✧・゚: *special✧・゚:*

847 60 11
                                    


Dongyoung, istemeden sevgilisini öldürmüştü. Aslında, öldürdüğünü sanmıştı. Yoonoh uzun bir süre sonra gözlerini açmıştı fakat artık Dongyoung yoktu. Yoonoh'a zarar verdiği o günün gecesinde kendisini bir küvetin içinde bir bıçak ile öldürmüştü. Bir kere değil, iki kere değil, saplayabildiği kadar saplamıştı bıçağı kendine, gücünün yettiği noktaya kadar.

Eğer sevdiği yaşamıyorsa, kendisi de yaşamamalıydı.

Ama Yoonoh, Dongyoung ve ona olan sevgisine tutunarak geri dönmüştü bu acı dünyaya.

Ne kadar ona karşı kırgın olsa bile, onu çok seviyordu. Kendisi de hatalar yapmıştı fakat hiçbirşey onu Dongyoung'dan ayıramıyordu.

Yaklaşık bir buçuk ay sonra Yoonoh iyileşmişti ve hastaneden çıkmıştı.

Dongyoung'a sinirli değildi çünkü Dongyoung arabasıyla bilerek ona çarpmamıştı.

Onu özlediği için ilk yapacağı şey onu görmek olacaktı, adımlarını onun evine doğru çevirdi, hâlâ yaşadığı umuduyla.

Yoonoh mutluydu, ona kavuşabileceğini sanıyordu.

Yoonoh bir süre sonra gelmişti Dongyoung'un kapısının önüne. Derin bir nefes aldı ve etrafa bakındı. Şehirden uzak, ağaçlarla dolu bir yerde yaşıyordu Dongyoung tek başına. Yoonoh kapıyı çaldı fakat açan olmadı. Birkaç kez daha çaldı fakat yine açan yoktu.

Yoonoh pes etmek üzereydi.
Daha sonra, Dongyoung'un her zaman kapının yanındaki saksının içinde yedek bir anahtar bulundurduğunu hatırladı.

Dongyoung'un taşınmadığına emindi çünkü kapının önünde en çok giydiği ayakkabısı duruyordu.

Yoonoh saksının içindeki bitkiyi yavaşça çıkardı ve saksının içindeki toprakları dökerek anahtarı aramaya başladı.

Yere eğilip düşen anahtarı aldı. Anahtarı kapı kilidine takıp çevirdi. Kapı açılınca yüzünde bir gülümseme ile içeri girdi.

Evde garip bir koku vardı ve bakımsız görünüyordu. Yoonoh çevreye bakındı ve daha sonra sevdiğine seslendi.

"Dongyoung?"

Tek tek odaları aramaya başladı ama Dongyoung hiçbir yerde yoktu. Dongyoung'un odasına girdiğinde, masanın üzerinde yarısı yırtılmış bir kağıt gördü. Kağıtta yazanları okumaya başladı.

Sevgili Yoonoh,

Öncelikle senden özür dilerim, bu mektubu okuyamayacağını biliyorum fakat yine de yazacağım.

O gece... Kendimi iyi hissetmiyordum. Dışarı çıkıp rahatlamak istemiştim ama kafam yerinde olmadığı için pek iyi süremiyordum. Dalmıştım, orada senin olduğunu görmemiştim, sana çarpmamla kendime gelmiştim. Gerçekten... çok üzgünüm. Arabadan inip hemen yanına gelmiştim, ellerim titriyordu ve ne yapacağımı bilemedim. Seni öylece orada bırakıp gitmek istememiştim ama yapmak zorundaydım, polislerden korkmuştum.

Gitmeden önce, adımı sayıkladığını duydum, bu daha da çok ağlamama sebep olmuştu. Direk eve geri dönmüştüm, kapıları kilitledim, pencereleri kapattım ve elime bir kalem alıp bu mektubu yazmaya başladım.

Sen ölmüştün, benim yaşamamın anlamı yoktu. Seni, ben öldürmüştüm...

Herşeyin suçlusu bendim, özür dilerim Yoonoh. Özür dilemem birşey değiştirmeyecek ama yine de özür dilerim. Çok özür dilerim sevgilim.

Kağıdın bir kısmı daha öncesinde ıslanmıştı bu yüzden biraz kabarıktı. Yoonoh bunların Dongyoung'un göz yaşları olduğunu anlamıştı. Yoonoh ağlamaya başlamıştı.

Koşarak evden çıktı ve etrafta Dongyoung'u aramaya başladı. Ona dair hiçbirşey bulamadı, eve girip son bir kez daha evi aradı. Bir yere bakmadığını fark etti. Odanın kapısı kilitliydi ve koku o odadan geliyordu. Yoonoh zorlayarak kapıyı açtı.

Gördüğü şey göz yaşlarının daha çok şiddetlenmesine sebep olmuştu. Yerlerde su ile karışmış kanlar ve bir bıçak vardı. Dongyoung'un ölü bedeni ise küvette yatıyordu.

Yoonoh Dongyoung'un buruşmuş, çürümüş cesedine bakıyordu. Dongyoung'un soğuk ve kanlı elini tuttu. Yoonoh böyle olacağını düşünmemişti. Dayanamazdı o olmadan. Saatlerce sevdiğinin ölü bedeninin yanında ağlamıştı Yoonoh.

Yerden kalktı ve son bir kez baktı Dongyoung'a.

"Neden yaptın bunu?"
"Neden kendine bunu yaptın?"

Akacak göz yaşı kalmamıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Kendisini mi öldürmeliydi? O olmadan hayatına devam edebilir miydi? Onun öldüğünü bile bile nasıl yaşayacaktı?

Fakat korkuyordu Yoonoh.

Ölümden korkuyordu.

Bu şekilde yaşayamayacağını da biliyordu. Belki de buna alışması gerekirdi.








tekrardan selamlarr!

özel bölüm yazmak istedim, ne olacağına karar verebilirsem belki jaehyun'a ne olduğuna dair bir bölüm yazabilirim

sizce ne olsun? düşünceleriniz benim için önemli söylerseniz mutluş olurum

bu bölümle olanlara da bir açıklık gelmiş olmasını umuyorum yani jaehyun nasıl görüldü attı falan ona

veee bir teşekkür yazısı yazamamıştım

bu kadar okunacağını hiçbir şekilde düşünmemiştim bu ficin beni o kadar mutlu etti ki :"

sadece o zamanlar takıntılı olduğum bir şarkının bana verdiği yazma isteğiyle çıkmıştı bu kitap

duygulandım 🤧

bazı yerler o kadar aptalca ki ne diyeceğim bilmiyorum...

ayrıca mlbb ficimi bitirdikten sonra killing stalking benzeri fakat daha hafif ve şey olmayan (siz anlarsınız) bir fic yazabilirim, sizce yazayım mı? yazarsam hangi ship olsun?

okuyan herkese çok çok çok teşekkür ederim sizi seviyorum 🥺🥺🤧🤧

</3


wreak havoc ℵ 𝙙𝙤𝙟𝙖𝙚Where stories live. Discover now