24 -Son Mektup

2.1K 104 258
                                    

Adam gözlerini açtığında, karnında derin bir sancıyla uyanmıştı. Kısa süre araladığı gözleriyle odayı izledi. Derli toplu ve kahverenginin hakim olduğu bir evdi.

O evi incelerken, dün gece gördüğü kadın, elinde iki kahve fincanıyla odaya girdi.

''Uyanmayacaksın diye çok korktum.'' dedi ve kahveyi adamın önüne koydu. Yiğit doğruldu ve kadına bakmaya devam etti.

''Sağ ol, ama ben evime gitsem iyi olur. Zahmet etmişsin.'' dedi ayaklanarak.

''Yaranın ne kadar kötü olduğunun farkında mısın?'' dedi kadının da onun karşısına dikilerek. ''Merak etme yemem seni.''dedi alayla.

''Birbirimizi tanımıyoruz bile, belki de bir seri katilim nerden biliyorsun?'' dedi Yiğit sorgular gibi.

Kadın omuz silkip elini uzattı.

''Sezen.''

''Soyadım da Özer de bi de.'' dedi alayla.

''Nerden biliyorsun?'' bakışları ciddileşti. ''Yoksa seni de o mu gönderdi?''

Yiğit kaşlarını çattı. ''Cidden Sezen Özer sen misin?''

Kadın onaylar gibi kafasını salladı. Yiğit sıkkınlıkla yüzünü sıvazladı.

''Tamam, bu kadar yeter. Abinle bir alakam yok. Beni de hiç görmedin anladın mı?''

''İsmini bile bilmiyorum,''dedi Sezen Yiğit'in arkasından giderken. ''Ne bu böyle kaçar gibi?''

Yiğit kapıyı açtığında durdu ve kadına geri döndü.

''Beni tanımak zorunda değilsin, hatta inan bana görmemezlikten gelmen daha iyi olacaktır. Pansuman için de teşekkür ederim.''

Sezen'in konuşmasına fırsat vermeden evden çıktı. Daha sonra telefonunu eline aldı ve arayanlara baktı. Poyraz bir yığın küfür içerikli mesajlar göndermişti. Oflayarak telefonu cebine koydu. Eve gidip Poyraz'ın kafa sikmesini çekemeyecekti. Bu yüzden ayılmak için bir bara girdi.

Gündüz saatlerine rağmen doluydu. Bar kısmına oturup bir içki söyledi ve telefonuna geri gömüldü. Rehberde duran kadının ismiyle bakıştı biraz.

Ahu'm yazıyordu. Ne de güzel duruyordu oysa ismi. isminin duruşuna bile aşıktı adam, ne garipti. İsmi önündeydi, ama kadının kendisi yoktu.

Burnuna dolan vanilya kokusuyla irkildi. Sağına soluna baktı hızlıca ama aklında ki kodlanmış kokuya eşleşmedi kimse. Daha çok baktı. Belki de psikolojik olarak gelmişti kokusu. Fakat o sırada yanında ki adamın elinde ki fuları gördü.

Kaşlarını çatıp adama yaklaştı.

''Nerden buldun o fuları?'' dedi adama.

''Tuvaletin orda bir bayan kusuyor. Elime turuşturdu.'' dedi. Yiğit sinirle adamın elinden fuları aldı ve tuvalet kısmına gitti. Tahmin ettiği gibi Ahu duvarın dibindeydi. Dizlerini kendine çekmiş, kafasını dizlerine koymuştu. Yüzü gözükmüyordu. Yavaşça kadının kollarından tutup kaldırdı ve mavi gözleriyle buluşturdu. Ahu adamı görmesiyle afallamıştı.

''Hiç sarhoş olmazsın sanıyordum.'' dedi ve bir elini kadının bacaklarının arkasından geçirip kucağına aldı. Tekrar kadına baktığında göz göze geldiler. Fakat Ahu adamın dudaklarına bakıyordu.

''Senin yüzünden.'' dedi.

''Sen kimse uğruna mahvolmazsın Ahu.''

''Ben kibirli bir insan değilim Yiğit.''

Çapraz Hayatlar*Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora