26. Bölüm ☁ Kendine İyi Bak Güzelim

Start from the beginning
                                    

''Fikirlerin için teşekkürler ama Kuzey o odadan çıkmayacak. Seninde benim kararlarıma saygı duyacağını düşünüyorum,'' dedi ve tek kaşını kaldırarak devam etti. ''Sakın ama sakın o odadan çıkmasına izin verme. Onu kaybetmek ister misin?'' dedi ve benden bir tepki beklediğini belli edercesine sustu. Başımı iki yana salladım. ''Bende istemem. O yüzden ona sahip çık,'' dedi ve hiçbir şey demeden evin giriş kapısına doğru yürümeye başladı. Kapıda kendisine ceketi uzatan hizmetçi ona ceketini giymesin de yardım ederken son bir kez bana baktı ve gülümseyerek arkasına döndü. Kapı kapandığında ise kendimi kanepeye bırakmıştım.

İpek'ten ☁

''Daha iyi misin?'' diye fısıldayan ses yattığım halde dizlerimin bağının çözülmesine sebep oluyordu. İçimde ki bu hise bir türlü anlam veremesem de git gide hoşuma gitmeye başlıyor olması bir yandan da beni bunaltıyordu. Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda tek elinin saçlarımda olduğunu fark ettim. Usulca başımı sallarken yerimde doğrulmaya çalıştım. Dirseklerimi yatağa bastırarak doğrulmaya çalıştığımda Batıkan'da bana yardım elini uzatmıştı. Ağzımda ki ekşi tat yüzümü buruşturmama sebep olurken onun yüzünde hafif bir tebessüm belirmişti. Yanda ki çekmecenin üzerinden aldığı bardağı bana uzatırken bardaktan bir yudum su aldım.

Bu ekşi tadı silmeme biraz yardım etmişti. Başım ağrıyordu. Normalde insanın sabah uyanır uyanmaz neden başı ağrırdı ki? Geceden kalma olursa falan. Ama o kadar öfkeli olmama rağmen hiç alkol almamıştım. Beni sakinleştiren tek şey Batıkan olmuştu.

''Teşekkürler. Seni de yordum,'' dediğimde gülerek ensesini kaşıdı.

''Seni bu kadar uysal görmeye alışık değilim,'' dedi dalga geçer gibi. Onun içten sırıtışına karşı bende gülmeden duramamıştım. Gözlerimi kısarak ona baktım.

''Kedinin kuyruğuna basmazsan pençelerini çıkarmaz,'' dediğimde tekrar güldü.

''Kedi kız ha? Sevdim bunu,'' dediğinde bir an duraksadım. O tebessümünü devam ettirirken gözlerimin bir an dudaklarına kaymasıyla utanmamı engelleyememiştim. Bakışlarımı anında kaçırırken yorganın üstündeki ellerime kilitlendim. Birden durgunlaşmamla yüzüme doğru yaklaştı. ''Kötü bir şey mi dedim?'' dedi.

''Hayır. Seninle ilgili değil,'' dedim ve yandan bir bakış attım. Birden yüzü ciddileşmişti.

''O mu geldi aklına?'' dediğinde sinirle yutkunduğunu hissetmiştim. Boğazımda bir şeyler düğümlendiğini hissedebilmiştim. 

''Yo hayır,'' dedim telaşlı bir şekilde. Ona karşı neden bu kadar kendimi açıklama gereği duyduğumu bilmiyordum ama sebepsizce beni yanlış anlamasından korkuyordum.

''Ya?'' dedi hafifçe kaşları kalkarken.

''Çok korkuyorum,'' diye fısıldadığımda elleri yavaşça çeneme kaymıştı.

''Neyden?'' dedi sevecen bir şekilde fısıldarken.

''Korkuyorum işte,'' diye geçiştirmeye çalıştığımda inanmıyormuş gibi bana baktı. Birden gülüşünü öpesim geldi. Utandım gözlerimi kaçırdım, diyemezdim ya. Üsteliko kadar karışık hissediyordum ki. Ben düne kadar Mitat'ı sevdiğime emindim. Şimdi bütün hislerim tek bir gece de değişemezdi. Hala bana baktığını fark edince ''Söylemesen, sen anlasan?'' dedim fısıldayarak. Güldü. Aklıma dün gece gelmeden edemedim...

Başım Batıkan'ın göğsü üzerinde teselli bulmaya çalışırken hala kalbimden bir şeylerin söküldüğünü hissedebiliyordum. Bu sökülen şey neydi? Düne kadar ağır basan hislerim miydi? Batıkan yavaş yavaş omzumu ve sırtımı okşamaya devam ederken çenesini başımın üzerinde hissedebiliyordum.

Gel de Sil İzleriniWhere stories live. Discover now