmasını dilese de gönlünden Yakup'un her şeyi olduğu gibi kabul etmesi geçiyordu. Böylece herkes mutlu olabilirdi.

Duyduğu anahtar sesiyle olduğu yerde duran Özlem kocasının geldiğini anlayıp hızlı adımlarla koridora ilerledi. Kapının tam önünde durarak kapının açılmasını bekledi. Kürşad kapı açıp elinde sarı güller ile eve girdi.

Neşeyle "Aşkım hoş geldin."diyen Özlem, Kürşad'ın boynuna atladı. Kürşad bir eliyle kapıyı kapatırken diğer elinde tuttuğu çiçekle birlikte eşinin beline dokundu.

"Dur, çılgın kadın. Çiçekler yere düşecek." diyen Kürşad kahkaha atıyordu. Özlem ise eşinin yüzüne öpücükler konduruyordu. En sonunda Kürşad'ın dudaklarına ufak öpücükler kondurup "Seni... çok... özledim... aşkım... seni... seviyorum." dedi.

"Hep böyle karşılanmak için ne yapmalıyım sevgilim?" dedi Kürşad. Elinde çiçek olmayan eliyle karısının beline baskı uygulayıp Özlem'i çekebildiği kadar kendine doğru çekti.

Dudakları yeniden birbirlerine değecek kadar yakındı. Kürşad onun eşsiz kokusunun burnuna dolmasına izin veriyordu. Özlem sırıtarak "Bir şey yapmana gerek yok. Canım ne zaman isterse bu şekilde karşılarım." dedi.

"Demek sürpriz olsun diyorsun. Pekala."

Ayrılan iki bedenin arasına çiçek girmişti. Aldığı sarı gülleri eşine doğru uzattı. "Hiç unutmuyorsun."

"En sevdiğin çiçeği asla unutmam." dedi Kürşad. Geçmişlerine dair bir anıyı hatırlatmak istemişti. Özlem'e ilk kez çiçek aldığı zaman saçma bir yanlış anlaşılma ile ondan uzaklaşmıştı. Şimdi düşününce söz konusu Özlem ve aşk ise her türlü saçmalığı yapabileceğini düşünüyordu. Onun söylediği herhangi bir söz onu hem üzebilir hem de mutlu edebilirdi.

Özlem çiçekleriyle salona geçerken Kürşad ceketini çıkarttı. Ceketini astıktan sonra salona geçen Kürşad koltukta oturan eşine bakıp "Evet şu önemli konuyu anlat bakalım." dedi. Karısının yanına oturdu.

"Önemli olduğunu nereden anladın?"

"Önemli olmasaydı günün ortasında beni arayıp akşam konuşalım demezdin."

Özlem derin bir nefes aldı. "Evet haklısın. Önemli bir konu. Ve sakın ama sakın kimseye söyleyeyim deme Kürşad."

"Tamam. Benden sır çıkmayacağını biliyorsun."

Özlem kararsız bir ifadeyle ona bakıyordu. Nasıl diyeceğini kestiremiyordu. En iyisi direkt söylemekti. Hamile olan o değildi ya!

"Esme hamile."

"Ne?"

Kürşad haberi ilk aldığında Özlem'in yaşadığı ufak şoku yaşıyordu. Bu beklediği türden bir haber değildi. Daha ufak bir şey bekliyordu. Mesela kavga, tartışma, küslük gibi basit şeyler olabilirdi. Bir bebek, asla aklına gelmemişti.

"Nasıl olur?"

"Şimdi nasıl olduğunu tartışmayalım. Esme durumu Yakup'a en kısa sürede söyleyecek. Fakat nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyorum Kürşad. Ya bebeği istemezse? Ya ayrılırlarsa? Esme'nin yaşadığı bir sürü zorluğun yanında bunları düşünmek beni çok üzüyor."

"Anladığım kadarıyla Esme bebeği doğurmayı düşünüyor."

"Evet. Ama Yakup'un bebek yüzünden kendisiyle evlenmesini istemiyor. Bu yüzden karar veremiyor."

"Neye karar veremiyor?"

"Bebeği söyleyip söylememeye."

"Tabiki de söyleyecek. Bilmek Yakup'un hakkı."

"Çok korkuyorum Kürşad. Ya ayrılırlarsa? Esme bekar bir anne olacak. Onun hakkında herkes neler neler düşünecek. Ona, bebeğine bakışları tamamen değişecek. Yakup ise bu baskıdan hiç etkilenmeyecek çünkü o bir erkek. Kadın olmak gerçekten çok zor. "

Kürşad ensesini kaşıdı." Evet maalesef haklısın. Açıkçası Yakup'un tepkisini tahmin edemiyorum. Bu sıralar oldukça mutlu görünüyor. "

"Umarım arkadaşım için doğru kişidir."

"İnşallah."

Özlem yanında oturan eşine sarılıp göğsüne başını yasladı. "Sen olsaydın ne yapardın?" diye sordu merakla.

"Eğer evlenmeden önce birliktelik yaşasaydık ve hamile kalsaydın... Ah anında nikahı basardım sevgilim."

"Demek bebek için benimle evlenirdin. Bende işte bunu diyorum. Yakup'un yapacağı da tam olarak bu."

"Hayır bebek için değil. Seni zaten çok sevdiğim için ve güzel giden ilişkimiz bir bebekle taçlandığı için artık emin olurdum."

"Neyden emin olurdun? Şifreli konuşmasana Kürşad."

"Hayatımın kadını, ruh eşim, yoldaşım, sırdaşım olduğuna emin olurdum. Ve çocuklarımın annesinin bu harika kadın olması başıma gelen en güzel şey olmalı diye düşünürdüm."

Özlem eşine gülümseyerek Kürşad'ın yanağına bir öpücük kondurdu. "Yakup ve sen çok farklısınız."

"Kesinlikle öyleyiz. Bir öpücük daha alabilir miyim?"

Özlem gülümsedikten sonra kocasının dudaklarına doğru uzandı. Belini saran kuvvetli kolların sahibi kalbininde sahibiydi.

Continue Reading

You'll Also Like

SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

1.4M 93.1K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
12.8K 442 19
0538 455** neden hep gecikiyorsun siz: kimsiniz? siz: nereye gecikiyorum? 0538 455** dershaneye neden gecikiyorsun siz: ya sen kimsin hadi işine b...
5M 233K 52
"Ulan bari Polat de." dedi. Sesi yalvarır gibi çıkmış gözleri beklentiyle doluydu. "Mirza demiyorsan deme ama en azından Polat de." "Sen yengeye Eli...
1.8M 114K 56
Birbirlerine kalplerini tamamen emanet ederek çıktıkları evlilik yolunda Tugay'ın değişen tavırları, Ece'nin her seferinde kırılan kalbi sonucunda bu...