》hayatımın işi

4.2K 319 303
                                    

Taehyung'un iş teklifinden sonra Jungkook ile olan ortak evimize gitmiştim. Karnım çok aç olduğu için kendime erişte yapacağım sırada yabancı bir telefondan mesaj gelmiş ve yarın sabah hazır bir şekilde beklemem gerekildiği söylenmişti. Sonra bu kişinin Taehyung olduğunu öğrenmiştim.
Nereden mi?
İki saat sonra 'ha bu arada ben Taehyung, hani şu bardaki yakışıklı çocuk' diye gelen mesajdan.

Hah, aptal şey.

Sabah öğlene doğru kalkmış ve cilt bakımımı yaparak kahvaltı etmiştim. İyi ki de erken kalkmamışım çünkü sabahtan beri ne zile basan var ne mesaj atan..

[Jimin'in giydikleri medyada]

Dolandırıldım mı acaba?

Salak neyin var ki dolandırılasın?

Kahvaltımı yaptıktan sonra dişlerimi fırçalıyordum ki, kapı ziline bir öküz çöktü. Ağzımdaki fırça ile kapıyı açtığımda karşımda Taehyung belirmişti.
Ah Tanrım cidden güzel bir fiziği var.

Ben niye öyle birşey dedim ki?

"Bu hal ne?"

"Ha?"

"Git yıka ağzını, yere damlayacak."

Kafamla hızla onaylayarak banyoya girdiğimde, ağzımı birkaç kez çalkalayarak kurulanmış ve arkama dönmüştüm. Ancak arkamda bir cin gibi bekleyen Taehyung, ödümü koparmaya yetmişti.

"Aissh! Ne oluyor be?!"

Kalbimi tutarak bir adım gerilediğimde, hafifçe gülmüş ve banyodan ayrılmıştı.
"Acele etmelisin, şirket çalışanları sana kinlenebilir."

Giriş kapısından çıkarak bana bakmaya başladığında içeriye ayakkabı ile girdiğini fark ettim. Ya ulan daha geçen hafta sildik biz yerleri!

Ama şuan daha önemli bir konu vardı.
"Neden kinleneceklermiş?"

Telefonumu alarak onun yanına geldiğimde, yürürken konuşuyorduk.
"2 sebep var, hadi bilmeye çalış."

Bu ne ya bulmaca mı oynuyoruz? 3 harfli ortasındaki 'i' gibi birşey falan diye sorarsa şaşırmayacaktım.

"Şuan beynim çalışmıyor, pes ediyorum."

Kollarımı havaya kaldırdığımda bir süre bana bakmış ardından ise önümüzdeki BMW'yi açmıştı.
"Cidden, bari birini tahmin et."

O şoför koltuğuna otururken, hemen yanında oturdum ve emniyet kemerimi bağladım.

"Hadi ama.. İyi söylemezsen söyleme. İstemiyorum."

2 dakika sonra

"Yahu bana niye kinleniyor bunlar? Cevapla da gittiğimizde hazırlıklı olayım. Cidden ben 'istemiyorum' dediğimde istemiyorum mu sandın? Ahh işimiz var seninle."

Kollarımı kavuşturarak camdan dışarıyı izlerken kıkırtısını duymamla o tarafa döndüm. Ne güzel gülüyordu o öyle.
Hormonlarım..

"Safsın sen biraz. Olsun, severim."

Sola sinyal verirken konuştuğunda kaşlarım çatılmıştı.
Saf mı?
Kim?
Ben mi?

"İlahi sende.. Seni şimdi şuraya yatırmak vardı da.."

"Efendim?"

"Ha? Yok hayır yok birşey."

Camdan dışarıyı izleme işlemime devam ederken aradan geçen biraz zamanın ardından gösterişli bir binanın önünde durduğumuzda, dibimin düştüğünü hissettim.
Ağzım açık bir şekilde ellerimi cama dayayarak baştan aşağı binayı süzdüğümde, iyi yere kapak attığımı anlamak çok da zor değildi.

Model | vminDonde viven las historias. Descúbrelo ahora