1. Bölüm - Dünyama hoş geldin

743 79 299
                                    

** İlk bölümden hızlı ve aktif bir giriş yaptım. O yüzden bol bol yorum istiyorum. Kütüphaneye eklemeler, sevdiklerinize önermeler istiyorum. Düşüncelerinizi belirtmeniz çok önemli çünkü bu yazma hevesimi körükleyen bir etken *-*

Daha fazla bekletmeden iyi okumalar bebeklerim diyor ve sizi ilk bölümle baş başa bırakıyorum

****

Elimdeki dosyayı sıkı sıkı tutarken bir yandan da saatime bakmıştım. Ödevimi teslim etmem gerekiyordu. Aslında bunun için hala yeterli vaktim olsa da son ana bırakmak istemiyordum. Bu yüzden de adımlarımı hızlandırdım. Bunu yaparken gözüm öylesine dosyadaydı ki bir şey olacak korkusuyla önüme bakmadan yürüyordum diyebilirdim. Çünkü bu dosyanın içindeki şey, benim iyi bir yönetmen olmam yolundaki büyük adımlardan biriydi. Üzerinde çok ciddi bir emeğim vardı, aylardır en iyisi olması için ter döküyordum resmen. Hem bu ödevi de verirsem mezun olmak için sadece kalan 2 ayı aylaklıkla geçirmek kalıyordu. Epey önemliydi anlayacağınız.

Tam da hocanın odasının bulunduğu koridora döneceğim sırada çarpıştığım bir beden ile elimdekilerin hepsi yeri boyladı. Dosya ile beraber ben de yere düşerken gözlüğüm gözümden uzakta bir yerlere fırlamıştı. Görüş netliğim anında düşerken aceleden lenslerimi takmadığım için gözlüğümü elimle yoklamaya başladım. Onları bulmam lazımdı çünkü hatırı sayılır bu astigmat numarası ile önümü bile net göremiyordum.

Başımı hafifçe kaldırıp kıstığım gözlerle çarptığım kişiye baktığımda yüzünü seçememiştim. Uzun boylu ve siyahlar içinde bir adam olduğunu algılayabilmiştim o kadar. Herhangi bir özür dahi dilemeyen bu adamdan bakışlarımı çekip gördüğüm kadarıyla eşyalarımı toplamaya başladım. Siyahlı adam bir anda eğilip dosyamı toplayarak bana doğru uzatmıştı. Ardından ayağa kalkıp gözlüğümü de elime bıraktıktan sonra hızlıca yürümeye başladı. Gözlüğümün elime geçmesiyle hiç beklemeden takıp uzaklaşan adama baktım. Arka profilini birkaç saniye gördükten sonra köşeden döndüğü için görüş açımdan çıkmıştı.

"Ne kaba adam ama! İnsan bir özür diler." Suratımı buruşturup ayağa kalktıktan sonra dosyama bakıp içindekileri kontrol ettim. Her şey yerli yerinde duruyordu. "Hadi göreyim seni, Luhan!" kendimi sesli bir şekilde destekleyip hocanın odasına doğru ilerlemeye başladım. Bu iş bittiğinde kendime bir güzel kahve ısmarlayacaktım.

****

Masanın altındaki bacağım gerginlikten sallanırken bunu bir türlü durduramıyordum. Engellemeye çalıştığım her seferde bakışlarım yanımdaki cama kayıyor ve hala orada olduğunu görünce daha da şiddetlendiriyordum. Belki işe yarar umuduyla kitap okuyarak gerginliğimi azaltmaya çalışsam da bu da pek işe yaramıyordu.

Aşırı gergindim çünkü birkaç masa ötemdeki bir adamın beni izlediğini hissediyordum. Okuldan çıktığımdan beri peşimdeydi. Nereye gitsem onu da görüyordum hatta benimle beraber kafeye bile girmişti. Yüzünü ise göremiyordum çünkü şapkası vardı ve başını sürekli aşağıya eğiyordu. Siyahlar içinde kafenin en köşesine otururken hiç göz göze gelmemiştik. Bana baktığını kesin dille söyleyemezdim ama hissediyordum işte.

Birkaç aydır sürekli izlendiğimi düşünüyordum ama elimde hiçbir zaman kesin bir kanıt olmamıştı. Benden başka kimse görmüyordu sanki. Öyle ki sevgilim ve en yakın arkadaşlarım bile bana inanmıyor, bunun bir kuruntu olduğunu düşünüyorlardı. Onlara göre ben izlediği şeylerden etkilenen duygusal biriydim. Bu izlenme hissini de izlediğimiz stalker konulu filme yoruyorlardı. Ama değildi işte. Bu sefer gerçekten o gözleri üzerimde hissediyordum. Ama ne hikmetse bunu kanıtlamaya çalıştığım zaman bir şekilde hep kayboluyordu o gözler. Yine de pes etmiş değildim.

THEMAWhere stories live. Discover now