"Bana büyü yapın.Onu aklımdan silecek,varlığını unutturacak ve daima lanetler okuduğum birisi olarak hatırlatacak bir büyü yapın."

Ona saçmalamamasını söylerken sesini yükseltip,

"Size yapın dedim."dedi.

Jessica yanına tekrar yaklaşıp,

"Bu canını acıtacak,yinede razımısın."dedi

Stevie gözlerinden yaşlar süzülürken "Razıyım." diye emin bir şekilde konuştu.Jessica "Sen bilirsin." dedikten sonra büyüyü öğrenmek için onunla aşağıya indim.Böyle bir şeyin olmasını istemiyordum.Acı çekerek ve üzülerekte olsa hatırlayacağı bir aşkı olacaktı.Jessica'yı vazgeçirmek için konuşmaya başladım.

"Bunu yapmayacağız değil mi ?"

Jessica bana cevap vermeden gözlerini kapattı ve elini kitaplığın üzerinde gezdirdi.Doğru büyünün olduğu kitap enerji yayarak kendisini belli edecekti.

"Sen ciddisin."

Bana cevap vermemeye devam ederken elini tuttum ve kendime çevirdim.Bu sefer cevap vermiştim.

"Hey sana ne oluyor sürtük.Stevie bunu istiyor ve alacakta. " Sürtük diyen ağzına yumruğumu geçirmemek için kendime zor hakim oluyordum.Ve de haklıydı.Stevie bunu istiyordu.Buna karışamazdım ama bu büyüyü yapmadan önce onunla büyü hakkında konuşmayacağım ve risklerini anlatmayacağım anlamına gelmiyordu.

Jessica'yla büyünün bulunduğu kitabı alıp odama çıktık.Stevie pencereye yakın bir yerde ,sandalyesini çekmiş güneşleniyordu.Bizi fark edince sandalyeden kalktı.

"Buldunuz mu ?"

"Evet." dedikten sonra Jessica'ya bizi birkaç dakika yalnız bırakmasını söyledim.Stevie'ye büyünün sonucunu anlattım.Fakat cevabı "Ben aşık olurken her türlü riski göze aldım ve emin ol,onu silmeye karar vermeden öncede olacak her türlü riskide göze aldım.Şimdi Jessica'yı çağırır mısın ?" dediği gibi yapıp Jessica'yı çağırdım.

Odanın içerisinde "Ada Çayı." yakıp  kötü ruhlara karşı önlemlerimizi aldık.Saf tuzla Stevie'nin etrafında halka oluşturduk.Bu büyüyü iki kişi yapıyorduk.Jessica'nın sağ elini tuttum,diğer elinde büyü kitabını tutmuş gerekli sözleri söylüyordu.

Büyü ilerledikçe Stevie başını tutuyordu ve beli bükülüyordu.En sonunda çığlıklar atarak yere oturdu.Burnu kanamaya başlamışken öleceğini hissettim.Jessica'nın elini bırakmaya çalıştım fakat Jessica daha sert tutmaya başladı.En sonunda tuzlar ateşe dönünce Stevie'nin ağzından kanlar fışkırmaya başladı ve yere tamamen yığıldı.Jessica,Stevie'nin yere yığılmış vücuduna bakınca derin bir nefes çekti.

Hemen elimi ondan kurtarıp yanan tuzu ayağımla araladım.Jessica,çemberi bozduğumdan dolayı enerji yüzünden yere düştü.Stevie'yi kucağıma alıp "Uyan,konuşsana Stevie." diye haykırışlara başladım.Fakat olanaksızdı.Stevie'den cevap yoktu.Göz yaşlarım itfaiye hortumlarından çıkan su kadar hızlı bir şekilde akmaya başladılar.Jessica'ya döndüğümde ise korkak ve sırıktan bir yüz ifadesiyle Stevie'ye bakıyordu.

Stevie'nin ölü vücudunu yere bırakıp onun üstüne yürüdüm.Omuzlarına vururken ağlıyordum "Bunu bilerek yaptın,böyle olacağını biliyordun.Demi biliyordun." Daha fazla tepkisiz kalmadı ve beni ittirdi.

"Hayır,böyle olacağını elbette bilmiyordum." yanına yaklaşıp saçlarından tuttum ve duvara yapıştırdım.

"Bana yalan söyleme sürtük.Zaten senin amacın başından beri buydu.Hepimizden kurtulmak.Ama şimdi ben senden kurtulacağım." yanımızdaki masada bulunan makası alıp ona doğru savurdum fakat elimi kıvırıp beni yere yapıştırdı.

"Böyle olmasını ben istemedim anladın mı ?! Kitapta 'Büyünün yapılacağı kişi, unutulacak olan kişi yada nesneye karşı Tanrı'dan daha çok bağlıysa büyünün ölümle sonuçlanması kaçınılmazdır.'Yani ölümle sonuçlanması tamamen Tanrılara bağlı.Yapabileceğim bir şey yok.Üzgünüm."

Kitapta o yazının yazılı olduğu sayfayı önüme fırlattı ve odadan çıktı.Sayfada gerçekten dedikleri yazıyordu.Ağlamaya devam etmekten okumayı yarıda kestim.Stevie'nin ölü bedenine tekrar sarıldım.

Onu gömmek için evin şoförü Micheal'den yardım aldım.Diğer kızlarla birlikte onu bagaja taşıdık ve Mary'nin bizi ilk zamanlarda götürdüğü ormana girdik.Cesedini ormana getirdiğimizde ise cesed birden toza dönüştü.Orman onun bedenini ve ruhunu tamamen kendisine çekmişti.

Diğer kızlar eve dönüş yolu boyunca beni teselli ediyorlardı.Fakat dediklerinin hiçbir kelimesini dinlemiyordum.Artık Stevie,kardeşim,o artık yoktu.Dönüşü olmayan bir yola girmişti artık.Elimden hiçbir şey gelmezdi.

Micheal evin önünde arabayı durdurduğunda aşağı inmem için bütün kızlar yardım etti.İçeriye girdiğimizde ise bütün hizmetçiler boyunlarından kesilmiş ve ayakları yerden kesili bir şekilde duvarda duruyorlardı.Evin içerisi karanlıktı ve şömineli odadan yanmakta olan şöminenin huzurlu sesi geliyordu.

Muhtemelen şuanda korkmalıydım fakat değil korku cesareti,acıyı yada mutluluğu hissedemeyecek kadar körelmiştim.Diğerleriyle birlikte ağır adımlarla şömineli odaya geldik.

Şöminenin önünde arkası dönük bir biçimde tahta benzer koltuğunda oturan  Mary vardı.Yanında ise ayakta ve ters dönmüş Santa duruyordu.

Yapıcı eleştirilerinizi bekliyorum :) Vote butonuna basmayı unutmayın ! :) 

Cadı AkademisiWhere stories live. Discover now