Karanlık

12 3 1
                                    

Karanlık mıydı şimdi içimizi bu denli körelten, yoksa olmayan aydınlığımız mıydı bu denli kötü hissettiren...
        İnsanlar bir orta yol bulamıyor şimdi , herkes çaresiz ve bomboş; sokaklar boş, kalpler boş, gökyüzü bile boş sanki...
       en aydınlık olan gökyüzü bile kararıyor bugün, o bile ağlıyor.. sonra soruyorum kendime, acaba içimdeki bu denli ağır karanlığın içinde bir çiçek açar mıydı? Yoksa yine aydınlıklar solar mıydı içimde? Aydınlıklar, hiç olmayan aydınlıklar...

Ah yüce tanrım, sen de görüyor musun bu karanlığı?
Çoğu insan kötülük olarak görüyor sahiden öyle midir küçük ruh? Bence değil, karanlık çaresizliktir, acıdır, yalnızlıktır, Aydır, kalbimdeki gecelerdir, ruhların kendini hapsettiği hapisaneleridir karanlık ama kötülük mü? Kötülük saftır, bana kalırsa kötülük bir renge bile bürünemez...
Ayrıca aydınlık da iyilik değildir küçük ruh, aydınlık ferahlıktır, güneştir, aşık olduğum bulut yüklü gökyüzüdür...
Aydınlık da saftır, bana kalırsa o da bir renge bürünemez küçüğüm...
Kalbimdeki bu derin mi derin acı dibi olmayan bir kuyu gibi, boşlukta hissettiriyor, yalnızca düşüyorum, karanlıktayım, boşluktayım, ne zaman çakılacağımı bilmeden düşüyorum yalnızca...

sende görüyor musun küçüğüm? Gökyüzünü? Yıldızları? Ayı?
Sende bakıp birkaç söz fısıldıyor musun gecenin kulağına?
Ağlıyor musun peki?
Kurtarılmak istiyor musun sende sahi?
Tanrıya dualarını yağdırıyor musun?
Ağlıyor mu gökyüzün?
Peki ya kalbin? Nasıl şimdi... ah be küçüğüm, yoksa sende mi hapsettin kendini bu derin karanlığa? Senin kanatların ağır mı geldi yoksa? Taşıyamadın mı onları?

Tanrım... okşar mısın saçlarımı? Geceleri açılırsa örter misin üstümü? Söyler misin en anlamlı, en güzel ninnilerini, ben uyuyamam bilirsin...
Ağladığımda siler misin gözyaşımı?
Tanrım, sen... sever misin beni?
Tanrım, bu karanlıkta hiçbir şey göremiyorum... bir ışık yakar mısın?..

İnsanlar seçer tabii, hepimizde vardır aydınlık ve karanlıklar... peki gerçekten biz mi seçeriz? Işık yoksa eğer, biz mi bırakmış oluruz kendimizi karanlıkta? Saf aydınlık olan var mıdır? Veya saf karanlık? Sanmam ama şimdi nedense çok karanlık hissediyorum... kimse yok, biraz da yalnız hissediyorum, boş duvarlarla konuşuyorum, karanlığı izliyorum, her daim kapalı tuttuğum ışığı... sanırım karanlığı seçmişim ben fakat hiç ben seçmişim gibi değil, daha çok beni ele geçirmiş gibi. Daha çok beni boğuyor gibi, şeytanlarıma teslim olmuşum gibi, Tanrım, ben artık bırakıyorum, ben artık teslim oluyorum sanırım, boğazımdaki el asla geçmeyecek gibi boğulmaya devam ediyorum. Belki de geçmez...

Karanlık denince ne gelir akıllara?
Belki ölüm? Sahi ölüm... hepimiz istemedik mi? Bir kere de olsa, hepimiz ölmek istemedik mi? Kendimizi uykunun kollarına bırakmak? Kendimize kızmadık mı? Tüm bu hisler yüzünden? Ruhumuzu azarlamadık mı? Belki de bu yüzden kaçmıştır ruhumuz... belki de bu yüzden kayıptır şimdi...

Eğer bana aydınlığı sorarsanız pek şey anlatamam, zaten sevmem aydınlığı, içimdeki aydınlık yön bile pek aydınlık değildir. Aydınlık gülümsediğim nadir anlardır benim için, kalbimde filizlendiğini hissettiğim ufak çiçektir, her ne kadar asla büyüyemese de...

Hepimizin içinde hem aydınlık, hem de karanlık bir yan vardır. Önemli olan hangisini seçtiğimizdir. Bizi biz yapan budur. Önemli olan karanlığa yenik düşmemektir. İçinizdeki karanlık parçanın sizi ele geçirmesine izin vermemektir, her daim ışıklarınızı açık tutmaktır. İçinizdeki kötülüğü dizginleyip, tüm pisliklere inat temiz kalabilmektir. Bembeyaz... İçinizdeki karanlığa inat bembeyaz kalabilmektir asıl önemli olan. Kendi içinizde savaşıp, karanlığı ve aydınlığı birbirine kenetlemektir. Bir bütün haline getirip kendi benliğinizi oluşturmaktır asıl önemli olan... Karanlığınız sizi ele geçirirde, ışıklarınız parıldayamayacak hale gelirse şeytanlar benliğinizi tamamlar ve sizde bu adaletsiz dünya sahnesinde kötülüğü oynayan figüranlar haline gelirsiniz.. Ancak, ışıklarınızı açık kalıp, şeytanlarınızı hapsedecek kadar karanlık kalırsa içinizde, siz başarmışsınız demektir. Kazanmışsınız demektir, kendi içinizde olan savaşın galibi olmuşsunuz demektir

SOMBRE Where stories live. Discover now