BÖLÜM 2:DESVELADO'NUN ŞEREFİNE

58 17 20
                                    

Bir binanın önündeyim. Kumral uzun saçları rüzgarda savrulan bir kadın var binanın kapısında. Sırtı bana dönük.

"Ayye!" Arkamdan gelen sesle kadın yüzünü bu tarafa çeviriyor. Gözleri yağmur altında kalan bir deniz gibi. Islak ve fırtınalı.

"Kızım..." diyor gözlerini silerek. Sonra bana doğru adımlıyor. Kadın adım attıkça arka fonda şiddetli çığlıklar yükseliyor.

" Ayye hadi ama! Doyum günüm başyadı. Hepimiz seyi bekliyoyuz." diyerek yanıma 5-6 yaşlarında bir kız geliyor. Siyah saçları taranmış özenle şekil verilmiş. Ön dişlerinden bazıları yok ve çilleri yüzünü kaplamış. Kocaman gülümsüyor ve derin gamzelerini sergiliyor. Üzerinde beyaz bir elbise var. Beyaz ayakkabıları hafif kirlenmiş. Merakla kadına bakıyor.

"Tamam, geldim bak. Hadi gidelim de pastanın keselim ne dersin?" diyor kadın, kızın yanına gelerek.

"Çok iyi oyuy deyim." diyerek kadının elini tutuyor. İkisi de gülerek yolda adımlamaya başlıyor  ki hızla gelen bir araba kadına çarpıyor. Gözlerim doluyor . Boğazım düğümleniyor. Dizlerim tutmaz oluyor. Ve o düğüm büyük bir haykırışa dönüyor.

" AMCA! Amca anneme çarptın. Anne! Anne kalk hadi lütfen!" 

Dizlerim daha fazla tutmuyor ve yere yığılıyorum.

~

Nefes nefese gözlerimi açtığımda  boğulduğumu hissettim. Öksürükler içinde hızla doğruldum ve bana uzatılan suyu bir dikişte bitirdim. Derin bir nefes alıp boş bardağı komodinin üzerine bıraktım.

" İyi misin Lavinya? " dedi Damla endişeyle.

"İyiyim...Değişik bir rüya gördüm sadece. Neler oldu?" dedim kaşlarımı çatarak. En son Recep Bey ile konuşuyorduk.

"Sinir krizi geçirdin.Daha sonra da bayıldın." dedi kaşlarını kaldırarak.

" Ne? B-ben hatırlamıyorum?" dedim kendimin bile zor duyduğu bir sesle.

"Sen kriz geçirmeye başlayınca Recep amca psikiyatrist bir arkadaşını aradı. On dakika içinde de zaten bayıldın. Ben, Özlem Hanım yani psikiyatristi çağırayım. O geri kalanını sana anlatacaktır." Bir şey söylememe fırsat vermeden odadan çıktı.

Herkesin bize anlatacağı var. Ah, ne güzel(!).

Derin bir nefes aldım ve oturuşumu dikleştirdim.En son hiçbir şey hatırlamadığımı söylemiştim.Sonrası? Koca bir boşluk.Gözlerimi sıkıca yumup açtım.Ayaklarımı kendime doğru çekerek başımı sağa dönük olacak şekilde dizime yasladım.Sakin kalmalı ve geçmişimi hatırlamalıydım. Kendimi zorladım ama en eski anım bu odada gözümü açtığım andı.

Kapı açıldı ve topuklu sesi odayı doldurdu. Birkaç adımdan sonra adım sesleri kesildi. Fısıldama sesleri gelince derin bir nefes alıp başımı dizlerimden çektim. Damla ve bir kadın bana sırtlarını dönmüş aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Bir kaç onaylayan fısıltıdan sonra Damla kapıya yönelmiş ve odadan hışımla çıkmıştı. Damla'nın gitmesiyle kadın yüzünü bana çevirdi. Kumral ve kulağında biten saçları, halka renkli küpelerini gizlemeye yetmemişti. Yuvarlak siyah çerçeveli gözlükler ve kırmızı rujuyla fazla dikkat çekiciydi. Üzerinde siyah bir hırka ve altında siyah kot pantolonu, ayaklarında da kırmızı topuklu bir bot vardı. Boğazını temizlemesiyle kadını fazla incelediğimi fark ettim.

"Merhaba." 

"Merhaba..."diyerek gözlerimi gözlerine diktim.

Konuşmamdan cesaret almış olmalı ki yanıma kadar geldi ve elini uzattı.

KARANLIK Where stories live. Discover now