Bu bölümde bana destek olan merve_saritas ye huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.Kendisine buradan kocaman öpücüklerimi ve teşekkürlerimi iletiyorum..
Bu durum beni artık çok zorlayacağa benziyor.İkisi arasında bir tercih yapacak olursam tabi ki Hector u seçeceğim ama kimse bana tercihimi sormayacak biliyorum.Bu düşünce bulutunda yüzerken ben kapı ısrarlı bir şekilde çalmaya başladı.
"kraliçem! " dedi bir erkek sesi bu Tom olmalıydı.Hector da biraz panikleyerek yataktan kalkıp giyinmeye başladı.
"gelen Tom sanırım abim seni istiyor" dedi biraz sinirli bir şekilde.Hem giyiniyor hemde konuşuyordu:
"sakın ona birşey çaktırma, sana veliaht teklifini yenileyecektir.Sağlam durmayı da ihmal etme bu arada"dedi.Kafam karıştı bir yanda kapıyı ısrarla çalmaya devam eden Tom bir yanda az önce yatağımı ısıtan Hector 'yeter!' diye bir çığlık atmak geldi içimden bian.Ben bu karışıklıkla mücadele ederken Hector çoktan giyinmiş:
"seni seviyorum " dedi ve dudaklarıma sert bir öpücük kondurup hızla hizmetkarların odasına açılan kapıya yöneldi.1 dakikaya yakın bir süre durduktan sonra ayağa kalkarak çarşafıma iyice büründüm.Komedinin üzerinde duran anahtarı alarak kapıya yöneldim:
"sabırlı ol Tom açıyorum kapıyı"dedim.Son bir anahtar çevirdiğinde sonra kapının kilidini açtım ve odamda ki koltuğa doğru ilerledim.Tom boğazını temizleyen bir öksürük hareketi ile odaya adım attı ve :
"kraliçem " diyerek beni selamladı.Kafasını kaldırdığında çarşafıma sarılı bir halde olmam onu şaşırtmış olmalı ki bir an vücuduma takılı kaldı.Çok geçmeden kendini toparlayacak söze girdi:
"affedin kraliçem, uyanmış olacağınızı düşündüm çünkü vakit öğlen oldu ancak saraya gece yarısı geldiğinizi hatırlayarak tekrar özür diliyorum sizden"dedi.Ancak benim daha fazla Tom ile oyalanacak vaktim yoktu:
"kabalık etmek istemem Tom ama niye geldiğini de merak etmiyor değilim" dedim ve pencereden bahçeyi izlemeye devam ettim.
"ahh evet kraliçem, beni saygı değer kralım gönderdi.Sizden akşama hazır olmanızı istiyor yani şey için işte yani şey "
"tamam anladım Tom.Başka birşey yoksa gidebilirsin."
"aslında var."
"nedir"
"sanırım dadınız ülkenize geri dönmüş"
"evet ama bu durum kimseyi ilgilendirmez"
"yok yanlış anlamayın lütfen.Demek istediğim artık sorumluluklarınız da arttı.Size bilgili bir hizmetçi gerekir taktir edersiniz ki."
"bu durumu kendim hallederim Tom "
"sevgili kralım sizin bu konuyla uğraşıp yorulmamanız içim bu işi halletti sizin için 3 tane hizmetçi seçti siz sadece içlerinden birini seçeceksiniz"
"bunun için krala teşekkürler"
"sizin içinde uygunsa getireyim mi kızları"
"gördüğüm üzere daha yeni uyandım.Üzerime birşeyler giymem için izin ver bana"
"ahh tabi affedersiniz.O zaman kızları hizmetkarların odasına getireyim.Siz işinizi bitirince o odaya geçersiniz, uygunsa?"
"tamamdır Tom şimdi beni yalnız bırak"dedim ve Tom cevap vermek yerine başını eymek ile yetindi ve odamdan çıktı.Kafamı pencereden çevirip derin bir nefes verdim.Bugün anladım ki Hector ile olan bu yasak aşkım başıma büyük dertler açacak.Birden farkında olmadan yüzümde bir gülümseme belirdi.Bu gülümseme ile ayağa kalktım ve dolabıma doğru ilerlerken çarşafıma bürünmüyordum artık.Dolabımın kapağını açtığımda içerideki elbiselerin hiçbirini daha önce görmediğimi farkettim.En sevdiğim renk olan yeşil renkte bir elbiseyi diğerleri arasından ayırıp elime aldım.Gerçekten göz kamaştırıyordu.elbise derin bir göğüs dekoltesine sahipti daha önce bu kadar cesur bir elbise giymediğim için biraz ürperdim.Üzerinde zümrüt ve elmastan küçük küçük taşlar vardı.Kısa bir an elbiseye hayranlık besledikten sonra kralım bu elbiseleri rüşvet için dolabıma koyduğunu anladım ve yüzümü ekşitti.Elbiseyi hırsla yatağa fırlattım ve diğer elbiselere göz atmaya başladım.Ancak hepsi yeşil elbiseye benzerdi pek bir seçenek yoktu anlaşılan.Mecburen yatağa attım elbiseyi alarak üzerime giymeye başladım.Elbiseyi giydikten sonra odamda bulunan aynaya doğru ilerledim ve kendimi izlemeye başladım.Sanırım şimdi gerçekten de bir kraliçe oldum ve belli ki kral da bunu istiyordu.Aynada kendi yansımamı izlerken birden gözüm yerde bulunan dünkü kıyafetlerime gitti.Ne kadarda hırsla parçalamıştı korsemi Hector.Kısa bir süre kıkırdadıktan sonra Tom un bunu görüp görmediğini düşünmeye başladım.Hemen harekete geçip kıyafetlerimi elime aldım ve tam atacak olduğum sırada kıyamadım ancak ortada da bırakmazdım.O sırada gözüm ile odayı taramaya başladım.Birden gözlerimin önüne Fransa'dan getirdiğim sandık ilişti.Hiç tereddüt etmeden sandığa ilerledim.Kapağı açtığımda içinde ailevi takılar ve prenseslik tacım vardı.Sandığın içini boşalttım ve kıyafetlerimi sandığın en altına yerleştirdim.En üstüne takı kutularını koydum ve en üstüne de tacımı koyup sandığı kapadım.Derin bir nefes verip akşama az kaldığını hatırlayıp doğruca aynanın karşısına geçtim yine.Saçlarımı geniş bir şekilde ördüm ve kafamın üstüne de bu sarayda sadece bana has olan bir şekilde kolyelerimden birini yerleştirdim.Hazırdım.Daha önce kızla Hector un çıktığı kapıya yöneldim.kapıyı açtığımda içeride 3 kız ve Tom hazır bekliyordu.Benim kapıdan girdiğimi gören Tom oturduğu kanepeden hızla ayağa kalktı ve beni selamlayarak konuşmaya başladı:
"kraliçem işte kızlar emrinizde"dedi.Ona cevap vermek yerine kafamı yavaşça eyip en soldaki kızın karşısına geçtim.Karşımda duran kız balık etli, beyaz tenli, İngilizler özgü kırmızı yanaklı bir kızdı.Beni vücut yapısına göre oldukça nazik bir şekilde selamladı.Ona gülümseyerek yanından uzaklaştım.Diğer kızın karşısında durdu.Kız oldukça zayıftı o an kemiklerini sayabileceğimi anladım.Ten rengi de bu topraklara göre oldukça koyuydu.Beni kapa bir şekilde selamladı anlaşılan adetleri tam bilmiyor diye geçirdim içimden.Son kızın önünde durdum.Bu kızda balık etliydi.Ten rengi bizdendi.Gözleri maviydi.Beni nazik bir şekilde yerlere kadar eğilerek selamladı.Tüm kızları tek tek süzdükten sonra daha önce Tom un oturduğu koltuğa geçtim.Tom boğazını temizleyerek soldan başlayıp kızları tanıtmaya başladı:
"Stella, kraliçem.kendisi gollerden geldi.Abisi bir lordudur.
Maria, kraliçem kendisi doğudan geldi.Ailesi tarafından bir bilgiye sahip değiliz açıkçası ancak kendisi çok maharetlidir ve elinin çabuk olması ile bilinir
ve buda Beth kendisinin ailesi ölmüştür Fransızdır.Bir lordun yeğeni olduğu için saraya alındı.Kendisi çok nazik ve itaatkar olması ile bilinir."dedi.Açıkçası kimi seçeceğimi bilmiyorum ancak Beth e karşı bir samimiyetim oluştu tabi bu Fransız olmasındandı.Ayağa kalkıp Beth in karşısında durdum durdum ve :
"benimle gel" dedim ve kendi odamın olduğu kapıya doğru ilerlerken kendim bile şaşırdım yaptığıma ne kadar çabuk karar verdim böyle.Odama girdiğimde Beth de arkamdan geldi ve ben odamın tam ortasında durduğum sırada Beth de kapıyı kapadı.Yüzümü Beth e çevirdim ve konuşmaya başladım:
"öncelikle Beth senden kesin ve kesin benim kararlarımı sorgulamamanı istiyorum."
"tabi kraliçem "
"ikinci olarakta yaşayacağımız hiçbir şeyi de kimseye anlatmayacaksın" dedim ve tam önünde durup elimi çenesine götürüp yüzünü kaldırdım.Gözlerimi gözlerine sabitleyip:
"hiç kimseye anladın değil mi kimseye" dedim.
"krala bile mi?"dedi.Çenesini iyice sıktım ve :
"krala bile.Sadece bana sadık olacak ve karşılığını alacaksın "dedim.Bir kez yutkundu ve:
"tamam kraliçem.Endişelenmeyin bende bir Fransızım.Sizin rahatsınız ve güvenliğiniz için elimden gelen hatta gelmeyen herşeyi yapacağım yüce tanrının huzurunda yemin olsun ki"dedi.İşte bu tam aradığım biriydi artık benim sırlarıma ve hatta günahlarıma ortak olacak.Elimi yavaşça yavaşça çenesinden çektim ve yanağını okşayıp:
"hadi küveti hazırla akşam kralın odasında olacağım"dedim ve gülümsedim...
~~~~~~&~~~~~~
odamdan Beth ile çıktık ve kapıda bize Tom katıldı.Üzerimde kırmızı ve oldukça cesur bir göğüs dekoltesi olan elbise vardı.Saçlarıma hiçbir şey yapmadan dağınık bıraktım.Kralın kapısına geldiğimizde Tom hemen atıldı:
"ben ve Beth gece boyu burada olacağız."dedi.Ona onaylayan bakışlar atıp kapıyı yavaşça açıp içeri süzüldüm.
Edward yine masasının başındaydı bu sefer elinde kağıtlar yerine kadeh vardı.Bana baktı ve ayağa kalkıp boş bir kadehe şarap doldurdu.Kadehi eline alıp yanıma geldi:
"ikimizde birbirimizden nefret ettiğimiz için buna ihtiyacımız olacak"dedi.Elindeki bana doğru uzattığı kadehi alıp bir dikişte içtim ve içkilerin olduğu masaya doğru yürüdüm.Bir kadehi daha devirdikten sonra elimin tersiyle ağzımı sildim:
"Aynen öyle"dedim.Yanıma geldi:
"senin bu odada olmana daha fazla tahammül edemeyeceğim hemen bitirelim şu işi"dedi ve eliyle gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı.Haklıydı bende tahammül edemeyeceğim daha fazla.Ellerimle korsemi çözdüm ve yatağa yüz üstü uzandım.Edward da soyundu ve kasıklarıma doğru oturdu:
"kendini sıkma da sana zarar vermek zorunda bırakma beni.Şu işi biran önce bitirelim ve sonra sende defol git"dedi.Ona cevabımı gözlerimi kapatarak verdim.İşte başlıyorduk.Aç bir kurttan farksız olan ağzını boynuma yanaştırıp hoyratça öpmeye başladı.Hector da böyleydi ama onun bu hareketine şimdiki gibi tiksinmedim ama.Daha aşağılara kaymaya başladığında kendimi ruhsuz hissediyordum ama daha bir gece önce öyle miydi hiç?Zevk denizinde boğuşuyorum resmen...
İşini 3 kere tekrarladıktan sonra artık yorulmuş olmalı ki üstümden kalktı ve soğuk bir ses tonu ile:
"git artık" dedi.Bende itaatkar bir köle olarak yataktan kalktım ve giyinmeye başladım.Giyinirken de Edward ta kaydı gözlerim sadece pantolonunu giymişti ve içki masasının önünde kendine yeni bir içki alıyordu.kardeş oldukları ne kadar da belliydi Hector unda vücudu Edward kadar kaslıydı hatta daha fazla bile.
"ilk gece seni daha fazla yormayacağım.Yarın devam edeceğiz yine.Hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor.1 ayın var kraliçe.1 ay içinde hamile kalmaya bak ve dua et ki kısır olma!" dedi Edward ben giyinme işini bitirdikten sonra...