1/5

7.7K 71 4
                                    

Sadece bir anlık öpücüğün bunlara neden olacağını tahmin edemezdim.

O an tek istediğim bir fotoğraf değildi, sadece küçük bir öpücüktü. Senelerdir tek bunun hayalini kurdum. Senelerdir sadece hayran olduğum birinden almayı umduğum bir öpücekle bu boktan hayatımı hayallerimle süsledim. Belki sadece saçma bir ergenlik hayali veya ergen hormonları. Neye bağlanırsa bağlansın, hayatım boyunca unutamayacağım birinden, hayatım boyuncada unutmayacağım bir öpücük aldım.

Hızla sordum sorumu, o ise birkaç saniyede kabul etti. Ama zor kısmı atlatmış olsamda, sorduktan sonra cesaretimi daha zor toplayıp ona yaklaştım. Dudaklarımı ona bastırdığımda ister istemez bir gülümseme yerleşti yüzüme. Belki bunu isteyen ilk hayran değildim. Veya öptüğü. Bilemiyorum. Ama bir önemi yoktu. Soğuk metali hissettiğimde vücuduma resmen bir dalga gönderdi. O küçük metalin nasıl bu kadar büyük bir etki bıraktığını anlamıyordum. Tek anlayabildiğim havanın çok soğuk olduğuydu ve onun buz gibi olup benim ateş gibi olmam adaletsizlikti. O havadan buz tutmuş, pembe dudaklarının, dudaklarımın üzerinde bıraktığı bu etkiyi seneledir hayal ediyordum ama hayalimin çok çok üstünde bir histi. Gerçekten. Elini yanağımda hissettiğimde önce şaşırsamda bunun geri çekilmem gerektiği mesajını verdiğini anladım. Buz gibi eli, utançtan kavrulmuş yüzümle zıt etki yaratıyordu ama onun soğukluğu bile içimi bir hoş ediyordu. Hangi ara bu kadar kaptırdım kendimi bilmiyorum.

Geri çekildiğimde soruyu sormadan önceki gülümsemesi yerindeydi. Gözlerimi mavilerine diktiğimde elini yanağımdan çekti. Ardından konuşmaya yeltendim ama uzun süre konuşmadığım için sesim boğuk çıktı ve kendimi toparlayıp ona geri döndüm. Hala gülümsüyordu. Bende gülümsedim ve sonunda teşekkür ettim. O da piercingini dudağının arasına alıp kafasını sallayarak cevap verdi. Arkamı dönüp gitmem gerekiyordu ama ayaklarım hareket etmiyor, gözlerimse hala mavilerine bakıyordu. Sanırın hareketsizliğim onu mecbur bıraktı ki "Ah adın neydi?" diye bir soru çıktı ağzından. Konuşurken havada oluşan buhar bende bir mayhoşluk yaratsada cevabım gecikmedi. "Lei, yani Leighton."

"Bende Luke,-ama biliyor olmalısın." Tebessümüne güldüm. "Biliyorum." diyerek onu onayladım. Benim orda dikilmem onu zorluyormuş gibi hissettiğim için artık ayaklarıma emir verebildim. "Tekrar teşekkürler! İyi geceler" Sonunda arkamı dönebildiğimde "Görüşürüz Leighton! İyi geceler" dediğini duymam gülümsetti. Adımı onun ağzından duymak hoşuma gitmişti. Arkamı dönmeden yoluma devam ettim. Çünkü geri dönersen ayaklarıma gene emir veremeyeceğimi biliyordum.

Ve işte bu! Senelerin hayali bir kaç saniye içinde gerçekleşip bitti. Ne geceydi ama. Onu görebileceğim, üstüne bu cesareti gösteribileceğimi hiç sanmazdım.

Bütün gece bunu düşünüp uyayamadığım için sabahın dokuzunda ayağa dikilip konfleksimi yerken JustJared sayfasında "Luke ve yeni sevgilisi sokaklarda aşk yaşıyor!" başlığını göreceğimi de sanmazdım.

would you kiss me? // lrhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin