sevgili elpis,
ah, benim büyülü çiçeğim, nasıl karıştırabilirim ki senin dolabını? seninle ilgili en ufak bir detayı bile aklımda tutabiliyorken senin yerine yanlışlıkla nasıl başka birine yazabilirim?
ayrıca, sana her baktığımda daha da güzelleşmeyi nasıl başarabiliyorsun?
bu senin doğuştan gelen bir özelliğin mi yoksa her gün bir öncekinden daha güzel görünmek için çaba mı harcıyorsun?
söylesene nasıl beni günden güne kendine daha bağımlı hale getirebiliyorsun?
bu, bir değeri olmayan karalamaları yazarken çok düşündüm sana nasıl seslenmem gerektiğini. çünkü adının kutsallığını bir çöp kutusu kadar kirli olan ellerimle kirletemezdim.
beni anlıyor musun, canım? adının sözlüğümde ne kadar değerli olduğunu?
bu yüzden düşündüm işte, senin güzelliğini, değerini anlatacak ufak ama fazla anlamlı bir kelime.
— kafası ziyadesiyle karışık fakat bulduğu sonuçtan tatmin olan, pandora kutun.