Don't Leave Me ▪︎[Boreo]

99 7 32
                                    


3 Mayıs 1998

"Lütfen..yalvarırım ben sana. Potter lütfen yapma bunu bana,bırakma beni Potter"

Bi o kadar üzgün yankılanıyordu Borisin aksanlı cümleleri hastane koridorunda.Ağlamaktan harap olmuş bi şekilde bağırmaya devam ediyordu.

Ona destek olmaya gelen,ve aynı zamanda Theonunda yakın arkadaşı olan Robin Buckley ise göz yaşlarını tutamadı,izin verdi sıcak tuzlu sıvının akmasına.

"B-boris sakin ol lütfe-"

"Nası olabilir ben sakin Robin söyle!"

Ardındanda yoğun bakım ünitesinde görevli hemşirenin birinden,Robin ve Borisin duymak istemiyeceği bi cümle çıktı.

"Hastayı kaybetmek üzereyiz!"




27 Nisan 1998

"Hadi ama Boris nolur gitsek?"

15 yaşındaki küçük Theo şimdi kendinden 5 yaş büyük olan en yakın arkadaşı Borisi okullarında düzenlenicek olan kamp gezisine çağırıyordu.Ama Boris gitmeye pek de meğilli değildi.

"Bak Potter gerçekten olmaz tamam mı?.Hem ben gitmem gereken bi iş var.Bırakıp gelmemi bekleme lütfen."

"Uff pekala"

Theo kollarını yaramaz bi çocuk gibi kollarında birleştirdi.Bu onun Boris üzerinde gizli silahıydı.

Çünkü Boris,Theo bu hareketi yaptığı zaman çok şirin bulduğundan dayanamaz ve Theonun istediğini yapmak zorunda kalırdı.

"Peekaaala geliyor!Ama sadece 2 günlüğüne seni pis pırasa tipli çocuk seni."

Theo küçük ve mutlu kahkahasıyla hızlıca Borise sarıldı.

Borisde kollarını hızlıca kendinden 2 misli küçük çocuğa sardı.Burnunu çocuğun kumral dağınık saçlarına daldırdı ve derince çekti içine bu kokuyu.Aynı yasemin gibi kokardı Theonun saçları ve bu koku,Borisin kokmaya doyamıyacağı türdendi.

"Tamam potter. Yeter boğuyor sen beni."

Theo kıkırdadı ve geri çekildi.Borisin aksanlı ingilizcesi gerçekten komikti.Düşmüş gözlüğünü geriye ittirdi ve bavulunu hazırlamak için hızlı adımlarla evine doğru yol aldı...

"Boris,o küçük bavul sana yeticek mi?

"Ev taşımıyor ya Potter,sadece 2 günlüğüne küçük bi kamp gezisi o kadar."

Şimdi Boris ve Theo bavullarını otobüse yerleştiriyolardı.Yerleştirdikle-ri gibi otobüse bindiler.

"Tamam ben uyuyucam."

"Sen sıkıcı Theo."

"Uykum var Boris napabilirim?"

"Tamam tamam sadece şaka yapmak seviyor ben."diyip gülümsedi Boris.

Theoda gülümsedi ve kafasını cama yasladı.Göz kapakları yavaşça kapandı..

"Hadi ama!"

Boris kahkahasını hala durduramamıştı.Theo çadırı kurarken dengesini kaybetmiş,ve çadırın üstüne düşüp çadırı kırmıştı.Bu Borisi güldermekten harap edicek kadar yeterli bi sebepti.

|Oneshots|जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें