2| Akıllı Kız!

Start from the beginning
                                    

"Akıllı kız!"

Kendisini kucakladığı gibi tekli deri koltuğa çöktüğünde ilk işi gömleğinin düğmelerini çözmekti. Feride'nin dudakları, göğüs ucu ve kadınlığı aynı anda sızlamaya başladı. Gömleği üzerinden sıyrılıp düşerken Arslan dudaklarına kapandı.

Aldığı hazla gözleri kapanırken dudaklarını ısıran, emen ve onları istila eden adama teslim olmuştu tamamen. Ciğerinde zerre hava kalmayana kadar öptü kendisini. Elleri sütyeninin üzerinden taşan göğüslere sıkıca tutundu.

İşte şimdi, Arslan ona duyduğu ihtiyaçla sızlayan her şeyle bizzat ilgileniyordu. Dudaklarını kendininkilere hapsetmişti, göğüslerini sütyeninden çıkararak deli gibi okşuyordu ve en önemlisi, kenara savrulan eteğinin altında tam da olması gereken yerde hissettiği baskı bile içini titretmeye yetiyordu.

Yine tamamen içgüdüsel olarak kendini hissettiği sertliğe sürtmeye başladığında ağzından karşısındaki adamı çıldırtan inlemeler dökülüyordu.

"Yetiyor mu?" diye sordu Arslan belinden tutup iyice kendine bastırırken.

"Hayır!" diye bağırdı başı geri düşüp ağzı aralanırken.

"İstediğin ne?"

"Sensin!" derken hareketini hızlandırdı. Eğer kendini bir an geri çekebilse aralarındaki kumaşları çekip yırtacağından korkuyordu.

"Sana ne yapmamı istiyorsun?" diye sordu altındaki adam inatla. Onun da durumu pek iç açıcı değildi, alnındaki ter damlacıkları şakaklarına süzülüyor, pantolonu gerilirken canı yanıyordu.

"Bana," dediğinde sona yaklaşmak üzereydi. Altındaki sertliğe kendini son defa mühürlediğinde titreyerek bıraktı kendini. "Sahip olmanı!"

Aynı titremeyle yerinden fırlayarak uyandığında elini göğsüne bastırdı. Yan tarafta hazır bulunan suyunu kana kana içti.

Kendini yatağa oflayarak geri bıraktığında üzerindeki çarşafı bacaklarıyla sıyırıp kenara attı. Bir bakireye göre hormonlarının bu kadar tavan yapması normal miydi yoksa bunun sebebi zaten bakire oluşu muydu bilmiyordu.

Kendini buz gibi duşa attığında sabah olmak üzereydi. Arslan denen adama gününü göstermek istiyorsa ondan böylesine etkilenmemeliydi fakat bunu nasıl başaracağını henüz bilemiyordu.

Hazırlanıp erkenden ofise gittiğinde kapıda sadece güvenlik vardı. Masasına ulaşıp Arslan'ın günlük programını düzenledi. Diğer yapması gerekenleri dün ona yardımcı olan kız not edip bırakmıştı. Son anda Arslan Karahanlı'nın her sabah içtiği filtre kahveyi alması gerektiğini hatırlayarak köşedeki kahveciye gitti.

Elleri yana yana elinde tuttuğu karton bardakla döndüğünde tam girişte uzun boyu ve heybetinden onu tanıyarak peşinden koşturdu.

"Günaydın Arslan Bey!" diyerek ulaştı yanına nefes nefese. Dün geceki rüyayı aklından kovmaya çalışırken adam ona göz ucuyla bakıp elinden kahvesini aldı.

"Vaktinde buradasın. Şaşırttın beni."

Ona ılımlı yaklaşmaya karar vermişti fakat belli ki o bunu haketmiyordu. Sabır diledi, gösterecekti nasıl olsa herkese düşündükleri gibi olmadığını ve yeri gelince nasıl sorumluluk sahibi olduğunu.

"Fakat siz geç kaldınız." dedi zarif bileğindeki saate bakarken. "10 dakika geç kalmışsınız bile. Çalışanlarınıza böyle mi örnek oluyorsunuz?"

TENİ TENİME |Yeni Özel Bölüm|Where stories live. Discover now