Ertesi sabah hazır bir şekilde kahvaltıya indiğinde Rüya'nın çoktan kalkmış olduğunu gördü. Herkes kahvaltı masasına oturunca bir süre onunla ilgili konuştular.

"Ee düğün ne zaman Sezen sultan?" dediğinde ise yine dönüp dolaşıp şu konuya gelmişlerdi. Sezen Hanım gururla gülümsedi. "Önümüzdeki ayın sonunda."

"E ne kadar erken olursa o kadar iyi." diye fısıldadı Rüya. Feride boğazına kaçmak üzere olan zeytini son anda yutarak masanın altından ayağıyla kuzenine bir tane geçirdi.

"Efendim Rüya?"

"Kendi kendime konuşuyordum."

Sezen Hanım derin bir nefes alırken çok şükür öz torunum bu kız değil diyordu. Tamam Rüya'yı da çok seviyordu ama Feride'si bambaşkaydı. Tam istediği gibi yetiştirmişti onu, hanım hanımcık, terbiyeli, sınırını bilen ve büyüklerinin sözünü dinleyen. Biraz şımarıklığı vardı ama son zamanlarda, özellikle işe başladığından beri daha dikkatliydi. Arslan işini iyi yapıyor olmalı diye düşündü. Rüya ise bunların tam tersiydi.

Feride babaannesinin ona neden öyle gülümseyerek bakıyor olduğunu anlamadan o da yalancıktan gülümsedi. "Müsaadenizle ben geç kalmayayım."

"Aa bekle Feride, ben de geliyorum."

Kendisiyle beraber kalkan Rüya'ya bakıp içinden göz devirdi. Bir bu eksikti şimdi.

Beraber ofise gittiklerinde Feride her zamanki gibi Arslan gelmeden hazırlıklarını yaptı. Rüya ise başında dikilerek sinirlerini yıpratan sorular soruyordu.

"Var mıdır buralarda bana Nathaniel'ı unutturacak birileri çitlembik?"

Hırsla bilgisayarının kapağını kapatarak etrafa göz gezdiren kuzenine baktı. "Çitlembik deyip durma. Ayrıca burada öyle şeylere müsaade yok." der demez aklına içeride Arslan'la anıları gelince bakışlarını kaçırdı.

"Babaanen seni küçük bir Sezen Saraçoğlu yapmış yani Feride. Sıkıcılıkta bir numarasın." gözlerini devirip sonunda dolaşmak için kalktığında yalnız kalmıştı. Aradan geçen beş dakika sonra ta merdivenlerin başında olmasına rağmen aldığı kokuyla gizlice gülümsedi.

"Günaydın Arslan Bey." Arslan ona göz kırpıp içeri geçerken peşinden girdi. "Bugünün planı biraz yoğun. Saat onda dünkü krizle ilgili toplantı istenmiş, Sezen Hanım gelecek. Ardından-"

"Kapıyı neden kapatmadın?" diyerek ceketini astı Arslan. Feride'ye adım adım yaklaşırken o ise tedirgince dışarı bakıyordu. "Kapatamam. Kuzenim burada ve inan hiç kapı çalma alışkanlığı yoktur."

"Kuzenin mi?" Arslan'ın kaşları çatılırken kapıyla tam arasına sıkıştırdığı kızın dudaklarına uzanıp kısa bir öpücük kondurdu. Ardından dokuza kadar sabredebileceğini düşünüp geri çekildi.

Tam o sırada Feride de dışarıdan duyduğu sesle kapının önünden kaçtı. "Feride nereye kayboldun? Heh buradaymışsın. Bir dakika, Arslan?"

Feride bakışlarını ikisinin üzerinde gezdirip neler olduğunu anlamaya çalıştı. Rüya dışarı çıkıp kapının üzerindekini okuyarak tekrar içeri girdi.

"Nasıl fark etmedim, inanmıyorum Feride. Arslan Karahanlı'nın asistanı mısın?"

"Evet de, sen nereden tanıyorsun Arslan'ı- Arslan Bey'i?"

"Vay be kaç sene olmuş. Feride, Arslan benim okuldan arkadaşım. Bizim holdingde çalışması için az yalvartmadı kendine."

Arslan ellerini ceplerine yerleştirip yüzündeki sert ifadeyle omuzlarını dikleştirdi. "Hiç değişmemişsin Rüya."

"Sen de" dedi Rüya iç çeker gibi. Arslan'a bakışları bir anda saçma bir şekilde rahatsız etmişti onu.

"Feride, bize birer kahve söyleyebilir misin? Eski günlerden konuşalım." diyerek koltuğa oturduğunda ise dişlerini sıktı.

"Kuzeninin görev tanımında böyle bir şey yok Rüya. Feride, toplantı saati geldiğinde bana hatırlatırsın."

Arslan'ın bir anda onu böyle savunuşu onu şaşırtsa da Rüya'nın onu aşağılamak için yapmadığını biliyordu bunu. Rahat bir kızdı o, öyle davranıyordu işte.

Fakat Arslan'a öyle bakışı biraz sinir bozucuydu. İkisini mecburen yalnız bırakıp masasına geçtiğinde aklı tamamen içerideydi.

Yarım saat sonra birden babaannesini gördü. "Hoş geldin."

"Hoş buldum yavrum. Toplantı odası hazır mı?"

"Evet, hazırladım. Sen geç, ben Arslan Bey'e haber vereyim."

"Zahmet etme. Ben bir yanına uğrayayım. Rüya nerede?"

"O da içeride." dedi sıkıntıyla bir nefes alarak. Ardından kapıyı çalıp içeri başını uzattı. "Arslan Bey, Sezen Hanım geldiler. Müsaitseniz?"

Rüya'yla ikisini gülerken görmeyi beklemiyordu. "Tabii." Babaannesine yol açmak için biraz geri çekildi.

"Sen de gel. İlerlemen hakkında biraz konuşalım." Heyecanla bir nefes aldığında kendini veli toplantısı olan bir çocuk gibi hissediyordu. Ardından kapıyı kapattığında gerginliği bu yüzdendi.

Öylesine bir sohbet muhabbet derken babaannesi konuyu kendisine getirdi. "Bir kez daha sormanın vakti geldi Arslan'cığım. Feride'den memnun musun?"

Feride hevesle yüzüne baktı. Arslan'ın dudaklarındaki gülümsemeyle göz göze geldiler sonra. "Çok memnunum Sezen Hanım. İş hayatını çok hızlı öğreniyor."

Feride içinde bir şeylerin kıpraştığını hissederken Arslan'a bakıp gülümsedi. Rüya lafa karışmasa öyle dalıp gitmişti.

"Bak sen bizim çitlembiğe, büyümüş de iş öğreniyormuş."

Rüya'ya ters ters baktı. Arslan'ın yanında ona çitlembik demişti, hesabını sorardı.

"O zaman bunu kutlamak gerekir." dedi Sezen Hanım. "Bu hafta sonu nişanlısının ailesiyle birlikte çiftliğe gideceğiz. Müsaitsen senin de gelmeni isteriz."

Feride yine dahil olup haberi olmadığı plan üzerine kıpkırmızı olurken tedirgince ellerine baktı. "Arslan! Lütfen gel, seni çok özlemişim!"

Arslan göz ucuyla Feride'ye bakıp aklına gelen fikirle gülümsedi. "Müsaitim."

"Süper!"

Feride içinden lanetler ede ede bileğindeki saate baktı. "Toplantı için sizi bekliyorlardır."

Önce Rüya, sonra babannesi odadan çıkarken en sona Arslan kalmıştı. Feride tam kapının önünde gizlice kolundan tuttu.

"Neden kabul ettin?"

Eli beline gidip kızı kendine çekerken kısa bir öpücüğü boynuna kondurdu. "Planlarım var." Sonrasında kulağına eğilerek diğer eliyle kalçasını okşadı. "Bu arada, dokuz ajandamızı en kısa zamanda telafi edelim."

Ardından kızı yalnız bırakıp gitti. Feride suratındaki sersem tebessümle tam dışarı çıkmıştı ki Rüya tekrar yanına gelerek bir anda yanağına yapıştı.

"Feride, Nathaniel'i nasıl unutacağımı buldum. Yaz buraya, en geç iki güne Arslan Karahanlı'yı yatağa atmayı başarırım."

Sonrasında tekrar geldiği gibi hızla gitti. Feride elini sinirle alnına geçirirken diğerini beline yerleştirdi. Çok güzel, hem haftasonunu nişanlısı ve Arslan'la birlikte geçirecekti, hem de kuzeninin gözü, o an karar verdiği bir şekilde, onun olandaydı!

TENİ TENİME |Yeni Özel Bölüm|Where stories live. Discover now