03 | zafer ve bolca ateş viskisi

Start from the beginning
                                    

Siktir, James ne zamandan beridir Lily'i selamlamıyordu?

Bunu düşünecek pek zamanım olmadığı için tekrar Quaffle'ın peşine düştüm.

Maçın geri kalanı ilginç bir biçimde baş başa gidiyordu ve bu durumun canımı sıktığını söylemek doğruydu. Puanlar 80'e 90'dı ve Slytherin'ler öndeydi. İki takım da güçlüydü elbette ve bu yüzden maçın sonu gelmesi için iki Arayıcı'dan birinin Altın Snitch'i bulması gerektiğinin farkındaydı herkes.

Hoş, Altın Snitch bu zamana kadar hiç görülmemişti.

Teddy bir sayı daha yaptığında skor eşitlenmişti. Attığı Quaffle'ı havada yakalayıp, Rosier'a kaptırmamak için keskin bir manevra ile yukarı yükseldim. Bir yandan pas atmak için James'i arıyordum. Şu anda burada olması gerekiyordu.

Fakat yoktu.

Rosier yanıma yaklaşıp bana omzuyla vurduğunda az daha süpürgemden düşüyordum. Bir daha vurmaması için uzaklaşacağım sırada sağ tarafımda da Flint'in olduğunu gördüm. Siktir, James'e ihtiyacım vardı.

İkisi de yavaş yavaş bana yaklaşırken aralarında sıkışmak üzereydim. Sonunda ikisi de aynı anda omuzlarıma çarptılar ve Quaffle ellerimden kayıp yere düştü. Quaffle'ı havada yakalayan Talkalot, bana güldü ve çemberlere doğru yükseldi.

Anında tepemin attığını hissettim. James neredeydi gerçekten? Talkalaot'un olması gerektiği yerde durması gerekiyordu. Taktikler konusunda onunla kaç defa konuşmuştum!

Olduğum yerde Sirius'u dinlemek için durdum.

"Potter, McGonagall'ı yalnız bırakıyor! Quaffle'ı alan Talkalot çembere ilerliyor. Hadi ama Potter! Büyük hataydı bu dostum. Bakalım Andrea tutabilecek mi Quaffle'ı. Eğer tutamazsa Slytherin'ler yirmi puan ileriye geçecek."

"OH- ATIYOR! ANDREA, TUTABİLİRSİN KOÇUM. TUTABİ- TUTTU! TUTTUU! Slytherin'ler puan kazanamıyor. HEY, MAUREEN! Orada niye duruyorsun, oyun devam ediyor!"

Sirius'un sözleriyle birlikte fark ettim dalıp gittiğimi. Hemen kendimi toparladım ve Quaffle'a doğru ilerlemeye başladım. Potter hala ortalıkta yoktu fakat Teddy onun pozisyonuna gelmişti.

Birkaç dakika sonra, Quaffle'ı Teddy yakaladı ve ben de onun arkasından uçmaya başladım. Keira, bize doğru gelen Bludger'ı geri gönderirken, bir anda tribünlerdeki ses yükseldi.

Ne olduğunu anlamak için Sirius'un sözlerine kulak kabarttım. "ŞUNA BAKIN! FRANCIS SNITCH'İ YAKALAMIŞ GÖRÜNÜYOR"

Gözlerim, herkes gibi çember üzerinde ağır ağır aşağı doğru inerken etrafı selamlayan çocuğa dikildi. Bir yandan sırıtıyor, bir yandan elindeki Snitch'i gösteriyordu.

"ALTIN SNITCH'İ YAKALAYAN GRYFFINDOR, 140 PUAN İLE MAÇIN GALİBİYETİNİ ALIYOR."

Francis'in Snitch'i yakalaması beni sevindirirken gözlerim etrafta James'i aramaya başladı. Biraz sonra onu tribünlerin arasında alkış tutarken gördüm. Francis'i tebrik etmeye gidebilirdim fakat merak duygum ağır bastı ve süpürgemin ucunu James'e çevirdim. Onun karşısına gelince durdum.

"Sen neredeydin?" dedim bir arkadaş rolünde daha çok bir kaptan rolünde. "Az daha sayı kaçırıyorduk."

James, bana doğru kafasını eğdi. Yüzündeki neşeli ifade hoşuma gitmemişti. "Sen 10 puan için uçarken ben 150 puan için uçuyordum." dedi.

"NE? Sakın Snitch'i ben yakaladım deme!" dedi hızlıca. Bizi oyundan direkt diskalifiye ederdi bu.

"Hey, o kadar aptal birine mi benziyorum?" dedi James.

aşkı harcamanın 80 yolu ‧ james potterWhere stories live. Discover now