Yirmi Sekizinci Bölüm

Start from the beginning
                                    

-"İlk önce beni bıraksaydın bir daha yolu uzatıyorsun."

-"Seni bırakacağımı kim söyledi ?"

Al işte ! Şöyle bir kaç dakika normalleşen kalbimi hissetmiş gibi yine yerinden oynatmaya başlamıştı.

-"Şey geç oldu diye ben..." Yok cümle kuramayacağım ben.

-"Konuşacağız. " diyerek noktayı koymuştu.

Gittiğimiz yol artık şehirden uzaklaşmaya başlayınca gözlerim endişeyle Savaş'a kaydı.

-"Nereye gidiyoruz ?" diye sordum yaklaşık yarım saat süren sessizliğimi bozarak.

-"Senin dilin var mıydı güzelim ?"

Sen yutturdun.

Dalga geçmesine bakmayıp hala cevap bekliyordum.

-"Eve gidiyoruz." dedi karanlık yolda pür dikkat araba sürerken.

Eve ? Hangi eve ?

Evet cevabı gün gibi ortada. Onun evine !

Hemde hislerimi fitilleyen o eve !

Dilim damağım kuruyunca yutkunmaya çalışıp cama doğru yanaştım. Birisi bana bir gün Savaş'ın yanında utançtan konuşamayacaksın deseydi ona başka yerlerimle gülerdim. Ama geldiğimiz duruma bakın.

-"Orda mı kalacağız ?" diye utana sıkıla sorarken şekilden şekile girmiştim.

-"Evet. " dedi az önceki sinirinden eser kalmamış sesiyle.

Sinirinin gitmesi iyi bir şeydi fakat kalacak olmamız benim kalp sağlığım açısından iyi olmayacaktı.

Yol boyunca elimi ayağımı koyacak yer bulamadan durmadan hareket edip duruyordum. Savaş da konuşmayınca çok sıkılmıştım. Bu yüzden telefonumu çıkartıp gelen mesajlara baktım.

Ala gelişmeler için haber bekliyordu. Bu yüzden ona bizi Savaş'ın bastığına dair mesaj atıp ardından Adem'e mesaj attım. Bugün gidemediğimden terslik var mı diye öğrenmek amaçlıydı.

Onlarla konuşurken geriye doğru iyice yaslanıp dizlerimi kaldırdım ve ön koltuğun arkasına yasladım. Bacaklarımla popom oturmaktan uyuşmuştu.

Dizlerimi yaslayınca alttan bir hayli frikik veriyordum hatta baya her yerim ortadaydı ama karanlıktı ve o da yola bakıyordu. Hem başını arkaya çevirse görürdüm diyerek telefonuma geri döndüm.

Kız arkadaşlarım attığım videoya bir sürü geri bildirim yaptıkları için onların mesajlarına yanıt veriyordum.

Ala'nın Savaş'a enişte dediğini gördüğüm mesajına ise seslice kıkırdamış elimi yüzüme kapatmıştım.

Arabanın ani bir frenle durması sonucu tam koltukların arasına düşüyordum ki kapıya tutunup geriye doğru çıktım. Yüksek tanıdık duvarlarla karşılaşmam sonucu geldiğimi görmüştüm. Telefonumu çantamı ve ceketimi alıp arabadan indim. Savaş çoktan inmişti.

Kapıyı açınca ürkek adımlarla peşinden girdim. Bu sefer bahçe tarafına değil direk evin kapısına ilerlemiş yine şifreyi girip açmıştı. Evde o kadar bakılacak yer vardı ki görmediğim kısımları görüyordum.

-"Bir içki alacağım. Sende otur geliyorum. "

Dediğini yapıp hatırladığım kadarıyla salonun yolunu buldum ve koltukta oturdum. Ses olması için televizyonu açarken bir tek içki olan midemin bulandığını hissettim. O kadar yola mide bulantısı normaldi.

VURGUNWhere stories live. Discover now