11.BÖLÜM: "Kaybedişler ve Vazgeçişler"

Start from the beginning
                                    

Dudaklarımdan dökülen kelime sonrası kendimi onun kapanından çıkarıp odanın kapısına doğru çekildim. Ondan uzaklaşmak istemiştim.

Tersini düşünen bir yanım daha vardı. Yabancı hislerdi bu yüzden benliğime kabul edemiyordum. Yıldızı andıran gözleri önünden çekildiğimde, aynı yerde takılı kalmıştı. Bir nefes verdiğini ve çenesini sıktığını görebiliyordum.

Tepkisizliğimi korumaya çalıştım, söylediklerim ve bu hareketim ortamı fazlasıyla germişti zaten. Bunları söylemek istemiyordum ama ters yüzüm sürekli kontrolü ele alıyordu.

"Öyle olsun, ama birine ihtiyacın olduğunda ben hep burada olacağım... Bunu bil."

Kaşlarım kalktı. Ondan kaçmışken bana söylediği şey beni şaşırtmıştı. Hadi ama, zaten biliyordun. Sıran bir sözünle kaçıp gidecek biri değil.

Sırtının bir kısmını gördüğüm sırada hareketlenip, banyo kapısına bakan yüzünü bana çevirdi. Böylece yine karşı karşıyaydık. Kalbim sürekli yanlış anlaşılmaya sebep olacak şekilde atıyordu. Atmasana şöyle.

"Söylediklerimde ciddiyim," dediklerinden sonra üstüme bir adım atıp devam etti. İfadesiz suratında gördüğüm küçük tebessüm beni afallattı. Kalbimin rotası uzuyordu. "Gel dersen gelirim."

Açık kapıdan içeriye koşmaya karar vermişti.

Gözlerine anlaşılmaz bir şekilde baktım. Oda bana uzun uzun bir süre baktı. Ne görüyordu acaba baktığında? Ben ona baktığımda, etkileyici gözleri haricinde çok şey görüyordum. Anlatsa, yara izinin hikayesini ve daha nice şeylerin onda barındığını, ummadığım kısımların beni beklediğini biliyordum.

Düşünürken, normalde baktığımdan biraz daha uzun süre boynundaki yara izine takılı kalmıştım. Oradan gözlerimi çekip yüzüne baktığımda, rahatsız olup olmadığını merak ederek ifadesini inceledim.

Kesinlikle olmamıştı. Aksine onu merakla incelemem hoşuna gitmiş gibiydi. Gözlerimi bakışlarından kaçırdım. Beni yakalamıştı.

Kafasını omzumun üstünden ileriye diktiğinde, kapının dışını dinliyor gibi görünüyordu. Dikkatini geri bana verdiğinde elini yüzüme uzattı. Nefesim duraklamaya uğradı. Parmakları alnıma doğru dökülen perçemin birazına sürtündü.

Bu adamın bana kastı vardı.

"Güzel görünüyorsun." Hemen sonrasında elini indirdi. İltifatıyla kalbimin bir süre daha at koşturacağına emin olmuştum.

"Arkadaşların geldi, sonra görüşelim seninle Lina." Kısa sürede kapının zili çalınca kaşlarım havaya kalktı. Geriye doğru baktım. Bunu nasıl yapıyordu? Sorduğumda özel bir yeteneği olduğunu açıkça söylemişti oysaki. Sıran, her seferinde beni şaşırtmayı başarıyordu.

Ağzım hafif aralıkken ona döndüm. Yüzünde şaşkın ifademden zevk alan bir duygu belirtisi gördüm. "Bunu nasıl yapıyorsun?" diye sordum. Omuzlarını silkti. "Sadece bir içgüdü." Onun hakkındaki her şey şaşırtıcıydı zaten, ben de neye şaşırıyorsam.

Kapı zili tekrardan çalınca kafamı arkama çevirdim. Omuzlarım düştü. Üstümdeki ağırlık yüzünden bugün hiç dışarı çıkasım yoktu. Ama söz vermiştim. Sıran'a tekrar baktığımda gözleriyle hala beni inceleyip gitmemi beklediğini gördüm.

"Tamam, gidiyorum." Kafasını salladı. Kısaca yüzüne bakıp odadan dışarıya çıktım.

Adımlarım kısa sürede salondan geçip kapıya varmıştı. Duraklayıp yüzümdeki onu gördüğümde oluşan ifadeyi sildim. Yok öyle bir şey, abartıyorum.

KILIFI OLMAYAN HAYATLARWhere stories live. Discover now