Jimin masanın kenar kısmına penisini sürtmeye çalıştığında onu masanın kenarından uzaklaştırdım ve parmaklarımın hareketlerini daha da hızlandırdım.

Üçüncü parmağımıda eklediğimde Jimin mızmızca bir ses çıkardı ve ardından boğukça inledi.

Jimin hafifçe titrmeye başladığında sona yaklaştığını anlamıştım.

Ona biraz yardımcı olmak için belini okşadım.

Derin bir inlemeyle geldiğinde masaya kapanmıştı.

Parmaklarımk yavaşça içinden çıkardım ve bedenini okşayarak orgazmın etkisinden sıyrılmasını bekledim.

"Maalesef ki çok sessiz değildin ama yine idare eder..."

Alaycı bir şekilde konuştuğumda Jimin başını bana doğru çevirdi.

Yanakları kızarıktı ve dudaklarını ısırmaktan diş izi yapmıştı ve oldukça pembe duruyordu.

"Dayak mı istiyorsun?"

Güldüm ve dudaklarımla dudaklarını örttüm.

Öpüşlerime o da karşılık verirken uzun sayılabilecek bir süre öpmüştük birbirimizi.

🍷🍷🍷🍷🍷🍷

Jimin'in ağzından:

"Yine kütüphane cezası almışsınız?"

Hoseok'un soru sorarcasına bakışlarına karlı sinirle Jungkook'a baktım.

"Evet, aslında hiç bir şey yapmamıştık. Nasıl oldu anlamadım..."

Jungkook masumca konuştuğunda sinirle ona döndüm.

Jungkook ise pişkince sırıtarak bana bakıyordu.

"O kütüphane daha neler görecek çok merak ediyorum gerçekten..."

Yoongi konuştuğunda kızardığımı hissederek yavaşça başımı aşağı eğdim.

Okulun kantininde oturuyorduk. Önümdeki meyve suyundan bir yudum daha aldım.

Jungkook'un ne içtiğine bakmak için içeceğini elime aldım ve bardağı elimde döndürdüm.

Üstü kapalı olduğu için pipetini ağzıma aldım.

Ağzıma gelen metalik tatla kafamı hemen geri çektim. Telaşla geri çekildiğim için boğazıma kaçan sıvıyla öksürmeye başladım.

Jungkook gülerek sırtıma vurmaya başlamıştı.

Biraz sakinleştiğimde yüzümü buruşturdum ve elimdeki içecek kutusunu Jungkook'un eline tutuşturdum.

"Bu da ne böyle?"

Jungkook'a sorduğum soruyla Jungkook güldü ve elindeki içecek kutusunu salladı.

"Geyik kanı, mmm, en sevdiğim..."

Onun bu cevabı herkesi güldürmüştü.

"Kanını alırken geyiği öldürüyor musunuz?"

Taehyung'un bu sorusuyla ortam biraz ciddileşmişti.

"Bundan 100 yıl önce ailem yapay kan üretmeye çalışmıştı ancak işe yaramadı. Kanın o demir oranı ve içindeki mineral oranlarını ayarlamak imkansız gibi bir şey. Ayarlansa bile bizim kan ihtiyacımızı karşılamıyordu. Ve kan yoksa, bizde yokuz. Bu yüzden bir canlıdan onu öldürmeyecek kadar az bir şekilde kan alınıyor ve onun DNA sının örgüsü kopyalanıp çoğaltılıyor. Bizde onları kullanıyoruz... "

Jungkook'un dedikleriyle kaşlarımı çattım.

"Sizin değiminizle kanı sulandırıp içiyoruz..."

Yoongi'nin söylediklerinden sonra başımı salladım. Böylesi gerçekten daha açıklayıcıydı...

🍷🍷🍷🍷🍷🍷🍷🍷🍷🍷🍷🍷
Merhabaaaa... Yazacak pek bir şey bulamadığım için biraz kısa oldu, kusuruma bakmayıın <3

Nasılsınız?

Bu arada diğer bölüm fluff ve hoş bir bölüm olacak eheheh ;))

Umarım bölümü beğenirsiniz...

Sizi seviyorum... 💜💙💚💛🧡❤️

🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥

🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥🐰🐥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(ups ^^) :)




𝘋𝘌𝘈𝘙 𝘝𝘈𝘔𝘗İ𝘙𝘌🍷    |Jikook   &lt;tamamlandı&gt;Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin