GALİBA GÜZEL ÖLDÜM:)

13 0 0
                                    

         Uzun bir sürenin ardından yine ben...:)

Kırılan bir kalbin eskisi kadar atmadığını babamdan filan değil kendimden öğrendim. Ne zaman çarpıntım başlasa mutluyum derdim hep kendi kendime.Eskiler hatırlanınca acılar yeni oluyor galiba.

 Neyse... Pek beceremeyenlerdenim yaşamayı. Ama öyle pes edenlerden değil. Bir şeyler olsun diye çok şey yaptım, hiçbir şey olmadı. Aslında çok şey oldum. Bekletilen oldum, aldatılan oldum, kandırılan, kaybeden oldum,yalnız oldum yanlış insanlara tükendim,hep birşeyler olsun dedim sonra hayat 'sen kimsin ki?' Dedi.Mutsuzluğun o kekremsi tadını sanki ağır bir ilaç içmişimde sabahında miğdemdeki zehiri ağzımdan soluyormuşum gibi hissettirdi.Neye elimi atsam kuruyor sanki doğduğumdan beri. Mutsuzluktan geberiyorum değil de umutsuzluk bitiriyordu beni. Çocukluktan tek farkım birinde aşağı yukarı salıncakta sallanırken diğerinde birileri ruhumu sallıyordu sanki,aşağı yukarı. Oturduğum yerden kalkmak inanın eziyet geliyor bana kimileri buna üşengeçlik diyor...Bıraksalar yüzyıllarca uyurum diye düşünüyorum geceleri.Sabah uyandığımda ise beklentilerin sadece insanı yıprattığına bilmem kaçıncı kez daha şahit oluyorum.Pencereden baktığımda günler mevsimler degişiyor her seferinde ve gözlerimin önünde bitişimi seyrediyorum daha önce hiç rastlamadığım televizyon kanallarında. 

 Bendeki hep bi kaçıp gitme isteği,hep bi uzaklaşmak. Nereye bilmiyorum. Galiba kendimden uzaklaşırsam bir gün, toparlarım gibime geliyor. Olmuyor çünkü. Halı saha maçlarında sürekli kaleye koyulan insandan halliceyim hani heves var ama insanlar sürekli engeller koyuyor hayatıma...Bazen arkadaşlar çağırıyor...tek gülümserken mutsuz olan ben gibiyim galiba.Bildikleri şeylerden umut ettikleri kadar dolu görünümlü neşeli insanları izliyorum bazen. Başka şekilde yaşanmıyor zaten hayat denilen bu illet diyorum kendi kendime. Sonra kendimin fazlasıyla çürümüş ruhumla yaşadığımı biliyorum bilmek değilde hissediyorum diyelim....Yazınca değil, kusunca rahatlıyorum.Kesinlikle öneriyorum bazı şeyleri kus. Benim adım Gülseren henüz 15li yaşlarındayım.Fakat yaşadıklarımı değilde hissettiklerimi kronolojik sıraya koysak sanırım m.ö ki hisleri bulabiliriz.Birkaç sene evvel psikologa gitme isteğim vardı.Yaklaşık iki saat anlatmaya çalıştığım zaman çevremdeki insanlarda 'Anlıyorum' diyorlardı gideceğim psikolokta iki yüz lira bırakıp çıkacağım için 'Anlıyorum' diyecekti. Hepsi bu.Ben bile bazen kendimi anlamazken birilerinin beni anlamaya çalışıp sonra sen sorunlusun cidden düzel bak diyişine hayatım boyunca anlam veremedim. İnsanlar rol yapıyordu çünkü. Kimse kimsenin acısını gerçekten umursamıyordu afedersin ama bende umursamıyorum...Buraya afilli bi küfür gelirdi değil mi? Herkes yalnız başına ölecekti fakat kabullenmiyordu bunu hiç kimse. Ötesi yoktu bunun, kaybolmuş gibi hissediyordum kendimi. İntihar etmeyi ne zaman aklımdan geçirsem kendimi ruhumun boşluğundan atıyordum, sonra ne mi oluyordu? Sabah kalkıp hissedip anlam veremediğim şeylerin izahını düşünüyordum.Pes etmemek değil de cesaretsizliğim bırakmıyordu peşimi. Yaşanmış onca şeye rağmen hala hayal kurabiliyorsan bu zaten müthiş bir yetenektir derler ben hayal kurmayan kursada sonuna doğru uyuya kalan düz bir insan olmuşumdur hep biliyorum altını çizeceğim çok kitap satırı olmuştur lakin yaşamak için bir sebep bulamadım hâlâ.En çokta bazen nefesimin daralması sebep oldu yazmama. Kendimi bildim bileli yıkılmamak için uğraşıyorum. Aslında devrildiğimi biliyor,ayağa kalkmamak için çabalıyorum.Öyle kariyer hedefim pek olmadı benim. Daha çok günü kurtarmak için yaşıyorum sanki. Arada bir sensizlik yumrukluyor zihnimi. Hani bazen bir ortamda olursun bir konu açılır 3 4 yutkunmayla derin bir nefes alırsınız ya hah işte o acı bu acı işte birinin yokluğu diyorum ben buna hayatının %90'lık eksikliği.Hani dayak yedikten sonra kimselere bir şeyler diyemeyip gecenin bi vakti yalnız başına balkonun köşesinde gizli gizli sigara içen çocuğun hüznü zaten tartışılmaz.  Ufak yaşlarda başladım yalan söylemeye.Annem genelde başarışız olduğuma inanır.keşke dinleseymişim diyorum kendi kendime. umursamadım keşkelerimi,pişmanlık değil bu tamamen yutkunmalık düşünceler.Birini sevmek istedim inanın hiç bu kadar hissettiklerimi büyüttüğüm zaman olmazdı sanki ben bir yana hissettiğim şey bir yanaydı. İnanın nasıl öldüğümü hiç hissetmedim galiba güzel öldüm.En azından anlattığımda dinleyenim cidden anladığına inandığım olmuştu. Hayalet olmaktan çıkardı düşüncelerim birşeyler anlatsam çabasındaydım hani.

GÜÇLÜ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin