BÖLÜM 10 - TUTSAK

Začít od začátku
                                    

Talim alanının etrafından geçerken Asya kılıç seslerinin azaldığını fark etti ve başını istemsizce o tarafa doğru çevirdiğinde askerlerin dikkatlice ona baktıklarını fark etti. Asya buna anlam verememişti. Yanlış anladığını düşünerek sağına soluna baktı fakat etrafta ondan başka kimse yoktu.

Evet işte şimdi hepsi birden ona bakmaya başlamıştı... Asya bu durumdan oldukça rahatsız oldu ve adımlarını sıklaştırdı o esnada hızla ona doğru yaklaşmakta olan biri olduğunu fark etti. Dönüp baktığında Ragnar'ın -her zamanki gibi öfkeyle- ona doğru yürüdüğünü gördü. Asya içinden 'Tanrılar yardımcım olsun' derken buldu kendini. Artık onların kültürüne o kadar adapte olmuştu ki onlar gibi dua etmeye bile başlamıştı.


"Sen ne yaptığını sanıyorsun burada?!" Ragnar karşısında dikilmiş öfkeyle bir ona bir de askerlere bakıyordu. Asya açıklama yapmak için ağzını açsa da

"B-Ben su almak." diye kekelerken buldu kendini.

"Derhal eve dön. Bir daha da oradan çıkayım deme!" Fakat Asya buna itiraz etmek zorundaydı.

"Ama biz yemek yapmak. Ben su almak."

"Tanrılar yardımcım olsun beni delirtiyorsun kadın. Kim gönderdi seni!"

Asya kadının adını hatırlamak için düşünürken Ragnar öfkeyle hızlı hızlı soluyordu. Nihayet

"Boda." diyebildi. Bunun üzerine Ragnar derin bir iç çekti...

"Ah Angroboda... Yaşlı cadıdan da bu beklenirdi."

Asya onun yüzünde ilk defa ufacık bir tebessüm gördüğüne yemin edebilirdi.

Bu esnada genç kadın kuyudan su çekip kovaları doldurmaya çalışıyordu. Hem kovalar onun taşıyabileceğinden biraz ağırdı hem de soğuktan elleri donmaya başlamıştı bu yüzden oldukça zorlanıyordu. Ragnar da bunu fark etmişti ve bu onu daha çok sinirlendirdi.

"Ah Odin... Bu kadını başıma bela ettiğinize inanamıyorum." Daha sonra alaycı bir şekilde sözlerine devam etti

"Ragnar Lothbrook'un karısı daha kuyudan su bile çekemiyor." Ragnar onu kenara çekip kovayı kuyudan çıkardı ve diğerini de aynı şekilde doldurduktan sonra eve doğru yürümeye başladı.

Ragnar zerre kadar umrunda olmasa da genç kadın bu sözler karşısında incinmişti. Fakat bu Ragnar'dı duygusuz bir barbardı. Asya onun sözlerine kulak asmaması gerektiğini öğrenmeliydi. Tabi ki Ragnar yine onu arkasında bırakıp gitmişti. Asya karlarda bata çıka ilerlerken bu adamın bir gün onu beklemesi gerektiğini öğrenip öğrenmeyeceğini merak ediyordu.

Eve dönüş yolunda askerler yine ondan tarafa bakıyordu ki Ragnar bunu fark ettiğinde onlara ters bir bakış attı. Bunun üzerine hepsi çil yavrusu gibi dağıldılar. Asya hem şaşırmış hem de buna mutlu olmuştu. Bir gün öncesine kadar onu öldürmeye çalışan adamın yanındaydı ama ilginç bir şekilde kendisini güvende hissediyordu...


Sonunda eve varmışlardı. Ragnar iki eli de dolu olduğundan kapıya tekme atarak açtı ve içeri girdiğinde kovaları bir kenara fırlattı hiç beklemeden kükremeye başladı.

" ANGROBODA!!"

Asya bu öfkenin yöneltildiği kişi olmadığı için çok şanslı olduğunu düşündü. Tam arka tarafa doğru seyirtmeye çalışıyordu ki Ragnar onu da yerine çiviledi.

"Bekle!"

Asya da olduğu yerde kalakalmıştı şimdi. O sırada yaşlı cadı koşa koşa yanlarına geldi.

"Bir sorun mu var efendim?" diye nazikçe sordu, ellerini kucağında birleştirmişti. Sabahki hanım ağa tavırlarından hiç eser yoktu şimdi.

"Var Angroboda!! Karımın kuyuda ne halt ettiğini açıkla hemen. "

Boda'nın yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Derhal mantıklı bir açıklama yapması gerekiyordu.

"Ama efendim onu diğerlerinden ayırma demiştiniz..."

Evet bu açıklama mantıklı diye düşündü Asya fakat Ragnar da çok zeki bir adamdı.

"Dedim. Fakat bu evin içinde geçerli dışarıda değil. Bundan sonra dışarıda gezmeyecek.

Onun bütün sorumluluğu sana ait anladın mı Boda?"

Ragnar'ın sesi oldukça kararlıydı. Kadının tabi ki emirlere uymaktan başka çaresi yoktu.

"Anladım efendim." diyerek odadan ayrılmaya yeltendi. Ragnar'ın bu kadını ne diye koruduğunu anlamıyordu ve buna çok sinir olmuştu.

O esnada Ragnar ikisine de

"Yemek ne zaman hazır olur?" diye sordu. Asya da Boda'ya baktı. Boda ikisinin yerine cevap verdi

"Bir saate hazır olur efendim" dedi. Bunun üzerine Ragnar yine evden ayrıldı.

Bu adam evde sadece yemek yiyip uyuyordu. Asya yeniden Boda'nın peşine takıldı ve yemek için hazırlıklara yardım etti. Ragnar gelmeden yemek hazırlanmıştı.

Ragnar'ın yemek yediği ufak bir masası vardı. Toplandı haricinde yemeğini orada tek başına yiyordu ve o geldiğinde sofra hazır olmalıydı. O sofraya oturduktan sonra hizmetçilerden biri sırayla yemekleri servis ediyordu.

Ragnar sofraya oturduğunda Boda yemek dolu kaseyi Asya'nın eline tutuşturdu. Nedense yemek götürme işi Asya'nın başına kalmıştı. Tam bunun sebebini sormaya hazırlanıyordu ki Boda onu kolundan tutup içeri doğru çekiştirdi. Bunun üzerine Asya eli mahkum bütün akşam Ragnar'a servis yaptı ve kendisi bir lokma bile yemek yiyemedi.

Bu adam tek başına bir ordunun yiyeceği kadar çok şey yiyordu. Asya onun hızına yetişemiyordu.

Nihayet servis işi bittiğinde hizmetçiler de mutfaktaki işleri bitirmiş yatmaya hazırlanıyorlardı. Asya bütün gece yol gelmiş daha sonra canını zor kurtarmış ve sonrasında bütün gün ev işi yapıp üstüne bir de yemek servisi yapmış ve bütün bunlar olurken iki lokma yemek yiyememişti. Artık ayakta duracak gücü kalmamıştı ve diğer hizmetçiler gibi o da Ragnar'ın yanına gidip ona iyi geceler diledi, bir isteği olup olmadığını sordu. Tam arkasını dönüp gidecekken Ragnar ona

"Bekle." dedi. Asya olduğu yerde durup ona döndü ama şu an hiç onunla uğraşacak mecali yoktu.

"Sen burada yatacaksın" dedi Ragnar. Asya'nın şaşkınlıktan ağzı açık kaldı.

"Peki siz nerede yatmak?" diye sordu. Çünkü sadece bir tane yatak vardı.

"İkimiz de burada yatacağız. Merak etme bende nefret ediyorum bu durumdan ama buna mecburum. Ragnar'ın karısından ayrı yattığı duyulursa benim de ve dolayısıyla senin de sonun olur..."


Asya kendisini şuracıkta vursa daha iyiydi. Bu barbar herifle aynı yatakta yatmaktansa ölmek daha iyi bir fikir gibi görünmüştü gözüne.

Ragnar kadının hala orada dikildiğini görünce sinirlendi.

"Şuraya yatacak mısın? Yoksa zor mu kullanayım kadın?" diye bağırdı.

Asya'nın artık yapabileceği bir şey yoktu. Kaderine çoktan razı gelmişti zaten.

Yatağa doğru yürüdü, sadece çizmelerini çıkarttı ve yatağın ucuna kıvrıldı. Neyse ki devasa bir yataktı ve aralarına mesafe koyabilirdi.

Ragnar'ın ise hiç bir şey umrunda değildi. Zırhını, gömleğini, çizmelerini çıkarıp sadece ince bir pantolonla yatağa yattı. Asya bu mesafeden bile onun sıcaklığını hissedebiliyordu. O yattığında Asya yatağın biraz çöktüğüne yemin edebilirdi...

Ragnar iki dakika içinde uykuya dalmıştı bile. Asya da derin bir iç çekip uyumaya çalıştı. Bunu başarması oldukça zor olacaktı ama o kadar yorgundu ki uykunun tatlı kollarına hemen teslim oldu.


"Umarım yakın zamanda tüm bunlar bir son bulur..."


Uykuya dalmadan önce aklından geçen son düşünce bu olmuştu...


- DEVAMI İÇİN YILDIZLAMAYI UNUTMAYIN :) :) --

VİKİNG SAVAŞÇISIKde žijí příběhy. Začni objevovat