BİR.

268 20 4
                                    

HARRY-

Otobüs durağında katlanmış bir kağıt parçası gördüm. Sırf merak ettiğim için kağıdı alıp içini açtım. Çok karmaşık bir yazıyla yazılmış cümleleri okumaya çalıştım. Okumayı seven biriydim. Kitaplara gerçekten çok büyük bir ilgim vardı. Uzun yazının içinden son cümleyi seçebilmiştim. ''Nasıl bu kadar farklı olup da aynı hissedebiliyoruz?'' Konu aşk mıydı yani? Aşk kitaplarından nefret ederim. Kağıdı buruşturup atacaktım ki oturduğum durakta bir gölgenin üstüme düştüğünü farkettim. ''Kağıdı alabilir miyim?'' dedi ince bir erkek sesi. ''Senin miydi?'' dedim elimde buruşturduğum kağıda bakarak. ''Evet.'' diye yanıtladı aceleci bir ses tonuyla. ''Öyleyse artık benim.'' Sinirli yüz ifadesine baktım ve bize yaklaşan otobüsü fark ettim. İnsanları sinir etmeyi severdim. Alt tarafı bir aşk yazısıydı. Zaten otobüs durmuştu ve kaçırmamak için koşarak içine bindim.  Arkamdan bağırdığını duydum. Sırıttım. Ne yani otobüse de binecek değildi saçma bir yazı için. Yazıyı pencereden dışarıya attım. Tanımadığım birinin karalaması benim için önemsizdi. 

LOUIS-

Koşarak otobüse bindim ve şu kıvırcık saçlı çocuğu aradım. O yazı benim için önemliydi. Yazı yazmayı çok severdim ve tam bir haftadır o yazıyı yazmaya uğraşmıştım. O kağıtta son düzenlemelerim vardı. Arkalarda bir yere oturduğunu gördüm. Camdan dışarıyı izliyordu. Yanındaki boş koltuğa oturduğumda beni fark etti ve yüzü sinirlilik ve şaşkınlık arasında bir ifade aldı. ''Kağıt nerde?'' dedim elinde kağıdı göremeyince. Ses tonum üzgün çıkmıştı. "Sen ciddi misin? O saçma karalama kağıdı için mi geldin?" diye sordu. Başımı salladım. Bağırıp "O saçma karalama kağıdı değil gerizekalı. O üzerinde 1 haftadır çalıştığım yazının son hali. Ben onu yarışmaya gönderecektim ve kazanana yüklü bir miktarda para ödülü vardı." demek istiyordum ama otobüsteydik ve daha tanımadığım bir adama bunları anlatmak istemiyordum. Elimi kağıdı ver dercesine uzattım. Ama bana boş boş bakıp "Camdan aşağı attım." dedi. Ne? Ciddi olamazdı. Ciddi olmamasını diledim. Ama anlamıştım. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Neden erkek olduğum halde bu kadar duygusaldım ki! 

HARRY-

Gözleri doldu. Ağlamamak için kendini zorlayışını izledim birkaç saniye. Ama acaba hasta falan mıydı? Ya da ben önemli bir şeyi mi yok etmiştim. Yanımdan kalkacağını anladığımda otobüsün kapısı açıldı. Düşündüm. Hayır düşünmedim. Birden "Dur bekle" dedim. Dinlemeden indi. Bende peşinden atladım aşağı. Arkasını döndü ve peşinden gittiğimi gördü. Bana kızdığını sanıyordum ama "Neredeyiz?" diye sordu masum bir şekilde. Etrafa baktım. "Bilmiyorum." dedim sinirle. "Eğer otobüsten inmeyip beni dinleseydin evde olcaktım."

LOUIS-

"Evet ama peşinden gelmek zorunda değildin. Beni tanımıyorsun bile." dedim ben de. Sinirli olması gereken bendim tamam mı! "Fakat sen de beni tanımadığın halde otobüse geldin peşimden." bu doğruydu. Ama ben kağıt için gitmiştim. Tekrar konuştu. "Herneyse seninle kavga etmiyeceğim." Ben de bunu istemiyordum. Sustum. Sustuk. "Eee şimdi ne olacak?" aynı anda konuşmuştuk.

HARRY-

Bunun bir şey yapacağı yoktu. En iyisi ben birini arayım da gelip bizi alsın. Önce konumumuza baktım telefondan ve Zayn'i aradım. Olanları anlattıktan sonra konumu mesaj attım. Gelip bizi alacağını söyledi. Onu beklerken "Adın ne?" diye sordu. "Harry" dedim. "Seninki ne?" "Louis" dedi. Ve birden gülümsedi. Akıl hastası olduğunu düşünmeye başlamıştım evet. Ama ben de ona gülümsedim. Nedensizce. İçimden geldi...

Merhaba. Bu yazdığım ilk yazı ve biliyorum çok kısa. Çok takipçim olmadığı için çok okunacağını da düşünmüyorum. Ama olur da severseniz mutlu olurum. Beğenmediğiniz yerleri ve hatalarımı söylerseniz sevinirim çünkü iyi yazmam için bilmem lazım. İleriki bölümler hakkında tahmin de yazabilirsiniz. Umarım beğenilir! <333

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HARMONY. (Larry Stylinson)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin