1960 ingilteresinin sokaklarinda ~amy

29 1 0
                                    

Rory'nin beni karşısında gördüğü anda verdigi tepki aklımdan çıkmıyor... Bilmiyorum,beni gordugunde hem mutlu hemde uzgun gozukuyordu.harika bir hediye almış gibi mutluydu,evet,uzgundu ve de ,kızgın gibiydi,bana kizmis gibi bi hali vardi. Neyse, simdi nerde oldugumuzu ogrenmemiz lazim. Nerdeyiz?  Şu anda rory ile birlikte nerede ilerliyoruz?

Etrafta ne bunu ögrencegimiz bir yer nede en ufak bir ipucu vardı.

ayaklarimizin altinda uzanan yemyeşil çimen  hemen 50 metre uzağımızda yanyana sıralanmış beton binalarla son buluyordu.

Cokta gecmiste degiliz. En azindan 1200 lu yillarda hic degiliz.

Ben bunlari dusunurken yola varmış olduk.  Sokak oldukça sessiz, etrafa bakiyorum,iki küçük kız çocuğu yolda gulerek,birbirlerine fısıldayarak ilerliyorlar. Birara kırmızı etekli olanla gozgoze geldik. Ben ona bakiyorum,o bana,isteristemez gülümsedim,oda bana gülümeyerek karşılık verdi ve gözlerini kaçırdı. Onlarin ardindanda bir kadın ve adam geçti, kadının elinde bir broşür gözlerini dikmiş dikkatlice inceliyordu. Elimde degil,gercekten degil,bilmiyorum,yuregimde bir ağırlık var,elimde degil, ağlıyorum, gözlerimi tutamiyorum,ağlıyorum hemde hıçkırarak. Gozlerim bulaniyor,tam seçemesemde koşeyi dönünceye kadar kadinla adama bakiyorum ve ağlıyorum.

Yere çomelip  oturuyorum,agliyorum.

Rory'de yanima oturuyor

"neden ağladığını biliyorum. Doktor ve tardisle de buraya gelebilirdik,belki insanlara yardim eder,burayi daleklerden kurtarirdik. Ha? "   hafifce gulimseyip yuzume bakiyor ve konusmasina devam ediyor.

"ama.... Artik geri donusumuz yok. Burada yeni bir hayat kurucaz,artik burada yaşiyacagiz,eski arkadaslarimiz,dostlarimiz yok. Ama ikimizde burdayiz. Dimi?"

Yaşlı gozleriyle bana bakiyordu,gülüyordu. Tek bir söz ağızımdan döküldü : tabikide!

Ìkimizde ayağa kalktık yürümeye başladik.nerede yuruyoduk nerede?

Hangi yıl,neresi? Bu,korkunç birsey ama rory de yanimda simdi onume bakmaliyim.

Ìnsanlardan birine yılı sorsak? Hayır bizi deli zannederler. Hangi yılda olduğunu bilmeyen iki deli, gelecekte burada yaşariz belki? Insanlar ilk gunden deli zannetmesinler. Gülümsüyorum.  Sokakta ilerliyoruz sadece.nereden geldiğini ve nereye gidecegini bilmeyen iki yolcu gibi. Kendimi ilk defa bukadar kaybolmuş hissettim.

Kayıp küçük kız amelia pond. Bu sozu soylemek beni daha da kotu yapiyor. Amelia pond. Bunu doktor bana soylerdi, amelia pond peri masalindan çıkmış gibi.  Doktorun bu sözü beynimi turluyor.

Doktor bu sözü hep benim için endişelendiginde diyordu. Simdide biryerlerde bana sesleniyordur amelia pond diye.

                           ****

Sokak ikiye ayriliyor. Biz sağa dönüyoruz. Ve..... Yooo hayır hayır hayır hayır hayır hayır. Hayır o 

Evet  tam tam karsimda

Mavi rengi güneş ışığının altinda parliyor.  Sanirim. Hayatimda hic bu kadar mutlu olmamistim. Gözümün önüne ona ilk ayak basışım geliyor,doktor frenini açık bıraktığında çıkardığı ugultulu sesi.... Karşımda. Gözlerim kendini salmış durumda. Doktor bizi buradan kurtarmaya geldi. Burada kalmicaz, rory ve ben kaldigimiz yerden devam edicez, bu sefer, bu sefer, bekleyen kız olmayacağim. Hayatim boyunca doktoru bekledim ama hayir bu sefer bu olmayacak.
Çünkü tam karşımda duruyor. TARDİS.  Tardis tam karşimda.
O mavi,polis kulübesi şeklindeki kamuflaj görüntüsüyle.

Koşuyorum. Durmadan koşuyorum.  Ve yanındayım. Beni her ne olsun bulacagini biliyordum. beni birakmayacagini. Rory ve amy pond yeniden tardiste.

Kapı kolunu sımsıkı kavrıyorum. Ağlamaktan resmen ıpıslak olmus yüzümü kapısına yaslıyorum. Rory'de aglamis olmali. Yuzu kizarmis. Oda agzı açık tardise bakıyor. Ne hissettiğimi tam olarak bilmiyorum. Yüzüm iyice ısındı. Güneşten kavrulan ahşaptan dolayidir ya da tardisin enerjisinden. Gözlerimi sımsıkı kapatip gülümsüyorum. 

Rory kekeleyerek zorda olsa iki sözcük söylüyor.

"ka-kapıyı....... açmayacakmısın"

Sertçe yutkunuyor.

Bense ıslak yüzümü tardisin kapisinda ağır bir şekilde çekiyorum ve kapıyı açıyorum.


Yo- yo-yo yo  olamaz olamaz olamaz hayir saka sadece saka. Biliyorum buda bir kamuflaj tardis bana oyun oynuyor. Doktor. Ah evet doktor biliyorum saka yapiyosun tardis?

Gırtlağım acıyor, avazımın çıktığı  kadar bağırıyorum. Herkes dumuş dönmüş bana bakiyor. Pencerelerden izliyorlar.

"TARDİİİİİİİİİİSS,DOKTOOOOOORRRRR!!!!!!!!!!!!!
BENI BURADA BIRAKAMAZSIN PONDLARA YARDIM EDİCEKSİN DİMİ?       ARTIK BEKLEMEK ISSSSTEMIYORUMMM. "

Hıçkırarak ağlıyorum. Ama nasil olur? Tardis o iste orda tam karsimda. 1960 lardan kalma polis telefon kulübesi şekline bürünmüş.zaman makinesi. Ama o gerçekten tardis.

Koşuyorum. ve elimde bir gazete. Gazetesini elinden kaptigim adam bana deliymişim gibi bakarken bende gazeteyi elimde evirip çevirip tarihi buluyorum.

Tarih: 25/11/1960    

Sevinmelimiyim?

-evet   1600 lerde degilim

-hayir   o klübe fazlasıyla sıradan, tardisle alakasi yok.

Amelia pond. Daha uzuuun süre bekliceksin.

To już koniec opublikowanych części.

⏰ Ostatnio Aktualizowane: Dec 28, 2014 ⏰

Dodaj to dzieło do Biblioteki, aby dostawać powiadomienia o nowych częściach!

doctor who : PONDOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz