0.1

3.4K 202 1.1K
                                    

Medya: Got7-Breath

"Yah, Kang Yeena! Çık artık!"

Gözlerimi devirdim ve kahkülümü de tararken bağırdım.

"Daha yeni tuvalete girdim Choi Chae Hee!"

Kapının diğer tarafından homurdanmaları duymaya başlayınca gülümsedim ve kapıyı açtım. Chae Hee, her sabah ki gibi topuz olan ama topuz olduğuna bin şahit isteyen saçı ve bedeninin on katı eşofmanlar ile karşımda somurtarak bana bakıyordu.

Omzuma çarpıp banyoya girdiğinde kahkaha attım çünlü boyu çok kısaydı ve omzuma denk gelmemişti.

Hala gülerken dolaba ilerledim ve açıp, Chae Hee'nin geçen beğenerek aldığı ama giymeye asla cesaret edemediği açık mor rengindeki eteğini aldım. Gerçi çok kısa değildi ama Chae Hee her türlü dekolteli elbise, şort, etek, bistüyer giymezdi. Sorunca da "herkes bana bakıyor gibi hissediyorum." Derdi.

Kendi tişörtlerimden de siyah bir tane aldıktan sonra hepsini giydim. Tişörtün eteklerini araya soktuktan sonra bağırdım.

"Hadi Chae Hee! Geç kaldık!"

"Üf, tamam be geldim!"

Açık bıraktığım elbise dolabından kot bir tulum ve pembe-beyaz tişörtünü alıp, soyunacakken "Bakmasana be sapık!" Diyince, "Sanki hiç görmedim."

Demiş ve göz devirmiştim. Chae Hee, pazartesi sendromunda olduğu için çok gıcıktı şu an. Her hafta bu çileyi yaşıyordum maalesef. Neyse ki okula gidene kadar düzeliyordu.

Söylene söylene üzerini giydi. Ayakkabılarımızı da giydikten sonra kapımızı kilitleyip, aşağı indik. Herkes yeni yeni yemekhaneye gelmeye başlamıştı. Chae Hee, boş bir masaya oturup bizim için tutarken ben de sıraya girdim. Henüz erken olduğu için pek kimse yoktu bu yüzden hemen gelmişti sıra bana.

Çıkan yiyeceklere baktığımda benim ve Chae Hee'nin en sevdiği yemeklerin çıktığını gördüm. İkimzin de en sevdiği yemekleri alıp, masaya ilerlemeye başladım.

"Ta da! Bak ne aldım!"

Chae Hee, başını telefondan kaldırmış ve bana bakmıştı sorarcasına. Ardından da elimdeki yemeklere. Sonra gözleri kocaman olmuş ve gülmeye başlamıştı.

"Yah! En sevdiğim yemekler!"

Tepsisini elimden almış ve yerine oturmuştu ben de oturduktan sonra yemeklerimizi yiyip, kalktık.

Chae Hee, artık daha mutlu ve normal haline dönmüş gibiydi. Koluma girmiş bana bilmem kaç yüzüncü hoşlandığı yakışıklı çocuğu anlatıyordu.

"Yah, görmeliydin. Çok yakışıklıydı! Ama boyu da çok uzun olduğu için başımı kaldırıp gökdelen izliyormuşum gibi hissettim."

"Kız seni cüce, sana göre herkes uzun, herkes gökdelen."

Omzuma vurup, güldüğünde devam etti.

"Olsun hem her türlü kısa erkekten kısa olmuş oluyorum. Bilirisin kısa erkekler tipim değil ondan dolayı benim için bir avantaj. Tabii, benle ilkokul çocuğu diye dalga geçtiğin zamanlar sinirleniyorum."

Diyip arkadan bir tutam saçımı çekmişti. Ah bu kız!

"Acıdı ama!"

Gözlerini devirmiş ve kolumdan çıkıp, dudaklarını büzerken konuşmuştu.

"Sen de benim kalbimi acıttın. İlkokul çocuğu ne be!"

Birazcık yalakalıktan sonra barışmış ve okula varmıştık. Bölümlerimiz ayrı olduğu için sarılmış ve yol ayrımında ayrlımıştık. Aynı odada kalsak da ve bazen ortak derslerimiz olsada hep sarılıp, ayrılırdık. Kardeş gibi olmuştuk çok kısa sürede.

Leave Me Behind|Choi BeomgyuWhere stories live. Discover now