⋆21

1.6K 241 184
                                    

lykke li - i follow rivers

Evdeydim ve çoktan akşamı etmiştim.

Boş boş televizyonda dönen diziye bakıyor, elimde tuttuğum telefonu parmaklarımın arasında çevirip duruyordum. Taehyung'un telefonu yüzüme kapatmasının ardından bu yana daha hiç konuşmamıştık. O zaten yazmıyordu, ben de yüzüme kapanan telefon yüzünden oldukça sinirliydim. Ama yine de içimde bir yerlerde endişenin yer edindiğini biliyordum. Bu endişe her geçen saniye Taehyung'u aramamı fısıldasa bile yapmamak için direniyordum.

Taehyung farklıydı çünkü. Üzerine düştükçe kendini geri çekiyor, ben endişelendikçe sinirleniyordu. Daha geçen pazar günü baskıcı olduğumu dile getirmişti. Her ne kadar gergin olduğu için böyle söylediğini iddia edip özür dilese bile onun gözünde ben gerçekten baskıcı bir sevgili olmalıydım. Muhtemelen de darlıyordum sürekli. Ama neredeyse çoğu buluşmamıza dayak yiyerek gelen onu merak ediyordum işte. Merak etmesem, endişelenmesem ne diye onun yanında duruyordum ki?

"Şu kız da çok naz yapıyor." Annem bir anda konuşunca kendimi düşünce aleminden çekerek bir nebze de olsun Taehyung'u düşünmekten vazgeçmiştim. "Çocuğun ağzında bir kuş yakalamadığı kaldı, yine de yüz vermiyor."

Annemin bugüne ait favori dizisine yaptığı yorumları dinlerken dediğini idrak edebilmek amacıyla telefonumu kenara koyarak diziye odaklanmıştım. Bu sayede Taehyung'u arama isteğimden de uzaklaşabilirdim.

"Görüyorsun değil mi Jimin?"

"Evet anne." Diye karşılık vermiştim sakince. Ama annem diziye o kadar dalmıştı ki benim bu dalgın halimi fark etmemişti bile. Gerçi bu iyi bir şeydi. Ona açıklama yapmak istemiyordum bir de. "Neyse, benim uykum geldi. Gidip yatacağım."

Diziye kendimi verme fikrinden de cayarak elime aldığım telefonumla beraber oturduğum yerden ayaklanmıştım. Annemin ise tam bu esnada bakışları bana kaymıştı. "İyi de, daha damadım işten çıkmadı."

"Biliyorum?" Sorgularcasına konuşmuştum.

"Sen hep onun işten çıkmasını beklerdin. Eve geçene kadar telefonla konuşur, eve geçtiğine dair mesaj attıktan sonra da uyurdun." Annemin bile buna alışmış olmasına şaşırmamıştım. Daha bugün yüzüme telefon kapatmasına kadar da böyle yapmıştım. Her ne kadar soğuk davransa bile işten çıkma saati gelince onu aramış, bu iki gün boyunca beni geçiştirmesine göz yumup, eve geçince mesaj atmasını bekleyerek öyle uyumuştum.

Ama bugün bunu yapmayacaktım.

Ben kovaladıkça kaçıyordu. Darladığımı düşünsün istemiyordum. O yüzden bugün her ne kadar onu aramayacağım için eksik hissedecek olsam bile yapacak bir şey yoktu. Hem şunun şurasında işten çıkmasına yarım saat falan kalmıştı. Bu saate kadar bana yazmadığına göre benim de üstelememin bir manası yoktu.

"Mesaj attım ona." Diye mırıldanmıştım. Anneme yalan söylemek istemesem bile yapacak bir şey yoktu. Oturup zorla anlattıracaktı çünkü ve ben, Taehyung'la aramda geçenleri anlatmak istemiyordum. "Yorgun olduğumu söyledim, anlayışla karşıladı."

"Tamam o zaman." Demişti annem de. "Doğru, sen de yoruluyorsun haliyle. Sabah erkenden kalkıyorsun. Gecenin bir yarısına kadar bekliyorsun. Tamam, damadımla arandaki ilişki hoşuma gidiyor ama dinlenmelisin sen de."

Onu başımla onaylayıp, derin bir iç çekmiştim. "İyi geceler."

"Hadi iyi geceler."

Ardından salondan çıkıp odamın hemen yanında bulunan banyoya girmiştim. Dişlerimi fırçalayıp odama girdiğimde ise ışığı yakma gereği bile duymadan yatağıma girmiştim. Amacım uyumak ve düşüncelerimin esiri olmamaktı. Ama telefonumun şarjının olmadığını fark ederek hemen yatağımın kenarında ki prize şarj aletimi takmak için uzandığımda çalan telefonum sayesinde işim yarıda kalmıştı.

little star あ vminUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum