there is a superhero in our s...

zdtrbl

19.6K 3.6K 3.7K

onun en büyük ikinci hatası, insanlar için kendini tehlikeye atsa dahi asla bir "süper" kahraman olamayacağın... Еще

giriş⁰
bölüm bir¹
bölüm iki²
bölüm üç³
bölüm dört⁴
bölüm beş⁵
bölüm altı⁶
bölüm sekiz⁸
bölüm dokuz⁹
bölüm on¹⁰
bölüm on bir¹¹
bölüm on iki¹²
bölüm on üç¹³
bölüm on dört¹⁴
bölüm on beş¹⁵
bölüm on altı¹⁶
bölüm on yedi¹⁷
bölüm on sekiz¹⁸
bölüm on dokuz¹⁹
bölüm yirmi²⁰
bölüm yirmi bir²¹
bölüm yirmi iki²²
bölüm yirmi üç²³
bölüm yirmi dört²⁴
bölüm yirmi beş²⁵
bölüm yirmi altı²⁶
bölüm yirmi yedi²⁷
bölüm yirmi sekiz²⁸

bölüm yedi⁷

595 122 144
zdtrbl

İndiğim taksinin kapısını yavaşça kapattığımda ellerimi beyaz kot ceketimin ceplerine sokmuş ve önünde durduğum iki katlı evi incelemeye başlamıştım. Buz mavisi duvarları, sade bir bahçesi ve oldukça göz alıcı ışıklandırmaları olan bu ev, Jaemin'in eviydi.

Dış kapıya varan adımlarım durduğunda zile uzandım ve basmamın sadece birkaç saniye ardından kapı açılıverdi. Kapıyı iteleyip evin sınırlarına girerken beton taşların üzerinde yürümeye başladım, aynı anda dudaklarım arasından da gergin bir nefes bırakmıştım. Çok fazla düşünüyordum: Gitmeli miyim gitmemeli miyim? Birkaç gündür bana soğuk yapan Donghyuckların yanına gitmem doğru olur muydu yoksa olmaz mıydı?

Yaklaşık bir buçuk saattir aklımı bulandıran bu sorular üzerine gelmiştim yine de, Donghyucklarla aramızın kendi yüzünden bozulduğunu düşünen Jinu'nun fikrine uymuş ve Jaemin'in evinde diğerleriyle buluşmayı kabul etmiştim. Açıkçası pek fazla kalmayı düşünmüyordum çünkü bu konu illa ki açılacaktı ve ben kutlama gecesindeki kadar cesaretli davranamayacağım için erkenden ayrılmak zorunda kalacaktım.

Önüme gelen siyah tutamlarımı geriye atarak bir kez daha derin bir nefes aldığımda ilerideki ana kapının eşiğinde, kollarını önünde birleştirmiş bir şekilde duran Jinu'yu gördüm. Yüzünde buruk bir gülümseme vardı. Gelmeyeceğimi düşündüğünden şu anda onu yanılttığım için hoşnut olmalıydı.

"Hoş geldin."

Jinu, daha geniş gülümsediğinde kollarını boynuma dolamış ve kısa bir sarılmanın ardından geçmem için geriye çekilmişti. Siyah botlarımı çıkardığımda çapraz taktığım çantamı elime almış, Jinu da elimden ayırıp askıya asmıştı. Arkamızdan kapıyı kapattığında ellerimi birbirine sürtmüş ve çekingenleşmeye başlamasına engel olamadığım tavırlarımla beraber Jinu'ya bakmıştım.

"Erken gelenlerdensin, merak etme."

Gerginliğimi gizlemekte başarısız olduğumun farkındalığıyla kafamı salladığımda Jinu önden ilerledi, ben de onu sessizce takip etmeye başlamıştım ki kısa süre içerisinde vardığımız salona göz gezdirmiştim. Büyük bir salondu. Ortadaki siyah koltuklar, geniş televizyon ünitesi ve en uzak köşeye kurulmuş yemek masası dışında başka bir eşya yok gibiydi. Beyaz duvarlarıyla oldukça da sadeydi.

"Hoş geldin, Yifei!"

Oyun konsollarıyla oynayan kişiler Renjun ve Jisung'du ancak beni ilk selamlayan kişi Jisung olmuştu. Renjun'den ses çıkmamıştı, belki de oyuna fazla daldığından geldiğimi duymamış bile olabilirdi.

"Hoş geldin."

Koltuklarda oturan Jaemin ile Minji aynı anda söylediklerinde bakışlarım Jaemin'e kaymıştı, belki de beni pek fazla umursamayanlardan biri oydu; bu yüzden soğuk yapmanın gereksiz olduğunu düşünüyor olabilirdi.

Hafifçe tebessüm ederek onlara bekledikleri dönütü verdiğimde Jinu eliyle hafifçe omzumu sıkmış ve benim aksime kolayca gülümserken konuşmuştu.

"İstersen mutfağa gidebilirsin, Jeno orada.
Kimseyi içeri almıyor ama belki seni alır."

Neden böyle düşündüğünü sormak istediğimde Jinu kendi kendine gülerek yanımdan ayrılmış ve Jisungların oturduğu yere doğru yürümüştü. Arkasından daha fazla bakmadığımda adımlarım henüz girişinde beklemeye devam ettiğim salonun çıkışına yönelmişti. Koridora çıktığımda ise ambalaj hışırtılarının geldiği yere doğru bakmıştım. Bulunduğum ana girişin çaprazında kalan mutfağın kapısının yanında durduğumda istemsizce içeriye bakma ihtiyacı hissettim, bakışlarım usulca tezgahın orada dikilen bedeni inceledi.

Jeno'ydu. Atıştırmalık bir şeyler hazırlıyor gibi görünüyordu ve neden kimseyi yanına almak istemediğini merak etmiştim açıkçası. Dudaklarımı ıslatarak yavaşça arkama döndüm ve yeniden salona dönmek için ilerleyecektim ki durdum.

Ona, tıpkı onun bana yaptığı gibi yardım etmek istiyordum.

Beynimi kemiren düşüncelerimi boşverip yeniden mutfağa döndüm. Sürgülü kapıyı geçebileceğim kadar aralamak istediğimde çıkan ses sayesinde Jeno'nun hareketleri durdu ve omzunun üzerinden gelenin kim olduğuna bakmak ister gibi yaptı ancak pek meraklı da gözükmüyordu.

Beni fark etmesine rağmen sessizce önüne dönerek eline aldığı cips paketini zorlamadan açtığında kaselere doldurmaya başlamıştı, istemsizce boynumu kaşırken sırtına doğru baktım.

"Yardım ister misin?"

Hafiften kısık çıkan sesim salondan gelen gülüşmelere rağmen çok net duyulduğunda Jeno, durmadan yaptığı işe devam etti.

"Ben hallederim."

Bunu kimseye zahmet vermek istemiyormuş gibi söylediğini tahmin ederek birkaç adım daha attım ve tezgaha yaklaştım.

"Hepsini tek başına götüremezsin."

Mırıldandıktan sonra iki şişe sodanın henüz doldurulmasını geçtim, bardakların bile çıkarılmadığını fark ederek devam edecektim ki aniden lafı ağzıma tıktı.

"Sana hallederim dedim."

Gözlerim, solumda kalan ona döndüğünde hareketleri duraksadı ancak sert olmasını sağladığı bakışlarıyla bana bakmaya devam etti.

"Ben de sorun olmayacağını söyledim."

Üzerine gitmek istemiştim bir anda, içimden ona gerçekten yardım etmek gelmişti ve öylece diğerlerinin yanına gidip Jeno'nun önüme yiyecek falan koymasını beklemek istemiyordum.

Jeno, bir şeyler demek için dudaklarını aralayacağı sırada ben çoktan elimi bardakların bulunduğunu tahmin ettiğim dolaba doğru uzatmış ve kapağı çok az aralamıştım ki aniden sesini duydum.

"Yifei-"

Sağ omzumda hissettiğim el ile kendimi aynı yöne dönerken buldum, eş zamanlı olarak belimi tutan el ile bedenim tezgahtan hızla uzaklaştırıldığında önümdeki beden ile burun buruna gelmiştim. Jeno, belimdeki elini çekip tezgaha doğru uzattığında kolu hafifçe omzuma değdi ve ne yaptığını göremediğim gibi, ne yapmaya çalıştığını da anlayamadım.

Çelimsiz bedenim onun tam dibinde duruyordu. Hızlanan kalbim tüm bu olaylardan daha geç kendine gelmiş gibi kulaklarıma vurmaya başladığında gözlerim, birkaç santim uzağımdaki siyah yakaya bakıyordu. Nane kokusu burnumdaydı. Dudaklarımı aralamak istediğim ancak yapamadığım o birkaç saniyeden sonra, arkamızdaki tezgahtan gelen cam tıkırtısının ardına kırılma sesleri de eşlik etti, muhtemelen bardaklardı bu gürültüyü yapanlar.

"Siktir, bir tane sanmıştım."

Kalın ve düşük bir ses işittim. Kırpılmayı neredeyse unutmuş gözlerim cümlenin sahibine doğru çıkmaya başladığında, başım da benimle beraber geriye doğru atıldı. Hafifçe irileşmiş küçük gözleri hâla tezgahtaydı, uzun zaman sonra ilk kez onları böylesine endişeli görüyordum. Göz altları her geçen gün daha da belirginleşiyor gibiyken pembe dudaklarının aralandığını fark etmemle yeniden kahvelerine dikkatimi verdim. Siyah tutamların arasına gizlenmiş gözleri bana doğru döndüğünde bu hareketi sadece, kalbimin daha da hızlı çarpmasına sebep oldu.

"İyi misin?"

Sordu, sanırım endişelenmeyi sürdürüyordu. Ona nasıl baktığımdan emin değildim, ancak onu bu kadar yakından keşfetmek sadece saniyelerimi alsa da birçok şeyin farkına varmış gibiydim.

Aramızdaki mesafeyi sadece biraz açtığında bakışlarım, hâla sol elinde tuttuğunu yeni fark ettiğim bardağa kaydı. Beni tutup kendine çevirirken sol eliyle uzandığı şeyin bu bardak olduğunu anladığım an yutkundum gergince, çünkü bu anlamsızdı.

Henüz açmadığım dolaptan düşecek olan bardağı bu kadar hızlı yakalaması çok anlamsızdı.

[Her defasında kendimi korumaya çalışsam da
aslında beni koruyanın ben değil de,
sen olduğunu o an fark ettim.]

arkadaşlar bardak sahnesini kurgulama sürem tüm kurguyu kurgulama süremden daha fazla sürdü
canım hisblackpearl olmasa bugün bölüm gelemezdi ciddenJKSŞHXUSDJSĞJKSJD💕


teorileriniz varsa yazın konuşalım
margarita pizzalarım🍕

Продолжить чтение

Вам также понравится

Cehenneminden Alacaklıyım +18 ▪︎A_GSEVGİ

Детектив / Триллер

688K 22.1K 23
Sevgiden nefrete dönüşen imkansız bir aşkın hikayesi. "Onlar cehennemi yaşayacak, Aşk cennetin dilinden onlara kalan tek an olarak kalacak, bu aşkın...
Zorbanın Koynunda +18 dileeqq

Детектив / Триллер

3.4K 91 40
Bolca +18 sahne ve biraz şiddet olacak arkadaşlar ona göre okursanız sevinirim "Bana attığın o tokat'ın karşılığı olmayacak mı sandın hemde tüm sını...
Pansuman | TAMAMLANDI hhy

Детектив / Триллер

4.1K 105 29
Kırmızı... Bana çok mu yakışıyordu? Çünkü hep bedenim kıpkırmızıydı. Koyu kırmızı renginde bir sıvı sarardı hep tüm vücudumu. Sevdiklerim bana yakış...
Sert Mafya Ve Ufaklığı papatyagullalae

Детектив / Триллер

4.7K 228 16
Bahar en yakın arkadaşının düğününe mardine gider ve oraya damadın en yakin arkadaşı olan ateş'i görür ve o yüz bir daha aklından çıkmazsa ve bir ka...