İsimsizler (Gay)

By Gunsnpizzas

1M 88.9K 36.1K

"Kötü olduğun bir şey var mı?" dedim gülümseyerek ona dönüp. "Zor bir soru." dedi gülerek. Sonra gökyüzüne ba... More

1 -Arkadaşlık Kavramı-
2 -İsimsizler-
3 -Video-
4 -Küçük Kardeş-
5 -Ev-
6 -His-
7 -Yoğun Duygular-
8 -Honey-
9 -Özür-
10 -Resim-
11 -Poz-
12 -Fever Dreams In Vivid Reds-
13 -Tişört-
14 -Küçük Bir Oyun-
15 -Bazı Konular-
16 -Ödül-
17 -Benim Şehrim-
18 -Gelişme-
19 -My Sweet Boi-
20 -Tehlike-
21 -Geçmiş-
22 -Gömlek-
23 -Et Ve Kemik-
24 -Duş-
25 -Kavunlu Dondurma-
26 -Sapık-
27 -Aşk-
28 -Cem-
29 -Mesafe-
30 -Bulantı-
31 -Sevgi-
32 -Güneş-
33 -Hatalar-
34 -İntikam-
35 -Birlikte Sıkılırız-
36 -Leke-
37 -Sır-
38 -Temizlik-
39 -Son Konser I-
40 -Son Konser II-
41 -Fotoğraf-
42 -Melek-
43 -İlaç-
44 -Stalker-
45 -Film-
46 -Buluşma-
47 -Kıskançlık-
48 -Sarhoş Ata-
49 -Gay Dayanışması-
50 -İsim Bulamadım :d-
51 -Endişe-
52 -İşkence-
53 -İrade
54 -Ayıcığın Öfkesi-
55 -Bütün-
56 -Sürpriz
57 -Belki-
58 -Soğuk Samimiyet-
59 -Gece Kaçışı-
60 -Gitar-
61 -Reddedilmek-
62 -Test-
63 -Leş-
64 -Yalan-
65 -Şans-
66 -Sabah-
67 -Dövmeler-
68 -Öpücükler-
69 -Korku-
70 -Dilek-
71 -İntihar Bileti-
72 -Hasta-
73 -Curcuna-
75 -Merak-
76 -Karşılıklı Sinir Krizi-
77 -Kahvaltı-
78 -Piercing-
79 -Zaman-
80 -Eski Arkadaşlar-
81 -Final I-
82 -Final II-

74 -Kuruntu-

8.8K 805 356
By Gunsnpizzas

"Devam et Ata." diye dürttü beni Cem. Bera bana yarım bir sırıtmayla pis pis bakmayı sürdürüyordu. Gözlerimi kaçırdım. "Be-Bera'nın beni zorla eve götürdüğü günü hatırlarsınız. O gün gay testi yaptık ona."

"Bence bu kısmı atlayalım." dedi Bera suratı düşerken.

"Ben sarhoş olduğum kısmı atlamak istediğimde izin vermemiştin Bera." dedim kollarımı göğsümde bağlayarak. "Bera testi yüzde iki yüzle geçti." Başını yukarı aşağı salladı bana bakarak. "Ve yine reddedildim."

"Bera'ya damat dayağı atılması gerek. En acısından." dedi Hazar sırıtarak. Bir saattir Onur'un kıskaçlarından kurtulmaya çalışıyordu.

"Son hep birlikte kaldığımız gece Bera yoktu ya evde... Ben odasına uyumuştum onun. Heh, o gece ben Bera'ya mesaj attım. Yatağını çaldım diye. Taş çatlasa yarım saat sonra eve geldi. Bahanesi de birlikte kalacağı arkadaşının işi çıkmasıydı. Gece dörtte ne işi? Yalan tabi... Sabahına da sevgiliydik."

"Peki neden bizden sakladınız?" dedi Onur cevabı bilir gibi abisine dik dik bakarak.

"Kimse bilmesin istedim." dedi Bera omuz silkerek.

"Gururuna yediremedi beyefendi." Bera bana kollarını açtı. Oturduğum yere sindim. "Sana hiç güvenmiyorum şu an."

"Şansını zorlama." dedi sırıtarak. Bera'nın en büyük silahı. Bir daha çağırmam. Ayağa fırlayıp kucağına attım kendimi, sarıldım sıkıca.

"Şaka yaptım..." Güldüğünü duydum.

"Abi senin yanında Hazar'ı sıkıştırınca niye kızdığını şimdi anladım. İğrenç." dedi Onur. Güldürdü bu beni. Kafamın içinde yankılandı defalarca kez duyduğum cümle. Onur benim yanımda yapma bari...

"Seni bilmem de ben çok şaşkınım." dedi Barlas.

"Biri beni çimdirsin, ayılamıyorum!" Ve kahkaha tufanları öncesi kapanışını yine Doruk yaptı.

*

Bera inatla benim yorgun olduğumu iddia edip herkes güzelce eğlenirken beni zorla eve getirdi. Eve girince montumdan kurtulup koltuğa attım kendimi. "Ah, ne gündü ama! Gerçekten şaşırttın beni Bera. Söylemeni beklemiyordum, dahası herkesin içinde bana böyle kolayca yaklaşmanı hiç beklemiyordum!" Bera beni izleyerek montunu çıkarırken kıkırdadım. "Özlem insanlara neler yaptırıyormuş."

"Özlem değil, sen bana neler yaptırıyorsun." dedi yanıma gelirken. Yerleşip kolları arasına çekti beni. Göğsüne sokuldum.

"Aşık oldun bana galiba." dedim gülerek.

"Hem tatlı hem komiksin." dedi alaylı bir kıkırtıyla.

"Öyleyimdir." Kucağına tırmanıp yerleştim, yüzümü yüzüne yaklaştırdım. "Sen de yalancısın ama." Dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. Sonra bir tane daha, bir tane daha... Bera ellerini belime atıp kendine çekti, derinleştirdi öpücüklerimi. Yine hareketlenerek Bera'yı havaya sokmaya çalıştım. En ufak fırsatı değerlendirdiğimin farkındayım ama Bera mecbur bırakıyordu. Bera'yı gerçekten arzuluyordum ve kafayı yemek üzereydim. Çünkü beni bir inattan çok istemiyormuş gibi hissediyordum. Cinselliğe bu kadar düşkün birinin birkaç aydır hiçbir şey yaşamıyor olması, bunu bir inattan ötürü yapması garip geliyordu. Kendime kuruntu yaptığımı kanıtlamak istiyordum.

"Başladık yine." dedi dudaklarımızı ayırıp. Boynuna yerleştirdim yüzümü, öpücükler bırakmaya başladım. "Hey, hey rahat dur."

"Hadi bir test daha yapalım." dedim sırıtarak. "Bakalım kim pes edecek. Sen mi, ben mi?"

"Kaybedeceğim iddialara girmiyorum." dedi gülerek. Kalbim tekledi.

"O zaman ödülümü istiyorum." dedim çatık kaşlarla. Gülümsemeyi sürdürdü. Onayı aldığımı bilerek sırıttım, tekrar dudaklarına yapıştım. Bu öpücük o güne kadarkilerden farklıydı. Nefesim kesiliyordu ama ayrılmak istemiyordum. Bera belimdeki ellerini kalçalarıma indirip kendine çekti beni arada bir milim kalmayana dek. İnledim. Ben onun kadar deneyimli değildim, başım dönmeye başladı. Kimliğimi unuttum bir an desem daha doğru olur. O ise gayet rahattı.

Elleri kalçalarımda sıkılaşıp birkaç tur attı, ayağa fırlayıp sıkıca tuttu beni. Odasına kadar uzun uzun öpüşmeyi sürdürdük. Yatağa yerleştirip üzerime çıktı, bacaklarımı beline dolayıp kazağımın içine soktu ellerini. Yüzü boynuma sokulurken bir elimi saçlarından geçirdim, nefesimi yuttum.

"Ah-ağırlığını... verme." dedim zorlukla soluklarım arasında. Dizlerini büküp üzerimdeki yükü hafifletti. Yüzünü boynumdan çekip gözlerini gözlerime diktiğinde gülümsedim. "Çok ağırsın." Alnıma dökülen saçları eliyle geriye itti, dudaklarını bastırdı alnıma.

"Kıpkırmızı olmuşsun, biraz soluklanmak ister misin?" dedi gülerek. Başımı iki yana salladım. Beni her zaman etkiliyordu ama ilk kez kavuruyordu. Boğulmamın tek sebebi üzerimdeki ağırlığı değildi. Kızarmamın sebebi ise utancım hiç değildi.

"Devam et." dedim kısık sesle. Kazağımı sıyırdı üzerimden, dikkatlice başımdan geçirdi. Titrek ellerimle onu taklit ettim, sweatini belindeki yukarı çekmeye çalıştım ama gücüm yetmedi. Ellerini ellerim üzerine koyarak yardım etti bana. Pantolonum kalçalarımdan sıyrılıp yeri boyladı diğer kıyafetlerle birlikte. Üzerime eğilip dudaklarını göğüslerimde gezdirirken eşofmanından da kurtuldu. Küçük ısırıkları odadaki tüm havayı ciğerlerime doldurmama sebep oldu. "Bera." dedim can çekişir gibi bir sesle. İlk hece yok olmuştu dudaklarımdan çıkamadan.

"Efendim." dedi boğuk sesiyle. Gözleri yüzümü bulunca duraksadı. "Duralım mı?" Sıcacık olmuş yanaklarıma gözyaşlarım bulaştı. Sebebini ben bile bilmiyordum. Aynı anda hem mutluydum, hem canım yanıyordu. Biraz daha devam edersek silinecek gibi hissediyordum. Aşırı savunmasızdım ve hoşuma gittiği kadar gitmemişti de. Zaten bir haftadır psikolojik bir işkencenin içindeydim...

"Hayır." dedim kısa bir duraklamadan sonra. "Hoşuma gidiyor."

"Ağlıyorsun." dedi çatık kaşlarla beni süzerek. Başımı iki yana sallayıp gözyaşlarımı sildim, gülümsedim. Üzerime eğildi, dudaklarıma yumuşak bir öpücük bıraktı. Elleri yine bedenimi bulurken bu sefer hareketleri daha ılımlı, daha yumuşaktı. Birden çekti yine kendini, gözlerini gözlerime dikti. Anında kaçırdım gözlerimi. Gelecek olan şeyi biliyordum. "Ata ben bu şekilde de-"

Bir elimi ensesine attım, başını aşağı çekip dudaklarına yapıştım. Karşılık vermeye başladığındaysa ellerimi kalçalarına indirip baksırını sıyırdım altından. Dudakları kulağımın hemen altını bulduğunda bir inleme kaçırdım. Kalktı üzerimden, ben nefes nefese onu izlerken dolabına gidip kurcaladı, geri döndü. Önce kendini hazırladı, sonra beni. Onay bekler gibi gözümün içine içine bakmaya başladı sonra. "Ben hazırım." dedim gülümseyerek.

"Canını yakarsam söyle, dururum." Başımla onayladım. Bir eli saçlarımdan geçti, diğer eli baldırımı yakalayıp kendine alan açtı. Gözümün içine içine bakıyordu ve bu aynı anda hoşuma giderken aşırı utandırıyordu beni. Kalçalarımda baskısını hissettiğimde kollarımı sırtına dolayıp yüzümü boynuna sakladım. Saçlarımdaki eli aşağı inip belimi buldu, titreyen bedenimi sakinleştirmeye çalıştı.

"Bera." dedim ayık bir sesle. Elimle omzunu sıktım. Sanki kalçama koca koca iğneler saplanıyordu. "Bera dur." Duraksadı, hızla geri çekti kendini. Bana sakinleşmem için zaman tanıdı kıpırdamadan. "Tamam, hazırım."

"Ata bunu yapmak zorunda değiliz."

"Zorunluluktan değil zaten, yapmak istiyorum. Seni yıllardır arzuluyorum."

"Belki de şu an doğru bir zaman değildir." Başımı iki yana salladım. İç geçirdi. Tekrar denedi. Yine aşırı canım acıdı ama direnmeye çalıştım. Durdu Bera bir anda. Sımsıkı yumduğum gözlerimi araladım. Ben alışmamı bekliyor sanmıştım ama yarısındaymış daha meğer. Yüzüme bakıp tepkilerimi inceliyordu. Ağır ağır çekti kendini yine. "Hazar haklıymış. Fiziksel olarak imkansız bir şey." dedi Bera beceriksizce gülümsemeye çalışarak.

"Sen beni istemiyorsun." dedim titrek boğuk sesimle. Aptal aptal suratıma baktı, kahkaha attı alayla.

"Sen gerçekten kafanda kuruyorsun!"

"Çabalamıyorsun bile." dedim gözlerimi kaçırarak. Göğsünü ittirdim, altından çıkıp baksırımı kalçalarıma oturttum.

"Saçmalama, canını yakmak istemiyorum!"

"Bana bir erkekle birlikte olmaya hazır olmadığını kendin söylemiştin. İki ay oldu Bera." diye kızdım. İç geçirdi, hızlı hızlı giyindi üzerini.

"Canının yanması benim suçum değil Ata. Kendine gel." Ben şaşkınlıkla onu izlerken kapıya yöneldi. Tam çıkacakken tekrar bana döndü. "Seni kırmamaya, mutlu etmeye çalışıyorum ama sen canının acısını benden çıkarıyorsun."

"Ha ben istiyorum diye sevişiyorduk yani!" dedim gözlerim dolarken. Tam kapıyı kapatacakken duraksadı, odaya dönüp kapıyı çat diye kapattı.

"Hadi yapalım o zaman! Canının acısını umursamadan kendi uçkurumun peşine düşsem daha mı mutlu olacaksın? Anlamıyor musun, olmuyor!" Arkamı döndüm ona, dizlerimi karnıma çektim.

"Haklısın." dedim sonunda. Tartışmak istemiyordum. Yanıma yürüdü, önüme geçip göğsümdeki elimi avucuna aldı.

"Benim de seni arzuladığımı biliyorsun Ata." Burnumu çektim, gözlerimi dizlerime diktim. Kollarım altından tutup doğrulmamı sağladı, yatağa oturup kucağına çekti beni. Küçülebildiğim kadar küçüldüm.

"Hala abi kardeş gibiyiz. Sadece biraz daha samimi." dedim tutamayıp.

"Sana yaptıklarımı Onur'a da yaptığımı mı iddia ediyorsun?" dedi şakaya vurup. Dayanamayıp güldüm gözyaşlarım arasında.

"Yani ben yokken ne yaptığınızı bilemem." Yüzünü buruşturdu.

"Kafana kusmamı ister misin?" Başımı iki yana salladım ciddiye alır gibi, bir an boşluğuma geldi. "Sana arada sen benim sevgilimsin deyip hatırlatmamı ister misin?" Güldüm.

"Arada bir beni sevdiğini söyleyebilirsin." Gülümseyerek yüzümü göğsüne gömdüm. Kısa bir sessizlik olunca heyecanlandım. Devreleri yanmıştı herhalde. Söyleyecekmiş gibi hissettim, hala Bera gibi bir ayıdan böyle şeyler bekleyecek kadar aptaldım.

"Sen gerçekten kafana kusmamı istiyorsun. O ne ya vıcık vıcık." Bera yine öküzlüğünden ödün vermiyordu. Kalkmak için atağa geçtim ama sıkıca yakalayıp izin vermedi. "Ya-yani... Seviyoruz tabi. Yoksa birlikte olmazdık."

"Gerizekalı."

"Ata ya... Yakışıyor mu sevgiline hakaret etmek. Sen beni sevmiyorsun he. Bak kullanılıyorum, hissetmiyorum sanma." dedi beni yine dalgaya alarak.

"Evet kullanıyorum, bırak beni şimdi." dedim çatık kaşlarla. Kızmamıştım, sadece takılıyordum. Yüzü buldu tabi, ellerini göğüslerine koydu.

"Sen az önce mememe mi dokundun?" Dik dik suratına bakmayı sürdürdüm. "Offf..." Yüzümü yanaklarımdan tutup göğsüne yapıştırdı.

"Ne yapıyorsun?"

"Dur bakma, bir şey söyleyeceğim." Kalbinin sesini duydum. Hızlandı birden. O an ben de heyecanlandım. "Şey..." Bu kadar da zor olmamalı. Bu çocuk gerçekten normal değildi. "Ya ben hayatımda kimseye böyle bir şey söylemedim ki." dedi titrek bir sesle. İkimizde aileden kopuk, sevgiden uzak büyümüştük. Benim yine arkadaşlarım ve abim vardı. Onun hiç sevgi gösterme ya da alma fırsatı olmamıştı. Garipsediğini, utandığını anlayabiliyordum. Kollarımı beline doladım, kokusunu ciğerlerime doldurdum.

"Tamam, gerek yok. Ben senin yerine de söylerim. Seni seviyorum." Tekrar kalbinin teklemesi kulağımı doldurdu. Kalıp gibi kaldı kollarım arasında, gergince o da bana sarıldı.

"Be-ben de... Ben de seni seviyorum." dedi kısık, zor duyulan bir sesle.

Yazarken Bera'ya üzüldüm istemsizce. Onur'a üzülmemiştim aslında ama Bera'nın bir şeyleri içine atmak zorunda kalması daha kötü geliyor bana. Sonuçta Onur'un başında Bera vardı ama Bera'nın başında kimse yoktu. Neyyyse...

Yaklaşıyoruz sona ama nedense final yapacağım dedikçe biraz daha uzatasım geliyor. Onur ve Hazar yazmamı isteyen var ama finale kadar düşünmüyorum. Sonuçta devam etmemin tek sebebi Bera ve Ata, ayrı kitap yazmayı istememiştim bu kadar uzatmayı düşünmediğim için. Açıklık getireyim dedim :) <3

Ben de seviyorumları becerebilen, sevgimi gösterebilen bir insan değilim. Zor geliyor yazarken bile olsa ama yine de bilin istiyorum pek belirtemesem de, sizi gerçekten çok seviyorum. Beni ayakta tutan sizsiniz. Teşekkür ederim.

Continue Reading

You'll Also Like

3.5K 304 13
Emir Para Money Zenginsuoğulları ve Ayşegül Feriha Fakiroğulları'nın "alışılmışın dışında" aşk hikayesi
1.3M 54.7K 46
~TAMAMLANDI~ 0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kate...
214K 18.3K 40
Jennie Kim bir zamanlar aşık olduğu karısı tarafından şiddet gördüğünde sığınacağı tek kişinin, her seferinde kaçarken durakta gördüğü o güzel kadın...
1.4M 121K 42
[TAMAMLANDI] texting-düz metin karışık.