47. En Ağır İhanet

Start from the beginning
                                    

"Baba olmak değil birader.. Adam olmak zor. İnsan olmak çok zor. Herkes beceremez."

"Laf mı soktun bana şimdi?" o sırada Nehir'e kaş göz yapıp yanıma çağırdım. "Aman diyeyim şu çocuk konusunu bir daha açmayalım Nehir.. Hande'nin aklına da sokma durduk yere."

"Hande demişti de inanmamıştım.. Sen gerçekten de çok değişik bir adam olmuşsun." dedi ve yanımızdan uzaklaştı.

"Allah Allah ya.. Ne dedim ben şimdi? Hepiniz mi gıcıksınız bana? Ne yaptıysam sanki?"

"Düşün bence. Bir otur, doğru düzgün düşün. Sorgula.. Bu soruyu kendine sor." dedi İlker.


**


~Hande~


Kerem son zamanlarda davranışlarıyla olduğu gibi sözleriyle de canımı yakmaya başlamıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Kerem son zamanlarda davranışlarıyla olduğu gibi sözleriyle de canımı yakmaya başlamıştı. Onun için önemsiz birkaç cümleden ibaret gibi görünen o kalbimi ağrıtan sözleri beni mahvediyordu. O da farkında değildi aslında ne söylediğinin.. Yoksa bugüne kadar bir maske mi takmıştı yüzüne? Gerçek Kerem yavaş yavaş mı çıkıyordu ortaya? Kibarlığına, naifliğine aşık olduğum adamın içinde zor tuttuğu öfkesiyle neden her an yüz yüze geliyordum?

Bir hata yapmıştım. Bir yerde, bir şeyleri çok yanlış yapmıştım ama ne olduğunu bir türlü anlayamıyordum. Tartışmalarımızın başladığı ilk zamanlardan beri bunu düşünüyordum ama işin içinden çıkamıyordum.. Sabah uyandığımda kahvaltısını bitirmek üzere olduğunu gördüm. Yanına oturmama bile fırsat vermeden hazırlanıp çıkmıştı, ben de yolcu etmek için arabaya doğru ilerledim..


"Öğlen yemek yiyelim mi?"

"Toplantım var." dediğinde kafamı öne eğdim.

"Peki.. Şey diyecektim. Benim araba arıza çıkartıyor da, bugün pek vakit ayıramam. Sen bir tamirciye götürür müsün?"

"Yok, uğraşamam onunla. Boş ver, yenisini al gitsin." dediğinde şaşkınlıktan bakakalmıştım. "Merih'i de sen bırakırsın okula.. Olur mu?"

"Bırakırım da.. Çıkışta arkadaşına gidecekmiş, sen alırsın değil mi?"

"Toplantıdan sonra arkadaşlarla takılacağız."

"Nasıl ya? Ama dün demiştim, bugün işlerim yoğun. Önemli bir operasyon var."

"Ne yapayım yani? Kırk yılda bir arkadaşlarla toplanacağız."

"Kırk yılda bir mi?" dedim alaycı bir tavırla.

"Niye batıyor gözüne bu kadar? Ben de biraz kendime vakit ayırmak istiyorum. Hep senin yanında olamam." dedi ve arabaya bindi.

"Yok.. Öyle bir şey istemiyorum zaten. Biliyorum çünkü, olmazsın." diye mırıldandım kendi kendime.


**


İZ | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now