🤍31🤍

1.5K 150 136
                                    

Alp

Yunus'un tavrından sonra parkın aşağısında duran markete doğru yürümeye başladım, ellerimi cebime atmış başımı eğerek kimseye bakmadan yürüyordum.

Çabuk ağlayan biri değildim, hiçbir zamanda olmadım. Özellikle beni üzen biri için ağlayacak değildim, kimsenin beni üzemeyeceği bir kalkan oluştursam da bu kırılmadığın gerçeğini değiştirmiyordu.

Onu seviyordum, Türkiye'ye geldiğimizden beri başka birisine ilgi duyduğum olmamıştı. Benden iki yaş büyük olduğundan ona hep hayran olmuştum, okulda her konuda iyiydi. Şimdiye kadar hiç kız arkadaşı olmamıştı, belki de bu cesaret aldığım noktaydı.

O harika biriydi, her zaman benimle dalga geçip dursa da bana değer verdiğini biliyordum, en azından arkadaşı olarak bana değer veriyordu.

Onunla her zaman dalga geçip dururdum, ben her zaman bir şeyleri dalgaya alırdım. Yine de anlaması için bir o kadar da belli etmeye çalışırdım, hadi ama bunca zaman nasıl anlamadı?

"Alp." dedi Yunus omzuma dokunurken, ona bir cevap vermeden yürümeye devam ettim, onun dalgasıyla uğraşacak halim hiç yoktu.

"Alp." diye seslendi tekrar ama onu duymadan yürümeye devam ettim, belki yaptığım çocukçaydı ama artık dolmuştum.

Aniden seni seviyorum dediğinde kalbim yerinden çıkacak gibiydi, saçmaydı belki ama gerçekten dediğini düşünebilirdim o an. Aptal bir aşık olunca durumun farkında bile değildim, sadece söylediği iki kelime aklımdaydı.

"Alp." dedi tekrardan.

"İsmimi mi ezberliyorsun?"

"Konuşabilir miyiz?"

"Hayır, su alacağım. Sen de ister misin? Beste çikolata ister ona çikolata almalıyım. Sence Cansu ne seviyordur? Dondurma sever mi? Kim sevmez ki? Su ve İlyaz boş boğaz her şeyi yerler. Peki ya sen? Bitter çikolata, nasıl seviyorsun ki onu?"

Gülme sesi geldiğinde kaşlarımı çatarak ona döndüm, gülmeye devam ederken çatık kaşlarım ile ona bakmaya devam ediyordum.

"Komik olan ne?"

"Yine konuyu benim bitter sevgime getirdin."

"Komik mi?" dedim istemsizce gülümsemeye başlarken.

"Sen de gülüyorsun." dedi gülümsemeye devam ederken.

"Ben her şeye gülerim!"

"Gülümsemeni seviyorum."

Dediği şey ile gülümsemem dururken ona saf saf bakmaya başladım, dengesiz orospu çocuğu!

Tekrar sinirle yürümeye başlarken Yunus'un kolumdan tutup çekiştirmesi ile homurdanarak yürümeye başladım, arka odaya mı geçeceğiz acaba? Şu ciddi kalmama sorununa bir el atmamız gerekecek.

Tekrar park alanına girdiğimiz de kendi kendime mırıldanmaya başladım, su almaya ondan kaçmak için falan gitmedim tamam gittim ama gerçekten su içmem gerek!

Yine de şu an bileğimi tutmaya devam ettiği için sırıtmadan edememiştim, arkadan kovaladıkça kaçan uğur böceğim misin şarkısı hayal ettikçe gülmemek için dudaklarımı ısırdım, kaos çıkacak Alp gülmeyi bıraksana.

Parkın kimsenin olmadığı yerlerine geldiğimiz de bir tırsmadım değil, bu siker şimdi beni.

"Artık ne olduğunu anlatabilirsin." dedi elini bileğimden çekip beline bağlarken.

"Sen mi alttasın ben mi?"

"Ne?"

"Parkın arka yerine neden geldik?"

Afrodit•gxg ✔️Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt