-what i say

23.1K 1K 1.2K
                                    

Bölüm Șarkısı: bad things - Josias Andersson

Taehyung son kez, giydiği beyaz tișörtü aynadan inceledi. Saçları her zamanki gibi güzel bir dağınıklığa sahipti. Sabah kalktığı gibiydi fakat hiç çirkin durmuyor, aksine fazlasıyla çekici görünüyordu.

Derin nefesleri boș koridorun ortasında rahatça duyulabiliyordu. Gergin olduğu apaçıktı. Yüzünden ve genel olarak durușundan az sonra olacaklar için hiç hazır olmadığı belliydi.

Bana güvenmiyor musun?

Taehyung gözlerini kapattı ve sabahtan beri yaptığı șeyi yaptı: Derin bir iç çekti. Güveniyorum.

O kelimeler dudaklarının arasından dökülürken pek düșünmemiști ama șu an düșünmek için harika bir zamandı. Güveniyor muydu? Öyle olduğunu umuyordu. Yaklaşık bir buçuk yıldır süren ilișkileri pek inișli çıkıșlı geçmemiști. Her șey normal, güzel ve huzurluydu.

Bir roleplayden kimseye zarar germez.

Taehyung, sevgilisinin sesi kulaklarına ulașınca kașlarını çattı hafifçe. Dünden beri dedikleri kafasının içinde tekrarlayıp duruyordu. "Güveniyorum tabii ki." diye hafifçe mırıldandı kendi kendine. "Bunu düșünmem bile yanlıș."

Neden korktuğu hakkında bir fikri yoktu. Korkuyor muydu, ondan bile emin değildi. Sadece garip bir duyguyla dakikalardır dikildiği koridorda düșüncelere dalmıștı ve hemen ilerisindeki kapıyı tıklatacak cesarete sahip değildi.

Belki de rape-play? Hm, ne dersin?

Dudaklarını büzdü. Kafası az önce üzerini incelemek için baktığı, duvarda asılı olan aynaya döndü. İstemeden de olsa șu an Jungkook'un oynadığı rolün içinde hayal etti kendini.

Evet, her șey normal, güzel ve huzurluydu. Sex hayatları hariç.

Jeon Jungkook, o çok tatlı biricik sevgilisi, ilk seviștikleri o zamandan șu ana kadar üstte olan kiși olmuștu. Dominant olduğu pek söylenemezdi, hatta hyungunun onu domine etmesine bayılırdı fakat iș ne zaman pozisyona gelse, her ne kadar Taehyung onu ikna etmeye çalıșsa da Jungkook sessiz durur, absürt bir șekilde konuyu değiștirirdi.

Korkuyordu. Ve Taehyung tabii ki de buna saygı duyuyor, sevgilisinin yapmak istemediği șeyleri kesinlikle yapmıyordu.

Birçok defa Jungkook'un o sıcak deliğine girdiği rüyalar görmüș, içindeki heves her geçen gün artmıș ama minik sevgilisi hiçbir zaman kendisini hazır hissetmemiști.

Hafifçe iç çekti ve kendisini hayal ettiği șeylerden dolayı gülmeden edemedi. Az sonra onun bulunduğu odaya girecek, her șeyin onun elinde olduğu bir oyun oynayacak ve onunla güzel vakit geçirecekti.

Ben senin hipnoterapistin ve sen de benim hastam olacaksın Taehyungie.

Evet, her zamanki gibi olacaktı ve Taehyung bugün de üstte olmayacağının farkındaydı.

Kıyafetini -her ne kadar yeterince düzgün olsa da- tekrardan düzeltti. İçinden bu konuları sorun etmemesini gerektiğini kendine hatırlatıp duruyordu. Elbet bir gün Jungkook rahat olacak ve Taehyung da sevgilisinin her noktasını hissedecekti. Bunu aceleye getirmeye gerek yoktu, değil mi? Bir buçuk yıl beklemiști ve hayatının așkı için daha birçok sene bekleyebilirdi.

Son bir kez derin bir nefes aldı. İçinden geriye doğru saymaya bașladı. Saat sekizi çoktan geçmiș, akrep 9'a ulașmak üzereydi.

5, tekrardan üzgün hissetmemesini tembihledi. Sevgilisi için katlanamayacağı bir șey yoktu.

just do what i say [taekook] Où les histoires vivent. Découvrez maintenant