Karanlık • [b×b]

Від mavigollge

2M 164K 86.3K

[Tamamlandı] Ayaz, yıllardır tek başına yaşayan, kendi halinde bir adamdı. Şimdiyse karşısında bir ay boyunca... Більше

-1- Tanışma
-2- Yakışıklı
-3- Kıskanç
-4- Kaza
-5- Banyo
-6- Çorba
-7- Kütüphane
-8- Yemek
-9- Dalga
-10- Market
-11- Kayıp
-12- Vicdan
-13- Hazırlık
-14- Hayal
-15- Davet P1
-16- Davet P2
-17- Yardım
-18- Heyecan
-19- Dilek
-20- Öpücük
-21- Ateş
-22- Trip
-23- Kahvaltı
-24- Farklı Duygular
-25- Utangaç
-26- Benimki
-27- Sabır
-28- Veda
-29- Hüzün
-30- Özledim
-31- Kahraman
-32- Şefkat
-33- Sevgilim
-34- Kontrol
-35- Yolculuk
-36- Tatil
-37- Bar
-38- Yalnız
-39- Gönül Almak
-40- Telefon
-41- Bebek
-42- En Değerlim
-43- Hissetmek
-44- İstek
-45- Tüm Kalbimle
-46- Gergin
-47- Civciv
-48- Planlar
-49- Hayallerimden Güzel
-51- Bambaşka Dokunuşlar
-52- Gökkuşağı
FİNAL

-50- Sevimli

27.1K 2.2K 806
Від mavigollge

"Aynayı veriyorum, hazır mısın?"

"Hayır." baş parmağını elmacık kemiğimdeki yaranın üstüne getirdi tekrardan. "Buraya ne oldu?" 

Oda kalabalıktı. Kapının hemen yanında sabırsızca aynayı vermeye çalışan Nilay, kendi hallerinde bizi izleyen Sarp ve Volkan, hemen yanımızda duran Işık...hepsi Yankı'yla göz teması kurmak, kendilerini tanıtmak için sırada beklerken onun tek ilgi odağı bendim. Dakikalardır bakışlarını hiç ayırmadan yüzümü inceliyordu.

"Önemsiz bir şey." yanağımdaki elini kavrayıp dudaklarıma götürdüm. Avuç içini öpüp kucağıma indirirken dolu dolu olmuş gözlerini kırpıştırdı.

"Ne olduğunu sordum."

"Yankı." sanki başka birisi vardı karşımda, yeni tanıştığım bambaşka birisi. "Önemli değil, dedim ya."

"Biliyorum ne olduğunu." huysuzca mırıldanıp dudaklarını birbirine bastırdı. İki eli de gömleğimin düğmelerine gidince gözlerimi büyüttüm. 

"Yankı-"

"Bir saniye." gömleğimin birkaç düğmesini açıp  göğsümde gezdirdi elini. Parmaklarına takılan her bir yara izinde daha çok asılıyordu yüzü.

"Güzelim, yapma bunu." ellerini çekip düğmeleri tek tek iliklemeye başladım. Mutlu olmalıydı, herkese bakmalı, tadını çıkarmalıydı. Oysa sadece benimle ilgileniyor, beni düşünüyordu. 

"Onların geçici olduğunu söylemiştin." dedi ağlamaklı bir sesle. "Hepsi çok derinmiş." iki yanağını da sıkıca kavrayıp nazik hareketlerle gözaltlarını okşadım. 

"Bunu evimizde konuşalım."

"Evimiz." alt dudağını ısırarak gülümsedi. "Çok merak ediyorum."

"Beni de merak et biraz." heyecanlı sesiyle aramıza girdi Işık. "Hadi bak!" kucağımda duran elimi sıkıca kavradıktan sonra başını yana çevirdi Yankı. Sadece bana bakarken değil, diğerlerine bakarken de benden destek alması iyi hissettirmişti. Gözlerini önce Işık'ın sabırsız yüzünde, ardından tüm yüzünü çevreleyen siyah şalında ve bize oranla epey kısa olan bedeninde gezdirdi.

"Sen cidden güzelmişsin..."

"Ay teşekkür ederim bebeğim!" Yankı'dan daha heyecanlıydı Işık, ellerini çırpıp kocaman gülümsedi. Bu sırada Yankı onu izlemeyi bitirip kapının yanındaki arkadaşlarıma çevirdi gözlerini. Hepsine tek tek bakarken gözleri Nilay'da takılı kaldı. 

"Nilay!"

"Aşkım..." orada dikilmeyi kesip elindeki aynayla beraber yanımıza geldi Nilay. "Sarılayım mı sana?" Yankı, başını hızlı hızlı salladığında hemen ona atıldı Nilay. Birbirlerini uzun süredir görmüyorlardı ve Yankı'nın ilk tanıdığı kişiydi. Bu yüzden aralarında daha farklı bir iletişim olduğunun farkındaydım. Sarılmalarını sonlandırıp geriye çekilirken, Nilay'ın elindeki aynadan yansımasını gördü. Bir iki saniye öylece durup, aynayı yavaşça eline aldı.

Parmaklarını saçlarından yanağına kadar indirirken dudaklarında ince bir tebessüm oluştu. Baş parmağıyla dudağına dokunup bana çevirdi bakışlarını. "Bu ben miyim?" başını hafifçe yana çevirdi, her şekilde nasıl gözüktüğünü inceliyordu.  Gözlerini kırpıştırıyor, çenesine dokunuyor, bir nevi kendiyle tanışıyordu. "Benim..." kendini nasıl hayal etmişti, zihninde nasıl canlandırmıştı bilmiyorum ama epey şaşkın görünüyordu. "Çok beyazmışım."

"Sonunda sen de gördün." dedim sadece onun duyabileceği bir tonda. "Baktıkça içimi yakan güzelliğini."

"Ya Ayaz..." heyecanla gülümsedi Yankı, aynadan gözlerine çarpan güneş ışığı fazla geldiği için yüzünü buruşturdu ve elindekini kenara bırakmak zorunda kaldı. Volkan ve Sarp'ın yanımıza yaklaşmasıyla onlarla muhabbet ederken gözlerimi sıkıca kapatarak derin bir nefes verdim.  

Omzumda hissettiğim dokunuşun ardından "Rahat ol artık." diye fısıldadı Işık. "Her şey yolunda." destek verircesine sıktığı omzumu bırakıp geriye adımladı. "Benim gitmem gerekiyor, seni çok öpüyorum Yankı!" Işık'ın vedalaştığını görünce hemen arkasını dönüp samimiyetle gülümsedi, Işık odadan çıktığında bana çevirdi gözlerini.

"Bakma böyle." Ona bakmamamı söylerken bile o kadar güzel görünüyordu ki, gözlerimi ayırasım gelmiyordu. "Ya Ayaz, utanıyorum." 

İncecik belini kavrayıp gözlerinin tam içine baktım. İçim akıyordu anasını satayım, böyle bir güzellik olamazdı. "Hadi gidelim evimize." başını onaylarcasına sallayarak kollarını omzumdan çekti. 

"Evimizi çok merak ediyorum, çok!"

**

"Ee Yankı, beğendin mi Ayaz'ı?" Volkan'ın sorusu üzerine salonda gezdirdiği gözlerini bana çevirdi Yankı. Dudaklarında her zamanki çekingen gülümsemesi vardı. 

"Çok sevimli."

"Sevimli mi?" ağzından boğuk, tuhaf bir kahkaha kaçarken kendini tutmaya çalıştı Volkan. "Ayaz mı sevimli?" Yankı'yla dalga geçmemesi için sesimi çıkarmadım ama, sevimli neydi cidden?  

"Gülmesene." yanıma kadar küçük adımlarla yürüyüp elimi kavradı Yankı. "Ayaz, bir şey söyler misin?" huysuz sesi hoşuma gittiği için hafifçe gülümsedim. Bir de gelmiş Volkan'ı şikayet ediyordu.

"Sevimli diyorsa sevimliyimdir oğlum, sana ne?"

"Dağ gibi bir delikanlıyı daha kaybettik." 

"Sen alınmadın değil mi?" çeneme dokunup gözlerimizi birleştirdi. "Kötü bir şey söylemek istemedim."

"Biliyorum Yankı'm." kolumu omzuna sarıp göğsüme yasladım. "Volkan abin böyle şakalar yapar hep." susması için atabildiğim en sert bakışları attığım sırada Yankı'dan küçük bir kıkırtı yükseldi. Gözlerimi mavilerine indirince bakışlarım kendiliğinden yumuşamıştı. 

"Haklılarmış." dedi sakince. "Hep kızgınsın."

"Hah, sonunda lafıma geldin. Bak tatile giderken yolda bana bir-" bakışlarımla beraber sözünü yarıda kesip geriye adımladı Volkan. "Ben sizi yalnız bırakayım, tekrar geçmiş olsun." evden kaçarcasına çıktığında rahat bir nefes verdim. Çocuğu darlayıp durmuşlardı, dinlenmesi gerekiyordu.

"Gel hadi, odaya çıkalım dinlen biraz." onu kucağıma almaya o kadar alışmıştım ki direkt beline sardım kollarımı. Kaldıracağım sırada gözlerine baktım. Saatler olmuştu ama hala tuhaf geliyordu. Rahatsız olduğunu düşünüp izin almak için araladım dudaklarımı. "İstemezsen-" cümlemi tamamlamama fırsat vermeden kollarını boynuma sardı. Boynuma temas eden dudaklarına karşı sabırsız bir soluk verip sevgilimi kucağıma aldım. "Beğendin mi evimizi?"

"Beğendim, her şey çok güzel." basamakları tek tek çıkıp odamıza ilerlerken omzuma iyice yaslanmıştı Yankı. Uyku pozisyonu aldığını bildiğim için rahatsız etmemeye çalışarak yürüdüm. Odaya geldiğimizde ışığı açmadan, dikkatle oturdum yatağa. 

"Çok yoruldun bugün." omzumda duran yüzünü kavrayıp usulca okşadım. "Güzelce uyu, yarın istediğin her yere gideriz."

"Ağrıyor." huysuzca mırıldanıp daha çok sokuldu boynuma. "Ne zaman geçecek?"

"Doktor söyledi, birkaç gün böyle olması çok normal." 

"Ya Ayaz." elini çeneme getirerek omzumdan kalktı. Gözlerimiz birleştiğinde dilini dudaklarında gezdirdi ve gülümsedi. "Sen gerçekten çok yakışıklısın."

"Sağ ol güzelim." keşke bunu Volkan'ın yanındayken söyleseydin be Yankı, sevimli ne? "Pijamalarını vereyim." 

"Gitme." omuzlarımı sıkıca tutup yavaşça kucağımdan kalktı. "Bekle." odamızın ortasına kadar ilerleyip çekmecelerden birini açtı. Hepsini tek tek inceledikten sonra bulduğu kremle beraber yanıma geldi. 

Yüzümdeki yaraya süreceğini anladığımda "Yankı." diye söylendim. "Gerek yok."

"Sürmeliyiz ama." kremi parmağının ucuna sıkıp elmacık kemiğime yaklaştı. "Acımaz değil mi?"

"Acımaz acımaz." soğuk kremi yaranın üstünde gezdirirken tepki vermemek için dişlerimi sıktım. Orospu çocuğu nasıl vurduysa hala sızlıyordu.

"Benim yüzümden olduğunu biliyorum." kremi bir kenara bırakıp dizimin üstüne oturdu. "Özür dilerim." bebek gibi boynuma sokulmadan önce yanağıma yumuşak bir öpücük bıraktı. "Senden bu yüzden ayrılmak istemiştim işte, böyle olacağını biliyordum."

"Düşünme şimdi bunları." Yankı yanımda olduktan sonra hiçbir şeyin önemi yoktu. "Dinlememiz lazım demedik mi?" belinden sıkıca tuttuğum bedenini yatağa bırakıp örtüyü üzerine çektim. Bende diğer tarafa geçip uzanırken eskisi gibi ona sarılmamı beklemiyor, tavanı izliyordu. 

Hastaneden çıktığımızdan beri biraz mesafeliydik. Aramız bozuk değildi, hatta oldukça iyiydi. Beni görüyordu, hareketlerimi, söylediklerimi her bir mimiğimi dikkatle inceliyordu. Hal böyle olunca karşımda bambaşka biri varmış gibi hissediyordum ve istemsizce geri çekiliyordum.  Yeniden tanışıyor gibiydik, garipti. Buna rağmen bu hissin beni durdurmaması için büyük bir çaba harcamış ve normal davranmıştım. 

"Ayaz." hafifçe bana doğru kaydırdı bedenini, gözleri hala tavanı izliyordu. "Beni seviyorsun değil mi?"

"O nasıl soru Yankı?" bir kolumu başımın altına aldım. "Seviyorum."

"Sana ilk sorduğumda, yakışıklı olmadığını söylemiştin." eve geldiği günleri anımsayınca pişmanlıkla yandı içim. İlk başlarda pek sıcak yaklaşmamıştım... "Ama yüzün çok güzel, yara olmasına rağmen çok güzel...beni sevebilmeni anlamıyorum."

"Evet, Yankı'mın kuruntu saati gelmiş." bedenimi ona çevirip kolumu beline sardım. Tavanı izlemeyi keserek bana çevirdi bakışlarını. Kafasını göğsüme değdiriyor olsa da fazla yakın durmuyordu. "Uyu bebeğim, dinlenmen gerekiyor." saçma şeyler düşünüp zihnini yormasına gerek yoktu. Öl dese ölecek kıvama gelmiştim, böyle sorular sorması komiğime gidiyordu.

"İyi geceler." belinde duran elimi kavrayıp göğsüne çekti. Dudaklarını elimin üstüne bastırdıktan sonra gözlerini kapattı. Ah be Yankı...küçücük bir dokunuşunun bile beni ne kadar etkilediğinden habersiz, uykunun kollarına bırakmıştı kendini. Beklemeliydim, o istediğini gösterecek bir hamle yapana kadar, tamamen iyileşene kadar, sabretmeliydim.

**

sakin bir bölüm

Ayaz'ın kimseden etkilenmeyip Yankı'nın öpmesiyle kendinden geçmesi beni bir tık yükseltiyor

Yeni bir kurgu yayınladııım:))



Продовжити читання

Вам також сподобається

Çilek Kız Від Lara

Підліткова література

801K 52.4K 46
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
Pabucumun BadBoyu|TEXTİNG Від nurella

Підліткова література

2.2M 135K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
KABADAYI [BXB] Від Lord

Підліткова література

2.9M 230K 78
[Tamamlandı] Kabadayıların ve tehlikeli tiplerin olduğu şehrin en kötü mahallesi ve lisesi...
TREN Від Khalesi

Підліткова література

537K 34.1K 14
[TAMAMLANDI] Uzun bir tren yolculuğu...