Anlayamadığım konuları çözmeye çalışıyordum. Derslerim iyiydi çok şükür.

Miray'a bunu nasıl yaptı hala aklım almıyordu.Hemen çocuğu engellemiş ve çok sinirlenmiştim. Bugün de Hüsna'yı hiç okulda görmedim.

"Oğlum bu kırdığın ikinci kalem, yavaş lan!"

Elimdeki kırık kalemi bırakıp Deniz'e döndüm.

"Valla bıktım. Bir an önce gelse de şu sınav kurtulsak." dedim kafamı sıraya koyarken.

"Sen hangi bölüme girecektin?" diye sordu o da test kitabını kapatıp.

"Ben 4 yıllık üniversite ile hiç uğraşamam valla."

"E oğlum tıp istemiyor musun sen?"

"Anestezi teknisyenliği.2 yıllık o. "

"Ooo.Ya sen neden tıp istiyorsun ille de?"

Annem yüzündendi.

"Hiiç, seviyorum işte." dedim ve test kitabını açıp sorulara sövmeye devam ettim.

...........

Sümeyye'den

Okul bitmeden önceki son dersti. Dersimiz arapçaydı. Hala hocayı bekliyorduk. Ben de elime tebeşiri almış tahtaya çöp adam çiziyordum.

"Kanka bu ne biçim çöp adam tipi kaymış bunun." dedi Ayşe ve güldü.

"Amaan ne bileyim." dedim ve çizmeye devam ettim.

"Mescidde sorduğum soruya cevap verecek misin?"

Elimdeki tebeşiri bırakıp ona döndüm.

"Hangi soruya?"

Hee tabi tabi hiç anlamadın hıı.

Yoo.

Yeme beni Sümeyye, yav he he

Gıcık.

"Emre'yi seviyor musun?!" diye bağırdı Ayşe ve hemen ağzını kapattım ama çok geçti.Sınıftaki herkes bize dönmüştü.

İçimden 7387372. Ayetel Kürsi mi okurken Ayşe bana kaş göz yaptı ve ben de hiç bozmadan cevap verdim.

"Haa evet ya çok seviyorum onu.Çok tatlı yerim onu."

Ayşe ayağıma bastı. Ne yapmaya çalıştığımı anlamamıştı.

"Yani öyle işte, ondan daha tatlı bir kedi görmedim ben ya."

Ayşe de hiç bozuntuya vermeden cevap verdi.

"Babaannen de niye kedisine Emre ismini vermişse."

"Sevdiği bir isimmiş demekki."

"Haa."

Herkes bize bakmayı bırakıp önüne dönerken Ayşe de kolumdan tutup beni sıraya götürdü.

"Kızım sen salak mısın? Kedi ne ya!"

"Ne bileyim aklıma geldi bir anda. Sen niye bağırdın ki ya."

"Kendimi tutamadım ne bileyim." dedi Ayşe ve kitaplarını çıkardı.

Ben de kitaplarımı çıkaracağım sırada ellerimi tuttu ve bana döndü.

"Şimdi sen soruma cevap ver."

"Hangi soruya?"

E yuh ama.

"Sümeyye neyi sorduğumu bal gibi de biliyorsun. Seviyor musun?"

"Yoo. Yani... emin değilim...aa bilmiyorum."

Çarpılcan | Texting Where stories live. Discover now